Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/1009 E. 2023/1249 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi /HMK m.353/1-b-1)

DOSYA NO : 2022/1009 Esas
KARAR NO : 2023/1249

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/06/2022
NUMARASI : 2022/468 Esas- 2022/624 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ :28/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :05/12/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 30/12/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı kooperatif genel kurulunca yönetim kuruluna … nolu parsel sayılı taşınmaza ilişkin kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmasına ilişkin yetki verilmesi üzerine davalı kooperatif ile müvekkili şirket arasında 16.02.2015 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi içerikli kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, taraflarca akdedilen sözleşmenin 7. maddesinde sözleşmenin imzalanmasını müteakip plan değişikliklerine ilişkin çalışmalara başlanacağını ve bunun gerçekleşmesinden sonra yeni imar durumuna göre inşaat ruhsatı alınabilmesi için gerek duyulan her türlü etüd, rapor ve projelerin hazırlanarak arsa sahibinin onayı alındıktan sonra resmi makamların onayına sunulacağını, resmi makamlarca onaylanan projelerin birer suretinin arsa sahibine verileceğinin yazıldığını, müvekkili şirket yetkilisinin sözleşmenin 4. ve 10. maddesi uyarınca kendisine verilen vekaletname uyarınca sözleşmenin 7. maddesinde kendisine yüklenen edimlerini yerine getirmek için çalışmalara başladığını, bu kapsamda binanın yapı ruhsatının alınması için gerekli projelerin çizdirilmesi, tasdiki, ruhsat evraklarının temini, takip ve ruhsatın alınması ve plan tadilatlarının yapılması konusunda … Mim. Müt. Müh. İnş. Ltd. Şti yetkilisi … ile 350.000,00 TL bedel karşılığında anlaşmış olduğunu ve bu bedele karşılık … parselde bulunan 12 nolu çatı aralı daireyi bu şahsa devrettiğini, müvekkili şirketin sözleşme uyarınca tüm edimlerini ifa etmek için üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmekte iken davalı tarafın sözleşmenin imzalanmasından iki yıl sonra Ankara 36. Noterliği’nin 11.05.2017 tarih ve 4788 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmenin resmi şekilde akdedilmediği iddiası ile sözleşme ile bağlı olmadığını bildirdiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin davalı kooperatif tarafından haksız ve kötü niyetli olarak feshedilmesi neticesinde müvekkili şirketin kat karşılığı inşaat sözleşmesinde belirtilen paylaşıma ilişkin zarara uğradığını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı şirketin yapmış olduğu masraflara ilişkin olarak 5.000,00 TL ile şirketin uğramış olduğu 5.000,00 TL mahrum kalınan kâr payının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen 27/02/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin noterde yapılması gerektiğini, taraflar arasında resmi bir sözleşme yapılmadığını, davacı yanca yapıldığı iddia edilen bir takım masraflar nedeniyle talep edilen bedelin tarafları bağlayıcı olmayan geçersiz bir sözleşme gereğince yapıldığını, ileri sürülen proje ve zemin etüdü işleri sebebiyle davalının bu işlerden haklı bir neden olmaksızın yararlanmış olduğunun davacı tarafça ispatlanması gerektiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2022 tarihli 2022/468 Esas 2022/624 Karar sayılı kararında özetle; Dava; taraflar arasında akdedilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin haksız olarak tek yanlı feshedildiği iddiasıyla davacının uğradığı zararların (yapılan masraflar karşılığı şimdilik 5.000,00TL ve kar kaybı sebebiyle şimdilik 5.000,00TL) tazmini istemine ilişkindir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’nin 30/11/2021 tarih ve 2021/901 esas 2021/1134 karar sayılı ilamı ile Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/10/2020 tarih ve 2019/52 esas 2020/232 karar sayılı kararının görevsizlik nedeniyle kaldırılarak dosyanın mahkemesine iade edildiği, Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/583 E-2021/449K sayılı ilamı ile görevsizlik kararı vererek dosyanın mahkememize gönderildiği ve mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı ile davalı arasında iddia olunduğu şekilde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunup bulunmadığı ve bulunması halinde sözleşme kapsamında yapılan masrafların ve sözleşmenin haksız feshi sebebiyle uğranılan kar kaybının tahsilinin gerekip gerekmediği hususlarındadır.
Uyuşmazlık konusuna göre emsal mahiyetteki Yargıtay 15.H.D.’nin 2020/2055 Esas 2021/129 Karar sayılı kararı “Arsa payı karşılığı inşaat yapım ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri bedel olarak arsa payı devri ve satış vaadini de içerdiğinden, karma nitelikli sözleşmelerdendir. Gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri tapuda arsa payı devrini de içerdiğinden sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan Türk Medeni Kanunu’nun 706/I, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26 ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60. Maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılması zorunlu olup, resmi şekilde yapılması geçerlilik koşuludur. Noterde düzenleme şeklinde yapılması gereken sözleşme, noterde yapılmakla birlikte kanunun aradığı şekle uygun olmaksızın onaylama şeklinde yapılmışsa bu sözleşme de geçerli olmayacaktır. Ancak adi yazılı şekilde yapılmış olmakla birlikte bu sözleşmeye dayalı olarak tapuda pay devrinin yapılması ya da edimlerin büyük oranda tamamlanmış olması halinde şekil eksikliğini ileri sürmek Türk Medeni Kanununun 2. Maddesi gereğince hakkın kötüye kullanılması sayılacağından, sözleşmenin geçersizliği iddia veya savunmasına değer verilmeyerek sözleşme geçerli kabul edilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekecektir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 10.06.2003 gün 2003/875 Esas, 2003/3092 Karar, 12.05.2009 gün 2008/2733 Esas, 2009/2766 Karar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.01.2013 gün 2012/13-592 Esas, 2013/65 Karar sayılı ilamları).Somut olayda yanlar arasında imzalanan sözleşme adi yazılı olarak düzenlendiği gibi getirtilen tapu kayıtları ve taraf beyanlarına göre davacıya tapuda pay devri de yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan 16.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda “Mecurun radye temelleri atılmış, dört tarafa hem koruyucu hem de taşıyıcı perdeler yapılmış ve inşaatın devamı için demir filizlerinin bırakılmış olduğu” tespit edilmiş olup bu haliyle edimin önemli oranda tamamlandığından ve bunun sonucu olarak sözleşmenin geçerli hale geldiğinden bahsedilemez. Bu durumda da sözleşmenin şekle aykırılık sebebiyle geçersizliğini ileri sürmek hakkın kötüye kullanılması olarak kabul edilemez. Bir sözleşmenin geçerli olup olmadığının re’sen hakim tarafından incelenmesi ve buna göre karar verilmesi gerekir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 11.07.2017 gün, 2017/1135 Esas, 2017/2835 Karar). Hal böyle olunca taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi geçersiz olup, davalı arsa sahibi belediyenin sözleşmeyi sonlandırıp tasfiye etmesi sebebiyle geçersiz sözleşmenin haksız feshi söz konusu olamayacağından davacı yüklenicinin kazanç kaybı nedeniyle zarar ve tazminat istemesi mümkün değildir. Mahkemece açıklanan nedenlerle davacının kazanç kaybı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.” şeklinde olup dava konusu somut olayda; davacı …. Şti ile davalı … arasında noterde resmi ve düzenleme şeklinde yapılan gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat yapı sözleşmesi bulunmadığı gibi adi yazılı bir inşaat sözleşmesi de bulunmadığı, davalı tarafından davacı şirkete yapılan herhangi bir pay devrinin olmadığı ve taşınmaz üzerinde herhangi bir inşaatın da yapılmadığı, buna göre taraflar arasında usulüne uygun bir şekilde yapılmış bir Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi bulunmadığı, bu itibarla geçersiz sözleşme kapsamında kar kaybı talep edilemeyeceği, davacı tarafça ayrıca sözleşme uyarınca yaptığını iddia ettiği masrafların tahsilinin de talep edildiği, ortada geçerli şekilde yapılmış bir sözleşme bulunmadığından yapılan masrafların da talep edilemeyeceği, kaldı ki dosya kapsamında davacının, davalı iş sahibi yararına yaptığı herhangi bir masrafın da tespit edilemediği, belediyeye sunulan herhangi bir proje, çap, etüd raporu, ruhsat başvurusu vs bulunmadığı, bu başvuruların dava dışı …. San. Tic. Ltd. Şti tarafından yapıldığı, masrafların onun tarafından yatırıldığı ve yapı ruhsatının da bu şirket tarafından alındığı, buna göre davacının yaptığını iddia ettiği masraflara ilişkin olarak da herhangi bir bedel talep edemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen 05/08/2022 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davalı Yapı Kooperatifinin, 25.01.2015 tarihli genel kurul kararı ile kooperatif yönetim kurulu üyeliklerine …’ın seçildiğini, seçilen yönetim kuruluna … nolu parselini teşkil eden taşınmazın ortaklara mesken temini amacıyla kat karşılığı olarak müteahhide verilmesine karar verildiğini, davalı kooperatifin genel kurulunca, yönetim kuruluna … nolu parsel sayılı taşınmaza ilişkin Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapılmasına ilişkin yetki verilmesi üzerine davalı kooperatif ile müvekkili şirket arasında 16.02.2015 tarihli “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi İçerikli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” akdedildiğini, mahkemece her ne kadar taraflar arasında adi yazılı şekilde sözleşme akdedilmediği belirtilmişse de taraflar arasında akdedilen adi yazılı sözleşmenin dava dilekçesi ekinde mahkeme dosyasına sunulduğunu, taraflarca akdedilen 16.02.2015 tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi İçerikli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin “Yer Teslimi” başlıklı 4.maddesi ile “Yüklenici Firma veya Yetkilisine Vekalet Verilmesi” başlıklı 10. maddesi uyarınca davalı kooperatif tarafından müvekkili şirket yetkilisi …’a Ankara 26. Noterliğinin 23.02.2015 tarih ve 2206 yevmiye sayılı vekaletnamesi düzenlendiğini, söz konusu sözleşmenin 10. maddesinde “Yapılacak inşaat işi için taşınmazların tapudaki cins tashihini yaptırmaya, belediyeden imar durumunu almaya, plan değişikliği yapmaya, arsaları tevhid etmeye, arsa ve inşaatlarla ilgili olarak; belediye, vilayet ve diğer kamu kurum ve kuruluşları nezdinde arsa sahibi adına gerekli her türlü girişim ve talepte bulunmaya, inşaat plan ve projelerini onaylatmaya, tapuya yönetim planı sunmaya, inşaat ruhsatlarını almaya; inşaatın tamamlanmasına kadar, her türlü resmi işlemlerin takip ve ihyası için arsa sahibi tarafından yüklenici firmaya ve bildireceği diğer kişilere gerekli vekâletnamelerin verilmesinin kabul edildiğini, yüklenici firmanın yapacağı müracaatların hatalı ve kusurlu oluşlarından doğacak hukuki, mali, idari sorumluluk ve neticeleri yüklenici firmaya ait olacağını, gerek bu vekâletnamelerin gerekse yüklenici tarafından ihtiyaç duyulacak ve talep edilecek her türlü vekâletnamenin tanzim ve teslimi arsa sahibi tarafından 3 gün içerisinde yerine getirilecektir.” denildiğini, müvekkili şirketin, sözleşme uyarınca tüm edimleri ifa etmek için üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmekte iken davalı tarafın, sözleşmenin imzalanmasından 2 yıl sonra Ankara 36. Noterliğinin 05 Nisan 2017 tarih ve 4788 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmenin resmi şekilde akdedilmediği iddiası ile sözleşme ile bağlı olmadığını iddia ettiğini, davalı yanın bu haksız ve mesnetsiz iddiasına karşılık müvekkili şirketçe Ankara 36. Noterliğinin 11 Mayıs 2017 tarih ve 6635 yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek karşılıklı borç yükleyen hukuki sözleşmenin ifasında, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre, adi protokolün resmi şekilde yapılması konusunda teklifte bulunmadan, düzenlenmiş kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinden ve edimin yerine getirilmediğinden söz edilerek sözleşme ile bağlı olunmadığı iddiasının kooperatifin müvekkiline olan hukuki sorumluluklardan kurtarmayacağını, kooperatif yetkilileri tarafından müvekkili şirket yetkilisine kapsamlı yetkiler içeren vekaletnamelerin düzenlenmiş olmasının, sözleşme kapsamına giren plan değişikliği ve onay verilen kat planlarının müvekkili şirket tarafından yapılmasını, düzenlenen vekaletnamenin adi yazılı sözleşmeye resmiyet kazandırmış olması, işin müvekkiline yaptırılacağı hususunda güven verilmesi nedenleriyle sözleşme ile bağlı olunmadığı iddiasının kabul edilemeyeceği belirtilerek söz konusu ihtarnamenin tebliğinden itibaren üç gün içerisinde 0312 230 30 43 nolu telefonun aranarak Ankara 36. Noterliğinde sözleşmenin resmi şekilde akdedilmesi hususunda hazır olunmasını, aksi halde sözleşme geçerli sayılarak sözleşmeye bağlı edimlerin yerine getirilmemesinden dolayı inşaat yapılacak taşınmazlarda yaratılan değer artış farkının, sözleşmedeki paylaşım oranına göre kooperatiften isteneceğini, sözleşmeye aykırılık nedeni ile yapılan masraflarla uğranılan menfi ve müspet bütün zararlar hakkında dava açılacağı hususunun ihtar edildiğini, müvekkili şirket tarafından keşide edilen Ankara 36. Noterliğinin 11 Mayıs 2017 tarih ve 6635 yevmiye sayılı ihtarnamesi davalı yana 16.05.2017 tarihinde tebliğ edilmişse de davalı tarafça üç gün içerisinde noterde hazır olunmadığı gibi Ankara 50. Noterliğinin 22 Mayıs 2017 tarih ve 8206 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bir kez daha sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından bahisle sözleşmeye bağlı olunmadığının ifade edildiğini, müvekkili şirketin yalnızca plan değişikliği için 350.000,00 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, bunun haricinde vergi ve harçların da müvekkili şirket tarafından ödendiğini, müvekkili şirketin birçok emlakçı ile görüştüğünü, onaylanan proje kapsamında müvekkili şirketin üzerine düşecek bağımsız bölümlerin satışı konusunda simsarlık sözleşmeleri akdedildiğini, davalı kooperatifin haksız ve mesnetesiz olarak sözleşmeyi feshetme yoluna gitmesi karşısında simsarlık sözleşmesi yapılan emlakçıların sözleşme kapsamında müvekkilinden talepte bulunduğunu, davalı kooperatif tarafından, müvekkili şirket yetkilisine tüm bu işlemleri de kapsar şekilde vekaletname düzenlendiğini ve yapılan kat planı projesine de davalı kooperatif tarafından onay verildiğini, davalı kooperatif tarafından müvekkili şirket yetkilisine sözleşme uyarınca vekaletname düzenlendiğini ve sözleşmenin ifa aşamasında da yapılan işlemlere onay verilmesine karşın aradan iki yıldan fazla bir süre geçtikten sonra sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından bahisle sözleşmeye bağlı olmadığı iddiasının dinlenilemeyeceğini, davalı kooperatif genel kurulunca, yönetim kuruluna … nolu parsel taşınmaza ilişkin Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yapılmasına ilişkin yetki verilmesi üzerine davalı kooperatif ile müvekkili şirket arasında 16.02.2015 tarihli “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi İçerikli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” akdedildiğini, akdedilen sözleşme uyarınca müvekkili şirket edimlerini yerine getirmeye başladığını ve bu kapsamda üçüncü kişiler ile sözleşmeler imzalayarak harcama ve masraflar yaptığını, müvekkili şirketin, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin haksız ve kötüniyetli olarak feshedilmesi nedeni ile gerek 400.000,00 TL’ye yakın masraf yaptığını gerekse de yaklaşık 3.000.000,00 TL’ye yakın kar kaybına uğradığını, işbu sebeplerle gerek müvekkili şirketin yapmış olduğu masraf ve uğramış olduğu kar kaybının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, yanlar arasında imzalanan 16/02/2015 tarihli “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi İçerikli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” nin adi yazılı şekilde düzenlenmiş olması sebebiyle davalı iş sahibi kooperatif tarafından davacı yükleniciye gönderilen 05/04/2017 tarihli Ankara 36. Noterliğinin ihtarnamesi ile bu sözleşme ile bağlı olunmadığının bildirilmesi nedeniyle davacı yüklenicinin uğramış olduğu iddia edilen kar kaybı alacağının ve sözleşme nedeniyle yapılmak zorunda kalınan masrafların davalı kooperatiften tahsili isteğine ilişkindir.
Mahkemece geçersiz sözleşme nedeniyle davacının kar kaybı talebinde bulunamayacağı ve yine sözleşme nedeniyle yapılan masraflar talep edilmiş ise de davacının yaptığını iddia ettiği ve davalı yararına olan imalatların kanıtlanamadığı kabul edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Taraflarca imzalanan ve adi yazılı olarak düzenlendiği anlaşılan 16/02/2015 tarihli sözleşme karşı yanın da kabulündedir. Ancak sözleşmenin adi yazılı şekilde düzenlendiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. İnşaata konu ve davalı kooperatifin maliki olduğu … … parsel sayılı taşınmazın tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu sözleşme tapuda pay devrini de içermekte olduğundan Borçlar Kanunu’nun 213 TMK’nın 706 Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60. Maddeleri uyarınca geçerliliği resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Adi yazılı biçimde düzenlendiğinden geçersizdir. Söz konusu sözleşme ifa ile sonuçlanmadığından ve tapuda pay devri de yapılmadığından geçerli hale geldiğinden söz edilemeyeceği gibi geçersiz olan bu sözleşmeye dayalı olarak taraflarca sözleşmede kararlaştırılan edimlerin ifası dahi talep edilemez. Ancak taraflar verdiklerini ve varsa diğer tarafın yararına olan harcamalar ile iş bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebilirler. Bunun gibi geçersiz sözleşmede öngörülen ceza koşulunun istenmesi ile buna dayanılarak kar mahrumiyeti talebinde bulunulması da olanaksızdır. (Yargıtay Kapatılan 15. Hukuk Dairesinin 2011/1805 Esas 2011/4410 Karar, 2003/2775 Esas 2003/6201 Karar sayılı ilamları.)
Bu sebeple mahkemece davacının kar payı ve yoksun kalınan kar adı altındaki taleplerinin reddi yerinde olmuştur. Ancak geçersiz sözleşmenin ifası aşamasında taraflar birbirlerinin malvarlıklarına artı değer kazandırmışsa bunlar sebepsiz zenginleşmeye sebep olacağından karşılıklı olarak istenebilir. Davacı yüklenici dava dilekçesinde bu sözleşmenin ifasına güvenerek birtakım projeler hazırlattığını ve masraflar yaptığını iddia ederek beyanda bulunmuş ise de dosya kapsamında davacının bu amaçla yaptığını ispatladığı ve davalı iş sahibi yararına olan herhangi bir masraf ile imalatın ispatlanamadığı, belediyeye sunulan herhangi bir proje, çap, etüt raporu, ruhsat başvurusu vs. bulunmadığı, bu başvuruların dava dışı …. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapıldığı masrafların bu şirket tarafından yatırıldığı ve yapı ruhsatının da bu şirket tarafından alındığı anlaşıldığından mahkemece, kanıtlanamayan bu alacak talebinin de reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasa hükümlerine aykırı bir durum görülmemiştir.
Mahkemece de dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2022 tarihli 2022/468 Esas 2022/624 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan alınması gerekli 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harç bedelinin mahsubu ile kalan 189,15 TL istinaf karar ve ilam harç bedelinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5- Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 28/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır