Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/998 E. 2022/170 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/Yeniden Hüküm/HMK m. 353/1-b.2)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İSTİNAF KARARI

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/03/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Tespit İstemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili;davalı … … T.A.O. tarafından ihalesi yapılan … İşi’ni yüklenen müvekkili … … … Ltd Şti’nin davalı ile 18/07/2006 tarihli ana sözleşmeye ek olarak temel güçlendirmesine ilişkin 09/04/2007 tarihli ek sözleşme yapıldığı ancak sözleşmelerin davalı tarafından 06/02/2013 tarihli ihtarnameyle tek taraflı olarak feshedildiği, fesih şartları oluşmadığı gibi fesih ihbarının sözleşme hükümlerine uygun olmadığını, fesih kararı verilmesinde esas alınan Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 31/12/2010 tarihli ve 42/10-49 sayılı raporun iflas idaresine tebliğ edilmediğini, … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/31 değişik iş sayılı dosyasında alınan 14/01/2013 tarihli bilirkişi raporunun fesih tarihinden sonra tebliğ edildiğini ve söz konusu rapora itiraz ettiklerini, Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın raporundan sonra … Koruma Kurulu tarafından yapılan tespit ve hazırlanan raporda yüklenicinin işleri projeye, şartnamelere uygun şekilde ve gerektiği gibi yapıldığı sonucuna varıldığını, … … Bölge Müdürlüğü’nün iflas idaresine gönderdiği 30/07/2012 tarihli yazıda da yapının korunması ve çalışmaların sürmesinin istendiğini, sözleşmenin 17. maddesindeki uyuşmazlıkların çözümlenmesi yönteminde öncelikle tarafların önereceği birer kişiden oluşan iki kişilik bilirkişi heyetinin incelemesiyle ihtilafın giderilmeye çalışılacağına ilişkin düzenlemeye uygun hareket edilmediğini, bankanın tek taraflı yaptırdığı tespitle sözleşmeyi feshettiğini, projeleri hazırlamak, onaylatmak ve yükleniciye uygulanabilir proje teslim etmek bankanın sorumluluğunda olmasına rağmen yüklenici tarafından verilen projelerin proje müelliflerince değiştirildiğini, yüklenicinin talimatlara göre imalat yapmak zorunda kalmasına rağmen imalatlarda uygunsuzluk bulunmadığının … Koruma Kurulu’nun 30/06/2012 tarihli raporuyla doğrulandığını, hakediş ödemelerinin bankaca belirlenen kontrol makamının denetimleri ve tespitleriyle yapıldığını, yükleniciye fazla ödeme olmadığı gibi yetkili ve yükümlü olmadığı hakediş ödemesinde kusurunun olmayacağını, anahtar teslimi götürü bedel olarak ihale edilen işin kesin kabulu yapılmadığından kesin hesabın da yapılmadığını, bu durumda fazla ödeme yapılıp yapılmadığının anlaşılamayacağını, işin proje hazırlığı safhasında makul sürelerin hesaplanmadığını, bölgesel şartların dikkate alınmadığını, anahtar teslimi götürü bedel usulde sözleşmesi yapılan işin 4734 ve 4735 sayılı Yasalara tabi olmayan davetiyeli bir iş olduğunu, ana sözleşme eki projelerde öngörülen temel derinliğinin yerinde daha fazla olduğunun anlaşılması üzerine ilave iş yapma zorunluluğunun ortaya çıktığını, temel güçlendirmesi revize amaçlı 1.933.800,00 TL anahtar teslimi götürü bedelle ek sözleşme imzalandığını, 3 ay süreli bu ek sözleşmenin asıl sözleşmenin eki niteliğinde olmasından dolayı feshin ilk sözleşmenin 14. maddesi hükmüne göre olması gerektiğinden feshin geçerliliğinin bulunmadığını, ayrıca ek sözleşme konusu zemin güçlendirmesi işinin tamamlanarak işverence uygun bulunduğunu, asıl sözleşme konusu işlerin de 15. hakediş raporuna göre 2008 tarihi itibariyle imalatların %92,68’lik bölümünün tamamlanmış olduğunu ve sonrasında imalata devam edildiğini, dolayısıyla imalatları tamamlanmış ek sözleşmenin ve bu seviyeye gelmiş asıl sözleşmenin Borçlar Kanunu’na göre feshinin mümkün olmadığını, iflas idaresinin haksız fesihten dönülmesi bildiriminin teminat mektuplarının nakde dönüştürülmesini ve başka yükleniciye tevdini engellemeyeceğinden bu durumun masa aleyhine telafisi imkansız zararların doğmasına sebep olacağından tedbir talebinde bulunduklarını, işin safahatı bakımından 18/07/2006 tarihinde anahtar teslimi götürü bedel sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği 990.000,00 TL ve 316.800,00 TL bedelli teminat mektupları alındığını, esasen sözleşmede kontrol makamının hangi kurum olacağı proje müellifi görüşü alınması gerektiği hususları sözleşmede yer almamasına rağmen uygulamanın sözleşme konusu işin tarihi eser olması ve mülkiyetinin …’nde olması nedeniyle banka ve … arasındaki anlaşma gereği kontrollük makamı olan … tarafından hazırlanan ve … … ve … … Kurulu tarafından onaylanan projeler doğrultusunda ve yine Anıtlar Kurulu’nun göstereceği üniversiteden proje müelliflerinin danışmanlığı çerçevesinde tamamlanması yönünde geliştiği, nitekim anahtar teslimi götürü bedeli 6.600.000,00 TL ve bitim tarihi 31/12/2007 olan sözleşme konusu işin proje müellifi olarak İTÜ Restorasyon Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. ….. tespit edildiğini ve işe bu heyetin başkanlığında başlanarak sürdürüldüğünü, bu süreçte işin keşfinde yer alması gerektiği halde işveren tarafından öngörülmeyen imalatların çıktığını ve bu imalatların sözleşme süresini uzattığını, asıl sözleşme ve ek olan ikinci ve üçüncü sözleşmelerin anahtar teslimi götürü bedel olmakla birlikte 4734 ve 4735 sayılı Kanunlara tabi olmadığını, davet usulu ihale sonucu sözleşmenin akdedildiğini, iflas idaresinin … onarımı işini tamamlama yönündeki tüm çabalarına rağmen eksik projeler nedeniyle çalışılamadığını, proje müelliflerinin talimatı olmadan proje eksikliği nedeniyle çatı kapatılmadan tarihi yapının korunması için hiçbir çalışma yapılamayacağını, tüm gecikme ve imalatların bozulmasında yüklenici … ve iflas idaresinin sorumluluğu olmamasına rağmen Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığından rapor alındığı ve bu rapor nedeniyle yüklenicinin tüm çözüm çabaları, ikili görüşmeleri ve yazışmalarının sonuçsuz kaldığını, hazırlanan raporun hatalı olduğunu, iş anahtar teslim olmasına rağmen raporda birim fiyata çevrilerek hesaplamalar yapıldığını ve metrajları da yüklenicinin vermediğinin dikkate alınmadığını, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/109 değişik iş dosyasıyla … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/29 değişik iş sayılı dosyasıyla tespit istendiğini, tespit raporları alındığını, fesih ihtarda fesih nedenlerinin açıklanmadığını, fesih nedeni olarak Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun raporuyla … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/31 değişik iş sayılı dosyasındaki rapor gösterildiğini, oysa … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/31 değişik iş dosyasında alınan tespit raporuna itiraz edildiğini, kesinleşmiş olmadığını, aynı mahkemenin 2012/29 değişik iş dosyasında yapılan tespit ve bilirkişi raporunda ise yüklenicinin 141.998,28 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, imalatların yapıldığı tarihteki piyasa şartlarının altında tespit edilen fiyatlar ile işin yaptırıldığını, raporda başka bir yanılgının da ek temel güçlendirmesi işiyle ilgili ek sözleşmenin tamamen gereksiz ve yok sayılması olduğunu, işin keşfinde öngörülmeyen temel kotu derinliğinin 2 metreden daha fazla olması nedeniyle işverenin kontrollük makamı olarak belirlediği VGM tarafından gerekli olduğu rapor edilen ve … … Bölge Müdürlüğü’nün oluru ile işverenin iradi bir şekilde taraf olduğu sözleşmenin yoksayılması suretiyle bu sözleşme imalatları için ödenen hakedişlerin fazla ve usulsuz sayılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, yüklenicinin iflastan önce ve iflas masasının iflastan sonraki tüm imalatlarının sözleşme ve projelere uygun şekilde gerçekleştirildiğini, … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/29 değişik iş sayılı dosyasında verilen rapor ile … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … … İşi’yle ilgili 2013/1 değişik iş sayılı dosyasında yapılan tespit ile verilen raporun da haklılıklarını kanıtladığını ileri sürerek davalıya karşı alacak, tazminat, istirdat davası açma hakkı saklı kalmak kaydıyla … işine ilişkin 18/07/2006 tarihli sözleşme ve 09/04/2007 tarihli ek sözleşmenin işveren tarafından fesih işleminin haksızlığının tespitiyle yüklenicinin hakediş alacağı olup olmadığının tespiti, işin davacı tarafından tamamlanmasının engellenmesi halinde elde edilecek kazancın tespitiyle yargılama sonuna kadar iki adet teminat mektubunun paraya çevrilerek irat kaydedilmesi ve açılacak davaların sonuna kadar işin başka bir yükleniciye tevdi edilmemesini teminen teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacıyla … adına müvekkili banka arasında …’nün idaresi ve denetiminde bulunan … ve … … Kurulu nezdinde eski eser tescilli olan … …’nin onarımı konusunda sözleşme akdedildiğini, işin devamı esnasında ayrıca temel güçlendirmesi amacıyla müvekkili bankayla firma arasında 09/04/2007 tarihli ek sözleşme akdedildiğini, … tarafından hazırlanan … … ve … … Kurulu tarafından onaylanan projeler doğrultusunda … …’nin onarımına başlandığını ancak davacı sözleşme kapsamında yapması gereken işleri tam olarak bitiremediği gibi eksik, hatalı ve projeye aykırı imalatlarda bulunduğunu, işin devamı esnasında Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından konuya ilişkin yapılan inceleme neticesinde hazırlanan Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 31/12/2010 tarihli soruşturma raporunda koruma kurulunun onaysız projeleri üzerine imalatlar yapıldığını ve yapılmayan imalat kalemlerinin yapılmış gibi gösterilip hakediş düzenlendiğinin tespit edildiğini, yapılan fazla ödemelerinin tahsiliyle ilgililer hakkında suç duyurusu yapılması yönünde müvekkili bankaya talimat verildiğini, bu kapsamda … Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, yapılan işlerin mevcut durumu ile yapılmayan imalatlar ve eksik ve hatalı yapılan imalatların bilirkişi aracılığıyla tespiti amacıyla … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/31 değişik iş dosyasıyla tespit davası açıldığını, hazırlanan raporda yapılmayan imalatlar, yapılmış gibi gösterilen imalatlar, yapılmayan imalat kalemleri için yapılan ödemeler, hatalı ve eksik imalatlar ile yapılan fazla ödemelerin tek tek tespit edildiğini, bunun üzerine Beyoğlu 8. Noterliği’nden keşide edilen 06/02/2013 tarihli ihtarnameyle 18/07/2006 ve 09/04/2007 tarihli sözleşme ve ek sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin bankayla akdedilmediğini, sözleşmenin tarafının … olduğundan davalının taraf sıfatı bulunmadığını, yüklenicinin suç mahiyeti taşıyan yasak fiillerde ve davranışlarda bulunduğunun tespit edilmesi nedeniyle sözleşme feshedildiğinden davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; taraflar arasındaki ihtilafın öncelikle sözleşmenin haksız feshedilip feshedilmediği olduğu, sözleşmenin varlığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık olmadığı ve yine davacının bakiye alacağı olup olmadığı hususlarının tespiti gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin Beyoğlu 8. Noterliği’nin 06/02/2013 tarihli ihtarnameyle Başbakanlık Makamı’nın Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 31/12/2010 tarihli soruşturma raporunda koruma kurulu onaysız projeler üzerinden imalatlar yapıldığı ve yapılmayan imalat kalemlerinin yapılmış gibi gösterilerek hakedişte gösterildiği ve fazla yapılan ödemelerin tahsili ile ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulması yönünde kendilerine talimat verildiğinden bahisle sözleşmenin feshedildiği, yüklenici şirketin iflas ettiği, sözleşme konusu yapının … ve … … Kurulu nezdinde eski eser tescilli olması nedeniyle tabi olduğu … Varlıklarını Rölöve Restorasyon Restitüsyon Projeleri, Sokak Sağlıklaştırma,Çevre Düzenleme Projeler ve Bunların Uygulamaları ile Değerlendirme, Muhafaza, Nakil İşleri ve Kazı Çalışmalarına İlişkin Mal ve Hizmet Alımlarına Dair Yönetmeliğin 32. maddesi uyarınca sözleşmenin uygulanması sırasında yüklenicinin 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmesi Kanunu’nun 25. maddesinde sayılan yasak fiil ve davranışlarda bulunduğu tespit edilmesi halinde sözleşmenin feshedileceği, söz konusu Yasa’nın 25. maddesinde sözleşme konusu işin yapılması ve teslimi sırasında hileli malzeme, araç veya usuller kullanmak, fen ve sanat kurallarına aykırı, eksik, hatalı ve kusurlu imalatlar yapmak ile taahhüdünü yerine getirirken idareye zarar vermenin yasak fiiller içerisinde sayıldığı, alınan bilirkişi raporunda da ifade edildiği gibi mimarlık tarihi açısından önemli bir … varlığı olan … … onarımında nadir olarak elde edilebilecek bazı bulguların geri dönülemez şekilde tahrip edildiği, uygulamalardaki teknik hataların yapıya zarar verdiği, sonuç olarak elde edilen ürün, restorasyon adına yapılan hatalı müdahalelerle yeni sorunlara maruz bırakılmış bir eser haline getirildiği, bu durumun da yasak fiil ve davranışlardan sözleşme konusu işin yapılması veya teslimi sırasında hileli malzeme, araç veya usuller kullanmak, fen ve sanat kurallarına aykırı, eksik, hatalı ve kusurlu imalat yapmak ve taahhüdünü yerine getirirken idareye zarar verme durumlarının dava konusu olayda mevcut olduğu, dolayısıyla 4735 sayılı Yasa’nın 20/d maddesindeki fesih sebebinin gerçekleşmiş olduğu, öte yandan aynı Yasa’nın 17/b maddesi uyarınca yüklenicinin iflasının da fesih için geçerli neden olarak sayıldığı, yine alınan son ek raporda kiremit kaplama bedellerinin 14/01/2013 tarihli bilirkişi raporunda klasik tarzdaki oluklu kiremitle çatı örtüsü yapılması pozundan ödendiği belirtilmiş ise de 06/06/2008 tarihli 15 no’lu hakediş incelendiğinde ödemelerin özgün sırlı kiremitle çatı kaplaması yapılması olarak %12,0892 pursantaj oranıyla %65 tamamlanma oranına göre yapıldığı, yerinde yapılan tespitlere göre yapılan imalatın proje ve raporda öngörülen sırlı kiremit vasfında olmadığı ve yerinden söküldüğü, hal böyle olunca davacıya 528.589,03 TL fazla ödeme yapıldığı, hazırlanan hakedişin mevcut duruma aykırı tanzim edildiği belirlendiğinden davalının sözleşmeleri fesih etmesinin haklı olduğu kanaatine varıldığı, ayrıca her ne kadar T.C … ve … Bakanlığı … … … Bölge Kurulu’nun 30/06/2012 tarihli 381 sayılı kararında ana eyvandaki güçlendirmenin ve temel takviye uygulamasının ve yine çevre düzenleme işinin onaylanan projeler çerçevesinde sürdürüldüğü, yürütüldüğü, çevre düzenleme işinde avan projeye göre uygulamanın yapılması uygulamasının da onaylanan projeler çerçevesinde sürdürüldüğü, uygulama sırasında restorasyon projesinde yapılan bütün değişikliklerin onaylı restorasyon projesine işlenerek ilgili kurumlara iletilmek üzere revize edilmiş bir restorasyon projesi hazırlanması gerektiği, yüklenicinin proje yaptırmak gibi bir sorumluluğu olmadığı, bahsi geçen revizyon projelerini yaptırmak ve kurul onayını almanın … sorumluluğunda olduğu ifade edilmiş ise de mahkememizce resen görevlendirilen ve Restorasyon ….. da iştirakiyle oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan raporda; ihale ve yapım aşamalarındaki idari ve prosedür aksaklıkları hususunda yüklenicinin asli kusurlu olmadığı ancak imalatların yapımında şartname ve tariflere uyulmamasının yüklenici kusuru olup imzalanan sözleşme akabinde yapılan müdahalelerle …’nin özgün özelliğini kaybettiği, proje ve raporunda belirtilen inceleme ve tespitlerin uygulamaya yansıtılmadığı, bu durumda Kontrollük Komisyonu ve müteahhidin kusurlu olduğu, ilgili koruma kurulu kararı ve proje müelliflerinin de katıldığı çeşitli şantiye toplantı tutanaklarında da değinildiği gibi proje tadilatı yapılarak hazırlanacak yeni projenin ilgili koruma kurulu tarafından onaylandıktan sonra uygulamasına geçilmesi gerekirken uygulama sırasında elde edilen yeni bulgular olmasına rağmen bunlara ait proje tadilatı yapılmadığı ve yeni proje hazırlanmadığı, ilgili koruma kurulu onayı alınmaksızın izinsiz uygulamalar yapılmış olmasına rağmen yaklaşık maliyeti 2.127.704,00 TL olan temel güçlendirme amaçlı işlere ait ek sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşme konusu ek işlerle ilgili bir koruma kurulu onayı bulunmadığı, bu durumun da …, Kontrollük Komisyonu ve müteahhit kusurunu işaret ettiği, proje, ihale ve şantiye yönetiminin doğru planlanmadığıve uygulamanın öncelikle yanlış kurgulandığı, temel güçlendirme uygulamasının üst yapı restorasyonundan önce yapılması gereken iş kalemi olmasına rağmen temel güçlendirme uygulamasının yeterli detayları içermeden proje ile ihale edilmesi sonrası yerinde ortaya çıkan sebeplerle yapılması gerekli ek işler sebebiyle ek proje ve uygulamalara ve dolayısıyla ek sözleşmeye gerek duyulmasıyla ilk onarım sözleşmesinin iş bitim tarihinden sonra temel güçlendirme ek sözleşmesinin ihale edilmesinin müelliflerin hazırladığı projedeki eksiklikler, koruma kurulunda konuyla ilgili kararlarda restorasyon konusunda uzman üye bulunmamış olması ve işveren tarafından yapılan ihaledeki eksikler ve usul hatalarından kaynaklandığını, bu durumun proje müellifleri, … … ve … … Kurulu, …, Kontrollük Komisyonu ve müteahhidin kusurunu işaret ettiği, Kayseri … ve … … Kurulu’nun 21/06/2002 günlü kararı gereği yapının onarımı için gerekli teknik destek ve görüşün proje müelliflerinden alınmadığı, bu hususun da …, Kontrollük Komisyonu ve müteahhit kusuruna işaret ettiği, yapı dış çevresinde ve mekan işlerinde gerçekleştirilen temel güçlendirme çalışmalarına ait belgelere göre bu çalışmalarda önce ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına kazı yapılacağı bilgisinin verilmediği, bu hususun da Kontrollük Komisyonu ve müteahhit kusuruna işaret ettiği, Yönetmeliğin 5. maddesinde proje hazırlanması ve esaslı onarım işlerinin birlikte uygulanmasında yüklenici, idarece tespit edilen müdahale tekniklerini de içeren restorasyon ön raporu, mesleki deneyimleri ve mevzuat ilkeleri doğrultusunda restorasyon projelerinin hazırlanacağı, yüklenicinin yurt içindeki eserlerin projelerini … ve … … Bölge Kurullarının onayına sunacağı, gerekli onay alındıktan sonra restorasyon işlerine başlanacağı hükmü yer almasına rağmen uygulama sırasında ortaya çıkan yeni duruma göre hazırlanmış, elle çizilmiş ve uygulamaya yönelik hiçbir detay içermeyen, hiçbir hesaba ve bilimsel veriye dayanmayan, ilgili koruma kurulunun onayına sunulmayan kroki çalışmalarıyla … gibi önemli bir … varlığı temel güçlendirmesi adı altında bir uygulamaya tabi tutulduğunu, bu durumun gerek bilimsel açıdan gerekse yürürlükte olan mevzuat açısından hatalı olduğu, örneğin 1271 tarihli Medresenin zemininin balçıklı bir zemin olması nedeniyle kullanıldığı düşünülen ardıç ağaçlarının belgelenmesiyle ilgili herhangi bir kayda rastlanmadığı, bunun yanısıra böylesi bir bulguya ulaştıktan sonra uygulamada herhangi bir değişiklik yapılmadan ardıç desteklerin temel güçlendirmesi adına beton içerisinde kalmalarına neden olunmasının … varlığına restorasyon adına yapılmış bir tahrip olduğu, bu çok değerli bilimsel verilerin yok edildiği, bunun gibi onaylı restorasyon projesi ve raporunda belirtilen bazı konularda uygulamanın farklı yapıldığı ve bunlara ait proje revizyonunun yapılıp onay alınmadığı, tüm bu eksikliklerin uygulama sırasında da onaysız imalat yapılmasına neden olduğu, bu durumun …, Kontrollük Komisyonu ve müteahhidin ortak kusuruna işaret ettiği, koruma kurulu onaylı bir uygulama projesi olmadan avan projeyle çevre düzenleme uygulamasının gerçekleştirildiği, bu durumun da …, Kontrollük Komisyonu ve müteahhidin ortak kusuruna işaret ettiği ifade edilmiş, dosya içerisinde mevcut delillerle uyumlu, yasal düzenlemelerle uyarlı, detaylı, gerekçeli, hükme esas alınabilir mahiyette görülen bilirkişi raporu çerçevesinde davacı yüklenicinin edimini akdedilen sözleşmelere ve yapılan işin ifasında dikkate alınması gereken yasal düzenlemelere uygun gerçekleştirmediği, bu kapsamda … varlığı mahiyetinde eserde geriye dönüşü mümkün olmayan zararlar meydana getirdiği, düzenlenen hakedişlerin somut duruma uygun tanzim edilmediği, 15 no’lu hakedişte ödemelerin özgün sırlı kiremitle çatı kaplaması yapılması olarak gerçekleştirildiği ancak yerinde yapılan inceleme neticesi ifa olunan edimin sırlı kiremit vasfında olduğu, bu nedenle davacıya 528.589,03 TL fazladan ödeme yapıldığı anlaşılması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişiler feshin haksız olup olmadığı konusunda hukuki değerlendirme yaptığını, sözleşmenin tarafının kamu kurumu olmadığını, 4734 ve 4735 sayılı Kanunların uygulamayacağını, sözleşmenin götürü bedelli olduğunu, sözleşmede iflas fesih sebebi olmadığını, sözleşmenin madde 14’deki fesih usulüne uyulmadığını, 17. Maddedeki ihtilaf giderme yöntemine uyulmadığını, bilirkişi raporunda yükleniciye verilen kusurun dayanağının olmadığını, Başbakanlık teftiş kurulu raporundan sonra … Koruma Kurulu işin proje ve şartnameye uygun yapıldığını tespit ettiğini, fazla ödeme yapılmadığını, proje hazırlanmasının, onaylanmasının ihale makamına ait olduğunu, temel derinliği 5,5 metreden 7,5 metreye çıkınca ek sözleşme yapıldığını, işe bayladıktan sonra yeni imalatlar ilave edildiğini, 15 nolu hakedişe göre iş en az %92,68 oranında tamamlandığını, fazla iş bedeli ödenmediğini, … projesi 1693 gün eksik kaldığını, iş keşfinde yer almayan taş ve mermer temizliğinin yapıldığını, iş devam ederken 2008 yılı … … çevre düzenleme işi aynı işveren tarafından 13.300,00 TL götürü bedelle davetiye usulü ile ihale edildiğini, çevre düzenlemenin işi iflas idaresi tarafından tamamlandığını, proje müelliflerinin talimatı olmadan yüklenici işlem yapamayacağını, … 3 Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/109 Değişik İş dosyalarında tespit yaptırdıklarını, Sulh Hukuk Mahkemesi tespitinde alacaklı olduklarının anlaşıldığını, davacıdan kaynaklanmaya sebeplerle birçok imalatlarının tahrip olduğunu, davalının yaptırdığı tespite(2012/31 D İş) itiraz ettiklerini, götürü bedelli sözleşmede ödeme pozlarının değiştirilip bedelden tenzilat yapılamayacağını, ek sözleşmenin bilirkişiler tarafından yok sayıldığını, … CBS soruşturmasının takipsizlikle sonuçlandığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan ) istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme ile kurulan akdi ilişki eser sözleşmesi ilişkisi olup nakit bedel karşılığı düzenlendiğinden tek taraflı fesih irade beyanı ve bunun karşı tarafa ulaşması ile feshi mümkündür ve hukuki sonuçlarını doğurur (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2020/1166 Esas, 2020/2875 Karar)
Bir davanın dinlenebilmesi başka bir ifade ile işin esasının incelenebilmesi için gerekli şartlardan birisi de davacının o davayı açmakta hukuki yararının bulunmasıdır. Mahkemece dava şartları bulunup bulunmadığı yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı gibi görevi gereği istinaf halinde Bölge Adliye Mahkemesi ve temyiz halinde Yargıtay tarafından da dikkate alınır. Davacının talepleri; sözleşmesinin feshi işleminin haksız olduğunun tespiti, davacının ödenmeyen alacağı olup olmadığının tespiti, işin davacı tarafından tamamlanmasının engellenmiş olunması halinde elde edilecek kazancın tespiti, 2 adet teminat mektubunun nakde çevrilmesinin, irat kaydedilmesinin, işin yeni bir yükleniciye verilmesinin tedbiren engellenmesine ilişkindir. Davacının eda davası niteliğinde bir istemi bulunmamaktadır. …. istemi bulunmayan davalarda davacının tespit talep etmekte hukuki yararı bulunmamaktadır (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi; 2018/3975 Esas, 2019/3060 Karar; 2018/3328 Esas, 2018/5150 Karar)
Bu durumda mahkemece eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı ve mahkemece idareyi zorlayıcı nitelikte karar verilemiyeceğinden davanın, dava şartı yokluğunda reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından kararın HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılarak Dairemizce duruşma yapılmaksızın yeniden karar verilmesine, davanın hukuki yarar yokluğundan HMK’nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 13/03/2019 tarih ve 2014/964 Esas-2019/212 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın hukuki yarar yokluğundan USULDEN REDDİNE,
4-Alınması gereken 80,70 TL karar harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 56,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT m. 7/2 uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Artan avansların karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
8- Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine, sair giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 01/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….