Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/886 E. 2022/791 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2021/886
KARAR NO : 2022/791

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2021
NUMARASI : 2017/675 Esas – 2021/86 Karar

DAVACI :
ADRES :
VEKİLİ :

DAVALILAR :
ADRES :
:
ADRES :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşesine Dayalı İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/09/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında akdedilen 11/03/2016 tarihli sözleşmeye göre 1 adet kasalı servo sürücü, 3 ton taşıma kapasiteli rulo saç açma makinesi ve FLC kontrol ünitesinin yapılarak işverenin mevcut giyotin makası ile bağlantılarının yapılması ve işverenin mevcut 1 adet rulo açma makinasının kağıt toplama rulosu olarak kullanılmak üzere sisteme akuple edilerek sistemin çalışır vaziyette 30 gün içerisinde teslimine ilişkin sözleşme akdedildiğini, ancak sözleşme gereği yapılması gereken işin davalı tarafından eksik/ayıplı ve 3 ay geç ifa edildiğini, bu nedenle 27/07/2016 tarihli ek sözleşme düzenlendiğini, ek sözleşme gereği 1 adet kasalı servo sürücünün davalı şirket tarafından iade alınacağını, hiçbir tadilat kabul edilmeksizin yeniden üretimi yapılacak pinomatik sistemli 1 adet kasalı servo sürücünün teslim edileceğini, davalı tarafından yapımı üstlenilen 3 adet 6 ton kapasiteli rulo saç açma makinalarmın tam olarak teraziye oturacak şekilde ayarlanabilir ayaklar ile rulo saçları tutacak kollar da dahil edilerek tadil edileceğini, davalı şirket tarafından yapılması gereken söz konusu işlerin ek sözleşme tarihinden itibaren 30 gün içerisinde teslim edilmesi gerekirken teslim edilmediğini, 11/03/2016 tarihli sözleşme gereği müvekkilinin davalı şirketi ile söz konusu iş için 40.000,00 TL ve KDV toplam 47.200,00 TL’ye anlaştığını, söz konusu miktarın 22.200,00 TL’sini çek ve nakit para olarak davalıya ödendiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında düzenlenen 11/03/2016 tarihli sözleşme ve buna bağlı olarak düzenlenen ek sözleşmeleri davacının tek taraflı feshettiğini, davalıya ödenen 22.200,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işlemiş olan 928,00 TL’nin 11/03/2016 tarihli sözleşmenin 4, maddesindeki işin yapım süresi kısmında belirtilen sözleşme bedelinin %40’ı olan 16.000,00 TL’nin ve aynca 27/07/2016 tarihli sözleşmenin işin yapımı süresi kısmında yer alan geç kalman her gün için 200,00 TL’nin davalı tarafça müvekkiline ödenmesi için Ankara 27.Noterliği aracılığı ile davalı tarafa ihtaren bildirildiğini, bunun üzerine edimini yerine getirmeyen davalı şirket aleyhine faizi ile birlikte toplam 42.237,32 TL ve fer’il eri için Ankara 10.İcra Müdürlüğü’nün 2016/18258 sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, davalı şirketin 10/04/2016 tarihinde müvekkiline böyle bir borcunun olmadığından bahisle hakkındaki takibe itiraz ettiğini, davalı şirketin itirazının tamamen takibi sürüncemede bırakmak ve tahsili geciktirmek amacına yönelik olduğunu ileri sürerek, davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; müvekkili şirketin ilk sözleşme kapsamında yapılan makineyi ikinci yapılan sözleşme gereği yenisini yapmak üzere geri aldığını, ilk çalışma olarak makinenin resimlerinin çizildiğini ve davacı şirkete sunulduğunu, davacı şirketin makine resimlerini inceleyerek teklif fiyatta ek bir/satış yapılmaksızın müvekkili şirketten şirketin ek maliyetler içine girmesine neden olacak şekilde “geri alman makinenin hiçbir parçasının kullanılmamasını, makinenin pistonlu olmasını, önde doğrultucu yapılmasını, cıvata ayarlı yandan koldan yapılmasını, sistemin pnömatik olmasını” ilave olarak istediğini, makinenin iki sözleşmeye de uygun bir şekilde fazladan imalatlar da gerçekleştirilerek uygun bir şekilde müvekkili şirket tarafından 9 gün gecikmeli olarak tamamlandığını, ancak davacı şirketin tamamlanan makinenin işyerine indirilmesini çeşitli bahanelerle engellediğini ve işi teslim almadığını, davacı tarafa Ankara 16.Noterliğinden 09/09/2016 tarihinde ihtarname çekildiğini, ihtarnamenin gönderilmesinden sonra 14/09/2016 tarihinde makinenin davalı şirket atölyesine indirilebildiğini, müvekkilinin karşı tarafa bu sebeple bir borcunun bulunmadığını , davacıya ait atölyede sözleşme konusu makinenin ayarları yapılarak deneme üretimine geçildiğini, müvekkili şirket tarafından makinenin çalışma kontrolleri yapılırken davacı şirket tarafından herhangi bir aksaklık bildiriminde bulunulmamış olmasına rağmen, müvekkili şirket aleyhine Ankara l0.İcra Müdürlüğünün 2016/18258 numaralı dosyası ile icra takibi başlattığını,davacı şirketin atölyesinin makinenin randımanlı çalışmasına uygun büyüklükte olmadığını, müvekkili şirket tarafından uzatma yapılmış olmasına rağmen makine ile rulo açıcılarının birbirine çok yakın olması nedeniyle makinenin verimli çalışmasının söz konusu olamayacağının karşı tarafa bildirildiğini, davacı şirketin makineyi 1 yıldır çalıştırarak üretim yaptığını ve bu süre içerisinde müvekkili şirkete herhangi bir aksaklık bildiriminde bulunmadığını savunarak, davanın reddini, %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “İfanın sözleşmeye uygun biçimde gerçekleştirilmesi için borçlu üzerinde bir baskı unsuru oluşturma amacı ön plânda ise, cezaî şart söz konusu olduğu, iş sahibinin, eserin tesliminde geciken yükleniciden hem edimi ifa etmesini, hem de cezaî şart ödemesini birlikte talep edebilir. Sözleşmenin feshi ile birlikte sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadığında taraflarca sözleşme yapılmadan önceki hale dönülmesi gerektiğinden davacı iş sahibi tarafından ancak davalı yükleniciye ödenen bedelin istirdadı talep edilebilecektir. Davacı ifa istemeyip de, sözleşmeden dönerse kararlaştırılan gecikme cezasının ödetilmesi, artık söz konusu olamaz. Sözleşmedeki gecikme cezası ifaya ekli cezai şart olduğundan, sözleşmenin feshi halinde talep gecikme cezası talep edilemez. Ödeme emrindeki 18.000,00 TL cezai şart, 2800,00 TL gecikme bedeli talebi reddedilmiştir.
Eserin teslimindeki gecikmeden dolayı fesih halinde iş sahibinin uğradığı zararlar, fiilî zarar ve yoksun kalınan kârdır. Müspet zarar denen bu zararlara ilişkin bir talep yoktur.
Ödeme emrinde 1.237,32 TL işlemiş faiz de talep edilmiştir. Takipten önce davalıya ihtarname gönderilmiş ise de, bilirkişi raporlarında da izah ediliği üzere sitemin bir kısmı çalışmaktadır. Davacı bir süre bu makineleri kullanmıştır. Bir taraf makineyi diğer taraf parayı kullanmıştır. Makineler teslim edilmeden faiz istenemeyeceğinden işlemiş faiz talebi reddedilmiştir.
Davacı sözleşmeyi feshederek icra takibi yapmış olup, feshin haklılığı, gecikme cezası talebinin yerinde olup olmadığı, süresi vs. yargılamayı gerektirdiğinden alacağın likit olmadığı kabul edilmiş davacının icra inkar tazminatı talebi reddedilmiştir. Davalı da kötüniyet tazminatı talep etmiş ise de, akdi ilişkinin feshi sonrasında davacı yasal dayanağı bulunan bir hakkı kullanarak takip yapmış olup kötüniyetli olmadığından reddedilen kısım için davalı lehine kötüniyet tazminatına da hükmedilmemiştir.” Denilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalının sözleşmede makineler ile ilgili bildirilen teknik şartlara uymayarak, sözleşmeyi ihlal ettiğini, sözleşmenin 4. maddesi uyarınca sözleşme bedelinin % 40’ı oranında cezai şart ödemesi gerekiğini, davalının temerrüde düştüğünü, temerrüt faizi talebinin reddedilmesinin yanlış olduğunu, alacağın likit olduğunu, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin de yanlış olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalının edimlerinin gereğini tam olarak ve zamanında yerine getirdiğini, davacının makineleri teslim almaktan kaçındığını, sözleşme süresi dolmadan önce, sözleşmeyi fesheden davacının alacak talebinin tümden reddinin gerektiğini, makinelerde ayıp olup olmadığı hususunun keşifte makineler kurulup, çalıştırılamadığı için ortaya çıkarılamadığını, davacının makinelerin kurulmasını engellediğini, davacının haksız fesih nedeni ile davalı zararlarını ödemesi gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1- Davalı vekiline, gerekçeli karar 23/06/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili 2 haftalık yasal süresi geçtikten sonra 14/07/2021 tarihinde istinaf başvurusunu yapmıştır. Dairemizce davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 352/1-c maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin istinafı incelendiğinde; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin, istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-c maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Davacı tarafça peşin yatırılan 722,00 TL istinaf karar harcından alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 641,30 TL’nin davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yatırılan 379,12 TL karar harcının kendisine iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının ilgilisi üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …