Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/1004 E. 2022/1013 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/1004 – Karar No:2022/1013
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)
ESAS NO : 2022/1004
KARAR NO : 2022/1013

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2022
NUMARASI : 2021/263 E-2022/404 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :07/11/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, davalı şirkete ait 4 tekerlekli arazi aracının (ATV) tamir işlerinin müvekkili şirket tarafından yapıldığını, tamir işlerinin bitirilmesinin ardından aracın sağlam şekilde teslim edildiğini, 28.03.2020 tarihli 8.050,85 TL’lik faturanın düzenlendiğini ve faturaya bir itiraz olmadığını, fatura bedeli ödenmediğinden alacağın takibi için 08.09.2020 tarihinde Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2020/8027 E. sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, ancak davalının icra takibine itirazı neticesinde takibin durdurulduğunu belirterek, davalının takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmeni talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının taraflar arasında düzenlenen yazılı bir eser sözleşmesi sunmadığını ve davacı tarafın ispatlanamayan sözleşmeye ilişkin olarak talepte bulunma hakkı söz konusu olmadığını, davacı tarafından sunulan faturanın tek başına kesin delil niteliği taşımadığını ve ilgili faturada müvekkil şirketin imzasının veya kaşesinin mevcut olmadığını, davacının tamirinin yapıldığını iddia ettiği ATV tipi aracın müvekkil şirkete ait olmadığını, müvekkilin uhdesinde bulunmayan aracın tamirine ilişkin bedelin müvekkilden talep edilmesinin kabul edilemez olduğunu ve davanın husumet yokluğu nedeni ile reddinin gerektiğini, her ne kadar kabul edilmese de dava konusu aracın davalı şirkete tesliminin ardından 8 ay boyunca davacı şirketçe araca ilişkin herhangi bir tamir işlemi gerçekleştirilmediğini, davacı tarafından henüz tamir işlemi gerçekleştirilmemesine rağmen ücret ödemesi istendiğini, dava konusu tamire ilişkin olarak … tarafından …’e “motor tamir bedeli” açıklaması ile 15.000,00 TL para ödendiğini, …’in davacı şirket çalışanı olduğunu, davacı şirket tarafından aracın teslim alındığı, tamirinin gerçekleştirildiği ve eksiksiz olarak teslim edildiğine ilişkin yazılı delil sunulamadığını, davacının, dava konusu araç tamir işlemine ilişkin olarak borcun 8.474,35 TL olduğunu iddia ettiğini, 15.000,00 TL’lik ödeme dikkate alındığında, davacı şirket tarafından araç tamirine ilişkin olarak fazla bedel talep edildiğini, bu durumda müvekkilinin alacaklı konumunda olduğunu, beyanla açılan davanın öncelikle yetkisizlik ve husumet yokluğu nedenlerinden dolayı usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davacı tarafından ispat edilemeyen davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili takibe konu borcun davalı/borçlu tarafından ödenmediğini iddia etmiş ise de; ticari defterlerine göre ilgili borcun ödendiği, bu aşamada borcun kimin tarafından ödendiği hususunun taraflar arasındaki iç ilişkide önem arz edeceği, dava açılmadan önce takip dosyasına konu borcun ödendiği, itirazın iptali davası açılmasındaki amacın, itiraz nedeniyle durmuş olan takibin devamını sağlamak ve alacağın tahsil edilmesi olduğu, borçlunun tüm borcu ödemesiyle amacın gerçekleştiği gerekçesiyle, dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda müvekkilinin 9.500,00 TL alacaklı olduğunun belirtildiğini, sonrasında müvekkili şirketin davalı şirketten alacağının tahsil edemediği için açık verdiğin, yapılan muhasebede bu açığın kapatılması için müvekkili şirketin ortaklarının alacaklarından bu bedelin kesilmek suretiyle hesabın denkleştirildiğini, bilirkişi raporunda da bu hususun açıkça beyan edildiğini, bu hususun müvekkilinin iç işleyişi ile ilgili olduğunu, davalı şirketi ilgilendirmediğini, davalıya ait aracın ücreti alınmadan teslim edilmesi sebebiyle ortaklar arasında anlaşmazlık çıktığını, bu nedenle şirketin tahsil edemediği açığı ortakların üzerlerine kaydedilerek açığın kapatıldığını, müvekkili şirket ortaklarının davaya dahil edilmesi gerektiğini, davalı şirketin ticari defterlerini süresinde mahkemeye sunmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır