Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/107 E. 2023/494 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun Esastan Reddi / HMK m. 353/1-b.1)
DOSYA NO : 2022/107 Esas
KARAR NO : 2023/494

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2020
NUMARASI : 2017/835 Esas-2020/388 Karar

DAVACI : …- …
VEKİLİ
DAVALI : …
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/04/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 06/12/2012 tarihli sözleşme ile Palu-Genç-Muş arası 114 km demir yolu deplasmanı yapım işinin, patlatmalı yarma kazısı-patlatmasız yarma kazısı-kazılan maddelerin yüklenmesi-nakil-depoda serilmesi veya teşkil edilmesi işlerinin yapılmasının sözleşme konusu olarak belirlendiğini, davalı tarafın işin şantiye alanına ulaşım için müvekkilinden yol yapım talebinde bulunduğunu, bunun üzerine 3.400 metre yol yapıldığını, ancak yapılan ulaşım yolunun bedelinin halen ödenmediği gibi Mahkememizin 2013/769 esas sayılı dosyası ile alacaklı olmadıkları halde alacak davası açıldığını iddia ederek fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen 06/12/2012 tarihli taşeron sözleşmesinin 6/b maddesi not bölümü uyarınca çalışma alanındaki servis yollarının yapımının taşeron firma yükümlülüğünde olduğunu, sözleşme dışında yol yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “Davacı yan, davalının işin yapıldığı yerdeki coğrafi konumun şantiye alanına ulaşımdaki zorlukları nedeni ile şantiye alanına ulaşım için yol yapım talebinde bulunduğunu ve 3.400 metre uzunluğunda yol yapıldığını belirterek fazla imalat bedelinin ödenmesini talep etmiş, davalı yolun yapıldığına itirazda bulunmayarak yolun yapılmasının sözleşme kapsamında davacının yükümlülüğünde olduğunu savunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; yolun yapılıp yapılmadığına ilişkin değil, yapılan yolun bedelinden sözleşme kapsamında hangi tarafın sorumlu olduğuna ilişkindir. Dava konusu yol üzerinde talimat mahkemesi aracılığı ile keşif yapılmış, dava konusu yolun 2013 tarihi itibari ile uydu görüntülerinden anlaşıldığı üzere mevcut olduğu, halihazırda zeminde de mevcut olduğu tespit edilmiş, 2013 yılında uydu görüntülerinden anlaşıldığı üzere deplase işlemlerinin olduğu belirlenmiş, demir yolu deplase hattı ile dava konusu yolun yan yana olduğuna ilişkin fotoğraflama yapılmış, dava konusu yolun sözleşmeye uygun yapıldığı belirtilmiştir. Dava dilekçesinde, yolun sözleşme konusu işin yapımı sırasında coğrafi koşullar nedeni ile şantiyeye ulaşım zorluğuna dayalı olarak yapımının talep edildiğinin bildirildiği ve yapılan keşifte yolun demir yolu deplase hattı ile bağlantılı olduğunun belirlendiği gözetildiğinde yolun sözleşme konusu iş kapsamında yapıldığı hususunda ihtilaf kalmadığı değerlendirilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 06/12/2012 tarihli sözleşmenin 6/not maddesinde belirtildiği üzere, “çalışma alanındaki servis yolları yapılması taşeron firma yükümlülüğündedir.” Yine sözleşmenin 28. maddesi uyarınca “İşin gerçekleştirilmesi için gerekli ve taşeronun yapmak zorunda olduğu bazı işlerin karşılığı olan, aşağıdaki bentlerde gösterilen giderlerin tümü, sözleşme ve eklerinde kimin tarafından ödeneceği belirtilmemiş ve aksine bir hüküm bulunmamakta ise; b-İşin yerine getirilmesi için müteahhit (davalı) tarafından gerekli görülen bütün hizmet yolları ile bunlar üzerindeki geçici köprü ve geçitlerin yapım ve bakım giderleri ile kamuya açık yollarda iş süresince alınabilecek tedbirlerin giderleri… Taşerona aittir.” Dava konusu yolun yukarıda açıklandığı üzere sözleşme kapsamında yapıldığı sabit görülmekle, sözleşmenin 28. maddesi uyarınca yolun bedelinin ayrıca belirlendiği ya da davalının sorumluluğunda olacağına ilişkin aksine bir anlaşma bulunduğuna dair de davacı tarafından ispata elverişli delil sunulmadığından yapılan yolun bedelinden sözleşme uyarınca davacının sorumlu olacağı, böylelikle davacının davasının sübut bulmadığı değerlendirilmiştir. Her ne kadar davacı keşfin refakatleri ile yapılmadığından bahisle keşfe itiraz etmiş ise de, keşfe katılmak için talimat mahkemesine bilgi verilmesi talebinde bulunmadığı, bilirkişilerin hakim huzurunda dava konusu yolu tetkik ettikleri, yolun bir kısmının baraj gölü altında kalmasının davanın esası ile ilgili olmadığı gözetilerek yeniden keşif yapılması talebinin reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; talimat mahkemesince alınan raporun dava konusu işle ilgili talep ettikleri yerden farklı bir yere gidilerek düzenlendiğini, dava konusu yolun kırsal olduğunu, kolluk tutanağıyla da yolun Gena İlçesi sınırları dışında kaldığının belirtildiğini, daha önceki keşif kararlarının da terör nedeniyle iptal edildiğini, talimat mahkemesinin kendilerine haber etmeden ansızın keşfe gittiğini, keşfe ve rapora itiraz ettiklerini, hatalı raporun esas alınarak karar verildiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, özellikle sözleşmenin 6 ve 28. Maddelerine göre servis yollarının davacı sorumluluğunda olması, davacı tarafın talimat duruşmalarının hiç birisine katılmaması, talimat Mahkemesi tarafından asıl Mahkemeden keşif yerinin bildirilmesi istendiğinde davacı tarafın asıl Mahkemeden dava dilekçesinin talimat Mahkemesine gönderilmesinin istenmesi ve İstinaf aşamasında dahi davacı tarafından herhangi bir koordinat veya iddia edilen keşif mahallinin bildirilmemesi nazara alındığında davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebeplerine göre mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına, artan avansların karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 11/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
✍e-imzalıdır

Üye …
✍e-imzalıdır

Üye …
✍e-imzalıdır

Katip …
✍e-imzalıdır