Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/859 E. 2023/1040 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/859 Esas
KARAR NO : 2023/1040 (İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Kararın Kaldırılarak Yeniden Hüküm Kurulması 353/1-b-2)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2021
NUMARASI : 2017/581 Esas-2021/462 Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ :
DAVALI : .
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali

KARAR TARİHİ : 03/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/10/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 24/08/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı ile arasındaki sözleşme gereği kendi edimini yerine getirdiğini, davalının kumaşlarına, yanmaz, su geçirmez ve anti bakteriyel özelliklere sahip olmasını sağlayacak şekilde apre işlemine tabii tuttuğunu, buna karşın davalı şirketin bedel ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı şirket hakkında Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2017/4785 sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin toptan ve perakende olmak üzere döşemelik kumaş, perde vs konularda pazarlama yapmakta olduğunu, davalı şirketten mülkiyeti müvekkiline ait olan döşemelik kumaşların yanmaz, su geçirmez ve anti bakteriyel özelliklere sahip olmasını sağlayacak apre işlemine tabi tutulması hizmeti alındığını, davalı şirketin kendisine teslim edilen kumaşlara belirtilen özellikleri kazandırdığını belirterek müvekkili şirkete teslim ettiğini, müvekkili şirketin de bu kumaşları bu özellikleri taşıdığı belirtilmek suretiyle müşterilerine sattığını, ancak müşteriler tarafından satın alınan kumaşlar üzerinde yaptırılan testler sonucunda kumaşların belirtilen özellikleri taşımadığının tespit edilerek taşımadığı yönünde raporlar alındığını ve malların iade edildiğini, bu kumaşların müvekkili şirketin elinde kaldığını, durumun davacı şirkete bildirilerek müvekkili tarafından da teste tabi tutulduğunu ve bu konuda rapor alındığını, alınan raporda kumaşların özellikle yanmaya karşı dayanıklı olmadığının rapor ile belirlendiğini, bu gizli ayıp nedeniyle davacı şirkete iade faturası kesildiğini ve davacının cari hesabının bu şekilde sıfırlandığını, davacının müvekkili şirketten alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2021 tarihli 2017/581 Esas 2021/462 Karar sayılı kararında özetle; Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2017/4785 sayılı dosyası: davacı şirket tarafından davalı hakkında 03/03/2017 tarihinde 19.016,89 TL üzerinden cari hesap açıklaması ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 18/03/2017 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği ve davalı şirket tarafından 21.03.2017 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği, 21/03/2017 tarihli karar tensip tutanağı ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Bilirkişi Raporu: davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla talimat mahkemesi aracılığıyla aldırılan bilirkişi raporunda özetle; davacının 2016, 2017 yılı defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının davalı adına düzenlediği toplam 22.803,56 TL tutarlı 10 adet faturaya ilişkin sevk irsaliyelerinde teslim alan kısımlarında isim ve imzaların bulunduğu, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 19.016,89 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi Heyet Raporu: 15/03/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; dava konusu hizmetlerin basit muayene metodları ile tespitinin mümkün olmadığı, bu hizmetler için akredite farklı bir test laboratuvarında test yapıldıktan sonra kumaşların ayıplı olup olmadığına karar verilebileceği, mevcut test sonucuna göre ayıplı olan kumaşlar için ayıbın gizli ayıplı olmadığı, davalı şirketin 2016-2017 ticari defterlerinin yasal süresi içinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davacı tarafından davalıya düzenlenen toplam 22.803,57 TL tutarındaki faturaların davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve BA formu ile vergi dairesine bildirildiği, davalı şirketçe davacıya 3.786,69 TL ödeme yapıldığı, davalı şirket tarafından 2 adet toplam tutarı 18.569,26 TL olan iade faturası düzenlendiği ve BS formu ile vergi dairesine beyan edildiği, buna göre davalının davacı şirkete 447,62 TL borçlu olduğu, davalı şirketçe iade faturaların teslimine ilişkin bir tespit yapılamadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi Heyet Raporu: alınan ilk bilirkişi heyet raporunun, dava konusu kumaşların davalının savunduğu şekilde ayıplı olup olmadığı husunda hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığının anlaşılması üzerine alınan 14.01.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacının 16/12/2016 tarihli faturasında “antibakteriyel apre+crips” ibaresinin bulunduğu, uyuşmazlığın çözümü için “crips” olarak belirtilen ibarenin incelenmesi gerektiği, crips kumaşın % 93 yün, % 7 poliamid içerikli bir kumaş olduğu, bu kumaşın uluslararası standartlara göre sahip olması gereken bazı teknik spesifikasyonlarının bulunduğu, tutuşabilirlik yönünden bu tip kumaşların kaplama malzemesi olarak kullanılırken mobilyada dolgu malzemesi olarak yanmayı geciktirme özelliğine sahip 20-22 dansiteli poliüretan köpük kullanılması gerektiği, bu koşullar altında yanar haldeki sigaranın kumaş üzerinde 60 dakikalık mevcudiyetinde bile kumaşın alev alma ve kumaşta artarak ilerleyen bir yanma olması gerektiğini, çakmakla tutuşturulduğunda alevin 120 saniye içinde kumaş tarafından söndürülmesi veya yanma artışa meyilli olmaması gerektiğini, crips kumaşın uluslararası standartlarında malzemenin yanmaya karşı dayanımının yalnız çakmak/kibrit ve sigara gibi ateş kaynakları için olduğu, dosyadaki numune kumaşla yapılan çakmak/kibrit testlerinde numunedeki yanmanın crips kumaşın sönümleme etkisiyle kısa sürede durduğu, kumaşların kendi standartlarına uygun davranış içinde olduğu, kumaşla ilgili yanmazlık bazlı ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğu, ancak yapılan incelemelerde davacının uluslararası standartlara uygun ve ayıpsız malzeme ürettiğinin anlaşıldığı belirtilmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, talimat yolu ile alınan bilirkişi raporu içeriği ile mahkememizce davalının ticari defterleri de incelenmek suretiyle alınan Bilirkişi Kurulu raporları içeriğine göre;
Taraflar arasındaki eser sözleşmesinin varlığı ve dava konusu kumaşların davacı tarafından işleme tabi tutulduktan sonra davalıya teslim edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı, davacı tarafından işleme tabi tutulan kumaşlara kararlaştırılan özelliklerin kazandırılmadığını, başka bir deyişle ayıplı olarak üretildiğini ve bu nedenle davacıya iade faturaları kesildiğini, davacıya borçlu olmadığını savunmaktadır. Mahkememizce dosya kapsamına uygun olmakla, hükme esas alınan 14/01/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda dava konusu kumaşların ayıplı olmadığı belirlenmiş olmakla davalının ürünlerin ayıplı olduğu yönündeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Davacının ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla talimat mahkemesi aracılığıyla alınan bilirkişi raporu ve mali müşavir bilirkişinin davalının defterleri incelenmek suretiyle bildirilen görüşleri yönünden kısmen itibar edilen 15/03/2020 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre; davacının davalıya 22.803,57 TL tutarında fatura kestiği, faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından davalıya 3.786,69 TL ödeme yaptığı, davalının teslim edilen kumaşların ayıplı olduğu savunmasını kanıtlayamamış olması nedeniyle davacı şirketin bakiye 19.016,88 TL alacaklı olduğu kanaatiyle davanın kabulüne ve faturaya dayalı alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilerek hüküm tesis edildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından verilen 04.10.2021 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından dosyaya sundukları laboratuvar ortamında kumaşlar üzerinde çeşitli testlere tabi tutularak alınmış raporun yok sayılarak, hiçbir bilimsel veri ve gerçeğe dayanmayan varsayımlara dayalı olarak yazılmış bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, bilimsel gerçeklere dayanmayan bu rapora göre verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, mahkemede görülen davanın konusunun, müvekkili şirketin kendisine ait olan kumaşlar üzerinde, davacı şirketçe yapıldığı belirtilen ve bu kumaşlara kazandırıldığı belirtilen yanmazlık ve anti-bakteriyel apre işleminin ayıplı olması sebebi ile ödemedikleri ve kumaşlardaki gizli ayıp sebebi ile iade ettikleri fatura alacağı için yapılan ilamsız icra takibine karşı yapmış oldukları itiraz sebebi ile duran icra takibine yönelik itirazlarının iptaline yönelik olarak açılan, itirazın iptali davası olduğunu, yapılan icra takibine karşı vermiş oldukları itiraz dilekçesinde de belirttikleri üzere, yapılan apreleme işleminin uygun olmadığını, yaptırdıkları testle bunun ortaya çıktığını ve bunun bir gizli ayıp olması sebebi ile de böyle bir alacağın müvekkilinden icra takibi ile istenemeyeceğini, konunun yargılamayı gerektirdiğini, taraflarınca dava açılmadan önce bu konuda Türkiye’de en yetkili ve yaptığı incelemeler sonucunda hazırladığı raporların tartışılmadığı … laboratuvarlarında yaptırdıkları yaklaşık beş gün süren testler sonucunda hazırlanan raporun yok sayılarak, oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan ve bu heyetçe hazırlanan bilimsel hiçbir temele dayanmayan rapora göre karar verildiğini, bu raporun çelişkiler içerdiğini ve bilimsel olmadığını, mahkemece, kararına gerekçe yapılan bilirkişi raporunda taraflarınca yaptırılmış olan raporda sadece yanmazlık testinin (crisp testinin) yaptırıldığını, antibakteriyel özelliğine ilişkin herhangi bir test yaptırılmadığını, taraflarınca yaptırılan testlerdeki ilk aşamanın kumaşlara yanmazlık özelliğinin kazandırılıp kazandırılmadığına yönelik olduğunu, bahsi geçen testi geçmesi halinde de ikinci aşama olarak, kumaşlara antibakteriyel özellik kazandırılıp kazandırılmadığına ilişkin yeni bir test yaptırılacağı hususunun tartışılmayacağını, ancak kumaşların henüz yanmazlık testinden geçmeyerek ayıplı çıkmış iken, ayıplı olan bu malların üzerinde yeni bir test yaptırılmasının gerekli olmayacağının da açık ve net olduğunu, bu sebeple bilirkişilerce kumaşlara antibakteriyel test yaptırılmasından vazgeçildiğine yönelik tespitine katılmadıklarını, yine bu heyetçe hazırlanan raporda eksik inceleme yapıldığının diğer bir bariz örneğinin de Crisp kumaşın özelliklerinden bahsedilirken yapıldığını, bilirkişi raporunda, kumaşın özelliğinden bahsedilirken Crisp kumaşın % 93 yün, %7 poliamid (termoset)’ten oluşan bir kumaş olduğu gibi bir saptama bulunduğunu, ancak, taraflarınca işleme tabi tutulması için teslim ettikleri kumaşların %57 polyester %43’te kotondan üretilmiş kumaşlar olduğunu, incelenmesi gereken kumaşları analiz etmeksizin hazırlanan ve kumaşların dokusu dahi bilinmeden hazırlanmış olan rapora göre verilen kararın eksik olduğunu, taraflarınca laboratuvar ortamında yaptırılan ve dosyaya da sunulmuş olan … firmasına yaptırmış oldukları testin laboratuvar ortamında hazırlanmış her türlü koşula göre yapılmış bir inceleme sonucunda varılan sonuçlara göre hazırlanmış bir rapor olduğunu, ancak, karara gerekçe yapılan bilirkişi raporunda ilginç bir yaklaşım ile “teslim alınan kumaşlardan küçük numuneler alınarak, üzerine yanan sigara konularak veya çakmak/kibrit ile tutuşturma yapılarak, ayıp tespiti mümkündür” denildiğini, taraflarınca dosyaya sunulmuş olan laboratuvar ortamında yapılan testte, açık ve net bir şekilde kumaşa uygulanan testte “15 saniye alev uygulandığında yanıyorsa 20 saniye de tahribat 150 mm mesafeye ulaşmamalı” şeklinde bilimsel veri ortaya konulduğunu, devamında ise test sonucunda açık ve net bir şekilde yanmanın devam ettiği ve kumaşın bu testten geçmediğini, uygun bulunmadığını belirttiklerini, bu sebeple bilimsel hiçbir veriye ve gerçeğe uygun olmayacak şekilde, teslim alınan kumaşlardan küçük numuneler alınarak, üzerine yanan sigara konularak veya veya çakmak/kibrit ile tutuşturma yapılarak, ayıbın tespitinin mümkün olamayacağına göre, bu tespiti yapan bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmesinin de hukuka uygun olmadığını, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında, davacı tarafından davalı iş sahibine verilen, davacı yükleniciye teslim edilen kumaşların yanmaz, su geçirmez ve anti bakteriyel özelliklere sahip olmasını sağlayacak şekilde apre işlemine tabi tutulması hizmeti sebebi ile iş bedeli karşılığı olarak düzenlenen fatura bedelinden kalan alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamı isteğine ilişkindir.
Davalı vekili davaya cevabında, davacı yüklenici tarafından verilen apre işleminin ayıplı olarak ifa edildiğini, teslim edilen kumaşlarda bulunması gereken yanmazlık özelliğinin bulunmadığını, bu nedenle müvekkili tarafından satılan bu kumaşların alıcılar tarafından müvekkiline iade edildiğini ve müvekkilinin elinde kaldığını, ayıplı olan bu kumaşlar sebebi ile iade faturası düzenlediklerini ve kalan fatura bedelini bu sebeple ödemediklerini belirterek haksız davanın reddini ve müvekkili yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada, bilirkişi kurulundan ticari defterler ve kumaşlar üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda alınan iki farklı bilirkişi kurulunun rapor ve ek raporlarından sonra son bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle davacı tarafından davalıya teslim edilen kumaşların yanmazlık özelliğine sahip olduğu, kumaşın cinsi gereği anti bakteriyel özelliği sahip olmasının mümkün olmadığı, davalının da daha çok kumaşların yanmazlık özelliğinin bulunmadığını söyleyerek ayıp iddiasında bulunduğu, yine taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre teslim edilen kumaşların kesilmeden önce ayıplı olup olmadığının tespiti gerektiğini, zira kesildikten sonra bu kumaşların tekrar değerlendirilmesinin mümkün olamayacağının kararlaştırıldığı, davalının iddia ettiği ayıpların açık ayıp niteliğinde olduğu ve davalının, teslim edilen kumaşların ayıplı olup olmadığını tespit ettirmeden top kumaşları keserek sattığını ve taraflar arasında düzenlenen imzalı teslim tutanağına göre bu aşamadan sonra sorumluluğun artık davalı yanda olacağı, davalının sorumluluğunu yerine getirmediği, malların ayıplı olup olmadığını tespit ettirmeden ve açık ayıp niteliğinde olduğu anlaşılan ayıpları davacı yana ihbar etmeden kumaşları kesip sattığı bu sebeple davacının eser sözleşmesinden doğan edimini yerine getirdiğinin ve bu sebeple fatura bedelinden kalan alacağa hak kazanmış olduğunun kabulü gerektiği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne ve alacağın likit olduğu kabul edilmek suretiyle icra inkar tazminatı isteminin de kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekilinin yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasında yukarıda belirtilen gerekçelere göre yasaya aykırı bir durum görülmemiş olduğundan davalı vekilinin bu konudaki istinaf gerekçelerinde dairemizce isabet görülmemiştir. Ancak takibe konu alacağın, likit bir alacak niteliğinde olmadığı, davaya konu alacağın varlığının mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları sonucunda belirlenebildiği anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş olması gerekirken kabulüne karar verilmiş olması sebebiyle davalı vekilinin bu konudaki istinaf gerekçesi yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde düzelterek yeniden esas hakkında karar verilebileceğinden mahkeme kararının, HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalının, Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2017/4785 sayılı takip dosyası ile hakkında yapılan icra takibinin 19.016,89 TL’lik asıl alacak kısmına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ancak takibe ve davaya konu alacağın likit bir alacak niteliğinde olmaması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine dair dairemizce yeniden karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2021 tarihli ve 2017/581 Esas 2021/462 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın KABULÜNE,
4-Davalının, Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2017/4785 Esas sayılı takip dosyası ile hakkında yapılan icra takibinin 19.016,89 TL’lik asıl alacak kısmına yaptığı itirazın iptali ile takibin 19.016.89 TL’lik asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına,
5-Koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine,
6-Karar tarihi itibariyle hüküm altına alınan alacak üzerinden alınması gerekli 1.299,04 TL nisbi karar ve ilam harç bedelinden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 324,77 TL harç bedelinin mahsubu ile kalan 974,27 TL harç bedelinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 324,77 TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İlk derece mahkemesinin 18/06/2021 tarihli 2017/581 Esas, 2021/462 Karar sayılı kararında belirtilen ve davalıdan alınmasına karar verilen 974,27 TL bakiye karar harç bedelinin davalıdan tahsil edilmiş ise davalıya iadesi, tahsil edilmemiş ise harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iade edilmesi konusundaki prosedürün ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
7- Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 ve 2 maddeleri uyarınca ve davacının istinaf yoluna başvurmamış olması sebebi ile davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinin yargılaması sırasında harç, bilirkişi ücretleri ve tebligat gideri olarak yapılan toplam 4.508,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- HMK’nun 333/1 maddesi gereğince gider ve delil avansından bakiye kısmın yatıran taraflara iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
10-Davalının istinaf başvurusunun kabul edilmiş olması sebebiyle istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına, davalı tarafından yatırılan 333,00 TL istinaf nisbi peşin harç bedelinin talep halinde davalıya iadesine,
11- Davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 44,40 TL dosya gönderme gideri 5,50 TL bir adet tebligat giderinden oluşan toplam 212,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e- imzalıdır e- imzalıdır e- imzalıdır e- imzalıdır