Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/1086 E. 2023/1164 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1086 – 2023/1164
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun Usulden Reddi / HMK m. 352/1-b)
(Başvurunun Esastan Reddi / HMK m. 353/1-b.1)
DOSYA NO : 2022/1086 Esas
KARAR NO : 2023/1164

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2022
NUMARASI : 2018/293 Esas-2022/226 Karar (Birleşen Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/87 Esas.-2018/946 Karar sayılı dosyası)

DAVACI/BİRLEŞEN DOSYA
DAVALISI :
VEKİLİ
DAVALI/BİRLEŞEN DOSYA
DAVACISI :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 31/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı davacı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı ile imzaladığı 01/09/2016 tarihli, yapım işleri taşeron sözleşmesi ile; TCMB Antalya Şubesi Yeni Hizmet Binası inşaatında, alt taşeron olarak mekanik tesisat işlerinin yapımını üstlendiğini, sözleşme ve eklerinde görüleceği üzere müvekkilin üstlendiği edimlerin ifası, yapılacak olan inşaatta belirli ve düzenli bir ilerlemenin olmasına bağlı olduğunu ancak işveren aylarca inşaat sahasında kendi üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğini, kaba inşaat kısmı bitirilerek, çalışma sahasının müvekkili şirkete teslim edilmediğini, müvekkili şirketin sözleşme süresi içerisinde çok kısıtlı oranda çalışma imkanı bulmuş ve üstlendiği işin ancak bir kısmını yapabildiğini, geriye kalan kısım ise davalının inşaatı ilerletmemesi nedeni ile yerine getirilemediğini, davalı tarafa işin aksadığı bu nedenlerle doğan zarardan sorumlu oldukları hususlarında ihtarname gönderildiğini, davalı taraf sözleme süresinin dolmasından yaklaşık olarak dört ay sonra, müvekkile gönderdiği ihtarname ile işe başlanılmasını istendiği, buna karşın davacı tarafça gönderilen cevapta, ana yüklenicinin temerrüdü ile ifanın süresinde yerine getirilemediği, kararlaştırılan birim fiyatlarından sözleşmede belirtilen teslim süresince bağlı olunduğu, birim fiyatlarının revizesi için irtibat kurulması, aksi takdirde sözleşmenin feshedilmiş kabul edileceğinin bildirildiği, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre işin bitim tarihi 30/12/2016 olarak kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin iş için teklif verirken sözleşme süresince geçerli olacak şekilde fiyat teklifinde bulunduğunu, sözleşmede kararlaştırılan fiyatlar elbette sözleşmede kararlaştırılan süre boyunca müvekkili şirketi bağlamakla birlikte, işin davalının kusuru ile uzaması halinde, müvekkilinin sözleşmede kabul ettiği birim fiyatlar ile sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davalı tarafın sözleşme konusu işin yapılması için başka bir firma ile anlaştığının öğrenilmesi ile birlikte, Finike Noterliğinin 18/09/2017 tarih ve 07631 sayılı ihtarı ile, işin yapılan kısmından kaynaklanan alacağın ödenmesi edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00TL alacağın, 26.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirketin TCMB Antalya şubesi yeni hizmet binasının resmi yüklenicisi olduğunu, inşaat kapsamındaki mekanik işlerin tümünün yapımının 01.09.2016 tarihli sözleşme ile davacı şirket tarafından 2.350.000,00 TL tutarında anahtar teslimi götürü bedel ile üstlenildiğini, bu sözleşmeye göre işin bitim tarihinin 31.12.2016 tarihi olarak belirlenmişse de sözleşmenin 16.3 maddesinde iş yerinin hazırlanamamasına bağlı olarak süre uzatımı verilmesi hususunun açıkça belirtildiğini, davacının taahhüdündeki işleri yapmak yerine her defasında uyarılara duyarsız kaldığını, davacının 02.02.2017 tarihinde müvekkilinden toplantı talebinde bulunduğunu ve talepteki asıl amacının sözleşme fiyatının revize edilmesi ile ilgili olduğunu, iş yerinin hazır edilememesinden dolayı işin sürdürülememesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davacının işe devam konusunda eylemsizliğini sürdürdüğünü, bunun üzerine müvekkili tarafından davacıdan işe devam etmesinin yazılı ihtar ile istenildiğini, ihtarnamede akdedilen sözleşmenin 22. maddesi gereğince sözleşme kapsamındaki işin nam ve hesabına olmak üzere başkasına yaptırılacağı, ilave masrafların tazminiyle birlikte sözleşmedeki cezai müeyyidelerin de işletilip yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini, ihtardan sonra davacı firmanın işe başlamadığını ve sözleşme bedelinin revize edilmesi gerektiği üzerinde durulduğunu, işe başlanmaması nedeniyle ikinci ihtarnamenin gönderildiğini, bu ihtarnamede “sözleşmenin süresi bittiğinde ilga olması amacıyla düzenlenmediğini, mekanik işlerin davacı tarafından yürütülmesi maksadıyla anlaşmaya varıldığı, sözleşme maddelerinde fiyatın her halde sabit tutulduğu” belirtilmiş ve işin süresinin 30.07.2017 tarihine kadar uzatıldığının da ifade edilerek davacının işe başlamasının tekrar ihtar edildiği, davacının sessiz kalarak işe başlamaması üzerine işin süreli ve resmi iş olmasından dolayı nam ve hesabına başka bir firmaya verilmek zorunda kalındığı, Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan tespit davasındaki bilirkişi raporunda davacının 2017 fiyatına göre 2.778 TL tutarında iş gerçekleştirdiğini tespit edildiği savunmuş sözleşmeden doğan tüm haklar saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili ; müvekkili şirketin taahhüdü altında bulunan T.C. Merkez Bankası A.Ş. Antalya Şubesi Yeni Hizmet Binası İnşaatı kapsamındaki tüm mekanik işlerin yapımını akdedilen sözleşme ile davalı şirketin üstlendiğini ancak tüm uyarılara karşın üstlenmiş olduğu edimi yerine getirmemesi üzerine, sözleşme konusu işlerin davalı nam ve hesabına başkasına yaptırılmış olması nedeniyle oluşan zararları ile sözleşme gereğince davalının cezai şart sorumluluğunun doğmuş olduğunu belirterek; sözleşmenin davalı yanca uygulanmamasından doğan ve bu davaya konu edilmemiş diğer hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydı ile davalı nam ve hesabına işin yaptırılması neticesinde doğan alacak ile sözleşmede yer alan cezai müeyyidelerin davalı aleyhine işletilmesi neticesinde doğacak alacaklarımıza ilişkin olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili; davacının sözleşme süresi boyunca elindeki kaba inşaat kısmını bitiremediği için müvekkilinin işin ifasına başlayamadığını, bu durumun üst işveren ile davacı arasındaki hakediş tutanaklarında açıkça gözükeceğini ayrıca davacı tarafından yaptırılan tespitte bile, sözleşme süresinin dolmasından aylar sonra dahi kaba inşaat kısmının tamamlanmadığının görülmekte olduğunu, müvekkilinin üstlendiği mekanik tesisat işinin ifa edilebilmesi için uygulanacak yapıda kaba ve ince inşaat işlerinin büyük oranda tamamlanmış olması gerektiğini, tarafların her ne kadar sözleşmeye yer teslimi koysalar da inşaat ilerleyip bina ortaya çıkmadan mekanik tesisat işlerinin tamamlanmasının mümkün olmadığını, yapılan binanın kaba inşaatının ilermemesi nedeni ile müvekkilinin çok sınırlı oranda ifada bulunduğunu ve davacıyı uyararak inşaatın ilerlemesini beklemek zorunda kaldığını, davacı çalışanlarının müvekkilinin bu uyarılarına karşın inşaatın yürümediğini ve müvekkilinin işi durdurarak beklemesini söylediklerini, tüm bu süreçte işçi maaşları, sigorta ödemeleri gibi giderleri nedeni ile müvekkilinin büyük oranda zararı doğması nedeni ile sözleşme süresinin hitamından sonra işin yapılamayacağının birçok kez davacıya söylendiğini, davacı tarafından Antalya 3. ATM 2017/245 D.iş sayılı dosyasından yapılan tespitte de gerek bilirkişi raporunda gerekse eki fotoğraflarda, davaya konu yapının tespit tarihi 26.04.2017 tarihinde dahi kaba inşaatının devam ettiği, müvekkilinin isteseydi dahi mekanik işinin tamamını ifa edemeyeceğinin rahatlıkla görüldüğünü, davacının müvekkiline işi tamamlaması için ihtar göndermesi ve neticesinde başka bir taşeronla anlaşıp nama ifaya yönelmesinin kötü niyetli olup, hukuken himaye görmesinin mümkün olmadığını savunmuş davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; davacı yanın davalının yer teslimini gereği şekilde ve zamanında yapmadığı, bu sebeple işe devam edemediğini, yapmış olduğu bir kısım iş bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek, işin yapılan kısmının bedelinin hüküm altına alınmasını istediği, karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmesinde, iş sahibinin öncelikli ediminin yer teslimi olduğu, taraflar arasında 01.09.2016 tarihinde imzalanmış olan sözleşmenin bitiş tarihinin 30.12.2016 olarak kararlaştırılmış olup, sözleşmenin 8.1.1. maddesi uyarınca; sözleşmenin imzalanmasının ardından 5 iş günü içerisinde taşerona yer teslimi yapılacağının düzenlendiği, taraflar arasında düzenlenmiş bir yer teslim tutanağı bulunmadığı gibi, davalı yüklenici tarafından gönderilen işe başlama ihtar tarihinin sözleşmeye göre iş bitim tarihi olarak belirlenen 30.12.2016 tarihinden üç ay sonra, 31.03.2017 tarihi olduğunun görüldüğü, Davalı yüklenici tarafından bu tarihten evvel davacı taşeronun işe başlaması için yapılan bir ihtarın bulunmadığının dosya kapsamından anlaşıldığı, öte yandan davalı yüklenici tarafından Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/245 D.İş sayılı dosyasında yaptırılan tespit sırasında çekilen fotoğraflardan; 26.04.2017 tespit tarihinde dahi inşaatın halen kaba inşaat aşamasında olduğu, sözleşme kapsamındaki bir çok mekanik tesisat imalatının başlanması için yeterli ilerleme seviyesinde olmadığının ortaya konulduğu, asıl davanın konusu yapılan iş bedeline ilişkin olup, davaya dayanak sözleşmenin götürü bedelli olduğu gözetilerek, yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin saptanması ya da iş sahibinin ödemesinin fazla olup olmadığının belirlenmesi için gerçekleştirilen imalatın eksik ve kusurlar da dikkate alınarak tüm işe oranın tespiti, bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hak edilen bedelin saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödeme düşülerek hesaplamanın yapılmasının gerektiği, Davalı yüklenici tarafından delil olarak dayanılan ve mahkemece davacı taşeron tarafından yapılan işler yönünden kabul gören, Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/245 D.İş sayılı tespit dosyasında, davacı taşeron tarafından sözleşme kapsamındaki mekanik tesisat imalatlarından; sadece bodrum kat döşemesi içerisindeki PVC pis su boru imalatlarının ve üst kat pis su kolon tesisatının ( zemin kat ve 1. kat pis su ve yağmur suyu borularının) bağlanacağı PVC pis su borularının bodrum kat tavanından perde duvar geçişlerinin yapılmış olduğunun anlaşıldığı, dosya ve delil durumuna uygun bulunarak hükme esas alınan 26.07.2021 tarihli kök ve 09.02.2022 tarihli ek rapor ile davacının yaptığı iş bedelinin 6.345,00 TL + 1.142,10 TL (KDV) olmak üzere toplam 7.487,10 TL olduğu belirlenmiş olup, davacının ıslah talebi nazara alınarak 7.847,10 TL’nin davalıdan tahsiline, hüküm altına alınan alacağa 26.09.2017 temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine;
Birleşen Ankara 2. Asliye Ticaret Mah. 2018/87 E. 2018/946 K. sayılı dosyası yönünden; Birleşen davanın konusu taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında davalı yüklenicinin edimini ifa etmediği iddiasıyla davalı nam ve hesabına işin yaptırılması neticesinde doğan alacak ile sözleşmede yer alan cezai müeyyidelerinin tazmini istemlerine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki karşılıklı ihtarlardan sonra akdi ilişkinin sonlandığı ve davacının işten el çektiği davalı yüklenicinin Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/245 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığı ve işi başka bir taşerona tamamlattırdığının anlaşıldığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin tarihinin 01.09.2016 olup, iş bitim tarihinin 30.12.2016 olarak belirlendiği, asıl davaya ilişkin gerekçeli bölümde de belirtildiği üzere taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 8.11. maddesinde, sözleşmenin imzalanmasının ardından 5(beş) işgünü içerisinde taşerona yer teslimi yapılacağı, 11.1. maddesinde; taşeronun, sözleşmenin imzalanması ardından tebliğ beklemeksizin 7 gün içinde, müteahhit tarafından verilen örneklere uygun olarak yapılacak iş kısımlarını, bitirme tarihlerini de dikkate alarak hazırlayacağı, iş kalemlerini ve iş gruplarını, aylık imalatı ve iş miktarlarını, aylara dağılımını gösterir ayrıntılı iş programlarını (en az dört nüsha) hazırlayarak onaylamak üzere müteahhide teslim edeceğinin kararlaştırıldığı, dosya kapsamında davacı yüklenicinin iş yerini ve iş programına ait örneklerini hazırlayarak davalıya teslim ettiğine dair hiç bir kayıt bulunmadığı, aksine, davacının, davalıya işe başlanması için Ankara 24. Noterliği’nin 31.03.2017 tarih ve 11019 yevmiye nolu ihtarını keşide ettiği, Ankara 24. Noterliği’nin 11.04.2017 tarih ve 12194 yevmiye nolu ihtarıyla da davalının kabul etmesi halinde sözleşmenin bitim süresinin 30.07.2017 tarihine kadar uzatılabileceğinin davalıya bildirildiği, şu durumda davacının, davalıya işe başlaması için, sözleşme süresinin bitiminden 3 ay sonra, 31.03.2017 tarihinde ihtarda bulunduğunun sabit olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin “Süre Uzatımı Verilebilecek Haller ve Şartlar” başlıklı maddenin, 16.3. alt maddesinde ise; müteahhidin bu sözleşmede yer teslimini yapamaması, iş yerinin kısmi olarak hazırlanmaması, proje ve malzeme onaylarında gecikme yaşanması durumunda da işin bir kısmına veya tamamına süre uzatımı verilebilir. … . düzenlemesine yer verilerek, işin teslim süresi sona ermeden süre uzatımının istenebileceği hallerin düzenlendiği, oysa ki, Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/245 D.İş sayılı tespit dosyası nazara alındığında, davalının, işin ilerleme seviyesi itibariyle mekanik – tesisatı tamamlayabilecek durumda olmaması diğer bir anlatımla davacı tarafından işi tamamlamaya elverişli şekilde yer tesliminin yapılmaması nedeni ile edimini ifa edemediğinin anlaşıldığı, zira anılan tespit dosyasında ve eki fotoğraflarda; tespit tarihi olan 26.04.2017 (işe başlama ihtarından sonra) tarihinde, sözleşme süresinin bitiminden yaklaşık 5 ay sonra dahi inşaatın halen kaba inşaat aşamasında olduğu, sözleşme kapsamındaki çoğu mekanik tesisat imalatına başlanması için yeterli ilerleme seviyesinde olmadığının teknik bilirkişi tarafından ortaya konulduğu, Davacının sözleşme süresi içinde, yer teslim yükümlülüğünü gereği gibi yerine getiremediği, sözleşme süresi bittikten 3-4 ay sonra gönderilen süre uzatımına ilişkin bildirimin, canlı ve değişken inşaat piyasası koşulları nazara alındığında, davalı tarafça kabul edilmemesinin, haklı nedenlere dayandığı, davalı taşeron tarafından Antalya 15.Noterliği’nin 05 04.2017 tarihli ve 08387 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, iki iş günü içerisinde sözleşmenin revizyonu amacıyla irtibata geçilmesi aksi halde sözleşmenin feshedilmiş kabul edileceğinin davacıya ihtar edildiği, böylece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespit ve görüşlere iştirak edilmek suretiyle; kendi edimini tam olarak yerine getirmeyen davacının, davalıdan edimini yerine getirmesini talep edemeyeceğinin değerlendirildiği, açıklanan bu nedenlerle, davacının işin başkasına yaptırılması nedeni ile nama ifa bedeli ve cezai müeyyide taleplerinin yerinde olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; süre uzatımı verilip işe devam edilmesinin taraflar açısından sözleşmenin 16.3’üncü maddesi ile hüküm altına alındığını, sözleşme süresinin 720 gün olduğunu, müvekkili,; davacı dışındaki tüm taşeronlarla (hafriyat işleri, yalıtım işleri, ince işler, elektrik işleri vb.) yapmış olduğu taşeron sözleşmelerinde de süre konusunda davacınınkine benzer yöntemi uyguladığını, Davacı dışındaki tüm taşeronların da bu düzenlemeyle kendi işlerini bir birini takip eder şekilde neticelendirdiklerini, davacının iş yerinin hazır olmadığını belirterek bu düzenlemeyi kötü niyetle istismar ettiğini, Davacının işin yürütülmesi konusunda sözleşme ile üzerine düşen taahhütleri yerine getirmede eylemsiz duruma geçmesi üzerine gerek Şantiye yönetimince gerekse şirket yetkililerince yazılı ve sözlü ikazlarda bulunulduğunu, sözleşmede şarta bağlanan hususların davacı alt yüklenici tarafından yerine getirilmesinin istendiğini ve taahhüdündeki işleri yapmak yerine, her seferinde bu uyarılara duyarsız kaldığını, bunun üzerine müvekkil tarafından Ankara 24. Noterliğinin 31 Mart 2017 tarihli ve 11019 yevmiye numaralı ihtar gönderilerek işe devam edilmesinin davalıdan istendiğini, ihtarın alınmasından sonra, davalı firmanın işe başlamadığını ve sözleşme bedelinin revize edilmesi gerektiği hususu üzerinde durulduğunu (Davacının Antalya 15. Noterliğinin 05 Nisan 2017 tarihli ve 08387 yevmiye numaralı yazısı) İşe başlanmaması nedeniyle müvekkil tarafından önceki talepleri de ihtiva edecek şekilde ikinci kez ihtarname gönderildiğini (Müvekkilin Ankara 24. Noterliğinin 11 Nisan 2017 tarihli ve 12194 yevmiye numaralı ihtarnamesi), Müvekkil tarafından gönderilen bu ihtarname ile; davalı tarafından sürekli dile getirilen sözleşmenin süresinin bitmiş olması ve bu sebeple sözleşme bedelinin revize edilmesi gerektiği hususlarına açıklama getirildiğini ve “sözleşmenin süresi bittiğinde ilga olması amacıyla düzenlenmediği, mekanik işlerin davacı tarafından yürütülmesi maksadıyla anlaşmaya varıldığı, sözleşme maddelerinde fiyatın her halde sabit tutulduğu” nun belirtildiğini ve başlamaya niyetli olması halinde işin süresinin uzatıldığı da ifade edilerek davacının işe başlamasının tekrar ihtar edildiğini, Davacı taşeronun bu ihtara karşılık yapmakla mükellef olduğu işe sessiz kalarak başlamadığını, Müvekkilin idareye karşı taahhütlerini yerine getirmek gibi asal bir vazifesinin bulunduğunu, işin süreli ve resmi taahhüt işi olması hasebiyle ve davalının nam ve hesabına olmak üzere bir başka firmaya verilmek zorunda kalındığını, davalının nam ve hesabına olmak üzere aynı imalat kalemlerini içeren mekanik işler sözleşmesinin dosyaya sunulduğunu, davacının yapmadığı işlerin 3. Kişi tarafından tamamlandığını, davalının işe başlayıp başlamadığını belirlemek amacıyla Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde tespit davası açıldığını, Bilirkişi Raporuna göre davalının işe başladığı ve 2017 fiyatlarına göre 2.778 TL tutarında iş gerçekleştirdiğinin tespit edildiğini, bu tespit raporu ile müvekkilin davalıya yer teslimi yapamadığını ve bu nedenle işe başlayamadığı iddialarının boşa çıktığını, ancak bu hususun yerel mahkemece mevzuata ve hakkaniyete aykırı biçimde dikkate alınmadığını, davalı tarafça Finike Noterliğinin 18 Eylül 2017 tarihli ve 07631 yevmiye numaralı ihtar gönderilerek 15.000,00 TL’nin ödenmesinin istendiğini, bu alacak iddiasının tamamen hayali ve dayanaktan yoksun olduğunu, bu talebin asıl gayesinin taahhütlerinin yerine getirilmediğinin gizlenmesi amacıyla sözde alacaklı konuma geçmek için uydurulmuş olan bir talepten ibaret olduğunu, yer tesliminin Davacıya yapılmadığını, davacının iş yapması için gereken ortamın sağlanamadığı mazeretlerinin de asılsız olduğunu, basiretli bir tüccar gibi davranması gereken kişinin Davacı taşeron olduğunu, mekanik ve elektrik tesisat işlerinin ana işin başından sonuna kadar yapılacak işlerden olduğunu, davacının işten cayma yoluna gittiğini, ayrıca işe başlayamadığını iddia eden taşeronun belli bir meblağ iş yaptığını belirterek Müvekkil şirketten para talep etmesinin ve ayrıca işlerin işlere başlangıç yaptığının hem kendi ikrarıyla hem de bilirkişi raporuyla sabit olması yer teslim yapılıp işe başlanmasında bir engel olmadığına kanıt teşkil ettiğini, Müvekkilinin Ankara 24. Noterliğinin 25 Eylül 2017 tarihli ve 32698 yevmiye numaralı yazı ile davacının alacak iddialarının yerinde olmadığını, asıl temerrüde düşenin sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmeyen taraf olarak davacının olduğunu, hesaplar netleştiğinde nam ve hesaba yönelik ortaya çıkan masrafların davalıya yansıtılacağının cevaben bildirildiğini, davacı taşeron firmanın üstlenmiş olduğu taahhütleri ısrarlı çağrılara rağmen yerine getirmediğini, üstelik sözleşmeyi yerine getirmemesinden kaynaklanan ve aleyhinde oluşabilecek hukuki konumu gizlemek için asılsız iddialara başvurmak ve dolambaçlı yöntemleri kullanmak suretiyle müvekkilini sözde alacaklı gibi göstermek istediğini, tüm ısrarlı yaklaşım ve çabalara rağmen 01.09.2016 tarihli sözleşmede üstlenmiş olduğu taahhütleri yerine getirmeyen …. Şti.’nin Müvekkilinin uğradığı zararları sözleşmede belirlenmiş kurallar çerçevesinde tazmin etmesi ve bu şirket hakkında sözleşmede belirlenmiş cezai yaptırımların uygulanmasının hukukun gereği olarak düşünüldüğünü ve aleyhinde birleşen karşı davanın açıldığını, yerel mahkemece verilen karar işe ait sözleşmeye ve 6098 sayılı türk borçlar kanunu hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, Yerel Mahkemece hükme esas alınan görüşlerle, Davacının ana borcu olan “Eseri meydana getirme” borcundan kurtulmasının yolu açıldığını ve adeta ana yükümlülüğünü yerine getirmemesi ödüllendirildiğini, davacının kötü niyetli hareket ettiğini, Davacının 02.02.2017 tarihinde müvekkilinden bir toplantı talebinde bulunduğunu Davacıya ait talep yazısından da görüleceği üzere bu talepteki asıl amacın sözleşme fiyatının revize edilmesiyle ilgili olduğunu ve iş yerinin hazır olmaması, bu nedene bağlı işin sürdürülememesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, iş yerinin hazır edilememesinin davacının sözleşmeden caymak adına kullandığı asılsız bir bahaneden öte olmadığını, talep üzerine yapılan toplantı neticesinde fiyat revizyonu olmaksızın işe devam edilmesi kararı alınmışsa da davacının işe devam konusunda eylemsizlik durumunu sürdürdüğünü, ihtarlara rağmen davacının işe başlamadığını, Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde tespit davası açtıklarını, dosyaya sundukları Bilirkişi Raporuna göre davacının işe başladığı ve 2017 fiyatlarına göre 2.778 TL tutarında iş gerçekleştirdiğinin tespit edildiğini, Bu tespit raporu ile müvekkilin davacıya yer teslimi yapamadığı bu nedenle işe başlayamadığı iddiasının boşa çıktığını, alacak iddiasında bulunamayacağını, Müvekkilinin Ankara 24. Noterliğinin 25 Eylül 2017 tarihli ve 32698 yevmiye numaralı yazı ile (Ankara 24. Noterliğinin 25 Eylül 2017 tarihli ve 32698 yevmiye numaralı yazısı –dosyada mevcuttur-); davacının alacak iddialarının yerinde olmadığı, asıl temerrüde düşenin sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmeyen taraf olarak davacının olduğu, hesaplar netleştiğinde nam ve hesaba yönelik ortaya çıkan masrafların davacıya yansıtılacağının cevaben bildirildiğini, fiyatlarda meydana gelen dövize bağlı artış nedeniyle ifa imkansızlığı hakkındaki (ii maddesi) gerekçelerin temelden hukuka işe ait sözleşmenin “Fiyat farkı” başlıklı 13. Maddesine ve TBK’nın 480. Maddesine de; aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun hukuka aykırı olup eksik ve hatalı tespitler içerdiğini, hukuki yorumlar içerdiğini, Bilirkişilerin sayısının da HMK’da belirtilen amir hükümlere uygun olmadığını, 19.10.2020 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilmediğini, yerel Mahkemenin, hükme esas aldığı bilirkişi raporundan başka 19.10.2020 tarihli bir bilirkişi raporu daha düzenlettirdiğini, Müvekkilin haklı bulunduğu bu rapor görmezden gelinerek üzerine istinaf konusu hükme esas alınan hatalı rapor alındığını, iki rapor arasındaki açık çelişkilerin giderilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2. maddesi uyarınca istinaf edilemez. İstinafa konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanunun 352/1-b maddesi uyarınca öncelikle karar vermek gerekir ve bu durumda başvurunun esasına girilemez. Dosya içeriğine göre asıl davada hüküm altına alınan ve istinafa konu edilen toplam miktar 7.487,10 TL olup ilk derece Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 8.000,00 TL’nin altında kalmaktadır. Bu nedenle asıl davaya ilişkin olarak davalı/birleşen dosya davacısı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 352. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Birleşen davaya karşı yapılan istinaf başvurusuna ilişkin olarak mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, davalı/birleşen dosya davacısı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı/birleşen dosya davacısı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı/birleşen dosya davacısı vekilinin birleşen dava yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı/birleşen dosya davacısı vekilinin asıl dava yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
3-Davalı/birleşen dosya davacısı tarafından asıl ve birleşen dosyalar yönünden alınması gereken 539,70 (269,85+269,85) TL harçtan peşin alınan 208,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 331,00 TL harcın davalı/birleşen dosya davacısından tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı/birleşen dosya davacısı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına, artan avansların karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361 ve 362/1-a maddesi gereğince asıl dosya yönünden KESİN, birleşen dosya yönünden kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere 31/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
✍e-imzalıdır

Üye
✍e-imzalıdır

Üye
✍e-imzalıdır

Katip
✍e-imzalıdır