Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/811 E. 2021/1162 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

… (İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesi /HMK m.353/1-a.4)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2021
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Tanıma Ve Tenfiz

KARAR TARİHİ : 07/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/12/2021

Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan tanıma ve tenfiz istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 05/12/2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hidroelektrik santrallerinde kullanılmak üzere elektromekanik parçalar üretip sattığı ve hidroelektrik santrallerinin elektromekanik parçalarının bakım ve onarımını yaptığını, davalı şirketin inşa etmekte olduğu … projesine ürün tedarik etmek üzere taraflar arasında 15/07/2013 tarihli ”….. Sözleşme”’nin imzalandığını, sözleşme hükmü ile kararlaştırılan 100.000,00 Euro tutarlı teminat mektubu geçerlilik süresinin davalı tarafından geçici kabul alınması işlemi ile sınırlandırıldığını, davalı firmaca tesisin geçici kabulünün teminat mektubunun geçerlilik süresi içerisinde yapılmadığı için müvekkilinin teminat mektubu süresini 31/12/2015 tarihine kadar uzattığını, tesisin geçici kabulünün 06/08/2015 tarihinde…… tarafından yapılarak geçici kabul tutanağının davalı şirkete teslim edildiğini, teminat mektubunun geçerlilik süresinin geçici kabul tutanağının verildiği 06/08/2015 tarihine müteakip sonlandığını, davalı firmanın teminat mektubunu iade etmesi gerekirken tesiste bir takım eksiklikler olduğunu ileri sürerek teminat mektubunu iade etmekten kaçındığını, muhatap banka teminat mektubu lehtarının her uzatım süresi bittiğinde mektubun uzatılmasını ya da ödenmesini talep edebileceğini ve süre uzatılmadığı takdirde ödeme yapacağını beyan ettiğini, müvekkilinin zorunlu olarak davalı tarafın talebi üzerine teminat mektubunun süresini defalarca uzatmış olup en sonunda 31/12/2017 tarihine ertelediğini, müvekkilinin artık fiilen geçerliliği kalmamış, sürekli süresi uzatıldığı için mütemadiyen bankaya komisyon ödediği teminat mektubunun süresinin son talepte uzatmadığını, davalının ise süresi uzatılmayan mektubu kötü niyetli paraya çevirme yoluna gittiğini, müvekkili firmanın da davalının bu tutumu karşısında uğradığı zararların tazmini talebiyle … Konfederasyonu bünyesinde bulunan….. başvurduğunu, tahkim kurulunun bu konuda kesinleşmiş kararını verdiğini, tahkim mahkemesinin 09 Temmuz 2019 tarihli kararı ile davalının sözleşmeyi ihlal ettiğine ilişkin nihai kararında davalının müvekkiline toplamda 71.772,89 Euro ve 25.000,00 …. Frangı ödemesini hüküm altına aldığını belirterek …… Kurumu’nun taraflar arasında görülen …. sayılı tahkim yargılamasında vermiş olduğu 09 Temmuz 2019 tarihli kesinleşmiş kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen 10/03/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; … ile müvekkili şirket arasında imzalanan 15/07/2013 tarihli sözleşme uyarınca müvekkilinin inşa etmekte olduğu … projesi kapsamında …’nun elektromekanik teçhizat tasarlama, üretme, teslim ve inşa etme, test etme ve çalıştırma, akabinde de garanti yükümlülüğü karşısında müvekkiline 100.000,00 Euro tutarlı teminat mektubu teslim edildiğini, ancak davacının sözleşmesel yükümlülüklerini tam olarak ifa etmediğinden müvekkilinin geçici kabul işlemlerine başlayamadığını ve dolayısıyla da teminat mektubunun süresinin uzatılması yoluna gidildiğini, teminat mektubunun süresinin çeşitli defalar davacının açık rızası ile uzatılmış olsa da son süre uzatımında … tarafından kesin teminat mektubunun ibrazı halinde ödemenin durdurulması yönünde ihtiyati tedbirli olarak İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan davada ihtiyati tedbir kararı verildiği, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması ve müvekkilinin uğradığı zararlar bakımından belirsiz alacak davası ikame edildiği, taraflarınca yapılan tahkim itirazı kabul edilerek ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığı, tahkim yargılamasında taraflar arasında görüşmeler sonrasında belirlenen zaman çizelgesine göre delillerin sunulması bakımından süre olmasına rağmen, müvekkili şirketin uyuşmazlığın esasına dair sunmak istediği rapor bakımından uygun süre verilmediğini, müvekkili şirketin adil yargılanma hakkının açıkça ihlal edildiğini, tek hakemin salt davacının itiraz e-mail’inde yer verildiği 25 Mart 2019 tarihini baz alarak dava tümüyle teknik inceleme ve uzman değerlendirmesi gerektirmesine rağmen müvekkili şirketin adil yargılanma hakkını ihlal edecek şekilde uzman raporu sunması için gerekli zemini sağlamadığını, bu yönüyle konunun gerektirdiği özel ve teknik bilgi kendisinde bulunmayan tek hakemin, salt davacının itirazına uygun şekilde gün tesis ederek tarafsızlık ilkesine de aykırı hareket ettiğini, tek hakemin uzmanlık gerektiren teknik hususlar içeren tahkim davasını duruşma dahi yapmaksızın dosya üzerinden ve herhangi bir uzman görüşüne başvurmadan yürüttüğünü, bu nedenle hakem kararının tenfiz edilemez nitelikte olduğunu bildirerek tenfiz talebinin reddine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2021 tarih…. Karar numaralı kararında özetle; dava, … taraflar arasında görülen …. sayılı tahkim yargılamasında verilen 09 Temmuz 2019 tarihli kararının tenfizi istemine ilişkindir.
… …’nun … Uluslararası Tahkim Kuralları gereğince görevlendirilen tek hakem tarafından verilen 09 Temmuz 2019 tarihli karar aslı ile birlikte onanmış tercümesi dosyaya ibraz edilmiştir.
… Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf bulundukları 01/03/1954 tarihli …. Sözleşmesi’ne ilişkin olarak yaptıkları 16 Eylül 1988 tarihli ek anlaşma uyarınca … tabiiyetinde bulunan davacı şirketin teminattan muaf olduğu anlaşılmıştır.
…….06/04/2021 tarihli cevabi yazılarında; … Cumhuriyeti ile ülkemiz arasında ”Türkiye Cumhuriyeti ve … Cumhuriyeti Arasında Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkında 23 Mayıs 1989 tarihli Sözleşme”nin mevcut olduğu bildirilmiştir.
İşveren sıfatıyla davalı İlen …. ile yüklenici sıfatı ile … arasında 15/07/2015 tarihinde …” akdedildiği, sözleşmenin 35. maddesinde ihtilaf halinde ………… Uluslararası Tahkim Mahkemesi/Cenevre(…) tarafından yönetileceği tahkime sahip …… gönderileceği, uygulanacak kuralların …. tahkim kuralları olup tahkim dilinin İngilizce ve kararın her iki taraf için bağlayıcı olacağının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
… Konfederasyonu bünyesinde bulunan … …’nun görevlendirdiği tek hakem tarafından verilen 600537-2018 sayılı ve 9 Temmuz 2019 tarihli kararın türkçe tercüme edilmiş örneğinin incelenmesinde; davacının … davalının … San. ve Tic. A.Ş. olduğu, davalının İlen… olduğu, davanın taraflar arasında akdedilen 15/07/2013 tarihli sözleşmenin sözleşme hükümlerinin davalı tarafından ihlali sonucu uğranılan zararın tazmini istemine, davalının talebi ise gecikme cezasının ödenmesine ilişkin olup davanın kısmen kabulüne, yargılama giderlerinin haklılık oranına göre paylaştırılmasına dair karar verildiği, nihai kararda “1-Davalı, davacıya 50.000 EUR artı 31 Mayıs 2018 itibariyle tam ve nihai ödemeye kadar %5 yıllık faiz ödeyecektir. 2-Davalı, Davacıya 21.772,89 EUR artı 1 Ocak 2016 itibariyle tam ve nihai ödemeye kadar %5 yıllık faiz ödeyecektir. 3-Davalı, Davacıya tahkim işlemleri masraflarının bir kısmı için tazminat mahiyetinde 7.000 CHF ödeyecektir. 4-Davalı, Davacıya Davacının yasal masraflarının bir kısmı için 18.000 CHF ödeyecektir. 5-Diğer tüm taleplerin ve karşı talepler reddedilmektedir.” şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı savunmasında, tahkim yargılamasında taraflar arasında yapılan görüşmeler sonrasında belirlenen zaman çizelgesine göre delillerin sunulması bakımından süre olmasına rağmen uyuşmazlığın esasına dair sunmak istedikleri rapor bakımından uygun süre verilmediğini, adil yargılanma ve savunma hakkının ihlal edildiğini, tenfiz koşullarının oluşmadığını ileri sürmüştür. Az yukarıda incelenen kararda da yer aldığı üzere davalı yanın 4 kişiden oluşan konsey tarafından temsil edildiği, yargılamanın usulü sürecinde davalı yana gereğince savunma süreci verildiği, karşı dava dilekçesinde referans verilen uzman raporunun savunma dilekçesi ile birlikte ibraz edilmediği, hakem tarafından raporun alınmadığına ilişkin bildirimin üzerine aynı gün davalı yanca gönderilen e-posta’da geçici zaman çizelgesinde belirtilen delillerin ibrazı için son tarihe kadar ibraz edileceğinin belirtildiği, hakem tarafından ibraz talebinin davalının ibraz edeceği süreçten 2 gün öncesinde ibrazının istendiği ve gerekçelerinin ayrıntılı olarak bildirildiği, bununla birlikte davalının kısmen tercüme edilmiş raporu hakemin belirttiği günden sonra ibraz ettiği, kapsamlı İngilizce tercümesinin hakem tarafından yeniden talep edildiği ve nihai günden 1 gün önce tam İngilizce tercümesinin ibraz edildiği, ancak davalının savunma dilekçesinde atıfta bulunduğu uzman raporunun ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından ……Kanunu’nun ilgili maddelerinde belirtilen şartları taşıyan dava konusu … …’nun kesin olarak verilen kararının Türkçe onaylı tercümesiyle aslının sunulduğu, tenfizi istenen karar içeriğine göre davalı tarafa yeterince savunma hakkı tanındığı ve karar gerekçesinde de tartışıldığı, savunma ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne ve … ……. sayılı tahkim yargılamasında verilmiş olan 09/07/2019 tarihli kararın tenfizine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili 20/09/2021 havale tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; davanın kabulüne ilişkin olarak verilen ilk derece mahkemesi kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin, uyuşmazlığın esasına ilişkin sunmak istediği raporun hakem tarafından kabul edilmeyerek müvekkili şirketin adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, hakem kararı ile müvekkili aleyhine 71.772,89 Euro ve 25.000,00 … Frangı ödenmesine mahkum edildiğini, cevap dilekçelerinde de belirttikleri üzere sözleşme konusu türbinlerde hata, ayıp söz konusu olmasından dolayı bu ayıpların tahkim yargılamasının hakemine gösterilebilmesi amacıyla teknik uzman raporu sunulmak istendiğini, bu raporun sunulmasının bir delil niteliğine haiz olduğunu, tahkim yargılamasındaki usuli zaman çizelgesindeki tarihlerin ayrıntılarını dilekçelerinde belirttiklerini, uzman raporunun sunulması açısından, raporun Almanca olması ve tercümesinin yapılması vakit alacağından hakemden süre talebinde bulunulduğunu, delil ibrazı için son gününün 22/04/2019 tarihi olduğunu, ancak tahkim yargılamasının hakemi tarafından herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin söz konusu raporun ibrazı için müvekkili şirkete 25/03/2019 tarihine kadar süre verildiğini, bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde yer aldığı şekliyle savunma dilekçesi ile birlikte uzman raporunun süresinde sunulmadığı iddiasının doğru olmadığını, zira bu delilin sunulması için 22/04/2019 tarihine kadar süre bulunduğunu, bu sebeple müvekkilinin adil yargılanma hakkının suistimal edildiğini, yine taraflara eşit muamelede bulunulması gerektiğini ve bunun için de öncelikle tarafların açılmış olan davadan usulüne uygun bir şekilde haberdar edilmeleri gerektiğini, bunun ayrıntılarına da dilekçelerinde yer verdiklerini, gerek özel düzenleme niteliğindeki … sözleşmesi gerekse … kapsamında tarafların adil yargılanma hakkının ihlalinin tanıma ve tenfizin reddi sebebi olarak düzenlendiğini, bu sebeplerle tek hakemin, zaman çizelgesinde yargılamaya geçilmeden önce belirlenen son süre 22/04/2019 olmasına rağmen davacının itirazına birebir uyularak yalnızca 25/03/2019’a kadar süre tesis ettiğini ve bu sürenin, davacı tarafın sunduğu delillerin Almanca dilinde olması nedeniyle raporun hızlı şekilde hazırlanamamasına neden olduğunu, özel ve teknik bir bilgi gerektiren uyuşmazlık konusunda tahkim yargılamasının hakeminin uzman olmadığı halde müvekkili şirketin teknik ve özel nitelik içeren raporunu sunmasının önüne engel koyarak yargılamayı şeffaf bir şekilde yürütmediğini ve tahkim kararına karşı olan güveni zedelediğini, tahkim yargılamasının usuli kurallarına uymadığını, tarafsızlık ilkesine de aykırı davrandığını, müvekkili şirketin savunma ve adil yargılanma hakkı açıkça ihlal edildiğinden tenfiz talebinin reddi gerekirken ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yüzeysel bir inceleme doğrultusunda davanın kabulü yönünde karar verilmesi hukuka aykırı nitelik taşıdığından istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 08/10/2021 havale tarihli davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvuru dilekçesine karşı dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; yabancı hakem kararının tenfizine ilişkin red sebeplerinin neler olduğunun …’un 62.maddesinde tahdidi olarak sayıldığını, davalı tarafın gerek ilk derece aşamasında, gerekse istinaf başvurusunda 62/1-d maddesi uyarınca hakkında hakem kararının tenfizi istenen tarafın hakem seçiminden usulen haberdar edilmemiş yahut iddia ve savunma imkanından yoksun bırakılmış ise yabancı hakem kararının tenfizi isteminin reddedileceği hükmünü ileri sürerek davanın reddini talep ettiğini, oysa ki hakem kararından ve ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararından anlaşılacağı üzere davalı şirketin uyuşmazlık kapsamında temsil edildiğini ve hakemle birebir diyalog kurmak suretiyle süreler konusunda bilgilendirildiğini, hakem yargılamasında davalının ileri sürdüğü tüm hususların tartışıldığını ve tahkim yargılamasındaki gerekçeli kararda da değerlendirildiğini, bu sebeple davalının savunma ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki beyanlarının tamamen afaki ve gerçek dışı olduğunu ve ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de bu hususa yer verildiğini, yine davalının, tahkim yargılamasındaki hakemin uyuşmazlık bakımından uzman olmadığı ve uzman raporunun sunulmasına engel olduğu şeklindeki beyanlarının da işbu tenfiz davasında hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, zira …’un 62.maddesi hükmünde düzenlenen red sebepleri arasında bu hususun sayılmadığını, neticeten ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, yabancı hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir.
Davacı şirket vekili, taraflar arasında 15/07/2013 tarihli “….” imzalandığını, bu sözleşmedeki teminat mektuplarının süresinin uzatılmasından kaynaklanan ihtilafların halli için ……. başvurulduğunu, … Konfederasyonu bünyesinde bulunan bu kuruma bağlı tek hakemin 09/07/2019 tarihli kararı ile davalının sözleşmeyi ihlal ettiğine karar vererek davalıyı müvekkiline toplamda 71.772,89 Euro ve 25.000,00 … Frangı ödemeye mahkum ettiğini, kararın kesinleştiğini belirterek yabancı hakem kararı niteliğindeki bu kararın tenfizini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; tenfizi istenen hakem kararında, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, yabancı hakemin belirlemiş olduğu zaman çizelgesine rağmen ve bu konuda 22/04/2019 tarihine kadar delil sunma süresi bulunmasına rağmen uzman raporunu dosyaya sunmaları için en son 25/03/2019 tarihine kadar süre verdiğini ve bu sebeple adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, yine, yargılama hukukunun temel ilkesi olan silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğini, bu sebeplerle tenfiz şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre davacı tarafından …’un ilgili maddelerinde belirtilen şartları taşıyan dava konusu ….. kesin olarak verilen kararının Türkçe onaylı tercümesi ile aslının sunulduğu, davalı tarafa yeterince savunma hakkı tanındığı, bu hususun karar gerekçesinde de tartışıldığı, savunma ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının yerinde olmadığı kabul edilerek hakem kararının tenfizine, harç ve vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanmasına karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı yabancı hakem kararının tenfizini talep etmiştir. Yabancı mahkemelerden veya hakem heyetlerinden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemeleri tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. 5718 sayılı …’un 62. maddesi uyarınca mahkeme, yabancı hakem kararının tenfizi istemini; tahkim sözleşmesi yapılmamış veya esas sözleşmeye tahkim şartı konulmamış ise, hakem kararı genel ahlaka veya kamu düzenine aykırı ise, hakem kararına konu olan uyuşmazlığın Türk Kanunları’na göre tahkim yoluyla çözümü mümkün değilse, taraflardan biri hakemler önünde usulüne göre temsil edilmemiş ve yapılan işlemleri sonradan açıkça kabul etmemiş ise, hakkında hakem kararının tenfizi istenen taraf, hakem seçiminden usulen haberdar edilmemiş yahut iddia ve savunma imkanından yoksun bırakılmış ise, tahkim sözleşmesi veya şartı taraflarca tâbi kılındığı kanuna, bu konuda bir anlaşma yoksa hakem hükmünün verildiği ülke hukukuna göre hükümsüz ise, hakemlerin seçimi veya hakemlerin uyguladıkları usul, tarafların anlaşmasına, böyle bir anlaşma yok ise hakem hükmünün verildiği ülke hukukuna aykırı ise, hakem kararı, hakem sözleşmesinde veya şartında yer almayan bir hususa ilişkin ise veya sözleşme veya şartın sınırlarını aşıyor ise bu kısım hakkında, hakem kararı tâbi olduğu veya verildiği ülke hukuku hükümlerine veya tâbi olduğu usule göre kesinleşmemiş yahut icra kabiliyeti veya bağlayıcılık kazanmamış veya verildiği yerin yetkili mercii tarafından iptâl edilmiş ise yabancı hakem kararının tenfizi istemini reddedebilecektir. Somut olayda tenfiz talebinin reddini gerektiren sebeplerin bulunmadığının kabulünde isabetsizlik yoktur. 5718 sayılı Yasa’nın 62. maddesinde anılan nedenlerden hiçbiri gerçekleşmemiştir.
Ancak, tenfizi istenen yabancı hakem kararı belirli bir alacağın tahsiline yönelik olduğundan dava nispi harca tabîdir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 3. maddesinde “Hakem kararlarının infazı lazım geldiğine dair mahkeme başkanı veya hakim tarafından verilen şerhlerden, hakem kararının mahiyetine göre, karar ve ilâm harcı alınır. Yabancı hakem kararları ile kanun gereğince, tahkim yolu ile halli mecburi olan davalardan da aynı suretle harç alınır” hükmüne yer verilmiş, 4. maddesinde ise “yabancı bir mahkeme tarafından verilen ilâmların tenfizi için açılacak davalardan, bu ilâmlarda hükmolunmuş şeyin değeri nev’i ve mahiyetine göre 1 sayılı tarife gereğince harç alınır” hükmü getirilmiştir. Harçlar Yasası’ndaki hükümler kamu düzenine ilişkin olduğundan görevi gereği mahkemelerce kendiliğinden gözönünde tutulacağı gibi kanun yolu aşamasında da re’sen dikkate alınır. Bu durumda, yabancı hakem kararının tenfizinde, Harçlar Yasası’nın 4. maddesi uyarınca 1 sayılı tarife gereği nispi karar ve ilâm harcı alınacağından yabancı hakem kararında hüküm altına alınan yabancı paranın tenfiz davasının dava tarihindeki efektif döviz satış kuruna göre TL karşılığı bulunarak bu dava değeri üzerinden tenfiz karar tarihinde yürürlükte bulunan harç tarifesindeki ‰68,31 oranına göre hesaplanan nispi harcın alınması gerekirken ve yargılama sırasında davacı tarafından nispi olarak tamamlama harcının da yatırılmasına rağmen mahkemece hükümle birlikte harcın maktu şekilde alınmasına karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Yine vekalet ücretinin de kabul edilen dava değerine gör nispi olarak hüküm altına alınması gerekirken maktu olarak hesaplanmış ise de hükme karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığından bu husus dairemizce kaldırma sebebi yapılmamıştır.
Yine mahkemece davacı şirketin uyruğunda bulunduğu … ülkesi ile Türkiye arasında karşılıklılık anlaşması ve bu kapsamda teminattan muafiyet olup olmadığı konusunda görüş bildirilmesi için…. Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış, Bakanlık’tan gelen 06/04/2021 tarihli yazı cevabında … Cumhuriyeti ile ülkemiz arasında mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda hukuki veya fiili mütekabiliyet bulunup bulunmadığı konusunda bilgi verilerek bu konuda taraflar arasında mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi hakkında 23/05/1989 tarihli sözleşmenin mevcut olduğu bildirilmiş, ancak teminattan muafiyet bulunup bulunmadığı konusunda mahkemeye bilgi sunulmadığı anlaşılmış, buna rağmen mahkemece bu konuda bakanlıktan yeniden görüş sorularak davacı şirketin dava tarihi itibariyle teminat göstermekten muaf olup olmadığı açıklığa kavuşturulmadan teminattan muaf olduğu kabul edilerek teminat gösterme şartı yerine getirilmeden karar verilmiş olması da kamu düzenine ilişkin olarak yapılan istinaf incelemesi kapsamında, dairemizce kararın kaldırılmasını gerektiren bir yasaya aykırılık hali olarak görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde inceleme ve araştırma yapılarak ve kamu düzenine ilişkin olan harç ve teminat hususu da gözetilerek davanın yeniden görülmesi için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalı…. vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,
2- Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2021 tarihli …. Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3 – Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak esasa ilişkin bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4 – Davalının istinaf başvurusunun kabul edilmiş olması sebebiyle istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına ve davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf peşin karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5 – Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6 – Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın m.353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….