Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/946 E. 2023/166 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/946 – 2023/166
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/Gönderme/HMK m. 353/1-a.4,6)
DOSYA NO : 2021/946 Esas
KARAR NO : 2023/166

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2021
NUMARASI : 2020/197 Esas-2021/593 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 14/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/02/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; davalı şirketin … adresinde bulunan ofisinin karo halı, linoleum, pvc, profil ve self levelling dolgu işlerinin davacı tarafından yapılmasına ilişkin olarak icap – kabul işlemleri sonucunda sözleşme kurduklarını, sözleşme kapsamında davacının edimlerini yerine getirdiğini ve işin teslim edildiğini, işin yerine getirilmesine rağmen düzenlenen faturanın davalı tarafından ödenmediğini belirterek davalı tarafından yapılan 3.100,00 TL ödeme sonrasında bakiye kalan 132.710,74 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; taraflar arasında icap kabul usulü ile davalıya ait bir takım işlerin yapılması konusunda sözleşme imzalandığını, sözleşmenin kurulması sırasında davacı tarafından fiyat, teslim süresi ve metraj konularının yanlış bildirildiğini, sözleşme kapsamında davacının yüklenmiş olduğu işlerin bir kısmının ayıplı olarak yerine getirdiğini, sözleşme nedeniyle 3.100,00 TL ödeme yapıldığını, yer kaplama zemini için usulüne uygun olarak işlemlerin yapılmaması nedeniyle hatalar olduğunu, malzemenin kötü olması nedeniyle gözle görülür şekilde kir ve leke tuttuğunu, sözleşmenin TL olarak kararlaştırıldığını, işin gereği gibi yapılmadığını, teslim edilmediğini, kabule engel ayıplarının söz konusu olduğunu, süresi içerisinde ayıp ihbarının yapıldığını, usulüne uygun şekilde temerrüt ihtarının bulunmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; taraflar arasında davacının yüklenici, davalının ise iş veren olduğu, davalıya ait iş yerinin bir kısım işlerinin yapılması hususunda sözlü olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu, yapılan keşif sırasında dinlenilen taraf şirket yetkilisi beyanları ile davacı tarafından düzenlenen faturada yazılı işlerin davacı şirket tarafından yerine getirildiği, davalı şirket yetkilisi tarafından işin davacı şirket tarafından ayıplı olarak yapıldığı yönünde beyanda bulunulduğu, işin davacı tarafından yapıldığı hususunda bu nedenle uyuşmazlığın kalmadığı, bilirkişi raporu ile ise davacı tarafından yapılan işte yer alan ayıpların niteliği itibari ile kabule engel nitelikte bulunmadığı ve yerine getirilen işlerin bir kısmı yönünden nefaset kesintisi yapılmasının gerektiğinin belirtildiği, yapılan işin niteliği ve miktarı dikkate alındığında bilirkişi tarafından tespit edilen nefaset kesintisi oran ve miktarının yerinde olduğu, keşif sırasında yapılan inceleme sırasında davalı tarafından taraflar arasında kurulan sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında yapılan işlerin kullanılmaya başlanıldığının tespit edildiği, taraflar arasında işe ilişkin teslim belgesinin düzenlenmemiş olmasına rağmen davalı tarafından kullanılmaya başlanılmış olması dikkate alındığında davacının taraflar arasında kurulan sözleşme kapsamındaki edimlerini yerine getirdiği, ancak davalı iş sahibinin davacının edimlerine karşılık olarak ödemeye ilişkin edimini yerine getirmediği, dava öncesinde usulüne uygun olarak teslim hususunun ispat edilemediği ve davalı yönünden dava öncesinde temerrüt koşullarının oluşmadığı belirtilerek bilirkişi raporundaki maddi hataların düzeltilmesine ilişkin yapılan açıklamalar da dikkate alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının TBK’nın 477. ve 223. maddeleri gereği, TTK’nın 28. maddesinde gösterilen usulle ayıp ihbarı yapmadığını, davalının işi kabul etmiş sayıldığını, ileri sürülen ayıpların açık ayıp niteliğinde olduğunu, Yargıtay kararlarında da makul sürede yapılmayan ayıp ihbarının sonuç doğurmayacağının ifade edildiğini, davalının 8 gün içinde faturaya itiraz etmediğini, fatura içeriğinin kabul edilmiş sayıldığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın tam kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; raporu düzenleyen bilirkişilerin uzman olmadığını, gerekçesiz olarak rapordan ayrılarak karar verildiğini, zeminin kir ve leke tuttuğunu, malzeme konusunda uzman metalurji, malzeme mühendisi ve polimer mühendisinin bilirkişi heyetinde yer alması gerektiğini, sundukları uzman görüşüne göre malzemenin ayıplı olduğunu, zemin yükseklik farklarının mevcut olduğunu, kaplama yüzey malzemelerinin ayıplı olduğunu, zeminde uyumsuz parçalar kullanıldığını, köşe bent kaplamalarının kalktığını, parke zeminde çizik, pürüz olduğunu, bilirkişinin uzmanlık alanında mahkemenin teknik değerlendirme yaparak karar veremeyeceğini, hak ve nefaset kesintilerinin eksik yapıldığını, hesap tarihinin belirsiz olduğunu, hesabın talebi aştığını, davacının eseri teslim etmediğini, süresinde ayıp ihbarı yapıldığını, davacının kısmi değişim sözünü tutmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre taraflar arasında TBK’nın 470 ve devamı maddelerine göre sözlü olarak eser sözleşmesi ilişkisi kurulmuş ise de iş bedeli konusunda bir kararlaştırma bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda TBK’nın 481. işin yapıldığı yıl itibariyle mahalli serbest piyasa rayiciyle hesaplattırılıp (içerisinde KDV ve yüklenici kârı bulunduğundan ayrıca eklenmeksizin) sonuca gidilmesi gerekirken bilirkişi raporundan gerekçesiz olarak ayrılarak hesap yöntemi gösterilmeden ve denetime elverişsiz olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Eser sözleşmesi kapsamında ayıp ihbarı yapılması hukuki bir işlem değil “hukuki işlem benzeri bir fiil” olması nedeniyle süresi içerisinde ayıp ihbarının yapıldığının, tanık da dahil olmak üzere her türlü delille kanıtlanması mümkündür.
O halde Mahkemece yapılacak işlem, TBK’nın 474-478 maddeleri gereğince ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının tartışılması, gerekirse mahallinde keşif de yapılarak yapıldığı yıl itibariyle mahalli serbest piyasa rayiciyle(içerisinde KDV ve yüklenici kârı bulunduğundan ayrıca eklenmeksizin) iş bedelinin hesaplanması, bu hesaplama yapılırken eksik işlerin ve süresinde bildirilen ayıpların dikkate alınması, iş sahibi tarafından kullanılamayacak nitelikte ayıplı işlerin bulunması halinde bunların da eksik iş olarak kabul edilerek yapılan işten düşülmesi; bu şekilde ayıbın türü, niteliği, kullanılabilecek seçimlik hakların tartışılması; bilirkişiler tarafından davalı tarafın sunduğu özel uzman görüşünün teknik yönden tartışılması, bu şekilde alınacak denetime elverişli bilirkişi raporu ve yeterli gerekçe ile sonuca gidilerek karar verilmesinden ibaret olacaktır.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.4,6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 28/09/2021 tarih ve 2020/197 Esas-2021/593 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.4,6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
6-Taraflarca ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-İnceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK’nın 36/1 maddesi gereğince varsa taraflarca yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre aynı maddenin 5. Fıkrası gereğince yatıran/sunan tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
✍e-imzalıdır

Üye
✍e-imzalıdır

Üye
✍e-imzalıdır

Katip
✍e-imzalıdır