Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/763 E. 2022/736 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/763 – 2022/736
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2021/763
KARAR NO : 2022/736

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/03/2021
NUMARASI : 2020/644 Esas – 2021/260 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/09/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkilinin taşeron olarak davalı şirketin yüklendiği “… Üretimi” işini üstlendiğini, taraflar arasında 01.02.2016 tarihli sözleşme aktedildiğini, 19.02.2016 tarihinde işe başlamak üzere yer teslimi yapıldığını, işin devamı sırasında 17.11.2016 tarihinde, açık ocak maden sahasında aşırı yağıştan kaynaklı heyelan meydana gelmesi sonucu, ocaktaki üretim faaliyetinin fiilen durduğunu, …Genel Müdürlüğünün 02.12.2016 sayılı yazısıyla üretim faaliyetinin resmen de durdurulduğunu, mücbir sebep nedeniyle işin yapılmasının imkansız hale gelmesinin sonucu olarak 17.03.2017 tarihli protokol ile taraflar karşılıklı mutabakat sonucu sözleşmeyi fesih ve işi tasfiye ettiklerini, müvekkilinin davalı şirket nezdinde bulunan ve sözleşme gereği hakedişi olan bedelin bir kısmı ödendiğini, 600.000,00 TL’lik kısmı nakit teminat olarak davalı şirkette tutulduğunu, söz konusu protokolde bu teminatın müvekkil şirketin işçilerinden dolayı ana yüklenici olan davalı şirket risklerine karşılık tutulduğu belirtilmiş ve müvekkil şirketin aynı bedelle en az 1 yıllık banka teminat mektubu sunması halinde nakit teminatın iade edileceği taahhüt edildiğini, Söz konusu bir yıllık sürenin üzerinden uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen davalı şirket haksız ve kötüniyetli olarak müvekkilin nakit teminatını iade etmemiş ve hukuka aykırı olarak uhdesinde tutmaya devam ettiğini, Müvekkil tarafından Adana 11.Noterliğinin … yevmiye sayılı ve 17.06.2020 tarihli ihtarnamesi ( EK-5) davalı şirkete gönderilerek nakit teminatın iadesi talep edilmiş olmasına rağmen davalı taraf Ankara 58.noterliğinin … yevmiye numaralı ve 10.07.2020 tarihli cevabi ihtarnamesiyle ( EK-6) bu talebi reddettiğini, Davalı şirket cevabi ihtarnamesinde şimdiye kadar işçilik alacaklarından kaynaklı olarak icra dosyalarına yapılan ödemeler neticesinde nakit teminatın 425.610,94 TL bakiyesinin kaldığını, Şirvan Asliye Hukuk Mahkemesinde derdest olan 12 adet işçilik alacağı konulu davanın riskinin devam ettiğini, ayrıca işçilik alacaklarının 5 ve 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, bu sürelerin dolmadığını belirterek nakit teminatı iade etmeyeceğini bildirdiği, davalı şirketin cevabi ihtarnamesini kabul etmediklerini, söz konusu teminatın iadesi anılan davaların sonuçlanması şartına bağlanamayacağını, müvekkilin belirtildiği gibi işçilik borçları da bulunmadığını, bildirilen isimlerin bir kısmının müvekkili şirkette çalışmadığını, kimisinin çok kısa süreliğine çalıştığını, talep edilebilir haklarının sadece ihbar tazminatı alacakları olduğunu ileri sürerek, 600.000,00 TL müvekkil alacağının şimdilik 10.000,00 TL’sinin davalı şirketten tahsiliyle müvekkile ödenmesine, temerrüt tarihinin 17.03.2018 olarak tespiti ile bu tarihten itibaren alacağa avans faizi yürütülmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; müvekkili şirket ile davacı … Limitet Şirketi arasında 25.08.2014 tarihinden başlamak üzere ve son olarak 01.02.2016 ve 09.08.2016 tarihlerinde müvekkil şirketin … İli … İlçesi sınırları içerisinde bulunan “…İşletmesi” cevher sahası sınırları içerisinde bulunan … deresinin maden sahasına girmeden derive edilmesi maksadıyla hazırlanan “… Projesinin” anahtar teslimi olarak tam ve noksansız şekilde Yüklenici tarafından yapılması işi sözleşmeleri yapıldığını, Son sözleşmenin; Kesin teminatın düzenlendiği 10.2. maddesinde; “Yükleniciye yapılacak her ödemenin %10 luk kısmı sözleşmenin nakit teminatı olarak İŞ SAHİBİNCE tutulacaktır.” hükmünü içerdiğini, bu madde kapsamında şirketimiz tarafından davacının hakkedişlerinden toplam 593.601.26 TL nakit teminat kesildiğini, davacı şirketin sözleşme kapsamında işyerinde çalıştırdığı işçilerden; dava açanlara karşı ödemeler yapıldığını, buna göre ödeme miktarının 321.185,06 TL olup halen devam etmekte olan davalardaki işçilik alacak toplamı 406.671,39 TL olduğunu, bu miktarlara faiz, vekalet ücreti ve yargılama gideri ayrıca ilave edileceğini, ayrıca zamanaşımı süresince davalar açılabileceğini, bu durumda davacı şirketin kalan 321.185,6 tl nakdi teminatının çok üzerinde ödeme yapılması gerekeceğini, sözleşmenin kesin kabulü düzenleyen 21. maddesinde ; “Her türlü işçilik alacaklarının ve SGK’ ya olan borçlarının ödendiğine dair belgelerin iş sahibine eksiksiz olarak ibrazı halinde nakit kesin teminat iade edilecektir “ hükmü gereğince, Davacı şirketin sözleşme kapsamında işyerinde çalıştırdığı işçilerin tüm alacaklarını ödediğine dair belgeyi müvekkil şirkete veremediğini, davacının çalıştırdığı işçilere davalı tarafından yapılan ödemeler ile açılan davalar nedeniyle tespit edilen alacaklar birlikte gözetildiğinde, nakdi teminatının iadesi için gerekli koşullar oluşmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Davacının taşeron, davalının müteahit olduğu, “… Üretimi” işi için taraflar arasında 01.02.2016 tarihli sözleşme akdedildiği, 19.02.2016 tarihinde işe başlamak üzere yer teslimi yapıldığını, işin devamı sırasında 17.11.2016 tarihinde, açık ocak maden sahasında aşırı yağıştan kaynaklı heyelan meydana gelmesi sonucu ocaktaki üretim faaliyeti fiilen durduğu, …Genel Müdürlüğünün 02.12.2016 sayılı yazısıyla üretim faaliyeti resmen durdurulduğu, mücbir sebep nedeniyle işin yapılmasının imkansız hale gelmesinin sonucu olarak 17.03.2017 tarihli protokol ile taraflar karşılıklı mutabakat sonucu sözleşmeyi fesih ve işi tasfiye ettikleri, sözleşme ve fesih protokolü kapsamında davalı tarafın dava konusu nakit teminatı davacı şirketin hakedişlerinden kestiği tarafların kabulündedir.
Davacı taraf teminatın iade şartlarının oluştuğundan bahisle iadesini talep etmektedir. Taraflar arasındaki Sözleşmenin kesin Kabulü düzenleyen 20. maddesinde ; “…Her türlü işçilik alacaklarının ve SGK’ ya olan borçlarının ödendiğine dair belgelerin iş sahibine eksiksiz olarak ibrazı halinde nakit kesin teminat iade edilecektir “ hükmünü havidir. Fesih ve İbra protokolünün son paragrafında; nakit teminatı ” … Çalışanlarının işçilik alacaklarından sözleşme gereğince tamamen ve yalnızca … sorumlu olduğundan, ibralaşma sonrası dönemde bunların …’tan tahsil edilmesi riskine karşılık …’ta tutulmaktadır. …’ün nakit teminat bedeli karşılığı en az bir yıl süreli banka teminat mektubu sunması koşulu ile nakit 600.000,00 TL teminat …’e iade edilecektir.” hükmüne havidir. Davalı taraf, davacı alt işveren döneminde çalışan işçilerin işçilik alacakları ile ilgili açtığı davalardaki karar ve icra takipleri örneklerini dosyaya sunmuş, ayrıca derdest davalar olduğu bir kısım işçilerin zamanaşımı süresince dava açmalarının muhtemel olduğunu belirtmiştir.
Toplanan bu delillerden; taraflar arasında yapılan 01/02/2016 tarihli sözleşmenin kesin kabulü düzenleyen 20.mdsinde; her türlü işçilik alacaklarının ve SGK’ya olan borçların ödendiğine dair belgelerin iş sahibine eksiksiz olarak ibrazı, yüklenicinin iş sahibine herhangi bir borcunun bulunmaması halinde ve diğer şartlarında gerçekleşmesi halinde kesin kabulün yapılacağının belirtildiği, bu hükme göre işçilik alacaklarından alt işveren konumundaki davacının sorumlu olduğu ve borcunun bulunmadığını her türlü işçilik alacağını ödendiğine ilişkin belgelerin ibraz etmesi gerektiğini, sözleşmenin bu maddesine uygun fesih ve ibra protokolünün son bendinin de benzer olduğu, işçilik alacaklarının davacı şirketle olup bu nedenle 600.000,00 TL’lik nakit teminat kesildiğini davacının kabul ettiği, davalı şirketin işçilerin açtığı davalarla davalılar kapsamında dava ve icra dosya örneklerini ibraz etmiş ve halen derdest davalar olduğu, sözleşme ve fesih protokolündeki teminatın iade şartları oluşmadığı” gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemenin delilleri toplamadan karar verdiğini, delillerinde bildirdikleri mahkeme dosyalarını getirtip incelemediğini, davalının, davacının sorumlu olmadığı işçilik ücretleri nedeni ile davacı teminatını elinde tuttuğunu, fesih ve ibra sözleşmesinde teminat süresinin 1 yıl olarak belirlendiğini, bu sürenin de 17/03/2018 tarihinde dolduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının fesih protokolünde nakdi teminatın iadesi için öngörülen koşulları gerçekleştirmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak, hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 15/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip