Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/803 E. 2022/778 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2021/803
KARAR NO : 2022/778

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2021
NUMARASI : 2016/521 Esas – 2021/269 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
ADRES :
DAVALI :
ADRES :
VEKİLLERİ :
ADRES :

BİRLEŞEN ANK. 10. ATM’NİN 2019/338 E. 2019/590 K. SAYILI DAVA DOSYASI:

DAVACI :
ADRES :
VEKİLLERİ :
ADRES :
DAVALI :
VEKİLİ :
ADRES :

ASIL DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
BİR. DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/09/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan asıl ve birleşen dava eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Asıl davada davacı vekili; taraflar arasında 12/07/2013 tarihli “Yapım İşine Ait Alt Yüklenici Sözleşmesi” imzalandığını; davacının ediminin önemli bir bölümünü yerine getirdiğini, bir bölümünü ise kendisinden kaynaklanmayan sebeplerle yerine getiremediğini; işin ifa edileceği bir kısım yerde kamulaştırma yapılmadığını, davalının istemi ile personel ve makine bulundurulduğunu, zarar ve kâr kaybının oluştuğunu, kamulaştırılması yapılması gereken alan dışındaki işlerin bitirildiğini, davacının imalat alacağının 743.879,90 TL olduğunu; 2 nolu hakkediş sonrasında yapılan imalat için 143.385,56 TL alacak bulunduğunu; sözleşmenin 7/6 maddesine göre makinelerin dönüş nakliye giderlerinin davalıya ait olduğunu; 7 adet iş makinesi ile 10 adet ticarî aracın nakliye ve mazot gideri için 54.019,20 TL alacak bulunduğunu; iş yerinde bekletilen iş makineleri ile personel için giderlerin karşılanması gerektiğini, bu alacak kaleminin 846.711,52 TL olduğunu; kâr kaybının 905.357,38 TL olmak üzere toplam 2.767.495,80 TL alacak bulunduğunu, belirterek; bu sebeple şimdilik; ticarî defterlerdeki carî hesap alacağı için 143.385,56 TL, davacıya ödenmesi gerekirken ödenmeyen, hak edilen iş tutarı için 100.000,00 TL, 5,5 aylık iş makinesi kiralama ve personel gideri için 50.000,00 TL, araçların nakliyesi için mazot gideri olan 50.000,00 TL, 5,5 aylık davalının sebebiyet verdiği kâr kaybı için 356.614,44 TL, olmak üzere toplam, 700.000,00 TL alacağın 31/12/2103 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 08/03/2021 tarihli ‘ıslah’ dilekçesinde, 100.000,00 TL olarak istenen hakediş alacağını 320.233,65 TL artırarak bu kalem için toplam 420.233,65 TL’nin 31/12/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep ederek davasını ıslah etmiştir.
SAVUNMA :
Asıl davada davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRL. ANK. 10. ATM’NİN 2019/338 E. 2019/590 K. SAYILI DOSYASI:
İDDİA :
Birleşen davada davacı vekili; müvekkilinin KGM’den yapımı üstlenilen …13. Bl. Hd. Yolunun Km:125+050-158+780 arasındaki “Toprak İşleri, Sanat Yapıları, Üst Yapı (BSK), Tünel İşleri, Tünel Elektromekanik İşleri ve Trafik Güvenliği (Yatay ve Düşey İşaretleme, Oto Korkuluk)” işlerinden, davalı şirket tarafından 12/07/2013 tarihli alt yüklenici sözleşmesi ile yüklenilen Km:133+000-135+500 arasında patlatmalı kazı yapılması, kazı malzemesinin dolguya ve dolgu fazlasının depo alanına nakli işlerinden dolayı müvekkili şirketin faturalandırılmış motorin bedelinden dolayı 419.254,00 TL, faturalandırılmamış malzeme (patlayıcı vs) bedelinden dolayı 36.724,68 TL, davalı şirket adına müvekkili şirket tarafından SGK’ya ödenen idarî para cezasından dolayı 6.128,00 TL ve davalı şirket tarafından eksik bırakılan işlerin nam ve hesabına…’a yaptırılması nedeniyle yapılan 338.791,92 TL olmak üzere toplam 800.898,68 TL alacakları olduğunu belirterek, bu alacağın … 25. Noterliğinin 08/12/2014 tarih ve 31558 yevmiye sayılı ihtarnamesinin davalıya tebliğ tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Birleşen davada davalı vekili; müvekkili şirket ile davalı- birleşen dosyada davacı yan arasında 12/7/2013 tarihindeki, ‘‘Yapım İşine Ait Alt Yüklenici Sözleşmesi” imzalanmış olduğunu ve sözleşmeye istinaden müvekkili tarafından “… Yolunun Km: 125+ 050 + 158+ 780 arasındaki ‘Toprak İşleri. Sanat Yapıları Üstyapı (BSK), Tünel İşleri, Tünel Elektromekanik İşleri ve Trafik Güvenliği (Yatay ve Düşey İşaretleme, Otokorkuluk) İşleri (İkmal)” başlığı altında ifadelendirilmiş olarak “Km 133 + 000+ 135 + 500 arasında patlatmalı kazı yapılması, kazı malzemesinin dolguya ve dolgu fazlasının depo alanına naklinin yapılması (ortalama taşıma mesafesi 1000 metredir)” işinin üstlenildiğini ve işin miktarının “300.000 m³” olarak kararlaştırıldığını; müvekkili şirketin kendi yönünden işi yapmaya başladığını ve bu kapsamda üstlendiği işlerin önemli bir bölümünü usulünce tamamladığını, işin bir bölümünün ise müvekkili şirketten kaynaklanmayan sebeplerle yapılamadığını, bunun sorumlusunun davalı- birleşen dosyada davacı taraf olduğunu; işin yapılamamasının nedeninin kamulaştırma olduğu ve bunun sorumlusunun ise karşı taraf olduğunu; eksiklik olduğunu iddia etmesine rağmen; …25.Noterliği’nin 08.12.2014 tarih 31558 yevmiyesi kayıtlı ihtarnamesinde tarafınının eksik bıraktığı iddia edilen işlerle ilgili olarak; “.. İş bu ihtarnamenin sözleşme konusu eksik işler bedeli 589.679 TL’yi müvekkil şirketin …. Nolu hesabına yatırılmasını.. ” yönelik ihtarda bulunduğunu, söz konusu ihtarnamede makul süre verilmediğini; Davalı- birleşen dosyada davacının faturalandırılmamış olan motorin ve malzeme bedellerinin yönelik taleplerinin reddine karar verilmesinin gerektiğini; ticarî defterlere yansıyan faturalandırılmış mazot ve patlayıcı giderlerinin evveliyatında müvekkili şirketten tahsil edildiğini; davalı- birleşen dosyada davacının ödemiş olduğu 6.128,00 TL idarî para cezasının müvekkili şirketten tahsil edilmesine yönelik taleplerin reddine karar verilmesinin gerektiğini, bu kişilerin müvekkili şirketin personeli olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Somut olayda; davacı taşeronun, 218.713,765 m3 kazı (imalat) alacağı bulunmaktadır. Eksik bırakılan iş miktarı ile 33.295,232 m3 olup, 191.447,58 TL’dir. Bu kabul doğrultusunda asıl ve birleşen davada talepler çözümlenecektir.
Eldeki davada uygulanması gereken 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 147/VI. maddesi kapsamında, kural olarak eser sözleşmelerinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi 5 yıldır. Somut olayda, taraflar arasındaki eser sözleşmesine dayalı olarak açılan alacak davasında, yapılan işe ilişkin, kesin kabul ve kesin hakedişin bulunmaması ve tasfiyenin gerektiği anlaşılmakla, zamanaşımının söz konusu olmadığı kanaatine varılmış ve zamanaşımı def’i reddedilmiştir.

Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede:
Defter kaydı alacağı (carî hesap) yönünden: İkinci bilirkişilerin 07/01/2019 tarihli kök raporundan; 31/01/2014 tarihi itibariyle davacı taşeron firmanın kendi ticari defter kayıtlarına göre davalı şirketten 143.385,56 TL alacaklı gözükmekle birlikte; taraflar arasında düzenlenen 1 ve 2 nolu hakedişlerde kesilen damga vergilerinin davacının defter kayıtlarında işlenmemiş olduğu ve damga vergisinin davacı taşeronun sorumluluğunda olması nedeniyle, söz konusu damga vergilerinin davacının carî hesap alacağından düşülmesiyle; 1 ve 2 nolu hakedişlerde toplam 6.595,71 TL (2.180,40 + 4415,31) damga vergisi kesildiğinden davacının carî alacağının 136.789,85 TL (143.385,56 – 6.595,71) olduğu belirlenmiştir. Bu tutar yönünden talepte haklılık bulunmaktadır. Asıl davada bu kalem için 143.385,56 TL istenmiştir. Fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmelidir.
Bakiye imalat alacağı yönünden: İkinci bilirkişiler kurulu 20/11/2020 tarihli ek üçüncü raporunda toplam kazı (imalat) miktarını 218.713,765 m3 olarak belirlemişlerdir. Üçüncü ek raporda eksik iş miktarı ise 33.295,232 m3 olup, 191.447,58 TL olarak tespit edilmiştir. Sözleşme bedeli ile hesaplanan eksik iş tutarı (33.295,232 m3 m3x5,75 TL/m3=) 191.447,58 TL’dir.
Bu kazı ve eksik iş miktarına ilişkin bilirkişilerin tespitlerinin, dosyaya, bilgi ve belgeler ile sözleşme hükmüne uyarlı olduğu ve Mahkeme heyetimizce benimsendiği belirtilmişti. Bu durumda sözleşme fiyatı ile yapılan toplam işi miktarı (218.713,765 m3x5,75 TL/m3=) 1.257.604,15 TL olacaktır. Bu tutardan eksik iş miktarı olan 191.447,58 TL düşürülerek yapılan kazı (imalat) bedeli 1.066.156,57 TL olacaktır. Önceki hakediş tutarı olan 695.750,00 TL’nin tenzili ile 370.406,57 TL bulunmuştur. Bu tutara %18 KDV ilavesiyle hakediş tutarı 437.079,75 TL’dir. 3.511,45 TL damga vergisi ve 13.334,64 TL KDV tevkifatı ile birlikte taşeronun hak ettiği tutar 420.233,66 TL olacaktır. Bu tutar yönünden talepte haklılık vardır. Asıl davada bu kalemden 100.000,00 TL istenmiş; 08/03/2021 tarihli dilekçeyle talep 320.233,65 TL artırılarak 420.233,65 TL’ye çıkarılmıştır. Yapılan açıklamalardan ve kabulden; bu talep yönünden ıslah da dikkate alınarak istemin kabulü gerekmiştir.
Taraflar arasındaki eser sözleşmesi bakımından iş tasfiye edilmelidir. Davalı yüklenicinin nakdi teminatların kesintisi yapılması yönündeki talebinin yasal koşulları bulunmamaktadır. Davalı yüklenici edimlerinde ‘kusurlu’ görüldüğü gibi nakdi teminat irat kaydedilmemiş, münhasır dava konusu olmamıştır. Bu nedenle, nakdi teminat kesintisi yapılması istemi haklı görülmemiştir.
İş makinesi ve personel gideri yönünden: İkinci bilirkişiler kurulunun kök raporundaki tespitinden ve dosya kapsamından; taraflar arasındaki işin 01/03/2014 tarihine kadar devam ettiği; davacı taşeronun işi terkettiğinde herhangi bir bildirimde bulunmadığı, anlaşılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalardan da görüleceği gibi Mahkememiz, davacı taşeronun edimlerini tam olarak yerine getirmeden işi terketmesini ‘kusur’ olarak değerlendirdiği gibi davalı yüklenicinin de kamulaştırılması gereken kesimlerde imalat yapılabilmesi için kamulaştırma yapılmamasından dolayı ‘kusurlu’ olduğunu eş deyişle her iki tarafından ‘karşılıklı kusur’ hâlinde olduklarını kabul etmiştir. Davacı taşeronun işi tamamlamadan ‘kusurlu olarak’ terkettiği anlaşıldığından; iş makinesi ve personel gideri isteminin haklı ve yasal dayanağının bulunmadığı anlaşılmış istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Nakliye için mazot gideri yönünden: Sözleşmenin 7’nci maddesinde; “…İşin sonunda dönüş mazot giderlerini işveren karşılayacaktır.” hükmü yer almaktadır. Bu ön sorun sözleşmenin sözü edilen maddesi çerçevesinde çözümlenecektir. Maddede açık bir şekilde “işin sonunda” şartı yazılmıştır. Sözleşmede, dönüş mazot bedelinin karşılanması talebi, iş sonu eş deyişle iş bitimine bağlanmıştır. Somut olayda, davacı taşeron, bildirimde bulunmadan işi eksik bırakmış, terk etmiştir. Bu sebeple, dönüş mazot talebi sözleşmeye uygun olmadığından, bu istemin reddi gerekmiştir. Aksi yöndeki iddialar ve rapordaki düşünceler dosyayla uyumlu ve yerinde görülmemiştir.
Kâr kaybı yönünden: Somut olayda, davacı taşeron, bildirimde bulunmadan işi terketmiştir. Dosya kapsamından ve ikinci bilirkişiler kurulunun tespitlerinden, yapılan iş yönünden kamulaştırmaların yapılmaması sebebiyle davalı yüklenici kusurlu olmakla birlikte, davacı taşeron yönünden de kamulaştırma yapılmayan kesitler bakımından eksik iş bulunduğu ve taşeronun bu eksikliğe rağmen işi terkettiği belirlenmiştir. Kâr kaybı istemi için davacı taşeronun ‘kusursuz’ olması gerekir. Kâr mahrumiyetine ancak sözleşmenin feshi hâlinde karar verilebilir. Yukarıda yapılan açıklamalardan da görüleceği gibi Mahkememiz, davacı taşeronun edimlerini tam olarak yerine getirmeden işi terketmesini ‘kusur’ olarak değerlendirdiği gibi davalı yüklenicinin de kamulaştırılması gereken kesimlerde imalat yapılabilmesi için kamulaştırma yapılmamasından dolayı ‘kusurlu’ olduğunu eş deyişle her iki tarafından ‘karşılıklı kusur’ hâlinde olduklarını kabul etmiştir. Ortak kusurda kâr kaybı istenemez. Bu sebeple, karşılıklı kusur bulunduğundan kâr kaybı istemi yerinde olmadığı gerekçesi ile kar kaybı isteminin reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede:
Nama ifa yönünden: Öncelikle, Gülnar Asliye Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyaları kapsamında yapılan bilirkişi incelemeleri neticesinde hazırlanan raporlardan, davacı tarafından üstlenilen işlerin tamamlanamadığı ve eksik işlerin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf söz konusu eksik işleri… Kamyon İşletmesi’ne tamamlattırdığını iddia etmektedir. Davalı … İnşaat’a keşide edilen… 25. Noterliğinin 08/12/2014 tarihli 31558 yevmiye numaralı ihtarnamesine dayanmış, özetle; daha önce gönderilen iki ihtarname içeriğindeki taleplerin yerine getirilmemiş olduğundan müvekkili şirketçe 12/07/2013 tarihli alt yüklenici sözleşmesinin tek taraflı olarak 21/08/2013 tarihinde feshedildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketçe sözleşme konusu eksik ve kusurlu işlerin tespiti için Gülnar Asliye Hukuk Mahkemesi ’nin … değişik iş sayılı dosyası üzerinden tespit davası açıldığı, yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde sözleşme konusu eksik işler bedelinin 589.679 TL olduğu ve tahmini tamamlanma süresinin 1 (bir) ay olduğunu, sonuç olarak, müvekkili şirketle firmaları arasında akdedilen sözleşme uyarınca üstlenilen edimin gereği gibi süresi içerisinde yerine getirilmemiş olması nedeniyle iş bu ihtarnamenin taraflarına tebliğinden itibaren 1 (ay) içerisinde tespit raporunda belirtilen sözleşme konusu eksik işler bedeli olan 589.679 TL’yi müvekkili şirketin hesabına yatırılmasını, ihtar etmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; ihtarnamede, davalı tarafından, alt yüklenici sözleşmesinin tek taraflı olarak 21/08/2013 tarihinde feshedildiği, belirtilmekle beraber, dosya kapsamında bulunan motorin ve malzeme teslim tutanaklarından Mart 2014 tarihinde iki taraf arasındaki ilişkinin devam ettiği anlaşılmaktadır. Nama ifa için eksik işlerin tamamlanması yönünden bildirim gereklidir. Davacı taşerona bu yönde yapılan bir bildirim bulunmamakta, sözü edilen yukarıdaki ihtarnamede eksik işler gideri için iddia olunan bedelin ödenmesi -işlerin ifası değil- istenmektedir. Dolayısıyla eksik işlerle ile ilgili olarak davacı … Şirketine yapılan herhangi bir bildirim bulunmamaktadır. Netice itibariyle nama ifa koşullarının oluştuğundan söz edilemez. Esasen, davacı taşeronun imalat alacağının tespiti, eksik kalan işle ilgili hesabı gerektirmemektedir; eş deyişle davacı taşeronun imalat alacağı sözleşme kapsamında yaptığı kazı miktarına göre hesaplanacaktır. İşbu açıklamalar doğrultusunda iddia konusu nama ifa koşullarının bulunmadığı anlaşılmış, istemin reddine karar verilmiştir.
Mazot bedeli yönünden: Davacı ve davalı şirket arasında imzalanan 12/07/2013 tarihli yapım işine ait alt yüklenici sözleşmesinin 7’nci maddesinde: “İşveren verdiği mazotu ve patlayıcıyı kanunen vergisel açıdan bir sıkıntı yoksa taşerona fatura edilecektir. Edilemediği takdirde taşeronun alacağından, KDV’si düşülerek hak edişten kesilecektir. ” hükmü yer almaktadır. Bu ön sorun sözleşmenin sözü edilen maddesi çerçevesinde çözümlenecektir. İşveren verdiği mazotu hakedişten düşecektir. Motorin teslimi ile ilgili taraflar arasında dört adet tutanağın ve faturalandırılmayan iki adet tutanağın düzenlendiği bilirkişiler tarafından belirlenmiştir. Tutanağa bağlanan toplam motorin bedeli 419.254,00 TL’dir. Bu bedel, taşeronun (asıl davada davacı/birleşende davalı) hakedişinden mahsubu gereken tutardır. Birleşen davada ayrıca dava konusu edildiğinden, birleşen davada dikkate alınarak, istemin kabulüne, 419.254,00 TL alacağın 02/07/2019 dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Malzeme bedeli yönünden: Sözleşmenin 7’nci maddesinde; “İşveren verdiği mazotu ve patlayıcıyı kanunen vergisel açıdan bir sıkıntı yoksa taşerona fatura edilecektir. Edilemediği takdirde taşeronun alacağından, KDV’si düşülerek hak edişten kesilecektir. ” hükmü yer almaktadır. Bu ön sorun sözleşmenin sözü edilen maddesi çerçevesinde çözümlenecektir. İşveren verdiği malzeme bedelini hakedişten düşecektir. Karşılıklı mutabakat sonucunda (10) adet tutanak karşılığında kullanılan malzeme bedelinin toplamda 36.724,68 TL olduğu ikinci bilirkişilerin kök raporunda saptanmıştır. Bu bedel, taşeronun (asıl davada davacı/birleşende davalı) hakedişinden mahsubu gereken tutardır. Birleşen davada ayrıca dava konusu edildiğinden, birleşen davada dikkate alınarak, istemin kabulüne, 36.724,68 TL alacağın 02/07/2019 dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İdarî para cezası yönünden: Dosya içerisinde yer alan SGK Silifke SGK Merkezinin dava dışı …’yi muhatap 10/10/2014 tarih 4939820 sayılı yazısından, Sağlık Sigortası Kanununun 102’nci maddesine istinaden 8.168,00 TL tutarında idarî para cezası uygulandığı, davalı yüklenici … Şirketinin 6.128,00 TL olarak bu cezayı ödediği ve cezanın davacı taşeron … Şirketi çalışanları olan …’ın aylık primlerinin ve hizmet belgelerinin SGK’ya süresinde bildirilmemesi ile ilgili olduğu anlaşıldığından, bu tutarın talebinde haklılık bulunmaktadır. Birleşen davada ayrıca dava konusu edildiğinden, birleşen davada dikkate alınarak, istemin kabulüne, 6.128,00 TL alacağın 02/07/2019 dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Asıl davada, davacı şirket tarafından davalı şirkete … Noterliğinin 21/04/2015 tarih (2781) yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilmiştir. İhtarnamede; 129.370,418 m³karşılığı 877.778,29 TL, ticarî defterde kalan alacak miktarı 143.385,56 TL, mazot bedeli 62.342,00 TL, iş makinesi kira bedeli 1.113.000,00 TL, personel gideri 168.750,00 TL olmak üzere toplam 2.565.595,85 TL’nin (15 gün içerisinde) ödenmesini ihtar ettiği, ihtarnamenin 24/04/2015 tarihinde tebliğ olunduğu ve 11/05/2015 tarihinde temerrütün oluştuğu belirlenmiştir.
Asıl davada: Davacının carî alacağı bakımından 136.789,85 TL için davanın kısmen kabulüne; bu alacağa 11/05/2015 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine; imalat alacağı bakımından taşeronun hak ettiği tutar 420.233,65 TL olmakla, ıslah da dikkate alınarak, 429.233,65 TL alacağın 11/05/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline; diğer kalemler yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen davada: Nama ifa yönünden davanın reddine; mazot bedeli bakımından 419.254,00 TL; malzeme bedeli yönünden 36.724,68 TL; idarî para cezası bakımından 6.128,00 TL alacağın tahsiline karar verilmelidir….25. Noterliğinin 08/12/2014 tarih ve 31558 yevmiye sayılı ihtarnamesi bu alacaklar yönünden usulüne uygun temerrüt ihtarını bulundurmamaktadır. Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer (BK m.117). Usulüne uygun temerrüt ihtarı bulunmadığından, taşeron, birleşen davada, 02/07/2019 dava tarihinde temerrüte düştüğü, gerekçesi ile alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir. “
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl dava davacısı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının işin ifası ile ilgili olarak bir kusurunun olmadığını, davacının edimlerinin gereğini tam olarak yerine getirdiğini, Karayolları Genel Müdürlüğünden getirtilen klasörün bilirkişi heyetince incelenmediğini, kamulaştırma bekleyen alanlar ile ilgili olarak, ellerinde olmayan nedenler ile çalışma yapamadıklarını, kazıdan dolguya gidecek uygun malzeme kalmadığı ve davacı şirket tarafından yeni kazı yeri gösterilmediği için davalının kusurlu eylemleri nedeni ile dolgu işlemlerinde sorunlar ortaya çıktığını, davalının bir mazot alacağı bulunmamasına rağmen bu talebin kabulüne karar verilmesinin yanlış olduğunu, davalının mazot alacağına KDV dahil edilmesinin de yanlış olduğunu, davacının cari hesap alacağının 143.385,56 TL olduğunu, 136.789,85 TL’ye hükmedilmesinin hatalı olduğunu, iş makineleri ve ticari araçların dönüş nakliye giderlerinin davalıya ait olduğu hususunun sözleşmenin 7. maddesinde düzenlendiğini, buna aykırı karar verilmesinin de yanlış olduğunu, bu bağlamda kamyonların da iş makinesi gibi değerlendirilip, bunların da dönüş giderlerine hükmedilmesi gerektiğini, dosyaya sundukları uzman raporunun değerlendirilmeden karar verilmesinin de hatalı olduğunu, ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve asıl davanın tümden kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; asıl davanın zamanaşımına uğradığını, mahkemenin zamanaşımı itirazını reddetmesinin yanlış olduğunu, davacı lehine hükmedilen alacaklar için dava tarihi yerine ihtar tarihinden itibaren avans faizi işletilmesinin ve ıslah ile artırılan talebe ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmemesinin yanlış olduğunu, bilirkişi raporlarında kamulaştırma yapılmayan yerlerin tespitinde hataya düşüldüğünü, davacının yapmış olduğu kazı miktarlarının hatalı olarak hesaplandığını, mahkemenin bu hataya ortak olduğunu, birleşen dava yönünden alacaklarına temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilmemesinin yanlış olduğunu, nama ifa talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, zira davacının iş yerini kusurlu olarak terkettiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını, asıl davanın tümden reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Asıl dava davacısı taşeron, asıl dava davalısı ise yüklenicidir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamıştır. Zira asıl dava davalısı yüklenici, 21/08/2013 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini bildirmiştir, ancak işin bu tarihten sonra en az 7-8 ay kadar daha devam ettiği bizzat yüklenicinin yazdığı yazılardan anlaşılmaktadır. Davacı taşeron 2014 yılı haziran ayı içerisinde iş sahasını bir bildirim yapmaksızın terk etmiş olup, sözleşmeyi eylemli olarak feshetmiş durumdadır. Asıl dava davalısı yüklenici, işin ifa edileceği bir kısım yerlerde kamulaştırma işlemlerini tamamlamadığından ve davacı taşeronun süresi gelmiş hakediş ödemelerinin bir kısmını yapmadığından kusurludur. Asıl dava davacısı taşeron ise kamulaştırma yapılan ve çalışılan alanlardaki eksik ve hatalı işlerini çekilen ihtara rağmen düzeltmediğinden ve de iş sahasını bir bildirim yapmadan terk ettiğinden kusurludur. Şu durumda fesihte tarafların ortak kusuru bulunmaktadır. Taraflar ortak kusurlu olduklarından mahkemece tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Yine dönüş motorin giderleri sözleşmenin tam ifa ile sonuçlanması halinde hak edilecek bir bedel olarak öngörülmüş olup, iş tam ifa ile sonuçlanmadığından buna ilişkin talebin reddedilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Mahkemece asıl davada tasfiye kesin hesabı çıkartılarak, davacının hakediş alacakları usulüne uygun olarak belirlenip, bu bedelin tahsiline hükmedilmesinde de bir hata yoktur. Birleşen davaya gelindiğinde; taraflar arasındaki sözleşme maddeleri çerçevesinde davacının motorin bedeli, malzeme bedeli ve davalı taşeron işçileri nedeniyle SGK’ya ödenmek durumunda kalınan idari para cezasından kaynaklanan alacaklarına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik yoktur. Bu nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın asıl dava davacısından tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-Asıl dava yönünden davalıdan alınması gereken 38.050,28 TL istinaf karar harcından peşin alınan 9.512,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 20.537,71 TL harcın asıl dava davalısından tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Birleşen dava yönünden birleşen davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın birleşen dava davacısından tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
5-Birleşen dava yönünden davalıdan alınması gereken 31.566,51 TL istinaf karar harcından peşin alınan 17.405,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.161,51 TL harcın birleşen dava davalısından tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-İstinaf başvurusu nedeniyle asıl ve birleşen dava yönünden taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının ilgilisi üzerinde bırakılmasına,
7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 22/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …