Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(Ön İnceleme Aşamasında / Duruşmasız) (Davanın Feragat Nedeniyle Reddine)
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAH.
TARİHİ : 16/06/2021
NUMARASI : ….
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 10/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2022
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; davalının ürettiği ve dava dilekçesi ekindeki klasörde listesi yer alan parçaların tamamının yüzey işlemlerinin müvekkili şirket tarafından yapıldığını, ancak davalı şirketin dava konusu işlerin bedelini ödemediğini, esasen davalı şirketin sahibi …’in eşi …’in müvekkili sirketin %42.5 hissedarı olduğunu, her ne kadar hisselerin zahirde … üzerine tescil edilmiş alsa da ortaklıktan doğan hakların gizli olarak eşi … tarafından sevk ve idare edildiğini, müvekkili şirketin ortakları arasında uyuşmazlık bulunduğunu, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete ödeme yapılmaması sonucunda, o tarihlerde var olan ancak sonradan tamamen ortadan kalkan güven ilişkisi nedeniyle müvekkili şirket tarafından, büyük bir KDV borcu altına girilmemesi adına dava konusu işlere fatura düzenlenmemesi yolunun tercih edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 10.000,00TL’nin, 16/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile de toplam talebini ıslah ile birlikte 326.812,00 TL çıkartarak, bu bedele malların teslim tarihinden itibaren ticari faiz işletilerek, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında gerçekleşen ticari ilişki kapsamında müvekkili şirketin davacı şirketten almış olduğu mal veya hizmet kaynaklı bir borcu bulunmadığını, bu hususun müvekkili şirket ticari defterleri ile sabit olduğunu, davacı şirketin TTK ve VUK’na aykırı olarak KDV borcu altına girilmemesi amacıyla fatura düzenlenmediğini iddia etmesinin kötü niyetli olduğunun bir göstergesi olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının iddiasını desteklemek amacıyla dosyaya sunmuş olduğu listelerin gerek müvekkili şirket gerekse mahkeme açısından hiçbir bağlayıcılığının bulunmadığını, zira bu belgelerin davacı tarafından düzenlenmiş tek taraflı belgeler olduğunu, yapılan iş/ürün adedi ve belirtilen fiyatlar ile ilgili olarak taraflar arasında bir mutabakat olduğuna dair hiçbir bilgi içermediğini savunarak, davanın öncelikle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde, zamanaşımı nedeni ile reddine, zamanaşımına ilişkin itirazlarının da kabul görmemesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; “Dilekçeye ekli klasörde bulunan listede belirtilen parçaların tamamının yüzey işlemleri yapılarak uygun sertifikalarının düzenlendiği ve … teslim edildiği, … tarafından da ödemesinin yapıldığı hususları tartışmasız olup, uyuşmazlık konusu dilekçeye ekli klasörde bulunan listelerdeki parçaların yüzey işlemlerinin hangi şirket tarafından yapıldığı ve bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
Denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişiler … 25/10/2019 tarihli ek raporlarına göre; taraflarınca liste haline getirilen malzemelerin davacı …. Şti.’ne ait firma atölyesinde işlem görüp davalı ….. sevki sağlanan malzemeler olduğu kanaatine varıldığı, davalı ……Şti. tarafından davacı …. Şti.’ne sipariş edilen ve davacı firmada yüzey işlemine tabi tutularak işin tamamlanıp denetim raporları sonrasında davalı firmaya sevki sağlanan malzemelerin imal tarihindeki toplam bedelinin 326.812,86 TL olduğu, denetime elverişli ve gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişi …’ın 23/03/2021 tarihli raporuna göre; davalı …… Tarafından dava konusu işlere karşılık davacıya veya başka bir şirkete ödeme yapılmadığı anlaşıldığı” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin davacı şirketin yatırım sürecini desteklemek amacı ile banka havalesi ve elden borç verdiğini, davacı şirketin bu meblağ karşılığında iş yaparak müvekkiline olan borcunu geri ödediğini, davacının yapılan işlere fatura kesilmemesinin nedeni olarak KDV yükü altına girmek istemediklerini göstermelerinin altında yatan gerçek sebebin, yaptığı işlerin bedelinin müvekkilinden daha önceden tahsil edilmiş olduğundan kaynaklandığını, yerel mahkemece aldırılan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişsiz olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı vekili 03/02/2022 havale tarihli dilekçesi ile, davacının davadan feragati durumunda herhangi bir masraf veya vekalet ücreti talebinde bulunmayacaklarını, davacı vekili ise 04/02/2022 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirir dilekçe sunmuşlardır. HMK.’nun 370/1 maddesinde “Davaya son veren taraf işlemi olan feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” 309/1 maddesinde “Feragat, dilekçe ile yazılı veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır” 309/2 maddesinde “Feragat’ın hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakat etmesine bağlı değildir” 309/4 maddesinde “Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” 311/1 maddesinde “Feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde, feragatin iptali istenebilir” düzenlemeleri mevcuttur.
Somut olayda, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, davacı vekilinin 04/02/2022 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği ve davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin de bulunduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davadan feragat nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/728 Esas – 2021/448 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davadan feragat nedeniyle, davanın REDDİNE,
3-Alınması gereken 80,70 TL maktu red karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Tarafların karşılıklı vekalet ücreti talebi bulunmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Artan gider ve delil avansı olması halinde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
B)İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan harç ve masraflar yönünden;
1-İstinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvuran davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….