Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/978 E. 2021/1251 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun Esastan Reddi/HMK m. 353/1-b.1)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İSTİNAF KARARI

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2018
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/12/2021

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkin davada mahkemece asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı … … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkili …. ile davalılardan … …. arasında….ile ilgili 14.07.2004 tarihinde anlaşma yapıldığını, anlaşmanın 6.3 maddesi gereğince müvekkili şirketin yaklaşık keşif tutarının %20 si mertebesinde teminat çekini vermekle yükümlü tutulduğunu, müvekkili şirketin sözleşme gereğince 126.000.000.000 TL bedelli teminat çekini keşide tarihi boş olarak 21.07.2004 tarihinde davalı … …. muhasebe müdürü …’e teslim ettiğini, sözleşmenin bu maddesine göre verilen teminat çeki işverenin kasasında muhafaza edileceğini, sözleşme edimlerini müvekkili şirketin gereği gibi yerine getirmesine rağmen davalı … …. tarafından akdin haksız olarak feshedildiğini, müvekkilinin alacaklarının tahsili için dava dışı…. aleyhine ilamsız takip yoluna gidildiğini, davalı … ….nin takiplere itirazı üzerine takibin durduğunu, bu gelişmeler akabinde sözleşmenin teminatı olarak teslim edilen çekin müvekkiline iade edilmekten imtina edildiğini, kötü niyetli olarak 3. Şahısların cirolarından geçirilmek kaydıyla takibe konu edileceği kuvvetle muhtemel olduğundan 126.000.000.000 TL bedelli tarihsiz olan teminat amacı ile verilmiş bulunan çekin davalı tarafından tahsil edilmelerinin, bankaya ibraz edilmesinin, üçüncü kişilere temlik, devir ve ciro edilmesinin, üçüncü kişilere teminat gösterilmesinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yapılacak yargılama neticesinde müvekkili şirketin davalı … …. ye borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … …. vekili; müvekkili … …… genel müdürlüğü arasında ” … taksi butu ve Diğer destek binaları ile otopark ikmal inşaatı işi” için sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmeden kaynaklanan bir kısım işler için müvekkili şirket ile davacı … arasında 14.07.2004 tarihinde taşeron sözleşmesi ve ek sözleşmelerin akdedildiğini, söz konusu taşeron sözleşmesi kapsamında davacı şirket tarafından müvekkili şirkete 126.000,00 TL tutarlı çek verildiğini, davacı alt yüklenici şirketin sözleşmeden doğan edimlerini layıkıyla yerine getirmediği için işlerin sözleşmede belirtilen şekilde yürütülmesi için birden fazla ihtarnamenin müvekkilince keşide edildiğini, yine işin süresinde tamamlanmaması nedeniyle cezai şart uygulanacağı, teminatların nakde çevrileceğinin de ihtar olunduğunu, ancak edimin ifa edilmemesi üzerine müvekkili şirket tarafından taşeron sözleşmesi ve ek sözleşmelerin Ankara 13. noterliğinin 02.05.2005 tarih ,,, yevmiye nolu ihtar ve fesihnamesi ile fesih edildiğini, davacı alt yükleniciden kaynaklanan nedenlerle müvekkilinin asıl iş veren … Genel müdürlüğü ile de sıkıntı yaşadığını, sözleşmenin feshi sonrasında Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/48 Değişik iş sayılı dosyasında yaptırılan tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, müvekkili firmanın davacı şirkete 229.202,45 TL fazla ödeme yaptığı ve rapor tarihi itibariyle 5.731,00 TL gecikme cezası tahakkuk ettirme hakkı bulunduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirket tarafından yaptırılan tespit sonrasında Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/182 esas sayılı dosyasında davacı şirkete karşı alacaklarına ilişkin olarak istirdat davası açtığını, söz konusu dosyada aldırılan ilk bilirkişi raporunda da müvekkili şirketin davacı firmaya 229.202,45 TL fazla ödeme yaptığının, ayrıca 152.000,00 TL gecikme cezası alacağının olduğunun tespit edildiğini, aldırılan 2. bilirkişi raporunda da alacaklı oldukları tutarın 111.511,00 TL olarak belirlendiğini, bu meblağ 12.05.2005 olan dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği dikkate alındığında müvekkilinin dava konusu 126.000,00 TL tutarlı çek bedelinden daha fazla alacaklı olduğunun anlaşılabileceğini, dava konusu çeke ilişkin olarak teminat şartlarının gerçekleşmiş olup, çeke ilişkin menfi tespit isteminin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının fesihten önce çekilen ihtarlara rağmen edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin müvekkili tarafından haklı olarak fesih olunduğunu, alacaklı olunan meblağın tahsili amacıyla teminatın nakde çevrileceği hususunun da bilindiğini, dava konusu çek ile ilgili teminat şartlarının oluşmuş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Ankara 2 . Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/160 Esas, 2006/257 Karar Sayılı Dosyasında;
Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile davalılardan lehtar … …. arasında …. ,,,,,işinin taşeronluğunun yapılmasına dair 14.07.2004 tarihli sözleşme imzalandığını, dava konusu edilen … Şubesinin ….. hesap, ……. çek numaralı, 126.000,00 TL bedelli Teminat çeki, keşide tarihi boş olarak 21.07.2004 tarihinde sanık … …. Muhasebe Müdürü … imzasına teslim edildiğini, konu ile ilgili yapılan suç duyurusu nedeniyle Ankara C. Başsavcılığının 2005/158808 hazırlık soruşturma nolu dosyasından alınan ifadelerinde ikrar ettiklerini, Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2005/3565 ve 2005/3996 sayılı takip sayılı dosyaları incelendiğinde; Alacaklı görünen ….. ne hacze gidilmediği, icra muamelesi yapılmadığı, hatta alınan kimi ihtiyati haciz kararlarında adlarının yazmadığı ve kimi takiplerde ise ödeme emri dahi gönderilmediği ya da tümüyle bilinçli bir şekilde göstermelik olarak, takip kesinleşmeden trafik tescilden araç kaydına haciz talep edildiğinin tespit edildiğini, C. Başsavcılığına yapılan müracaat üzerine yaptırılan soruşturma ve alınan bilirkişi raporu sonucunda Savcılığın, taraflar arası tanışıklık durumunu açıkça ortaya koyduğunu, suç tespiti yapan Savcılık Makamınca Ankara 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 2006/351 Esasında kayıtlı olarak davalılar aleyhine birlikte güveni kötüye kullanma suçunu işledikleri gerekçesi ile TCK 155/1 ve 37/1 sevk maddelerinden ceza davası açıldığını ileri sürerek öncelikle Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/561 Esas sayılı dosyasından açılan menfi tespit davası ile birleştirilmesini ve müvekkili aleyhine haksız ve kötü niyetli başlatılan icra takibi nedeniyle fazlaya munzam zarara ve manevi tazminata ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ve tahsilde tekerrür olmamak üzere %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili ;….. müvekkili şirkete borcuna karşılık davacı ….. keşide ettiği 29.11.2005 keşide tarihli 126.000,00 TL tutarlı … A.Ş. … Şubesine ait çeki keşide ederek verdiğini, tahsil için muhattap bankaya ibraz edildiğinde, karşılığının bulunmadığı meşruatı verilerek çekin iade edildiğini, çekin tahsili amacıyla Ankara 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2005/474 D.İ. sayılı dosyasında tüm borçlar yönünden ihtiyati haciz kararı alınarak, Ankara 9. İcra müdürlüğünün 2005/11373 sayılı icra takip dosyası ile 01.12.2005 tarihinde başlatılan icra takibinde aynı gün yapılan haciz esnasında hazır bulunan borçlu şirket yetkilisi … borcun tamamını icra kefili olmak suretiyle 05.12.2005 tarihli ödemeyi kabul ettiğini, şikayetçi keşideci ile senet lehtarı arasındaki ilişki nedeniyle ileri sürülebilecek itirazların sözleşmenin tarafı olmayan takip alacaklısı müvekkili yönünden dinlenebilir olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olup, sözleşmenin tarafı olmadığından kanun önünde korunması gerektiğini, icra takibine ilişkin ödeme emrinin tebliğinden sonra, davacı tarafça Ankara 13. İcra Hakimliğinin 2005/1049 esas sayılı dosyası ile dava konusu çekin iş ilişkisi nedeniyle teminat olarak verildiği, teminat şartlarının yerine getirilmemesi nedeniyle takibin usulsüz olduğu beyanı ile takibin iptali ile tazminat talebi verilmesi için müvekkili aleyhine açılan davada yapılan yargılama sonucu “…çekin teminat olarak verildiği yönünde bir beyanın ve kaydın bulunmadığı, davacının çekin teminat olduğu yönünde bir kısım yazılı belgeleri dosyaya sunmasına rağmen bu belgelerin keşideci ve lehtar arasında düzenlenen belgeler olması, belgelerde davalının isim ve imzasının bulunmaması nedenleriyle, iyi niyetli hamil durumundaki davalıya karşı ileri sürülemeyeceği, görüşüne varılmıştır…” gerekçesiyle, neticede süresinde yapılmayan ve haksız bulunan şikayetin reddine, yapılan takipte bir usulsüzlük bulunmadığını, 21.02.2006 tarihinde karar verildiğini, bu yönde kesin bir hüküm mevcut iken davacı tarafça aynı iddialarla açılan bu davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, Müvekkili şirketin ticari defter kayıtlarının yanında, dava konusu çekin müvekkili şirketin ticari alışverişinden dolayı alacağına karşılık borçlu … … Ltd. Şti. tarafından verildiğinin açıkça anlaşılabileceğini, davacının sadece dava konusu çek sebebiyle değil, yarı bıraktığı birçok iş ve ödemediği borçları nedeniyle müvekkili şirkette dahil olmak üzere, piyasadaki bir çok şirkete borcu bulunduğunu, müvekkili ve diğer borçluların danışıklı hareket ettikleri ve kötü niyetli oldukları iddiasının haksız olduğunu belirterek, davanın reddi ile müvekkili lehine takip konusu alacağın %40 dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hüküm olunmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece davacı tarafından 14/07/2004 tarihli sözleşmeye istinaden davalı … … aleyhine … A.ş. … şubesi … numaralı ve 126.000.000,00-TL bedelli çek verildiği, ancak sözleşme gereği yapılması gereken iş yapılmadığı sebebiyle söz konusu çek yönünden borçlu olmadığının tespiti ile birleşik davada esas davaya konu çekin … … …., ……… ciro edilerek verildiği ve son yetkili hamil olan …tarafından … …, … … ve … ve … … aleyhine icra takibine konulması sebebiyle davacı tarafından … …, …. borçlu olmadığının tespiti talep ettiği, … … tarafından takibin iptali talep edildiği, Ankara 13. İcra Mahkemesinin 2005/1049 Esas – 2016/119 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği, davacıların … … ve … … tarafından davalı ……. aleyhine dava dışı 54.000.000,00-TL’lik çek yönünden yine iş bu dava konusu sözleşemeye dayalı olarak Menfi Tespit davası açıldığı Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/383 Esas – 2005/336 Karar sayılı ilamı ile feragat nedeniyle davanın reddine dair karar verildiği, yine davacısı … … ve … … ve davacısı … …… hakkında bilişim sistemleri banka ve kredi kullanılması sureti ile dolandırıcılık suçlanması nedeni ile açılan davada Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/6 Esas 2010/116 Karar sayılı ilamı ile, sanıkların müşnet suçları ticari hukuki amaç dışında çek kullanımı şeklinde işlediklerine dair kesin inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatlerine karar verildiği, yapılan temyiz incelemesi neticesince Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2012/16902 Esas – 2013/17949 Karar sayılı ilamı ile Ilk Derece Mahkemesi kararının onanmış olduğu, Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/182 Esas – 2010/388 Karar sayılı dosyasında davacı …….. tarafından davalılar … ….. karşı Tespit davası açıldığı, taraflar arasında yapılan sözleşmelerde davalıların yaptığı işlere KDV’nin de eklenmesi kararlaştırıldığı, KDV oranında %18 olarak belirtildiği, bilirkişiler kurulu davalıların yaptığı işler toplamının 659.469,33-TL ve davalılara yapılan ödemenin de 662.192,68-TL olduğunu ve bu nedenle davalıların 2.696,35-TL borçlu olduklarını belirtmiş ise de, davalıların yaptığı işler toplamı olan 659.496,3-TL’ye %18 oranında KDV’nin ilave edilmediği, buna %18 oranında KDV ilave edilmesinin taraflar arasındaki sözleşmenin gereği olduğu, önceki bilirkişi raporlarında davalıların yaptığı iş miktarına %18 KDV ilave edildiği, bilirkişi raporunda belirtilen davalılar tarafından yapılan 659.469,33-TL’ye %18 KDV ilave edildiğinde davalıların davacıya bir borcu olmadığı, davalıların davacıdan alacaklı oldukları ortaya çıkacağını, ancak davalılar tarafından dosyanın içerisinde usulünce açılmış bir dava olmadığından bu konuda bir karar verilmeyerek davacının davasının reddine karar verildiği,
Mahkememizce yapılacak incelemede taraflar arasında sözleşme yapılıp yapılmadığı konusunda bir ihtilaf bulunmayıp dava konusu çekin sözleşmenin teminatı olarak verilip verilmediği ve daha sonrasında yetkili hamil olan diğer davalıların iyiniyetli üçüncü kişi olarak çeki devralıp alıp almadığı konusunda toplandığı, Bilirkişi tarafından sunulan 20/03/2018 tarihli raporda; Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/690 Esas sayılı dosyasında, 02.06.2015 tarihinde verilen ve 12.06.2012 tarihinde kesinleşen ilamından, esas davanın taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında, sözleşmenin feshi sonrasında aldırılan bilirkişi raporlarına göre davalı alt yüklenici, davacı iş sahibinden gerçekleştirdiği edimin parasal tutarı 765.803,79 TL den, iş sahibinin yapmış olduğu 701.435,53 TL nin mahsubu sonrasında, 64.368,26 TL alacaklı olduğunu, mevcut davada davacı olan alt yüklenici ….nin sözleşme kapsamında davalı (iş sahibi) …. ne teminat olarak 126.000,00 TL tutarlı çek vermiş olup, yaptığı iş nedeniyle yapılan ödemelerin mahsubu sonrasında, alacaklı olduğu 64.368,26 TL alacağın mahsubu sonrasında, teminat konusu çek nedeniyle borçlu olduğu tutar 61.631,74 TL olduğunu, özellikle kesinleşen mahkeme kararındaki hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama da dikkate alındığında, esas davanın 64.386,26 TL için kabulünün gerekip gerekmediği konusundaki takdirin Yüksek mahkemeye ait olduğu, Birleşen davada davalılar, keşidecisi ……., lehtarı …. olan 126.000,00 TL bedelli çeki lehtardan ve sonrasında geçerli imzaları içeren düzgün ciro silsilesi ile alan şirket ve şahıslar (firmalar) olduğu, söz konusu senedin kambiyo niteliğine sahip olması, üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin ibare bulunmaması da dikkate alınarak, çek ile ilgili yapılan şikayet sonrası gerek ceza soruşturması, gerekse icra tetkik merci kararı ile dayanılan diğer deliller bütün olarak değerlendirilmek suretiyle, davalıların iyi niyetli hamil olup olmadığı ve buna bağlı olarak çeke dayalı olarak hak iddiasında bulunup bulunamayacaklarının hukuki değerlendirme gerektirdiğine dair rapor düzenlenmiş olduğu, dava konusu davaya konu çek aslı, sözleşme örneği ve bilirkişi raporu değerlendirildiğinde, her ne kadar davalı …. Vekilinin cevap dilekçesinde dava konusu çekin teminat çeki olmadığı alacak borç ilişkisinden kaynaklı olarak verildiği beyan edilmiş ise de, 126.000,00-TL tutarlı çekin davalı … … vekilinin 31/10/2018 tarihli duruşmadaki beyanı ile sözleşmenin teminatı olarak verildiği noktasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, Mahkememize sunulan bilirkişi raporu ile dava konusu çekin karşılığı olan işlerin yapıldığı ve bu sebeple 126.000,00-TL’lik çekten dolayı borçlu olmadığı, sabit olduğundan asıl dava yönünden Menfi Tespit talebinin kabulüne, birleşen dava yönünden davalı iyiniyetli hamil olmadıklarını gösterir davacı tarafından sunulmuş herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı ayrıca davalılar hakkında Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/6 Esas 2010/116 Karar sayılı hükmü de gözetildiğinde davalılar …… yönünden açılan dava ile davacı tarafından sunulan ve dosya içerisindeki diğer bilgi ve belgeler incelendiğinde her nekadar davalıların ticari defterlerinde davaya konu çek kayıtlı olmasa da bu durum davalıların kötüniyetli olduklarının ispatı yeterli olmayıp, birleşen dava yönünden davanın ve davacının sözkonusu itirazlarında yine Ağır Ceza Mahkemesi kararı ve dosya içeriği dikkate alındığından kötüniyetli olduğuna dair herhangi bir kanaat oluşmaması nedeniyle kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalılar hakkında Ankara…. sayılı dosyada suç duyurusunda bulunduklarını, davalıların ticari defterlerinde çekin kayıtlı olmamasına rağmen oy çokluğuyla beraat kararı verildiğini, çekin taşeronluk sözleşmesinin teminatı olarak verildiğinin sabit olduğunu, davalıların kötüniyetli olduğunu, davalı …….dava konu çeki dosyadaki tedbir kararından sonra ciro ettiğini, davacı davalı … Şirketinden alacaklı ciro silsilesi yoluyla çek … … Sanayi Şirketine geçtiğini, bu davalı tarafından kötüniyetli olarak çekin takibe konulduğunu, ciro silsilesindeki cirantaların birbirinden alacaklı olduğunu, ceza dosyasındaki bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, davalı eyleminin suç olmaması, iyiniyetli oldukları anlamına gelmediğini, asıl dava yönünden %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, davalının kötü niyetli olduğunu belirterek asıl ve birleşen davalara ait kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … … San.tur.ve Tic.ltd.şti. Vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının sözleşmedeki edimlerini layıkıyla yerine getirmediğini, ihtar çektiklerini (27/04/2005), davacı işi tamamlanmayınca 02/05/2005 tarihli ihtar ile sözleşmeyi haklı olarak feshettiklerini, dava konusu çek ile müspet zararımızın karşılanmasının mümkün olduğunu, Teminat çeki olduğu iddiasını davacı ispatlayamadığını, bu çekin Erzurum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasındaki borç miktarından bağımsız olduğunu, mahsup işlemine konu edilemeyeceğini, çekin amacı fesih halinde oluşan zararların ve alacakların tahsili olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Davalar, Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden kaynaklanan) istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, davacı ve Davalı ……..vekilleri tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı ve Davalı ……. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı ve Davalı …. vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden alınması gereken toplam 118,60 TL istinaf karar harcından peşin alınan 108,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 9,80 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı …. yönünden alınması gereken 8.607,06 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.151,76 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.455,30 TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına, artan avansların karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 28/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

……