Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi /HMK m.353/1-b-1)
DOSYA NO : 2021/750 Esas
KARAR NO : 2023/915
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2020
NUMARASI : 2018/173 Esas- 2020/183 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 12/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 02/03/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 07/06/2013 tarih 2013/014 numaralı … Eğitim ve Sağlık Kampüsü Lösemili Çocuklar Kenti Projesi Elektrik Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmesinin akdedildiğini, müvekkili şirketin sözleşmeden doğan edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve davalı şirkete teslim ettiğini, 30/12/2015 tarihinde davalı şirket yetkililerinin de katılımıyla geçici kabul tutanağının düzenlendiğini,müvekkili şirket tarafından eksik ve kusurlu iş tespit edilmesi halinde nefaset kesinti bedeli, sözleşme ve kanundan doğan tüm yükümlülüklerin yerine getirileceğinin kabul edildiği 29/12/2015 tarihli 2 adet taahhütname verildiğini, geçici kabul işlemlerinin bu taahhütnamelere atıf yapılarak yapıldığını,davalı şirkete sunulan kesin hesabın onaylanmadığını ve kesin hak ediş düzenlenemediğini, işveren … ile ana yüklenici … arasında hukuki ihtilaf bulunduğunun, uyuşmazlığın tahkime götürüleceği ve sair bahanelerle kabul ve teminat iadesi işlemlerinin davalı şirket tarafından yerine getirilmediğini,işin, işveren tarafından teslim alındığını ve işletmeye açıldığını, Başkent Elektrik Dağıtım A. Ş. tarafından da kabulünün gerçekleştiğini, davalı şirket nezdinde bulunan … Bankası 11/06/2013 tarihli 975819 numaralı 1.175.616,23 TL bedelli teminat mektubunun iadesinin gerektiğini,Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2017/18132 E. sayılı dosyası ile 785.540,17 TL asıl alacak ve 82.917,53 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 868.457,70 TL davalı şirketten tahsili amacıyla takip başlatıldığını, davalı şirketin itirazı ile takibin durdurulduğunu, icra takibinde asıl alacağın sehven fazla yazılmış olduğunu, itirazın iptali ile takibin 784.540,16 TL asıl alacak ve 82.795,85 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 867.336,01 TL üzerinden devamına karar verilmesi gerektiğini beyanla,davanın kabulü ile davalı şirketin Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2017/18132 E. sayılı takipteki toplam 867.336,01 TL borca olan itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, takibe konu işlemiş faiz alacağına ek olarak asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz isletilmesine, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine,davalı şirket nezdinde tutulan 1.175.616,23-TL. teminat mektubunun iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; alacak tutarının davacı tarafından bilindiğini, bu nedenle belirsiz alacak davası açılamayacağını, davanın usulden reddinin gerektiğini, asıl alacağa takip tarihinden itibaren mükerrer şekilde bir kez daha faiz talep edilmesinin kabul edilemeyeceğini, davacının itirazın iptali davasında teminat mektubunun iadesini de talep ettiğini, bu nedenle inkar tazminatı talep edemeyeceğini, işveren … ile müvekkili şirket arasında hukuki uyuşmazlıkların henüz çözülmediğini bu nedenle de geçici kabulün yapılmadığını, davacı tarafın geçici kabulün yapıldığına dair iddialarının asılsız olduğunu, teminatlarının iadesine dair talebinin henüz muaccel hale gelmeyen alacağını talep olduğunu, işveren … ile müvekkili şirket arasında Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/713 E. sayılı dosyası kapsamında uyuşmazlığın halen devam etmekte olduğunu, davacı ve diğer taşeronların kesin hak edişlerinin onaylanmadığını, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca teminatların iadesinin işveren tarafından geçici ve kesin kabulün yapılmasına bağlandığını, davacı tarafın bakiye nakit teminat ve teminat mektubu iadesi talebi için sözleşme koşullarının oluşmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2020 tarih 2018/173 Esas 2020/183 Karar sayılı kararında özetle; Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Taraflar arasında 07/06/2013 tarih 2013/014 numaralı … Eğitim ve Sağlık Kampüsü Lösemili Çocuklar Kenti Projesi Elektrik Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacı yüklenici tarafından, işin geçici kabulünün yapıldığı ancak talep edilmesine rağmen davalı tarafından kesin kabul ve kesin hesabın yapılmadığı, davalıdan 24.639,81 TL hakediş alacağı,945.446,90 TL nakit teminat kesintisi alacağı olmak üzere toplam 970.086,72 TL alacağından davalı tarafından yapılan 185.546,55 TL lik kesinti hakedişinin mahsubu sonrasında bakiye 784.540,16 TL alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2017/18132 esas sayılı dosyasında toplam 867.336,01 TL alacağın tahsili için takip başlatılmıştır.
Her ne kadar davacı 24.639,81 TL lik hak ediş alacağı bulunduğunu iddia etmiş ise de bilirkişi raporuna göre söz konusu alacağı davacının teminat hesaplarına kaydettiği anlaşıldığından, takibe ve davaya konu tüm alacağın sözleşme gereğince davalı iş sahibi tarafından hakedişlerden kesilen nakit teminat alacağına ilişkin olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hakedişlerinden kesilen nakit teminatların iade şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yapılan yargılama sonucunda toplanan delillerden, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 31. Maddesi ile teminatın iadesinin, kesin hakedişin onaylanması şartına bağlı kılındığı, henüz taraflar arasında kesin kabulün yapılmadığı, kesin hakedişin yapılması için sözleşmenin 28. maddesi gereğince asıl iş sahibi ile davalı arasında kesin kabulün yapılmasının gerektiği, oysaki söz konusu kesin kabulün yapılmadığı, kesin hakedişin yapılmaması nedeniyle sözleşmenin 31. maddesi gereğince nakit teminatın iade şartlarının takip tarihi itibariyle oluşmadığı, takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olmadığı ve bu nedenle davalının ödeme emrine yaptığı itirazında haklı olduğu kanaatine varılmakla davanın reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen 30.06.2021 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece kesin kabul ile kesin hesap/ kesin hakediş olgularının yanlış değerlendirildiğini, sözleşmenin yanlış anlaşıldığını, tarafların arasındaki sözleşmede nakit teminatların iadesi için kesin kabul yapılması değil kesin hakedişin onaylanması şartının olduğunu, kesin kabulün geçici kabulden 12 ay sonra kesin hesap geçici kabulden itibaren 2 ay içinde yapılacağını, kesin hesap ve kesin hakedişin davalı tarafından sözleşmeye aykırı surette ve haksız ve kötüniyetli olarak geçici kabulden itibaren 2 ay içinde yapılması gerekirken yapılmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 31. maddesinde nakit teminatın hangi şartlarla iade edileceğinin düzenlendiğini, sadece müvekkili şirketçe verilen kesin teminatın iadesi hususunun ana iş sahibi ile kesin kabul yapılması şartına bağlı kılındığını, %5 nakit teminatların iadesi için kesin kabul şartı bulunmadığının açık olduğunu, davalı şirketin sözleşmeye uygun olarak geçici kabulden itibaren 2 ay içinde kesin hesabı ve kesin hakedişi yapması halinde %5’lik nakit teminat alacakları borç senedi karşılığında ödenecek ve fakat kesin teminata ilişkin teminat mektubunun zaten davalı yedinde tutulacak ve kesin kabulden sonra iade edilebileceğini, mahkeme kararının gerekçesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, mahkemenin kesin kabul sonucunda iade edilecek kesin teminat(… bankası 1.175.616,23.-tl teminat mektubu) ile dava konusu nakit teminat alacaklarını karıştırdığını ve hatalı hüküm tesis ettiğini, davalı şirket tarafından 30.12.2015 tarihinde sözleşme konusu işin geçici kabulü yapılmış olmasına karşın, sözleşme gereği 2 ay içinde davalı şirkete sunulan kesin hesabın onaylanmadığını ve dolayısıyla kesin hakediş yapılmadığını, sözleşme gereği geçici kabulden itibaren 12 ay sonra yapılması gereken kesin kabulün de yapılmadığını, müvekkili şirketin sözleşme gereği tüm edimlerini ifa ettiğini, 30.12.2015 tarihinde geçici kabulün yapıldığını, dava tarihine ve bugüne kadar da herhangi bir eksik, ayıplı, kusurlu iş veya imalat bulunduğuna ilişkin herhangi bir bildirim veyahut ihtarın ne … ne … tarafından müvekkili şirkete bildirilmediğini, tesisin elektrik idaresince kabulünün yapıldığını ve tesisin… Hastanesi adıyla hizmete açıldığını, mahkemeye… Hastanesi’nin açılışına ilişkin basında çıkan haberlerin de delil olarak sunulduğunu, Tedaş’ın kesin kabulünün yapıldığının da ispatlandığını, Tedaş’ın kabulünün, yapılan bir işin kesin hesabının yapılmamasının yalnızca davalı şirketin işi sürüncemede bırakmak ve taşeronların nakit teminat kesintilerini ödememek gayesini ve çabasını göstermek olduğunu, davalı şirketin asıl iş sahibi …’de neredeyse hiç nakit teminat iadesi alacağı kalmamasının da aslında nakit teminatların iadesi gerektiğini gösterdiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereği tam ve eksiksiz olarak teslim ettiğini, davalı şirketçe geçici kabul tutanağı ile de kabulü yapılan ve ana iş sahibi … tarafından da geçici kabulü yapılan işe ilişkin olarak davalı şirketin tek taraflı ve keyfi iradesi ile kesin hesabı ve kesin hakedişi yapmamasının hiçbir haklı ve yasal gerekçesi olmadığını, mahkemece muarazanın giderilmesi ile davalı şirket tarafından kesin hesabın ve kesin hakedişin sözleşmeye aykırı surette gerçekleştirilmediğinin kabulü gerekirken haksız ve mesnetsiz bir şekilde davanın reddine karar verildiğini, o zaman sonsuza kadar kesin hesabı yapmayan bir şirketin sözleşmenin şekli olarak değerlendirilmesi ile “taraflar arasında kesin hesap yok alacağını talep edemezsin” demek suretiyle sürüncemede bırakabileceğini, tek taraflı iradesi ile yapılması gerek kesin hesabı yapmayarak alacaklılarını bekletebileceğini, davalı tarafın kötüniyetli bir şekilde sözleşmenin şekli hususlarını kullanmaya çalışarak davacı müvekkili şirketin hak ve alacaklarını ödememeye çalıştığını, mahkemenin de bu hususta hukuki anlamda hataya düştüğünü, dava açılmasındaki amacın zaten muarazanın giderilmesi ile taraflar arasında sözleşme gereği kesin hesaba bağlanarak ödenmesi gereken ve fakat davalı şirketçe kötüniyetli ve keyfi olarak sözleşmenin ihlal edilmesi nedeniyle ödenmeyen alacaklarının tahsili olduğunu, mahkemece sözleşmenin şekli olarak değerlendirildiğini, sözleşmenin yorumlanması yoluna gidilmediğini, taraflar arasında geçici kabul tutanağı tanzimi suretiyle geçici kabul yapılmasına rağmen sözleşme gereği belirlenen 2 ve 12 aylık süreler içinde davalı şirketçe sözleşmeye aykırı şekilde kesin hesabın onaylanmadığını ve dolayısıyla davalı şirketçe sözleşmenin ihlal edildiğini ve kesin hesabın ve kesin hakedişin yapılması gerektiği halde kusurlu ve kasıtlı bir şekilde yapılmayarak müvekkili şirketin yasal ve sözleşmesel haklarının ihlal edildiğini, davalı şirketin sözleşmedeki bu hükme karşın müvekkili şirket ile geçici kabulü yapmasının işin eksiksiz ve tam olarak teslim edildiğini ve davalı şirket tarafından da kabul edildiğini, müvekkili şirketin sözleşme taahhütlerini yerine getirdiğini ve davalı şirketin kesin hesap ve kesin hakediş yapma iradesini ortaya koyduğunu gösterdiğini, davalı şirketin “… ile davam var” diyerek geçici kabul yapmaktan imtina edebilecekken geçici kabulü yaptığını ve bu nedenle bu hükme dayanamayacağının açık olduğunu, daha sonra alacakları ödememek için kesin hesabın/hakedişin yapılmadığı bahanesine sığındığını, davalı şirketin 30.12.2015 tarihinde geçici kabul tutanağı düzenlemek suretiyle işi kabul iradesini ortaya koyduğunu, mahkemenin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarının da değerlendirmediğini, raporun ne gerekçe ile hükme esas alınmadığını gerekçeleriyle izah etmediğini, hakedişlerden kesilen nakdi teminatların iadesinin talep edilebileceği kanaatiyle hazırlanan bilirkişi raporunu görmezden geldiğini, işin ve davanın özünün zaten davalı şirketin koşulları oluşmasına rağmen sözleşmeye göre kesin hesabı ve kesin hakedişi yapması gerekirken yapmaması ve dolayısıyla nakit teminat alacaklarını ödememesi ve bu hususta temerrüde düşürülen davalı şirketin haksız ve kötüniyetli olduğunun tespiti ile takibe vaki itirazının iptali ve taraflar arasındaki muarazanın bu surette giderilmesini, yukarıda açıklanan nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının usul ve yasa hükümlerine uygun olduğunu, sözleşmenin, teminatın iadesi başlıklı 31. Maddesi hükmü uyarınca davacının cari hesap alacağı olarak talep ettiği ancak henüz tutarı dahi belli olmayan bakiye nakit teminatının da, teminat mektubunun da iadesi için gereken sözleşme koşullarının oluşmadığını, zira ana iş sahibi … ile davalı müvekkili şirket arasındaki hakem heyeti nezdinde görülen Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/713 Esas sayılı dosyasına da konu olan uyuşmazlığın halen devam etmesi yüzünden müvekkili şirketin geçici ve kesin kabul işlemlerinin dahi yapılamadığını, davacı gibi diğer yüklenicilerin de kesin hakedişlerinin onaylanmadığını, davacı ile akdedilen sözleşmenin 28. Maddesi uyarınca kesin hesabın, ana iş sahibi ile iş sahibi tarafından onaylanmasından sonra kesin hakedişin düzenleneceğinin belirtildiğini, müvekkili şirketin de dava dışı iş sahibi … nezdinde teminat mektubu ve nakit teminat alacağı bulunduğunu yani müvekkili şirketin … alacaklarını almış ve hiçbir riski kalmamış gibi bir algı yaratmaya yönelik davacı iddialarının doğru olmadığını, davacının imza attığı sözleşmede teminatlarının iade edilebilmesi için gerekli koşulların düzenlendiğini ve hüküm bulunmayan hallerde de iş sahibi müvekkil ile ana iş sahibi … arasında düzenlenen sözleşme hükümlerine atıf yapıldığını, sözleşmenin yürürlüğü için dahi … onay koşulunun arandığını, dolayısıyla davacının basiretli bir tacir olarak içeriğini bildiği ve bu hali ile bağlı olduğu sözleşme hükümlerini inkar edip sözleşmeye göre her aşamada ana iş sahibi … onay ve kabulünün bulunması zorunluluğu yokmuş gibi taleplerde bulunmasının ve sözleşme koşullarını yok saymasının hukuken kabul edilemeyeceğini, davacının iddiasının aksine geçici kabul tutanağından da anlaşılacağı üzere davacı yüklenicinin imalatında kusur ve eksikliklerin olduğunun sabit olduğunu ve bu kusur ve eksikliklerin henüz ana iş sahibi … tarafından nefaset kesintisine konu edilmediğini, çünkü … ile davalı arasında devam eden hukuki ihtilaf nedeni ile gelinen aşamada müvekkili şirketin kabul işlemlerinin dahi halen yapılmadığını, tüm bu sebeplerle davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, taraflar arasında düzenlenen 07/06/2013 tarihli ve konusu “… Eğitim ve Sağlık Kampüsü Lösemili Çocuklar Kenti Projesi Elektrik Tesisat İşleri Yüklenici Sözleşmesi” olan eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davacı alt yüklenici vekili eldeki davada müvekkili şirketin sözleşmeden doğan edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve davalı şirkete teslim ettiğini, geçici kabulün de düzenlendiğini, ancak kesin kabul ve kesin onay işlemlerinin davalı iş sahibince, ana iş veren olan … ile ana yüklenici olan davalı …Ş. Arasındaki hukuki uyuşmazlığın henüz sonuçlanmadığı gerekçe gösterilerek yerine getirilmediğini ve geciktirildiğini, bu sebeplerle sözleşmeye göre geçici kabulü yapılan işin gelinen aşamada kesin kabul ve kesin onay işlemlerinin yapılması ve müvekkili şirketin nakit teminat kesintileri ile teminat mektubunun iadesi gerekirken davalı şirketçe yapılmaması sebebi ile nakit teminat kesintilerinin iadesi için davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve davalı nezdinde tutulan teminat mektubunun da müvekkili şirkete iadesini talep etmiştir.
Davalı iş sahibi vekili, verdiği cevap dilekçesinde, belirsiz alacak davası olarak davanın görülemeyeceğini bu sebeple öncelikle davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili yüklenici ile ana iş veren olan dava dışı … arasındaki hukuki uyuşmazlıkların henüz çözülmediğini, bu sebeple işin geçici kabulünün de henüz yapılamamış olduğunu, davacı gibi diğer taşeronların da kesin hakedişlerinin onaylanmadığını, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca teminatlarının iadesinin, iş veren tarafından geçici ve kesin kabulün yapılması şartına bağlandığını, bu koşulların henüz oluşmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, hesap bilirkişisi, mali müşavir ve elektrik mühendisi bilirkişi kurulundan alınan rapor sonrasında taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 31. Maddesi ile teminatın iadesinin, taraflar arasındaki işin kesin hakedişinin onaylanması şartına bağlı kılındığı, taraflar arasında henüz kesin kabulün yapılmadığı, kesin hakedişin yapılması için sözleşmenin 28. Maddesi gereğince asıl iş sahibi ile davalı arasında kesin kabulün yapılmasının gerektiği, oysa ki taraflar arasındaki hukuki ihtilaflar nedeniyle ana iş sahibiyle davalı arasındaki kesin kabulün henüz yapılmadığı, sözleşmenin 31. Maddesi uyarınca nakit teminatın iadesi şartlarının takip tarihi itibari ile oluşmadığı, teminat mektubunun iadesi şartlarının da oluşmadığı kabul edilerek davacının davasının reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilinin yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece de dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2020 tarihli 2018/173 Esas 2020/183 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan alınması gerekli 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harç bedelinin mahsubu ile kalan 210,55 TL maktu istinaf karar ve ilam harç bedelinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5- Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 12/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır