Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/768 E. 2021/897 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK m.353/1-a-3-6 Maddesi Uyarınca
Kararın Kaldırılarak Gönderilmesine)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İSTİNAF K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/07/2021
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/10/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacak İstemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkili kooperatif yönetimi tarafından otomatik garaj kapısı yapımı için davalı borçluya … Bankasındaki hesabına 26.02.2016 tarihinde 10.000 TL ödeme yapıldığını, aradan uzunca bir süre geçmesine rağmen davalı şirketçe edimlerinin yerine getirilmediğini, davalıya edimlerinin yerine getirilmesi aksi halde ödemenin iade edilmesi yönünde ihtarname keşide edildiğini, bir sonuç alınamadığını, bunun üzerine Eskişehir 3.İcra Müdürlüğünün…. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça icra takibine itiraz edildiğini belirterek, davalı borçlu tarafın itirazlarının iptali ile icra takibinin devamına, haksız ve kötüniyetli icra takibi nedeniyle müvekkili lehine %20den az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili: kapıyı teslim ettiklerini montaj formuyla ispat ettiklerini ifade etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalının otomatik garaj kapısı yapımı konusunda anlaştıkları, davacının davalıya 10.000 TL ödeme yaptığı ancak davalının edimini yerine getirmediği gerekçesiyle davacının davalı aleyhine Eskişehir 3. İcra Müdürlüğü’nün….. esas sayılı dosyası ile icra takibine geçtiği, davalının süresinde itiraz ederek takibi durdurduğu, işbu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, 11/03/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahipleri lehine delil olduğu, davacı kooperatifin davalıya 26/03/2016 tarihinde otomatik garaj kapısı yapımı için 10.000 TL ödeme yaptığı, davacının yaptığı ödemenin davalının ticari defterinde kayıtlı olduğu ancak 11/12/2015 tarih …. nolu servis formunda dava konusu otomatik garaj kapısının tesliminin yapılarak davalının edimini yerine getirdiği gerekçesiyle davanın reddini talep etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının teslim yönünde iddiası ve bu yönde belge yokken nereden geldiği belli olmayan montaj formuna göre rapor hazırlandığını, kapının teslim edilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1- 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması; ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesinde kooperatifler “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar” olarak tarif edilmiştir. Maddede kooperatifin ortaklık (şirket) olduğu belirtilmiş ise de, bu ortaklığın “ticari nitelikte bir ortaklık” olduğu yönünde bir açıklama ve belirleme yapılmamıştır.
Maddedeki tariften anlaşılacağı üzere kooperatiflerde amaç, diğer ticaret şirketlerinden farklı olarak kazanç elde etmek ve bunu ortakları arasında paylaşmak olmayıp, ortakların ekonomik menfaatlerini, özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak ve gidermektir. Kooperatifler, kâr zarar amacından ziyade sosyal yönü ağır basan ortaklıklardır. Bu tanıma göre kooperatiflerin tacir kabul edilmesi ve tacir sıfatının sonuçlarıyla sorumlu tutulması mümkün değildir.
6102 sayılı TTK’nın 124/1. maddesinde “kooperatifler” ticaret şirketleri arasında sayılmış ise de, aynı maddenin 2. bendinde kooperatifler “şahıs şirketleri” ve “sermaye şirketleri” arasında gösterilmemiştir. TTK’nın 124. maddesinin 1 ve 2. bentleri ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde kooperatiflerin “ticaret şirketi” olmadığı, sosyal niteliği ağır basan kendine özgü bir ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Benzer hükümler, 6762 sayılı eski TTK’da da bulunmasına rağmen (md 18, 136), Yargıtay’ın kararlılık kazanan uygulamasında kooperatifler tacir olarak kabul edilmemiştir. (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2017/96 Esas, 2018/2989 Karar) Konut yapı Kooperatifinin tüketici vasfı da yoktur. (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2016/3928 Esas, 2017/3148 Karar)
Buna göre; davalı yan kooperatif olup tacir niteliği taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir. Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğundan ve göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan; taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemelerce, istinaf incelemesi aşamasında Bölge Adliye Mahkemelerince ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca resen dikkate alınması gerektiğinden; mahkemece işin esası incelenmeksizin davanın görev yönünden reddine karar verilip, talep halinde Eskişehir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekirken, görevli mahkemenin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde işin esasının incelenip, karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı olmasına gerek yoktur. Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Somut olayda eser sözleşmesi ilişkisi tarafların kabulündedir. İhtilâf eserin teslim edilip edilmediği noktasındadır. Teslim olgusu hukuki fiil ve maddi vakıa olup tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabilir. (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2016/217 Esas, 2017/486 Karar)
Mahkemece dosyaya ibraz edilen montaj belgesinin aslı getirtilmeden, davacı tarafın itirazları karşılanmadan, geçerliliği ve teslimi ispata yeterli olup olmadığı tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu hususlar tartışıldıktan sonra gerekirse keşif de yapılarak ve diğer deliller toplanarak sonuca gidilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun sair hususlar incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.3,6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/07/2021 gün ve … Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.3-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 05/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye… Katip …