Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/818 E. 2022/827 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2021/818
KARAR NO : 2022/827

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2021
NUMARASI : 2014/426 Esas – 2021/43 Karar

ASIL YÖNÜNDEN;
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
ADRES :
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
ADRES :
DAVALI :
VEKİLİ :
ADRES :

BİRLEŞEN 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2019/164 ESAS SAYILI DOSYASI

DAVACI :
ADRES :
VEKİLİ :
ADRES :
DAVALI :

ASIL DAVA KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
BİR. DAVA KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
ASIL DAVADAKİ KARŞI
DAVA KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/09/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan asıl dava, asıl davadaki karşı dava ve birleşen dava eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, asıl davadaki karşı davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı – karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Asıl davada davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında 02.08.2012 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre, müvekkilinin davalı şirketin yapımını üstlendiği …Eğitim ve Araştırma Hastanesi güçlendirme ve onarım inşaatına ait elektrik projeleri kapsamında bulunan Pano ve Şalt Malzemeleri, izole trafo sistemleri ve ameliyathane kontrol panelleri, alçak gerilim ve zayıf akım kabloları, tüm sortiler aydınlatma ve yönlendirme armatürleri, çevre aydınlatma tesisatı, yıldırımdan korunma ve topraklama sistemleri, yapısal kablo sistemi, yangın algılama ve ihbar sistemi, acil anons ve müzik yayın sistemleri multiswitch ve komple TV tesisatı, sıramatik sistemi, saat sistemi, CCTV kamera güvenlik sistemi, hemşire çağrı sistemi gibi işlerin yapımını üstlendiğini, sözleşme hükümleri gereğince müvekkilinin yapması gerekenleri yapmaya başladığını, sözleşmenin madde 2/E kapsamında iş nakit kış programını personel istihdam programını belirlenen sürede davalı ve edimlerini yerine getirmeye başladığını, taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince, müvekkili şirket davalının yapımını üstlendiği yine davalı firma ile yapılan bir çok görüşmeler ve yazışmalarda tarafımızca üstlenilen işin devam edebilmesi ve ilerlemesi, bazı işlerin tamamlanması ve bazılarına başlanması hususunda davalı firmanın üzerine düşen işleri tamamlanmasını talep ettiğini, sözleşme ile üstlenilen işlerin yapılabilmesi için davalı firmadan inşaat programı istediğini, işlerin koordinasyonlu gidilmesi amacı ile inşaat sahasında mekanik ve elektrik mühendislerinin bulundurulmasını istediğini, ancak taleplerin hiç birine davalı firmaca cevap verilmediğini, davalı tarafından yapımı üstlenilen binada davalının yapmadığı daha bir çok inşai eksiklik olduğunu, bu eksiklerin müvekkili firma tarafından kayıt altına alındığını, bu davalı tarafın işi tamamlamadan ihale süresinin bittiğini, dolayısıyla müvekkili şirketinde sözleşme süresi ihale süresine bağlı olarak 26.12.2013 tarihinde sona erdiğini, buna rağmen müvekkili firmanın iyiniyet çerçevesinde çalışmalarına devam etmeye çalıştığını ve davalıdan kaynaklı gecikmeler nedeni ile ciddi zararlara mazur kalmaya başladığını, malzeme siparişlerini vererek buna ilişkin sözleşmeler imzalandığını, ciddi bir maliyet yüklendiği halde davalıdan kaynaklı olarak süresinde işi yapamamış olduğunu, bu sırada dolar kurundaki anormal artış sebebi ile maliyetlerinin fahiş oranda arttığını, müvekkili firmanın sözleşme gereği edimlerini yerine getirirken 3. kişi ve firmalarla çeşitli sözleşmeler imzaladığını, imalat ve montajlarını tamamladığını, hatta sadece ilgili hastanede kullanılabilecek ADP ve Kompanzasyon panoları için 1.500.000,00-TL’lik bir sözleşme yaptığını, ancak davalı firmaca eksikliklerin giderilemediği için panoların montajının yapılamadığını, kaldıki bu panoların başkaca bir inşaat alanında kullanılamayacağı için müvekkili firmanın sadece ADP ve Kompanzasyon panoları ile ilgili yapılan sözleşmeden kaynaklanan 1.580.527,92-TL’lik maddi zararı oluştuğunu, müvekkili firma tarafından davalıya süre uzatımı verilip verilmediği konusunda bilgi talep ettiğini, ancak davalı tarafın müvekkilinin bu haklı ve yerinde talebini karşılamak yerine müvekkilinin sözleşmesini ankara 56. Noterliği’nin … yevmiye no’lu ihtarı ile haksız ve mesnetsiz olarak fesih ettiğini, ihtarname içeriğindeki iddiaların hiçbirisinin gerçek olmadığını, ihtara Kartal 23. Noterliğinin… yevmiye no’lu ihtarnamesi ile cevap verildiğini, müvekkilinin sözleşmesini haksız olarak fesheden davalının bununla da yetinmeyerek müvekkilinin hakediş alacağına ilişkin faturaları haksız ve kötüniyetli olarak müvekkiline iade ettiğini, bu hakedişlerden kaynaklı müvekkilinin davalıdan 353.734,24-TL alacağının bulunduğunu, bununla ilgili davalıya gönderilen faturaların Ankara 56. Noterliği’nin … ve … yevmile nolu ihtarnamesi ile taraflarına iade edildiğini ileri sürerek, fazaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafından ödenmeyen 7 no’lu hakedişe ilişkin alacakları olan 349.595,86-TL ile 11.04.2014 tarihli 01-A fatura no’lu 4.138,38-TL alacakları ile toplam 353.734,24-TL alacaklarının ihtar tarihi olan 15.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, sözleşmenin haksız feshi nedeni ile uğranılan zararlarımızdan elimizde kalan ve bu işten başka yerde kullanılamayacak olan ADP ve Kompanzasyon panoları ile ilgili yapılan sözleşmeden kaynaklanan 1.580.527,92 TL’lik zararlarından şimdilik 10.000,00 TL zararlarının ihtar tarihi olan 15.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, davalı tarafından sözleşmenin haksız feshi nedeni ile uğranan sözleşme bedeli üzerinden hesaplanacak % 25 müteahhit karından şimdilik 10.000,00 TL kar kaybı tazminat alacaklarına 15.04.2014 itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile asıl davada talep ettiği kar kaybı istemini 811.103,01 TL’ye artırarak, kar kaybının temerrüt tarihi olan 17.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Asıl davada, davalı vekili; adi ortaklığın (Ortak Girişim) tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyetinin olmadığını, müvekkili ile asıl işveren idare T…arasında 11.06.2012 tarihinde “İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) “…Eğitim ve Araştırma Hastanesi Güçlendirme ve Onarım İnşaatı Sözleşme Paketi” (EIB-WB2-GÜÇL-ONAR-01) sözleşme yapıldığını, davacı/karşı davalı ile yüklenici olan vekiledenler arasında 02.08.2012 tarihinde Taşeronluk Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında elektrik projeleri kapsamında kontrol panelleri ve tesisatların yapıldığını, detaylı iş programının malzeme ve teçhizat onay programının ve nakit akış programının hazırlanmadığını, iş verene yani davalı/karşı davacıya sunulmadığını, onayının alınmadığını, davacının mevcut sözleşmeyi yok saydıklarına ilişkin beyanının doğru olmadığını, işin tamamlanma tarihinin revize edildiğini, yüklenicinin iş kapsamında herhangi bir önlem almadığı ve imalata başlamadığını, henüz başlanmamış işlerin % 46,4 oranının bulunduğunu, bir kısım iş kalemlerinin taşeronluk sözleşmesi kapsamında olmayıp yüklenici ortak girişim tarafından tamamlanmadığını, iş programı hazırlanarak işverene sunulmadığını, sözleşmeye aykırılıkların tespiti için İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/166 D.İş sayılı dosyasından tespit yapıldığını, davanın haksız dayanaksız ve kötü niyetli olduğundan reddinin gerektiğini savunarak, asıl dava bakımından; haksız ve yersiz açılan davanın reddine, karşı dava bakımından; 02.08.2012 tarihli “Taşeronluk Sözleşmesinin” 04.04.2014 tarihinde karşı davacılar tarafından haklı olarak feshedildiğinin tespitine, karşı davacılar tarafından karşı davalıya verilen bir kısım sözleşme bedelinin iadesi istem hakkının şimdilik saklı tutulmasına, taraflar arasında ki sözleşmeye aykırı olarak, edimini süresinde veya hiç ve gereği gibi ifa etmeyen karşı davalının kusurlu eylemi karşısında sözleşmeyi haklı ve tek taraflı olarak fesheden davacıların, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebi ile uğradığı menfi zararın karşılığı belirsiz alacak istemli olarak (ileride tespit edilecek bedele arttırılmak üzere) şimdilik 10.000,00 TL alacağın, temerrüt tarihi olan 04.04.2014 (fesih istemli ihtarname) tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İDDİA :
Birleşen davada davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 02/08/2012 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 2. Maddesine göre müvekkilinin alt taşeron olarak, …Eğitim ve Araştırma Hastanesi güçlendirme ve onarım inşaatına ait elektrik projeleri kapsamında bulunan işlerin yapımını üstlendiğini, sözleşme hükümleri gereğince müvekkilinin yapması gerekenleri yapmaya başladığını, davalı …’ın sözleşme süresinin 26.12.2013 tarihinde son bulduğunu, müvekkili ile davalı arasında kurulan sözleşme süresinin de buna bağlı olarak 560 gün olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafın idare ile yaptığı sözleşmeye uygun olarak inşaatı tamamlayamadığını, 24.01.2014 tarihine gelindiğinde davalı tarafça yapılması gereken güçlendirme ve onarım işlerinden, henüz daha %46,64’lük kısmının yapıldığını, bu durumun davalı firmaya bildirildiğini, ancak davalı tarafından müvekkilin yaptığı başvuruların cevapsız bırakıldığını, müvekkilinin davalının kusurundan kaynaklı üstlendiği işi yapamadığını, davalı tarafın, işi tamamlamadan ihale süresinin bittiğini ve dolayısı ile müvekkil şirketinde sözleşme süresinin ihale süresine bağlı olarak 26.12.2013 tarihinde sona erdiğini, buna rağmen müvekkil firmanın iyi niyet çerçevesinde çalışmalarına devam ettiğini, müvekkilinin sözleşme gereği edimlerini yerine getirirken 3.kişi ve firmalarla çeşitli sözleşmeler imzaladığını, imalat ve montajlarını tamamladığını, ADP ve Kompanzasyon panoları için 1.500.000 TL’lik bir sözleşme yaptığını, ancak davalı firmaca eksiklikler giderilemediği için panoların montajının yapılamadığını, davalı tarafın müvekkilinin sözleşmesini haksız ve mesnetsiz olarak fesih ettiğini, ayrıca müvekkilinin hakediş alacağına ilişkin faturaları haksız ve kötüniyetli olarak iade ettiğini ve borcunu ödemediğini, müvekkilinin davalıda 353.734,24 TL alacağı bulunduğunu, bununla ilgili davalıya gönderilen faturaların iade edildiğini ileri sürerek, öncelikle ek dava niteliğindeki iş bu davanın Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/ 426 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, bu talebe ek olarak 736.427,01 TL hak ediş alacağının davalıdan ihtar tarihi olan 15.04.2014 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile tahsiline; 1.570.527,92 TL sözleşmeden doğan zararın davalıdan ihtar tarihi olan 15.04.2014 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin 04/04/2014 tarihinde feshedildiğini, bu suretle davada 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, eser sözleşmesinin iş sahibi tarafından haklı nedenle feshedildiğini, iş programı incelenmeden feshin haksız olduğunun tespitinin mümkün olmadığını, yüklenicinin herhangi bir hak ediş alacağının olmadığını, zira ortada faturaya dayalı taraflarca imzalanmış bir hak ediş tutanağının bulunmadığını, iş sahibine teslim edilmeyen, yüklenicinin elinde bulunan gerilim ve kompanzasyon panolarının bedelinin iş sahibinden talep edilemeyeceğini savunarak, asıl ve birleşen davanın reddine, menfi zarar istemli açılmış olan karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “A)Asıl dava yönünden;1) Davacının yoksun kalınan karın tahsili amacıyla açmış olduğu dava yönünden yapılan değerlendirmede; Davacının kar mahrumiyeti isteminin müspet zarar kapsamında kaldığı, müspet zarar kapsamında kalan kar mahrumiyetinin talep edilebilmesi için davacının kusursuz ve sözleşmeyi fesheden taraf olmaması gerektiği, oysa ki davacının fesihte ortak kusurlu olduğu gerekçesi ile kar mahrumiyeti yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
2)Davacının ADP pano bedelinin tahsili amacıyla açmış olduğu dava yönünden yapılan değerlendirmede; Sözleşme kapsamında edimin ifası amacıyla davacının satın almış olduğu ADP panolarının bedelini talep etmesi menfi zarar kapsamında kaldığı, davacının kar mahrumiyeti talebini içeren müspet zarar ile birlikte menfi zarar talebinde bulunamayacağından anılı zarar kalemleri için açılmış olan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Kaldı ki, davacının talep etmiş olduğu yoksun kalınan kar kesinti yöntemine göre belirlenir. Kesinti yönteminde, yoksun kalınan kar, yapılamayan işin sözleşmeye göre bedelinden yüklenicinin yapması gereken zorunlu harcamalar ile bu süre içerisinde başka bir işten sağlayacağı ya da kasten sağlamaktan kaçındığı kazanç miktarının mahsubu ile bulunur. Davacının yoksun kalınan kar ile birlikte anılı zarar kaleminin hesabında dikkate alınması gereken zorunlu harcama bedellerini ayrıca talep etmesi mümkün olmadığı gerekçesi ile, ADP Pano bedeli yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
3) Davacının 7 nolu hak ediş bedelinin tahsili amacıyla açmış olduğu dava yönünden yapılan değerlendirmede; Davacı taşeronun 31/03/2014 tarihli yazı ile 01/11/2013-28/02/2014 tarihleri arasında yapılan işlere ait 7 nolu hak edişi düzenleyerek davalıya sunduğu, davalı tarafından 7 nolu hak edişin onaylanmadığı, sözleşmenin 29.maddesi uyarınca 7 nolu hak edişe konu dönemleri içeren idare tarafından yapılan 18 nolu 01/03/2014 tarihli hak ediş raporu kapsamı, imalat puantajları ve taraflar arasında yapılan hak edişlerin içeriği nazara alındığında, davacının 7 nolu hak ediş için davalıdan 360.597,13-TL alacaklı olduğu mahkememize ibraz edilen ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 11/06/2020 tarihli bilirkişi raporu çerçevesinde kabul edilmiştir. Ancak davacı 7 nolu hak ediş için dava dilekçesi ile 349.595,86-TL talep etmesi karşısında taleple bağlı kalınarak davacının 7 nolu hak edişten olan alacağının 349.595,86-TL olduğu , tarafların tacir , ihtilafın ticari iş mahiyetinde olması sebebiyle davacının avans faizi isteminde bulunabileceği, davacının Kartal 23. Noterliği’nin 15/04/2014 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya temerrüde düşürdüğü, ihtarnamenin davalıya 17.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği bu suretle 19.04.2014 günün temerrüt tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesi ile 349.595,86 TL’nin 19.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafından 7 no’lu hakedişe giren imalatların davacı tarafından yapılmadığı iddia edilmiş ise de, sözleşme kapsamında kalan edimin üçüncü kişilere yaptırıldığının ispat külfetinin işveren olan davalı üzerinde bulunduğu, davalının soyut iddiadan başka edimin üçüncü kişilere yaptırıldığı veyahut üçüncü kişilere yaptırıldığını ispat edemediği nazara alınarak, anılı savunmaya mahkememizce itibar edilmemiştir.
4)Davacının 11/04/2014 tarih ve 4.138,38-TL bedelli faturaya istinaden açmış olduğu alacak davası yönünden yapılan değerlendirmede; Mahkememize ibraz edilen 18/06/2015 tarihli bilirkişi raporu ile 12/03/2017 tarihli ve 11/06/2020 tarihli bilirkişi heyet raporları çerçevesinde yapılan değerlendirmede; davacı ve davalının 2013-2014 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı, bu suretle yasal delil niteliğine haiz olduğu, davaya konu 11/04/2014 tarihli faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu suretle davacının fatura bedeli kadar alacaklı olduğunu ispat edemediği ve dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığı gerekçesi ile, 11.04.2014 tarihli fatura yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
B)Karşı dava yönünden; Davacı işverenin menfi zararının tazmini isteminde bulunabilmesi için öncelikle kusursuz olarak sözleşmeyi feshetmesi gerektiği, somut olayda taraflar arasında akdedilen sözleşmenin feshinde her iki tarafın kusurlu olduğu, bu suretle karşı davacının menfi zarar isteminde bulunamayacağı gerekçesi ile karşı davanın reddine karar verilmiştir.
C)Birleşik dava yönünden; 1)8 nolu hak ediş alacağının tahsili amacıyla açılan dava yönünden yapılan değerlendirmede; Mahkememize ibraz edilen 11/06/2020 tarihli bilirkişi heyet ve ek raporu çerçevesinde, sözleşmenin 29.maddesine idare tarafından yapılan 19 nolu 01/04/2014 tarihli hak ediş raporu, imalat pursantajları ve taraflar arasında yapılan hak edişler dikkate alındığında 8 nolu hak edişin geçerli olduğu dönemin 01/03/2014-31/03/2014 tarihine kadar yapılan dönem olup 8 nolu hak edişe göre davacının KDV dahil 6.843,50-TL tutarında alacaklı olduğu, 8 nolu hak ediş yönünden davacının davalıyı temerrüde düşürdüğünü iddia ve ispat edemediğinden temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, nitekim Kartal 23. Noterliği’nin 15.04.2014 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 8 nolu hakedişe yönelik alacak için davacının davalıyı temerrüte düşürmediği, yine tarafların tacir, ihtilafın ticari iş mahiyeti olması sebebiyle davacının avans faizi isteminde bulunabileceği gerekçesi ile, 6.843,50 TL’nin dava tarihi olan 04/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
2)9 nolu hak ediş alacağının tahsili amacıyla açılan dava yönünden yapılan değerlendirmede; Mahkememize ibraz edilen 11/06/2020 tarihli bilirkişi heyet ve ek raporu çerçevesinde, 9 nolu hak edişin teslim edilen malzemelere ait olduğu, teslim edilen malzemelerin piyasa rayiç değerlerine göre hesap edildiği, hesaplamalarda davalı temsilcisinin imzası olmayan malzemelere yer verilmediği, bu bağlamda 9 nolu hak edişten kaynaklanan davacı alacağının 603.480,85-TL olduğu, 9 nolu hak ediş yönünden davacının davalıyı temerrüde düşürdüğünü iddia ve ispat edemediğinden temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, nitekim Kartal 23. Noterliği’nin 15.04.2014 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 9 nolu hakedişe yönelik alacak için davacının davalıyı temerrüte düşürmediği, yine tarafların tacir, ihtilafın ticari iş mahiyeti olması sebebiyle davacının avans faizi isteminde bulunabileceği gerekçesi ile, 603.480,85 TL’nin dava tarihi olan 04/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Yine davalı vekili 9 no’lu hakedişe giren imalatların (malzemelerin) müvekkiline ait olduğunu iddia etmiş ise de, sözleşme kapsamında kalan malzemelerin davacı tarafından teslim edilmediğini, kendisine ait olduğunu ispat külfeti üzerinde bulunan davalının soyut iddiası dışında iddiayı ispat edecek herhangi bir delil ibraz etmediği gerekçesi ile anılı savunmaya itibar edilmemiştir.
3)Davacının ADP pano bedelinin tahsili amacıyla açmış olduğu dava yönünden yapılan değerlendirmede; Asıl davada aynı zarar kalemi yönünden açılan dava için yapılan değerlendirmede belirtildiği üzere sözleşme kapsamında edimin ifası amacıyla davacının satın almış olduğu ADP panolarının bedelini talep etmesi menfi zarar kapsamında kaldığı, davacının kar mahrumiyeti talebini içeren müspet zarar ile birlikte menfi zarar talebinde bulunamayacağı yine kesinti yöntemine göre hesaplanacak kar mahrumiyeti talep eden davacının imalat için zorunlu olan harcama kaleminde yer alan ADP panoları yönünden alacak isteminde bulunamayacağı gerekçesi ile, bu alacak kalemi yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl ve birleşen dosya davacısı – karşı davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalının sözleşme hükümlerine uygun hareket etmediğini, 01/02/2014 tarihine kadar ancak imalatların % 13.4’ünü tamamlayabildiğini, bu nedenle davacının elektrik işleriyle ilgili olan söz konusu edimini yerine getirmesinin mümkün olmadığını, davacının yaptığı işlerin bedelini de alamadığını, mahkeme gerekçesinde belirtilen ve belge imzaladığı ifade edilen …’ın temsil yetkisi bulunmadığını, yaptığı işlemlerin davacıyı bağlamayacağını, davacının bir kusurunun bulunmadığını, kusurlu tarafın davalı taraf olduğunu, davacının sözleşme hükümlerine uygun olarak işe başlayıp istenilen teminat mektubunu davalıya teslim ettiğini, davalının, davacının işi yapması için gerekli olan imalatları yapmadığını, iş mahallini hazırlamadığını, davacının ürettiği panoların özel olarak üretilmiş panolar olduğunu, bu panoların başka bir kişiye satılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle bir hakediş alacağı olarak değerlendirilmesinin gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını asıl ve birleşen davanın kabulüne, asıl davadaki karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Asıl dava, asıl davadaki karşı dava ve birleşen dava eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, asıl davadaki karşı davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı – karşı davalı istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Zira davalılar iş sahasını davacının çalışmasına müsait bir şekilde süresinde hazır edemediğinden kusurludur. Davacı ise işe başladıktan sonra da süresinde işi tamamlayamayıp, 10 aylık süre zarfında ancak işi %13,4 seviyesine getirebildiğinden kusurludur. Böylelikle taraflar fesihte ortak kusurlu olduklarından tarafların tazminat talepleri yerinde değildir. Davacının iş bedeli alacağı, mahkemece uzman bilirkişi kurulu raporu ile belirlenmiş ve buna hükmedilmiştir. Malzeme bedelleriyle ilgili 9 numaralı hak ediş ile ilgili birleşen davadaki davacı talebi de tarafların ortak imzasını taşıyan tutanak doğrultusunda değerlendirilmiş olup, bu konudaki mahkeme kabulünde de bir isabetsizlik yoktur. Davacı – karşı davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmakla, başvurunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı – karşı davalının vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacı – karşı davalıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-Birleşen dava yönünden alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacı – karşı davalıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı – karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı – karşı davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 29/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …