Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/883 E. 2022/872 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/883 – 2022/872
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2021/883
KARAR NO : 2022/872

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2021
NUMARASI : 2016/78 Esas – 2021/440 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
ADRES :
ADRES :

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 06/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/10/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; davalı idare ile akdedilen sözleşme ile “… … İl Müdürlüğü İdare Binası ve Misafirhane – Lokal Binaları Deprem Güçlendirme ve Onarımı İnşaatı” işinin müvekkili şirket bünyesinde kaldığını, işin anahtar teslimi götürü bedel usulü ile 848.000,-TL bedelle yapıldığını, 29/09/2007 tarihinde geçici işgalinin, 15/02/2008 tarihinde ihtirazi kayıtlı geçici kabulünün, 17/05/2011 tarihinde kesin kabulünün ve 24/08/2011 tarihinde ihtirazi kayıtlı kesin hesaplarının tamamlandığını, ihale aşamasında inşaat, mekanik tesisat ve elektrik tesisatı için ayrı ayrı anahtar teslimi fiyat alındığını ve toplamları üzerinden sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında tanımlanmamış ancak idare ve yapı denetim heyetinin bilgisi ve talimatları doğrultusunda yeni imalat yapıldığını, 07/02/2008 tarihli dilekçe ile bunların ödenmesinin talep edildiğini, Anahtar Teslimi Götürü Bedel sözleşmelerde yasal iş artışı sınırının sözleşme tutarının %10’u kadar olduğunu, ilave yaptırılan işlerin %10’luk sınırı aştığını, yapılan imalatların sözleşme bedeli sınırları içerisinde kalan kısmının ödendiğini ve geriye kalan imalatların ödenmediğini, fazla yapılan imalatların yapı denetim heyetiyle tutanak altına alındığını, müvekkilinin hazırladığı mukayeseli keşif ve buna bağlı kesin hakedişi 08.09.2008 tarihinde idareye gönderdiğini, 24.12.2008 tarihli dilekçe ile kesin hakediş alacağının ödenmesinin tekrar talep edildiğini, davalının 01.01.2009 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünü, idarenin kendisinin mukayeseli keşif hazırladığını, ancak mukayeseli keşifteki imalat miktarlarını kabul etmediklerini, kesin hakedişte imalat yılı fiyatları yerine 2006 yılı fiyatlarının kullanıldığını, kesin hakedişi ihtirazi kayıtla imzaladıklarını, fazla imalatlardan kaynaklanan alacakların ve ferilerin ödenmediği gibi yapılan ödemelere ceza ve kesinti uygulandığını beyanla, müvekkili şirketin imalat alacaklarının, vekaletsiz iş görme hükümlerine göre yapıldığı yıl rayiçleriyle, ihale tenzilatı uygulanmadan ve müteahhit karı eklenmeden geçici kabul heyetinin, daha önceden yapımından vaz geçilen bir kısım imalatı eksiklik olarak nitelendirerek, 2006 yılı fiyatları ile bedelini tespit ederek, müvekkilinden kestiğini, oysa yapımından vaz geçilen imalat bedelinin, götürü bedel üzerinden pursantaj ile hesaplanması gerektiğini, idare tarafından iki adet yanm silindirik kalorifer kazanının tam silindirik kazana dönüştürüldüğünü, ancak işin sıcak havada yapılması istendiğinden, kabul eksikliği için verilen 29 yün içerisinde tamamlanamadığını, bu sefer gecikme cezası kesildiğini, yapılmasından vaz geçilen imalatın bedelinin pursantajla, yaptırılan imalatın ise piyasa rayiçleri ile ödenmesi gerekirken, ikisinin de bedelinin 2006 yılı itibariyle hesaplandığını, müvekkiline eksik ödeme yapıldığını, su ve elektrik tüketim bedeli olarak hukuk dışı kesinti yapıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydı ile, yapımından vazgeçilen imalatlar için fazla kesilen tutara karşılık 500,00 TL, fazladan yapılan imalat bedellerine karşılık 8.000,00 TL, fazla yapılan imalatlar için süre uzatımı verilmesi gerekirken verilmemesi sonucu kesilen gecikme cezasına karşılık 500,00 TL, elektrik ve su kesintisine tutarına karşılık 1.000,00 TL alacaklarının KDV‘si ile birlikte tahsiline, alacaklarına 31/12/2008 tarihine kadar yasal faiz ve 01/01/2009 tarihinden ödeme tarihine kadar en yüksek ticari temerrüt faizi işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davanın derdestlikten reddinin gerektiğini, davada talep edilen meblağların kesin hesap ve kesin kabul tarihlerine göre zamanaşımına uğramış olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın sözleşme dışı yaptırılan imalatların bedelinin ödemediği ve hakedişlerinden yapılan kesintilerin iadesinin gerektiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, işlemlerin sözleşmeye ve mevzuata uygun olarak yapıldığını, idari şartnamenin ilgili maddelerine göre yüklenicinin kendisine verilen proje ve/veya şartnamelerin, teslim edilen malzeme veya işyerinin sözleşme ve eklerinde bulunan hükümlere aykırı olduğunu bildirmesi yüklenicinin geçici hakedişlerinde 800.311,66 TL tutarındaki imalat tutarının bedelini aldığını ve herhangi bir itirazının olmadığını, 19/03/2008 tarihinde geçici kabul işlemlerinin yapıldığını ve tespit edilen eksiklikler için yükleniciye süre verildiğini, süre sonunda tamamlamamış imalat tutarlarının bedeli için hesaplanan gecikme cezasının kesin hesapta kesildiğini, kesin kabul işlemleri için 09/04/2009 tarihinde inceleme yapıldığını ve kesin kabul tutanağının tanzim edildiğini, toplam 45.000,00-TL tutarında eksiklik belirlendiğini, bunun 40.000,00-TL kısmının çatı kaplamasının değiştirilmesi olduğunu, yüklenicinin 13/04/2009 tarihli dilekçesiyle çatı kaplaması değiştirilmesi talebinin tekrar gözden geçirilmesini talep ettiğini, 15/05/2009 tarihinde yerinde yapılan inceleme neticesinde tespit edilen eksikliklerin yükleniciye bildirildiğini ve 15/06/2009 tarihine kadar eksiklerin tamamlanmasının istendiğini, 23/06/2009 tarihli incelemede çatı kaplamasının değiştirilmediğinin tespit edildiğini, 17/05/2011 tarihinde yerinde yapılan inceleme sonucunda toplam 6.000,00-TL nefaset kesintisinin hakedişten yapılmasının uygun görüldüğünü, yüklenicinin kesin kabul tutanağını itirazsız olarak imzaladığını ve kesin kabul tutanağının 15/08/2011 tarihinde onaylandığını, yüklenici firmanın 08/09/2008 ve 24/12/2008 tarihli dilekçeleriyle kesin hesap yapılmasını talep ettiğini, 20/04/2011 tarihinde iptal edilen ve yerine yapılan imalatların tespiti için heyet görevlendirildiğini, heyetin çalışmaları sonucu 23.086,25 TL yapılmayan imalat, 9.264,76 TL gecikme cezası hesaplandığını, imalat çalışmaları sırasında 8.000,00- TL su ve 6.700,00- TL elektrik borcu olduğunu, yüklenicinin ihale dokümanı içerisinde verilen proje, mahal listesi ve şartnameleri incelediğini, gerekli ölçümleri yaptığını ve anahtar teslimi götürü bedel fiyat teklifi verdiğini kabul ettiğini, yapım aşamasında bunlarla ilgili eksik ve kusurların tespiti halinde belirlenen süre içerisinde idareye başvurması gerektiğini, başvurmaması halinde itiraz hakkının bulunmadığını savunarak, davanın zamanaşımı hak düşürücü süre itirazı nedeniyle usulden reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Taraflar arasında imzalanan sözleşme 818 sayılı Borçlar Kanununun yürürlük zamanında düzenlenmiş bir eser sözleşmesidir. Sözleşme götürü bedel esasına göre düzenlenmiştir. Sözleşme imzalandıktan sonra bir kısım imalatların iptal edildiği, ve sözleşme dışı bir kısım imalatların yapıldığı her iki tarafında kabulündedir. Ancak fazla yapıldığı iddia olunan imalatların fiyatı, miktarları, bir kısmının yapılıp yapılmadığı konusunda uyuşmazlık vardır. Buna göre iki tarafın uzlaşamadığı tüm iş kalemlerinin imalat miktarlarının tespiti gerekmektedir. Ancak yerinde inceleme yapan bilirkişiler ve dosya kapsamında rapor hazırlayan bilirkişiler söz konusu binaların özelleştirildiği, özelleştirilen kurum binalarının birçok tadilat gördüğü, çoğu imalatın yerinde tespitinin mümkün olmadığı, taraflarında kabulünde olduğu üzere …projesi olmadığından yerinde keşif yapılıp kesin hesap çıkartılamayacağından dosya içerisinde bulunan tutanak , tespit, makam oluru ve yapılan işi kanıtlayan dökümanlara göre bedeli ödenmemiş olan ya da eksik ödenen imalat miktarlarının hesabı yapılmıştır. Buna göre Yargıtay 15 Hukuk dairesinin yerleşik içtihatlarına göre yüklenicinin iş bedelinin yasal sınırını aşan kısmı için usulüne uygun bir ihale yada sözleşme bulunmasa dahi iş sahibi için yararlı ve onun tarafından benimsenmiş olan işlerin karşılığını vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talep etme hakkı bulunduğu, sözleşme dışı olan hak edişe girmeyen imalatlar ile ara hak edişlerdeki metrajlar yönünden ihtirazı kayda gerek olmadığı, imalat miktarına ilişkin olarak geçici hak edişlerde itiraz edilmemiş olsa dahi hak edişlere yansımamış ya da eksik yansımış işlerin müteakip hak edişlerde veya kesin hesapta dikkate alınmasının mümkün olduğu, bu nedenle davalı yanca yüklenicinin ara hak edişlere itirazı olmaması sebebi ile fazla imalatların bedelini talep edemeyeceği yönündeki beyanlarının dikkate alınmaması gerektiği, sözleşmenin eki niteliğindeki Yapım işleri genel şartnamesi hükümlerine göre sözleşme konusu iş bedelinin %10’una kadar yapılacak ilave işlerin sözleşme fiyatları ile , %10’u aşan kısmı ise vekaletsiz iş görme hükümlerine göre yapıldığı yıl serbest piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerektiğinden, dosya kapsamında alınan 17/01/2021 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplama yöntemi doğru olmakla birlikte , itiraz üzerine alınan 17/05/2021 tarihli raporda kök raporda iptal edilen imalatların yerine yapılan 6 adet panel kapının kesin hesapta yer aldığından kök raporda yapılan hesaplama bu alacak kalemi yönünden yüklenici lehinde minha edilerek yeniden hesaplama yapılmış, davacının sözleşme kapsamında olmayan fazladan yaptığı imalat bedelleri 174.425,72 TL olarak hesaplanmış rapor denetime elverişli ve hükme esas alınır mahiyette bulunmuştur.
Yine davalı tarafından hak edişlerde gecikme cezasının haksız olarak kesilip kesilmediği yönünden değerlendirmede ; Davalının geçici kabul eksiklikleri ve ayıplı işler için 16/04/2008 tarihine kadar 29 gün süre verdiği, sözleşmenin 10.2 maddesinde yer alan hava koşulları nedeni ile çalışmaya uygun görülmeyen günler olarak 15kasım-15 nisan tarihleri arasının belirlendiği dikkat edilmeksizin 16/04/2008 tarihine kadar süre verildiği, oysaki geçici kabul heyeti 29 günlük süreyi 15 nisan tarihinden başlatarak düzenlemeli ve 14/05/2008 tarihine kadar uzatması gerektiği, eksikliklerin 03/05/2008 tarihinde tamamlandığı anlaşılmakla, davalının 18 gün gecikme karşılığı kestiği 9.264,76 gecikme cezasının hatalı olduğu anlaşılmıştır.
Davalının haksız elektrik ve su kesintisi yaptığı ve iadesi talebi ile olarak; Dosya kapsamında bulunan …Elektrik’in davacının ödenmemiş 8000,00 TL tutarında su borcu olduğu, 6700,00 TL tutarında elektrik borcu bulunduğu, bu durumun … Genel müdürlüğüne bildirildiği, davalı idarenin bu bedellerin ödenmesi aksi takdirde hak edişten kesileceğini davacıya bildirdiği, Sözleşmeni eki sayılan yapım işleri genel şartnamesi yükleniciye ait giderler başlıklı 27 maddesinde e bendinde ‘ şantiyeye hizmetleri için gerekli enerji ve suyun sağlanması taşınması, dağıtılması için gerekli tesislerin yapılması ve bunlarla ilgili işletme giderlerinin yükleniciye ait olduğunun düzenlendiği, davalı tarafından yapılan elektrik ve su kesintisinin haksız olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak davalının sözleşme dışı fazladan yaptığı imalatlar bedelinin 174.425,72 TL olduğu, davalının su elektrik kesintisinin yerinde olduğu, ancak 9.264,76 TL gecikme cezası kesintisinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı sözleşme kapsamı dışında fazladan yapılan imalat bedeli için 8500,00 TL, haksız kesilen gecikme cezası için 500.00TL, haksız kesilen elektrik ve su bedeli için 1000,00 TL dava açmış ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş ise de; açılan davanın belirsiz alacak davası olmadığı, tarafların arasındaki sözleşme hükümlerine göre alacağın belirlenebileceği ve tamamının dava konusu edilebileceği, ancak davanın kısmi dava olarak açıldığı, Davacı tarafın 04/02/2021 tarihli dilekçesi ile dava miktarını ıslah ettiği, fazladan yapılan işler bedeline ilişkin 197.374,62 , haksız kesilen gecikme cezasının iadesine ilişkin 9.264,76 TL olarak arttırdığı, Davalı tarafın zamanaşımı savunmasında bulunduğu anlaşılmıştır.
Zamanaşımının oluşup oluşmadığı yönünden yapılan değerlendirmede; Yargıtay içtihatları ve uygulamada sözleşme dışı iş ya da fazla imalât işin ifası sırasında ya da bitiminde iş sahibinin talimatı veya talimatı olmaksızın iş sahibinin yararına olarak iş görenin yaptığı iş ve imalâtlardır. Bu hale sözleşme dışı iş, sözleşme fazlası imalât, ek iş ve ek imalât da denilmektedir. Sözleşme fazlası ya da sözleşme olmaksızın yapılan işlerin tahsili için açılacak davalarda işin yapıldığı tarihe göre 818 sayılı B.K.’nın 410 ve devamı ya da 6098 sayılı T.B.K.’nın 526 ve devamı maddelerindeki vekâletsiz iş görme hükümleri uygulanacaktır. Gerek Borçlar Kanunu gerekse Türk Borçlar Kanunu’nda vekâletsiz iş görme hükümlerine göre açılacak davalardaki zaman aşımı süresine ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bunun sonucu olarak, kanunda aksine bir düzenleme bulunmadığından genel zamanaşımı süresi olarak B.K.’nın 125 ve T.B.K. 147. maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresi vekâletsiz iş görme hükümlerine göre açılacak davalarda da uygulanacaktır (Yargıtay 15. H.D’nin 17.03.2015 gün 2015/1035 Esas, 2015/1289 Karar sayılı ilamı).
Zamanaşımı süresinin başlayacağı tarih de B.K. 128, T.B.K’nın 149. maddesine göre alacağın muaccel olduğu tarih olup, vekâletsiz iş görme halinde iş görenin alacağı işin yapıldığı tarihte muaccel hale gelir ve zamanaşımı süresi fazla iş ve imalatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Dosya kapsamında alınan ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre sözleşme kapsamı dışında olan işlerin 2007 yılında yapıldığı tespit edilmiştir. Yine davacı vekili dilekçesinde açıkça işin bitirilmesinden sonra 08/09/2008 tarihinde idareye başvurarak ilave yapılan imalatlara ilişkin mukayese tablosu hazırlanarak kesin hesap olarak idareye başvurulduğunun belirtildiği, buradan davacının sözleşme kapsamı dışında kalan işleri 08/09/2008 tarihinden önce yaptığının açık ve net olarak anlaşıldığı, sözleşme kapsamı dışında yapılan fazla imalat bedellerinin 2007 yılında yapıldığı kabul edildiğinde dava tarihi 08/12/2015 tarihi itibari ile 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı, ancak ıslah tarihi itibari ile zaman aşımı süresinin dolduğundan fazladan yapılan imalatlar bedeli olan 8500,00 TL açısından açılan davanın kabulüne, fazlaya ilişkin talebin zaman aşımına uğradığından reddine karar verilmiştir.
Sözleşme kapsamında yapılan haksız ceza kesintisi açısından; 9.264,76 TL’nin davalı tarafından haksız olarak kesildiği anlaşılmış ise de; burada taraflar arasındaki eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği, alacağın eserin teslim tarihinden muaccel olacağı, zaman aşımı süresinin eserin teslim edildiği tarihten itibaren 5 yıl olduğu, olayda eserin geçici kabul tarihinin 15/02/2008 olduğu, kesin kabul tutanağının onay tarihinin 15/08/2011 tarihi olduğu, kesin kabul onay tarihinin eserin teslim tarihi olarak kabul edildiği, bu tarihten itibaren 5 yıllık süre içerisinde açılan davadaki talebin zamanaşımına uğramadığı, 500,00 TL açısından talebin kabulüne karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile, 15/08/2016 tarihi itibari ile haksız ceza kesintisi iadesi yönünden alacak zaman aşımına uğradığından ıslah ile talep edilen fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; alacağın zamanaşımına uğramadığını, yapım işleri genel şartnamesinin eki olduğu sözleşmeler için kesin kabulün onaylandığı tarihten itibaren zamanaşımı başlayacağını, dava konusu edilen 22 tutanak içeriğine göre, alacağın hesaplanmamış olmasının da yanlış olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dahi davacının alacağının bulunduğu belirtilmesine rağmen, mahkemece alacak bulunmadığının kabul edilmesinin yanlış olduğunu, davalının kestiği gecikme cezasının yersiz olduğunu, gecikme cezasının davacıya iadesi gerektiğini, davacının hakedişlerinden cebren su ve elektrik bedeli kesintisi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, bu bedellerin iadesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, davalının 1 yıl içerisinde kesin kabul yapması gerekirken, 3 yıl 6 ay sonra kesin kabul yaparak davacıyı zarara uğrattığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; YİGŞ’ye tabi işlerde yüklenicinin proje ve diğer konular ile ilgili itirazlarını yer teslimi ve işe başlama tarihinden itibaren 15 gün içerisinde idareye yazı ile bildirilmek zorunluluğunun bulunduğunu, bu sürenin aşılması halinde bir itiraz hakkının kalmadığını, davanın bu nedenle tümden reddinin gerektiğini, davacının geçici kabul eksikliklerinin bir kısmını tamamlamadığını, bu nedenle gecikme cezası uygulamasının doğru olduğunu, davacı şirketin imalat artışı ile ilgili taleplerinin yersiz olduğunu, zira söz konusu iş ve işlemleri kontrol mühendisi ile tutanak tutmak sureti ile bu imalatların yapıldığının iddia edildiğini, tutarın sözleşme bedelinin % 10’unu geçmesi nedeni ile, olur alınmasının YİGŞ’nin 21. maddesi uyarınca gerekli olduğunu, tutanak ile alacak oluşturulamayacağını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı yüklenici davalı iş sahibidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.

İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı vekilinin ıslah ile artırılan kısmın zamanaşımına uğramadığı iddiasına dayanak gösterdiği içtihatların sözleşme kapsamındaki işler için geçerli olduğu, sözleşme dışı işler ile ilgili talebin vekaletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde yapıldıkları tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davanın kısmi dava mahiyetinde olup, dava dilekçesi ile istenen miktarın süresi içinde ileri sürüldüğü ancak, ıslah ile artırılan kısımların zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla, sözleşme dışı işlerle ilgili ta taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraftan alınması gereken gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-Davalı taraftan alınması gereken 614,79 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 153,70 TL’nin mahsubu ile, bakiye 461,09 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının ilgilisi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 06/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip