Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/843 E. 2022/829 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)
ESAS NO : 2021/843
KARAR NO : 2022/829

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAH.
TARİHİ : 01/06/2021
NUMARASI : 2017/574 Esas – 2021/382 Karar

DAVACI :
ADRES :
VEKİLLERİ :
ADRES :
DAVALI :
ADRES :
VEKİLİ :
ADRES :

BİRLEŞEN ANK. BATI ATM. 2017/575 ESAS 2018/132 KARAR SAYILI DOSYASI

DAVACI :
ADRES :
VEKİLLERİ :
ADRES :
DAVALI :
ADRES :
VEKİLİ :
ADRES :

ASIL DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
BİR. DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/09/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan asıl ve birleşen dava eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde asıl ve birleşen davacısı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Asıl davada davacı vekili; davacı ile …Ajansı arasında 17/02/2015 tarihinde konusu “… 2016 Sergi Alanı Kongre Merkezi Yapılması İşi” olan bir sözleşme imzalandığını, bu kapsamda … kulesinin kayar kalıp sistemi ile yapılmasına karar verildiğini ve davalı şirketten konuyla ilgili teklif istendiğini, davalı … şirketinin 08/06/2015 tarihinde teklifini gönderdiğini, teklifin davacı şirket tarafından kabul edildiğini ve 19/06/2015 tarihinde söz konusu teklif imzalanmak suretiyle çalışma koşul ve şartları konusunda taraflarca mutabakata varıldığını, davalı … Şirketi tarafından verilen ve taraflarca imzalanarak anlaşma ve çalışma koşullarını oluşturan teklifin “Konusu:Antalya … 2016 Sergi Alanı kapsamında yapılmakta olan … Kulesi 113 metre yüksekliğinde betonarme çekirdek özel kesitli kayar kalıp kiralanması, montaj ve kayma süpervizyonu” olarak belirlendiğini, 08/06/2015 tarihli teklif/sözleşmede teslim süresinin 4 hafta olarak taahhüt edildiğini ve 4 hafta içerisinde tüm malzemelerin teslim edilerek kayar kalıbın çalışmaya başlaması konusunda taraflarca mutabakata varıldığını, “Yapım Yönetimi” başlıklı bölümde ise günde 3-3,5 metre yükselme hızına erişileceğinin taahhüt edildiğini, “Kısmi Prizmatik Kayar Kalıp Ekipmanı” bölümünde davacı şirkete kiralanacak kayar kalıp sistemi ekipmanının teker teker belirtildiğini, fiyatın ise toplam (485.000,00 TL+KDV) 572.300,00 TL olarak belirlendiğini, davacı şirketin davalı şirkete 24/06/2015 tarihinde 242.500,00 TL avans ödemesi yaptığını, toplamda ise davalı şirkete 617.050,00 TL ödeme yapıldığını, ancak davalı şirketin üstlendiği edimleri taahhüt ettiği sürede ve şekilde yerine getirmediğini, kayar kalıp sistemi ekipmanlarını geç teslim ettiğini, eksik, hatalı ve kötü ekipmanlar kullandığını, kayar kalıp sisteminin taahhüt edilen yükseklik hızına erişemediğini, bu nedenle davacı şirketin çok ciddi zarar, ziyan ve kayıpları oluştuğunu, ayrıca davacı şirketin davalıdan kaynaklanan nedenlerle ana işverene taahhüdünü zamanında yerine getiremediğini, ana işverenin gecikme cezası uyguladığını, ve bu tutarın davacı şirketin hakedişinden kesildiğini, sözleşmenin 19/06/2015 tarihinde imzalandığı dikkate alındığında, tüm malzemelerin teslimi ve kayar kalıbın çalışmaya başlayacağı tarihin 19/07/2015 tarihi olduğunu, oysa tüm malzemelerin teslim edilerek kayar kalıbın çalışmaya başladığı tarihin 01/11/2015 tarihi olduğunu, davacı şirketin çalışmaya başlamak üzere kadrosuna kattığı kalıp işçilerinin ücretini 01/11/2015 tarihine kadar çalışmadan ödemek zorunda kaldığını, davacı şirketin kayar kalıpla kule inşaatında çalışacak demir işçilerinin temini konusunda ise … İnşaat Ltd.Şti ile anlaşma yapmak suretiyle demir işçilerini de aynı şekilde hazır ettiğini, ancak 01/11/2015 tarihine kadar kule inşaatının başlayamaması nedeni ile davacı şirketin demir işçilerinin ücretini ise … İnşaat Ltd.Şti’ne ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle davacı şirketin zarar, ziyan ve kayıpları oluştuğunu, davalı şirketin günde 3-3,5 metre yükselme hızına erişileceğini taahhüt ettiğini, ancak günde 1-1,5 metre yükselme hızına erişilebildiğini, … 2016 Kulesinin yüksekliğinin 113 metre olduğu dikkate alındığında kulenin 33-38 gün içerisinde 113 metre yüksekliğe ulaşması gerektiğini, davacı şirketin uğramış olduğu zarar, ziyan ve kaybına ilişkin tazminat miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılma üzere fazlaya ilişkin hakları saklı tutulrak şimdilik 60.000,00 TL’nin 01/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Asıl davada davalı vekili; davalı Şirket tarafından “… 2016 Sergi Alanı Kongre Merkezi Yapılması İşi”nde … Kulesinin kayar kalıp sistemi ile yapılması işine, 08.06.2015 tarihinde teklif verildiğini, işbu teklifin onay tarihinin ise 19.06.2015 olduğunu, işbu teklifin davalı Şirkete teslim edilen avan projelere göre verilmiş olup, teklifin onaylanmasını müteakip 23.06.2015 tarihinde avans çekleri verildiğini, her ne kadar Müvekkili Şirketin teklifi 19.06.2015 tarihinde onaylanmış ise de, uygulama projelerinin teslim tarihinin 27.08.2015 olduğunu, teklifin dayandığı projeler ile uygulama projeleri arasındaki farklılıkların, kalıp projesinde büyük değişikliklere sebebiyet verdiğini, izah edilen sebepler çerçevesinde işe başlama tarihi 08.06.2015 değil, 27.08.2015 olduğunu, bu çerçevede değerlendirildiğinde teslim tarihinin 27.09.2015 olduğunu, teklife eklenen Yapım Yöntemi, kiralanan kayar kalıp sisteminin işleyişini anlatan bir doküman olduğunu, kule inşaatının tamamını kapsayan bir yapım yöntemi olmadığını, davalı şirketin de kule inşaatına yalnızca kiralık kalıp teminini sağladığını, montaj ve kayma süpervizyonu yaptığını, davalı şirket tarafından süpervizyon tarifi, montaj ve kayma için sahada uygulama yönlendirmesi yapacak personel bulundurulduğunu, kayar kalıp uygulama işçiliğinin de davacı firmanın elemanları tarafından yapıldığını, yapım yönteminde belirtilen ulaşılabilecek 3-3,5 metre yükselme hızının, kayar kalıp ekipmanının kendi kaldırma – yükselme kapasitesi olduğunu, kalıbın yükselme kapasitesine paralel olarak kayar kalıp işçiliği, beton ve demir imalatları aksamadan yapılırsa bu yükselme hızına ulaşılabileceğini, ancak bu kulenin yapımı için bir taahhüt niteliğinde olmadığını, uygulama projelerinin 27.08.2015 tarihinde müvekkili şirkete teslim edilen projelerle çalışmaya başlanıldığını, projeler ile uygulama projeleri arasında, davacı taraftan kaynaklı farklılıklar sebebiyle imalatların 2 gün uzamış olup kalıp sevkiyatına 29.09.2015 tarihinde başlandığını, kalıp teslimatının gerçekleşmesinden sonra montaj süresinin de gerekeceğini, kaymanın 01.11.2015 tarihinde aktif hale geldiğini, özel tasarımlı bir kayar kalıp için 1 ay montaj süresi uzun bir süre olmadığını, her ne kadar cüzi bir süre içerisinde iş neticelendirilmiş ise de montaj süresi açısından davacı tarafa verilmiş herhangi bir taahhüt olmadığını, montaj işlemlerinin davacı firma personeli tarafından yapıldığını, kayar kalıp ekibinin her ne kadar davalı şirket tarafından önerilmiş ise de; davacının basiretli bir tacir gibi davranarak konuşup, mutabık kaldığını, kayda değer bir aksamının söz konusu olmadığını davalı şirketin herhangi bir zarara sebebiyet verdiğinin kabul edilmediğini, … İnş. Ltd. Şti. ile davalı şirketin herhangi bir ticari münasebeti söz konusu olmadığını, davacı ile tedarikçisi üçüncü bir firmanın faturalarının davalı şirketin zarara neden olduğu anlamına gelemeyeceğini, anılan kalıbın özel bir çözüm niteliğinde olduğunu, bir çok tasarım özelliği bakımından Türkiye’de ilk olduğunu, yapım aşamasında ilk olmasının getirdiği bir takım hatalar yapılmış ise de herhangi bir zarar doğmadan bu hataların düzeltildiğini, ayrıca anılan kalıp siteminin kiralık olup sıfır kalıp üretileceğinin de taahhüt edilmediğini, davacı tarafından iddia edilen herhangi bir malzeme iadesinin söz konusu olmadığını, iş teslimi gerçekleşmiş ve neticelenmiş ise işin eksiksiz yapıldığının kabulü gerektiğini, davacı taraf hatalı ve eksik bir imalatın kabulünü herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadığını iddia ettiğini bu durumun taraflarınca kabul edilmediğini, davalının anılan kalıbı kiraladığını, devamında süpervizyon tarifini yaptığını, kiralık kalıbın verilmesi ve işlerin tamamından davalı şirketin sorumlu tutulmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, yükselme hızının birçok değişkene bağlı ve süreye etkilerini planlamak kalıp işini yapana ait değil, işverenin işi olduğunu, herhangi bir zarar doğmuş ise dahi bu durum işverenin kendi planlaması ve kararları sonucu geliştiğini, iş bitimi esnasında, talep edilen “satın alınan” malzeme, beton içinde kaldığından, ayrıca fatura edildiğini, kalıp malzemesinin beton içinde kalmasının davalı şirketin hatası olmadığını, iş bitiminden bu yana iki yılı aşkın bir zaman geçmesine rağmen kalan bakiye olan 38.086,00 TL’nin hala ödenmediğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıların üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN ANK. BATI ATM’NİN 2017/575 E. SAYILI DOSYASINDA;
İDDİA :
Birleşen dosyada davacı vekili; müvekkili ile …Ajansı arasında 17/02/2015 tarihinde konusu … 2016 Sergi Alanı Kongre Merkezi yapılması işi olan bir sözleşme imzalandığını, bu kapsamda … Kulesinin kayar kalıp sistemi ile yapılmasına karar verildiğini ve davalı şirketten konuyla ilgili teklif istendiğini, davalının göndermiş olduğu teklifin müvekkili şirket tarafından kabul edildiğini ve 19/06/2015 tarihinde söz konusu teklifin imzalanarak taraflarca mutabakata varıldığını, davalının 08/06/2015 tarihli teklifinde belirtilen malzemeler dışında ayrıca tırmanma çubuğu elemanları, tırmanma çubuğu mesnedi ve karma kayar kalıp ilave malzemeleri gerektiğini bildirdiğini, bunların müvekkili tarafından satın alınmasının talep edildiğini, müvekkili şirketin de bu kapsamda tırmanma çubuğu elemanlarını 40.120,00 TL bedelle davalı tarafından müvekkili şirkete satıldığını, 11.12.2015 tarih, 40.120,00 TL tutarında faturanın müvekkili şirkete gönderildiğini, aynı şekilde tırmanma çubuğu mesnedi ile karma kayar kalıp ilave malzemelerinin davalı şirket tarafından müvekkili şirkete satıldığını, buna ilişkin 08/01/2016 tarih 42.716,00 TL bedelli faturanın müvekkili şirkete gönderildiğini, fatura bedelinin müvekkili şirket tarafından ödendiğini, ancak davalı şirektin satın almış olduğu mülkiyeti müvekkiline ait bu malzemelerin iadesinin talep edildiğini, ancak iyi niyetli bu çabalarından sonuç alınamadığını, davalının mülkiyeti müvekkiline ait malzemeleri geri vermediğini beyan ederek, mülkiyeti müvekkiline ait tırmanma çubuğu elemanları, tırmanma çubuğu mesnedi ve karma kayar kalıp ilave malzemelerinin müvekkili şirkete aynen iadesine, aynen iadesi mümkün değilse 40.120,00 TL nin fatura tarihi olan 11/12/2015 tarihinden, 42.716,00 TL nin fatura tarihi olan 08/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Birleşen dosyada davalı vekili; müvekkili şirket tarafından “… 2016 Sergi Alanı Kongre Merkezi Yapılması İşi”nde … Kulesinin kayar kalıp sistemi ile yapılması işine, 08.06.2015 tarihinde teklif verildiğini, İşbu teklifin onay tarihinin 19.06.2015 olduğunu, işbu teklif müvekkili şirkete teslim edilen avan projelere göre verilmiş olduğunu, teklifin onaylanmasını müteakip 23.06.2015 tarihinde avans çekleri verildiğini, her ne kadar Müvekkili şirketin teklifi 19.06.2015 tarihinde onaylanmış ise de, uygulama projelerinin teslim tarihi 27.08.2015 olduğunu, teklifin dayandığı projeler ile uygulama projeleri arasındaki farklılıklar, kalıp projesinde büyük değişikliklere sebebiyet verdiğini, bu nedenler çerçevesinde işe başlama tarihi 08.06.2015 değil, 27.08.2015 olduğunu, buna göre değerlendirildiğinde teslim tarihi 27.09.2015 olacağını, teklife eklenen yapım yöntemi kulenin yapımı için bir taahhüt olmadığını, teklife eklenen yapım yönteminin kiralanan kayar kalıp sisteminin işleyişini anlatan bir döküman olduğunu, kule inşaatının tamamını kapsayan bir yapım yöntemi olmadığını, özel tasarımlı bir kayar kalıp için bir ay montaj süresinin uzun bir süre olmadığını, montaj süresi açısıından davacı tarafa verilmiş herhangi bir taahhüdün söz konusu olmadığını, zira montaj işlemlerinin davacı firma personelleri tarafından yapıldığını, müvekili şirketin herhangi bir zarara sebebiyet vermediğini, tedarikçi üçüncü bir firmanın faturalarının müvekkili şirketin zarara sebebiyet verdiği anlamına gelmeyeceğini, müvekkil şirketin anılan kalıbı kiraladığını, devamında süpervizyon tarifini yaptığını, Kiralık kalıbın verilmesi ve işlerin tamamından müvekkil şirketin sorumlu tutulmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, herhangi bir zarar doğmuş ise dahi bu durum işverenin kendi planlaması ve kararları sonucu geliştiğini, nitekim iş bitimi esnasında, müvekkil şirketin yalnızca bir kişinin nezareti ile bulunduğunu, talep edilen “satın alınan” malzeme, beton içinde kaldığından, ayrıca fatura edildiğini, kalıp malzemesinin beton içinde kalmasının müvekkili şirketin hatası olmadığını, iş bitiminden bu yana iki yılı aşkın bir zaman geçmesine rağmen, iş bedelinden kalan 38.086,00 TL’nin halen ödenmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “sözleşmede 4 haftalık bir teslim süresi belirlenmiştir. Sözleşmede işin başlama tarihine ilişkin olarak (proje onaylanması vb. gibi) ayn bir hükme yer verilmemiştir. Bu nedenle sözleşme tarihinden itibaren başlayarak iki ihtimale göre teslim süresi belirlenmiştir. Her iki ihtimalde de borçlunun yani davalının işin sözleşmesinde belirtilen süresinde teslim edilemediği, hukuki deyimle temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır. Temerrüdün gerçekleştiği belirlenen 18.07.2015 ya da 24.09.2015 tarihinden sonra davacı alacaklının seçimlik haklarından (yukarıda belirtilen 2 ve 3 nolu) seçimlik hakkını kullanmadığı yani ifayı reddetmediği ve sözleşmenin feshi yoluna da gitmediği, aynen ifa yolunu tercih ettiği anlaşılmaktadır. Ancak, dosya kapsamında, davacı alacaklının davalı borçluya uygun bir mehil tayininde bulunduğuna dair bir belgeye rastlanmamıştır.Zarara ilişkin olarak, davacı taraf, borçlunun teslimde gecikmesi nedeniyle asıl işverenin kendisine uyguladığı gecikme cezası nedeniyle ve çalıştırdığı özel nitelikteki kalıp ve demir işçilerine fazladan ödeme yapmak zorunda kaldığı için, zarara uğradığı iddiasındadır. Davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu … Ltd.Şti. faturalarından, davacının … içerisinde kule inşaatı dışında kongre merkezi, çarşı inşaatı gibi başka imalatlar yaptığı da anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan puantajlardan sonra alınan 29.05.2019 tarihli Muhasebeci Ek Bilirkişi raporunda da bu zararın tespiti mümkün olmamıştır. Ayrıca, davacının iddiasında yer alan asıl işverenin uyguladığı gecikme cezasına ilişkin olarak; bu cezanın dava konusu işten mi yoksa davacının başka bir taahhüdünden mi meydana geldiği, ne tutarda gecikme cezası ödediği belli değildir. Zararın varlığını ispat külfeti davacı üzerindedir. Kule inşaatı ile birlikte diğer imalatlar davacı/yüklenici yükümlülüğündedir. Kule inşaatındaki taahhüt edilen yükseklik hızına erişilmesini engelleyen veya sebep olan unsurların tespitine yönelik düzenlenmiş tutanak, gecikme kayar kayıptan kaynaklı ise davalı tarafa yapılmış uyarı/ihtar bulunmadığı, gecikmenin hangi unsurdan kaynaklandığı ve ana işveren tarafından uygulanan gecikme cezasının ne kadarının kule inşaatına ait olduğunun tespitine yönelik açıklayıcı belgelerin dosyada mevcut olmadığı” gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl ve birleşen dosya davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan sözleşmede işin 4 hafta içerisinde tamamlanacağının belirtildiğini, bu sürenin kesin bir vade mahiyetinde olduğunu, davalının temerrüde düştüğünü, kendisine bir mehil verilmesine gerek bulunmadığını, TBK. 124 maddesine göre de, davalıya süre verilmesinin gerekmediğini, davacının edimini geç ifa etmesi nedeni ile davacı zararlarını gidermesi gerektiğini, mahkemece dava dilekçesi ekinde sunulan dava dışı … firmasına yapılan ödeme belgelerinin ve asıl işverenin davacı şirketten yaptığı kesintileri gösterir belgelerin dikkate alınmadığını, davalı şirketin sözleşme hükümlerine aykırı olarak edimini geç, eksik ve kötü ifa ettiğini, davacının davalı şirkete borçlu olduğu yönündeki tespitin gerçek durumu yansıtmadığını, davalının mesnet çubuklarının beton içinde kaldığı iddiasının araştırılmasının teknik olarak mümkün olmadığı belirtilmekle, davalının bu iddiasının yerinde olmadığının ortaya çıktığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Asıl ve birleşen dava eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı yüklenici , davalı ise taşerondur. Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm asıl ve birleşen dosya davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
TBK 470/1 maddesine göre eser sözleşmesi yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.
1- Davacı vekili dava dilekçesinde taraflar arasındaki ticari ilişkiden bahsederek, davalının sözleşme gereklerini yerine getirmediğini belirterek, toplamda 60.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiş, zarar ve talep kalemlerini açıklamamış, mahkemece de bu hususta davacı vekilinden bir açıklama istenilmemiştir. Mahkemece öncelikle davacı vekiline süre verilerek, talep kalemlerinin ve talep miktarlarının açıklattırılması gereklidir.
2- Mahkemece alınan bilirkişi raporlarında, bilirkişi raporu hazırlanabilmesi için gerekli belgelerin bir kısmının dosyada bulunmadığı belirtilmesine rağmen, söz konusu belgeler temin edilmeden bilirkişi raporu alınarak hüküm kurulmuştur. Bu bağlamda mahkemece avan proje ve uygulama projeleri dosya içerisine alınmalı, davalı yüklenici ile dava dışı iş sahibi arasındaki sözleşme çerçevesinde düzenlenen tüm belge örnekleri celbedilmeli, davalının işi geciktirmesi nedeniyle dava dışı … firmasından işçi temin edilmek zorunda kalındığı iddiası nedeniyle, adı geçen işçilerin SGK hizmet cetveli örnekleri ilgili SGK il müdürlüğünden getirtilmeli, bu işçilerle ilgili kaşeli ve imzalı pursantaj listelerinin okunaklı birer suretleri dosya içerisine alınmalıdır.
3- Yukarıda bahsedilen eksikler giderildikten sonra mahkemece inşaat mühendisi, makine mühendisi ve eser sözleşmeleri konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyeti kurularak, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, bilirkişi heyetlerinin raporları arsındaki çelişkiler giderilmelidir. Bu bağlamda avan projesi ve uygulama projesi arasında farklılıklar olup olmadığı var ise bu durumun işin gecikmesine sebebiyet verip vermeyeceği, verecek ise ne kadar süre gecikmeye yol açacağı hususu bu konuyla ilgili taraflar arasındaki email yazışmaları da gözetilerek değerlendirilmeli, dava dışı iş sahibi ile davacı yüklenici arasındaki sözleşme dosyası incelenerek, davacıya kesilen gecikme cezasının davalı taşeronun üstlendiği işlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığı belirlenmeli, davalı cevap dilekçesinde kalıp malzemelerinin beton içerisinde kaldığını beyan ettiğinden, bu husustaki normal inşaat uygulamaları ve inşaat teknikleri dikkate alındığında, davalı taşeronun bir kusurunun olup olmadığı incelenmeli ve bu konuyla ilgili davacının talepleri irdelenmeli, davacının, davalının işi geciktirmesi nedeniyle, dava dışı … firmasından işçi temin edilmek zorunda kalındığı ve bu sebeple zarara uğradıkları iddiası ve bu konudaki talep değerlendirilmeli ve hasıl olacak sonuç doğrultusunda asıl ve birleşen dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalıdır. Mahkemece eksik inceleme ve araştırma yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.

Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, asıl ve birleşen dosya davacı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen dava davacısı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/574 Esas, 2021/382 nolu kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Asıl ve birleşen dosya davacısı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından asıl ve birleşen dosya davacısı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 29/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …