Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/760 E. 2023/756 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/760 – 2023/756
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/760 Esas
KARAR NO : 2023/756
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi /HMK m.353/1-b-1)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2021
NUMARASI : 2020/162 Esas-2021/463 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak

KARAR TARİHİ : 06/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/06/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 12/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin… projesinin camlarının tedariki için davalı ile iki ayrı sözleşme imzaladığını, bunlardan 03/06/2015 tarihli B bloğun cephe camlarının tedarik sözleşmesinin işinin kesin kabulü yapılarak bitirildiğini, 05/04/2017 tarihili … cam tedariki sözleşmesinden dolayı davalı şirket nezdinde tutulan nakit teminat kesintisinin iade edilmemesinden kaynaklı olarak davalıdan 51.979,57 TL alacaklı olduklarını belirterek bu miktar alacağın davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; Sözleşmede tahkim şartı bulunduğunu, davanın bu sebeple usulden reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise davacı firma ile imzalanan birden fazla sözleşme bulunduğunu, davacının yüklenici olduğu işe ilişkin yapılan imalatın ayıplı olduğunu, bu ayıptan dolayı müvekkilinin karşı alacağı bulunduğunu, davacının sözleşmede ayıplar sebebiyle 5 yıl süre ile garanti yükümlülüğü bulunduğunu, ayıplardan kaynaklı olarak müvekkilinin uğradığı zararın karşılanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2021 tarih 2020/162 Esas 2021/463 Karar sayılı kararında özetle; Dava, nakit teminat iadesi istemine ilişkindir.
Dava şartları bakımından inceleme: 03.06.2015 tarihli B Blok Cephe Camlarının imalatı ve Tedariki İşleri Yapılması konulu yüklenici sözleşmesinin “Anlaşmazlıkların Halli” başlıklı 22. Maddesinede taahkim şartı var ise de dava konusu olan 05.04.2017 tarihli … Cam Tedariki Sözleşmesinin 11. maddesine göre taraflar iş bu sözleşmeden kaynaklanacak anlaşmazlıkları öncelikle kendi aralarında çözmeye çalışacaklar tarafların aralarında 15 gün içinde çözülemeyen anlaşmazlıkların çözüm yeri Ankara Mahkemeleri olarak kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin bu hükmünde tahkim şartı bulunmamaktadır. Davadan önce taraflar birbirine ihtarname göndermiş uyuşmazlık çözülememiş dava açılmıştır. Dava şartları tamam olduğundan davanın esası incelenmiştir.
Uyuşmazlık konularından birisi, dava konusu sözleşmenin teminatı talep eden davacının bu talebine karşılık davalının dava konusu olmayan geçici kabulü yapılmış, teminatı iade edilmiş ancak garantisi dolmamış aynı işe ilişkin başka bir tedarik sözleşmesinden dolayı takas savunmasının incelenip incelenmeyeceği hususudur. Bu inceleme yapılacaksa davacının takasa konu edilen sözleşmedeki camların kırılma sebebinin ne olduğu, davacının teslim ettiği camların gizli ayıplı olup olmadığı noktasındadır.
Dava konusu olan 05.04.2017 tarihli … camlara ilişkin tedarik sözleşmesi kapsamında yapılan imalatla ilgili davalı tarafın ayıp iddiası bulunmamaktadır. Davalının iddiası teminatı iade edilen C1,C2,C3, E ve F Blokların Balkon Korkulukları ile … Korkuluklarının cam Tedariki Sözleşmesine ilişkin olup, bu imalatın ayıplı olduğunu, davacıdan bu sebeple alacağı bulunduğunu savunmuştur.
Dış cephe camlarda kırılmalar meydana gelmesi üzerine cam tedarikçi firmalarla toplantı yapılmış, bir danışmanlık firmasına inceleme yaptırılmıştır.
… firması tarafından hazırlanan rapor; camların kırılma sebeplerinin 4 başlık altında toplanmış kesin kanaat bildirilmemiştir.
1. Cam imalatından kaynaklı olan kırılma
2. Montaj işçiliğinden kaynaklı olan kırılma
3. Cam yüzeyinde oluşan ısıl etkilerden kaynaklı kırılma
4. Darbeden kaynaklı kırılma
Kırılma nedenlerinin artınlabileceği, bununla birlikte sahada yapılan incelemelerin ağırlıklı olarak bu nedenlere işaret ettiği, sırayla incelendiğinde;
1. Cam imalatından kaynaklı olan kınlmalann iki kısma ayırabileceği, Sahada, bazı cam birimlerinin iç camlarında yani katmanlı-lamine camlarda rodaj uygulaması yapıldığı bazı camların kırılma riskinin görece yüksek olduğu, katmanlı camlarda rodaj uygulaması prensip olarak yapılması gerektiği, ikinci nedenin ise pul atması durumu olduğu, Sahada yapılan incelemelerde pul atması olan cam birimlerinin görüldüğü, Rodaj işlemi yapılmamış olan cam birimlerinde kırılma durumu yaşanmamış olsa bile ileride sorun yaşanması riskinin yüksek olduğu,..
Sözleşmeler ve ilgili Maddeleri:
24/11/2016 tarihli “Cl, C2, C3, E ve F Blok Meydan ve Korkulukların Cam Tedariki“ konutu sözleşmenin ve 05.04.2017 tarihli ”… Cam Tedariki” konulu sözleşmenin: 4.8 nolu maddesinde ve “ürünlerin sözleşmedeki standartlara uygun olmaması halinde. Satıcı standartlara uygun olmayan ürünlerin tamamını iade almaya ve yerine standartlara uygun olan ürünleri teslim etmekle yükümlüdür. Satıcı tarafından standartlara uygun olmayan ürünlerin teslim edilmesi ve/veva iade alınmaması/değistirilmemesi halinde sözleşmenin fesih hakkı saklı kalmak kaydıyla alıcının uğradığı/uğrayacağı her türlü zarar satıcı tarafından karşılanacak, alacaklarından ve teminatlarından kesilecektir” ibaresinin yer almaktadır.
24/11/2016 tarihli “Cl. C2. C3. E ve_F Blok Meydan ve Korkuluklann Cam Tedariki 44 ve 05.04.2017 tarihli ”… Cam Tedariki” konulu sözleşmelerin 5..maddesinde “„SATICI sevk edeceği ürünlerin anlaşılan spesifikasvonlara göre olduğunu garanti eder SATICI ayrıca sevk edilen ürünlerin sözleşmeye, sözleşme teknik şartlarında belirtilen standartlara, yürürlükteki mevzuata ve uluslararası kabul görmüş standartlara uygunluğunu da garanti eder. Sözleşme konusu ürünlerin Garanti süresi 5 yıldır.” ibaresi yer almaktadır. Davalının … cam tedarik sözleşmesine ilişkin teminatı tutma sebebi olan Dış cephe camlarına ilişkin tedarik sözleşmesindeki 5 yıllık Garanti süresi dolmamıştır.
Sözleşmede cam marka ve özellikleri için Şişecam şartnamesinde belirtilen kombinasyonlara uygunluk istenmiş, davacı da camları Şişecam firmasından tedarik etmiştir.
Davalının Takas Def’i savunmasının hukuki niteliği;
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 139. maddesi: İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir. Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir.
Takas talebi karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi def’i olarak da ileri sürülebilir. Davalının, dava dayanağı olayı ve borcun varlığını inkâr etmeden, borçlu bulunduğu edimi, özel bir sebebe dayanarak yerine getirmekten kaçınmasına imkân veren hakka defi denir. Kural olarak def’i olarak ileri sürüldüğü durumlarda diğer savunmaların tâbi olduğu yasa ve usûl hükümlerine tâbidir. Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir. Takas, hukuki niteliği itibariyle bozucu yenilik doğuran bir hak olup, sözleşme niteliğinde bulunmadığından, takas iradesinin muhatabına ulaşmasıyla birlikte sonuç doğurmaya başlayacağı kabul edilir. Takas savunmasında bulunan taraf, hem kendi, hem de karşı tarafın alacağını ortadan kaldırmayı istediğinden, her iki alacak üzerinden de etkin olur. Bu niteliği ile takas, inşai bir haktır.
Tedarik sözleşmesi bir satım sözleşmesi olup, Satıcının ayıptan sorumluluğuna ilişkin hükümler, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219 ve 231 ‘inci maddeleri arasında düzenlenmiştir. Satış konusu mal, mislî veya mislî olmayan nitelikte olabilir. Bunun gibi ferdî özellikleriyle belirlenmiş (bireyselleştirilmiş) mallar ve çeşidiyle belirlenen mallar da satış sözleşmesinin konusunu oluşturabilir. Sözleşmelerce camların nitelikleri, teknik bilgiler açıkça belirtilmiştir. Sözleşmeye göre tedarikçi bütün ürünlerin aynı üreticiden alınan ve ham cam metaryalden üretilmiş ürünler olmasını garanti edecektir.
6098 Sayılı TBK Madde 219- Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.
Madde 223- Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Mahkememizce davalının takas savunmasının incelenmesine karar verilmiştir. Davacının alacak miktarı nakit teminat kesintisi olduğu için rakam olarak ihtilafsız olup davalının takas konusu ihtilaflı olduğundan mahallinde keşif icrasına karar verilerek bilirkişilerden rapor ve ek raporlar alınmıştır.
Bilirkişi Raporu: İnşaat Mühendisi, Metalürji ve Malzeme Mühendisi bilirkişiden alınan 16/12/2020 tarihli raporda özetle,
• B ve D Blok Cephe Camlan İmalatı ve Tedariki” ile ilgili olarak 15/09/2016 tarihli imzalı Geçici Kabul Tutanağı mevcut olup, tutanakta eksik ve kusurlu iş olmadığı yazılı olup taraflarca imzalanmış ve davalı tarafından onaylanmıştır.
• 11/11/2020 Tarihinde mahallinde yapılan keşifte B ve D Bloklarda yaklaşık 10 bağımsız bölüm ve kat holleri birlikte gezilmiş ve E Blok kanapi camlan (üstten) görülmüş, kat hollerinden bir tane çıkış kapısı camında darbeden kaynaklı olduğu değerlendirilen cam kırığı diğer camların muhtelif yerlerden kırılmaya maruz kaldığı tespit edilmiştir.
• Camlarda üretim kaynaklı bir hata olmadığı düşünülmekte olup, camlardan numune alınması ve tetkike gönderilmesi gibi işlemlerin gerekli olmadığı belirtilmiştir.
• 24/11/2016 tarihli C1,2,C3, E1 ve F Blokların Balkon korkuluklarının cam tedariki sözleşmesinden teminat kesintisi alacağının 66.631,47 TL, 05/04/2017 tarihli … cam Tedariki sözleşmesinden nakit teminat kesintisi alacağı 18.473,00 TL olduğu, davacının talebinin 51.979,57 TL olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz üzerine bilirkişi heyetine SMMM bilirkişi ve cam ustası bilirkişi dahil edilerek bilirkişilerden ek rapor alınmış, tarafların ticari defterleri incelenmiş, cam montajının doğru yapılıp yapılmadığı konusunda inceleme yapılmıştır.
02/04/2021 tarihli Bilirkişi ek raporunda;
03/06/2015 tarihli sözleşme ve zeyilnameler kapsamında 31.12.2016 tarihine kadar tutulan teminatlardan kalan bakiyenin tamamının 19/01/2017 tarihinde iade edildiği, 24/11/2016 tarihli sözleşme ve zeyilnameler ile 05/04/2017 tarihli sözleşme kapsamında davacı şirkete ait 103.958,58 TL teminatın tutulduğu , bu teminatın %50 sinin 51.979,29 TL sinin 13.11.2018 tarihinde iade edilmesi ile dava tarihi itibariyle kalan 51.979,29 TL nin bakiye teminat alacağı olduğu,
B ve D Blok Cephe Camları Tedarik sözleşmesi ile ilgili imzalanan sözleşmenin geçici kabulünün yapıldığı, tutanakta eksik ve kusurlu iş olmadığının yazılarak imzalanmış olduğu, dosyaya sunulan tutanağın kesin kabul tutanağı olmadığı, camın rodajının makine ile yapılmış olduğu, camlarda meydana gelen çatlamaların montaj hatası olduğu, camın üretiminden kaynaklanmadığı belirtilmiştir.
Davalı vekili ek rapora itirazında teknik şartnameye uygunluk açısından yeterli bir inceleme yapılmadığını, üniversitelerden uzman akademisyenlerden oluşan bir heyetten rapor alınmasını beyan etmiş ise de, inşaat mühendisi, metalurji ve malzeme mühendisi ve cam ustası bilirkişilerden alınan rapor yeterli görülerek tahkikata son verilmiştir.
Netice olarak davacının talep ettiği alacağın … Cam Sözleşmesine ilişkin olduğu, davalının aynı projedeki geçici kabulü yapılmış, garantisi dolmamış başka bir sözleşmedeki malzeme tedarikinin ayıplı olduğu iddiası ile teminatı tuttuğu, yapılan incelemede davacının edimini ayıplı ifa etmediği, davalının takas savunmasının yerinde olmadığı anlaşıldığından davacının davasının kabulüne, dava açılmdan önce TBK nun 117. Maddesinde düzenlenen şekilde temerrüt gerçekleştiğinden temerrüt tarihten itibaren faize hükmedilerek sonuç olarak davanın kabulüne, 51,979,29 TL nakit teminat alacağının 11/05/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair hüküm kurulduğu görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından verilen 26/07/2021 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 22.06.2021 tarih 2020/162 E.- 2021/ 463 K. sayılı ilamı ile verilen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin de yükleminde tamamlanan, … projesinde cephenin cam sistemleri imalat, tedarik ve montajı işlerinin çeşitli firmalara verilmiş olduğunu, davacı ….A.Ş’nin müvekkilinin anlaşma yaptığı firmalardan bir tanesi olduğunu, davacı taraf ve müvekkili arasında 03.06.2015 tarihinde “B blok cephe camları İmalat ve Tedarik Sözleşmesi” işi konulu sözleşme ile, 05/04/2017 tarihinde “… Cam Tedariki” konulu sözleşme imzalandığını, her iki sözleşmenin de taraflarının, sözleşme konusu malzemelerin sipariş şartlarına, proje ve teknik şartnamelere uygun olarak, tam kusursuz ve zamanında imal ve teslimi konusunda anlaştıklarını, müvekkili şirketin yüklemindeki, yapımı tamamlanan proje devam ederken bazı bölümlerde cam kırılma ve çatlamaları oluştuğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin; ” Kesin Teminat” başlıklı 10. maddesine göre ise; “Yüklenici, sözleşme herhangi bir şekilde son bulsa dahi, aşağıdaki sebeplerle lüzumlu olabilecek teminat ve sair herhangi bir tediyeyi kısmen ya da tamamen alıkoyabilir:
Alt Yüklenici’nin ve/ veya personelinin yaptığı hatalı işlerden doğabilecek bilumum zararlar…” dendiğini, mahkemenin tüm itirazlarına rağmen dayanaksız ve farazi bilirkişi raporlarına göre hüküm kurduğunu ve bunun kabulünün mümkün olmadığını, hükmün dayandığı bilirkişi raporunun kesin gerçeklikten uzak, yoruma dayalı bir rapor olduğunu, mahkemenin çelişkili bilirkişi raporuna göre hüküm kurduğunu, teknik bilirkişi heyeti toplanmadan ek rapor hazırlandığını, teknik raporda imzası bulunan bilirkişilerin incelemeye katılmayıp raporun altına imza atmalarının kabulünün mümkün olmadığı gibi bilirkişilik müessesinin gereklerine aykırı olup tarafsızlıkları konusunda taraflarınca şüphe oluşturduğunu, cam montaj ustasının bilirkişi tespitinde yetersiz kaldığını, ek raporda bilirkişi …’ın camlara dokunmadan bakarak inceleme yapmayı tercih etmiş olduğunu, keşif başlamadan “montaj hatasıdır” diyerek görüşünü bildirdiğini, mahkemenin ara kararında bahsi geçtiği üzere ısrarları üzerine tek camın söküldüğünü, bununla ilgili olarak da gerekli inceleme konusunda yetersiz kalındığını, bilirkişilerin, üretilen camların teknik şartnameye uygun olup olmadığının incelemesinin yapmadığını, bazı camlarda yapılan cam değişimlerinde …’ın kusurlarının tespit edildiğini, Temmuz 2021 yılı içerisinde …’ın tedarik ettiği bazı camlarda değişimlerin yapıldığını, camların üretiminin ekli resimlerde de anlaşılacağı üzere teknik şartnameye uygun olmadığının tespit edildiğini, bununla ilgili olarak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak bu süreçte başkaca değişim yapılır ise mahkeme ile paylaşılacağını, davacı şirketin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini eksiksiz ve tam olarak yerine getirmediğini, teslim ettiği işlerle ilgili olarak garanti sorumluluğunun da devam ettiğini, davacının yaptığı işlerdeki eksik ve ayıpların giderilmemiş olduğunu, hala değiştirilmemiş birçok çatlak ve kırık cam bulunduğunu, yine, gerek cam imalatından gerekse montaj esnasındaki hatalardan kaynaklı olarak mevcut camlarda da yeni çatlama ve kırılmaların devam ettiğini, dolayısıyla bahsi geçen sözleşme hükümleri uyarınca müvekkili şirketin haklı olarak davacının bakiye alacağını teminat olarak tutabileceğini, mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurduğunu, bunun kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından verilen 09/08/2021 tarihli istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekilinin istinaf gerekçelerinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taraflar arasında üç ayrı sözleşme imzalandığını, davalı tarafça ayıp iddiasında bulunulan camların, 03/06/2015 tarihli “… Projesi Cephe Camları Tedarik Sözleşmesine” ilişkin olduğunu, bu işin, 30/09/2016 tarihinde kesin hakediş raporunun düzenlendiğini ve bu rapor ile müvekkilinin sözleşme konusu camları eksiksiz ve kusursuz teslim ettiğinin tespit edildiğini ve esasen sözleşmenin de sona erdiğini, bu sözleşme kapsamında müvekkilinin hakedişlerinden kesilen %5 nakit teminat bedellerinin de müvekkiline iade edildiğini, davalı tarafça teminat olduğu iddia edilen ve taraflarına ödenmeyen bedelin ise 24/11/2016 tarihli korkuluk camları ve 05/04/2017 tarihli … camları sözleşmesinden kaynaklandığını, bu sözleşmeler gereği yapılan imalatlara ilişkin herhangi bir ayıp iddiası bulunmayan davalının iş bu sözleşmeden kaynaklanan müvekkilinin alacağını, teminat olduğu iddiasıyla elinde tutmakta olduğunu, nitekim bu sözleşmelerde nakit teminat kesintisi yapılacağına ve dolayısıyla da teminatın iade koşullarına ilişkin maddenin bulunmadığına, buna rağmen davalının teminat kesintisi yaptığı iddiasıyla bu bedeli iade etmeyerek elinde tuttuğunu önceki tüm beyanlarını da aynen tekrar ettiklerini, bu sebeplerle davalının hukuki dayanaktan yoksun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, taraflar arasında düzenlenen ve konusu “… Projesinin Camlarının Tedariki” olan eser sözleşmeleri kapsamında taraflar arasında son olarak düzenlenen 24/11/2016 tarihli Korkuluk Camları ile 05/04/2017 tarihli … Camları Sözleşmelerinden kaynaklı olarak davalı yüklenicinin teminat amaçlı olarak elinde tuttuğunu söylediği nakit teminat kesintisi sebebiyle davacıya iade edilmeyen 51.979,29 TL nakit teminat alacağının davalıdan tahsili isteğine ilişkindir.
Davalı vekili davaya cevabında, taraflar arasındaki sözleşme ilişkilerinin bulunduğunu kabul ettiklerini, ancak yapılan işlerdeki bir kısım ayıplı imalatlar sebebiyle son sözleşmelerden dolayı davacının hakediş bedellerinden yapılan nakit teminat kesintilerini iade etmediklerini, davacının sözleşmeler ile ayıplardan dolayı ortaya çıkan zararlara karşı 5 yıl süre ile garanti yükümlülüğü bulunduğunu ve ayıpların dava tarihine kadar giderilmemesi sebebiyle teminatı tutmaya devam ettiklerini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece mahalinde yapılan keşif, keşif sonucu düzenlenen inşaat mühendisi, metaloji mühendisi ve malzeme mühendisi bilirkişi kurulu raporu ile daha sonra heyete dahil edilen SMMM bilirkişi ve cam ustası bilirkişilerin de vermiş oldukları müşterek bilirkişi ek raporu sonrasında bu raporlar hüküm vermeye yeterli görülerek davalının ayıplı imalat iddiasının, 03/06/2015 tarihli … Cam Sözleşmesine ilişkin olduğu, davacının iade edilmeyen nakit teminat kesintisi alacağının ise 05/04/2017 tarihli “… Cam Sözleşmesine” ilişkin olduğu, davalının ilk sözleşmedeki ve kesin kabulü yapılan imalatın ayıplı olduğu iddiası ile son sözleşmedeki nakit teminat tutarını elinde tuttuğu ancak kök ve ek raporlara göre imalatın ayıplı olmadığı, ayıpların davacının sorumluluğunda olmayan montajdan ve kullanım hatasından kaynaklandığı, bu sebeple taraflar arasındaki 05/04/2017 tarihli sözleşme kapsamında yapılan imalat nedeniyle davacı yüklenicinin edimini sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirdiği ve davalı nezdinde iade edilmeyen 51.979,29 TL nakit teminat kesintisi alacağı bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulüne ve bu alacağın 11/05/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekilinin yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2021 tarihli 2020/162 Esas 2021/463 Karar sayılı kararı usul ve yasa hükümlerine uygun olduğundan davalı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan davalıdan alınması gerekli 3.550,71 TL istinaf nisbi karar harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL maktu ve 887,67 TL nispi karar harcı olmak üzere toplam 946,97 TL istinaf karar harcının mahsubu ile kalan 2.603,74 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/06/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır