Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/733 E. 2022/737 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-4-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)

ESAS NO : 2021/733
KARAR NO : 2022/737

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/04/2021
NUMARASI : 2020/228 Esas – 2021/273 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/09/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; dava dışı … Kooperatifinin yapmış olduğu yurt binası sebebi ile davalıdan kazan ve kazan sistemlerine ilişkin aletler alındığını, bu konuda kooperatif ile davalı arasında alım-satım sözleşmesi yapıldığını, … Kooperatifinin daha sonra yurt binası ve müştemilatını bir kül halinde davacıya satıp devrettiğini, bu kapsamda yapılan sözleşme kapsamındaki hak ve sorumluluklara da müvekkilinin sahip olduğunu, sözleşme gereğince davalı tarafın ürünlerin montajlanması ve kurulumunu yaptığını, yapılan montajtan sonra test amaçlı olarak 21.10.2017 tarihinde saat 15:18 de kalorifer kazanına ve sıhhı tesisata su verildiğini, hidrofor çalışmaya başladıktan 3-4 dk sonra şiddetli bir patlama sesi ile birlikte kazan arka kapağından su gelmeye başladığını, hidroforun çağdaş konut yapı kooperatifi yetkililerince kapatıldığını, kapatılan kazandaki suyun geldiği yeri tespit etmek için kazanın ön kapağı açılır açılmaz tazyikli su gelmeye başladığını, bar seviyesi henüz 3-5 arasında iken patlama gerçekleştiğini, davalı taraftan Sınırlı Sorumlu … Kooperatifi yetkililerince aynı özellik ve kapasitede 2 ayrı kazan alındığını diğer kazanda bir problem çıkmadığını, malın ayıplı olup olmadığının tespiti amacıyla Muş Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/21 esas sayılı dosyası ile delil tespiti talep edildiğini, söz konusu hasarın oluşmasının davalı firmanın gönderdiği kalorifer kazanının yeterli test basıncına sahip olmamasından kaynaklandığının belirtildiğini, davalı şirket tarafından gönderilmeyen brülör nedeni ile Sınırlı Sorumlu … Kooperatifi, … ile yapmış olduğu sözleşme kapsamında 471.449,59 TL ödemek zorunda kaldığını, 21.10.2017 tarihinde malın ayıplı olduğunun tespit edildiğini ve davalı tarafınca ayıplı mal onarıldıktan sonra 25.11.2017 tarihinde Sınırlı Sorumlu … Kooperatifine teslim edilğini, dolayısıyla arada geçen 34 günlük süre zarfındaki gecikme tamamen davalıdan kaynaklandığından 34 günlük gecikmenin müvekkile vermiş olduğu 34×3.832,00=130.288,00 TL’nin davalıdan alınıp müvekkil şirkete verilmesi gerektiğini, müvekkilinin satın almış olduğu kazanın ücretsiz olarak aynı marka ve aynı tipte ayıpsız yenisi ile değiştirilmesine, mümkün olmaması halinde; ayıplı çıkan malın bedeli olan 31.400,00-TL’nin, satıcıya ödendiği tarih olan 22.08.2017 tarihinden itibaren işlemiş olan ve işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesi, bütün masrafların satıcıya ait olması kaydı ile satılanın ücretsiz olarak onarılmasına, ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılarak, indirim oranının müvekkiline ödenmesi, onarım bedeli ve nakliye bedeli olarak daha önceden ödenmiş bulunan 17.700,00 TL’nin ödeme tarihi olan 22.11.2017 tarihinden, kazan nakliye ve çalışma bedeli olarak 1.475,00 TL + 2.360,00 TL + 2.360,00 TL toplam 6.195,00 TL’nin 27.11.2017 tarihinden, 4.130,00 TL’nin 15.02.218 tarihinden, 8.260,00 TL’nin 23.10.2018 tarihinden itibaren işlemiş olan ve işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesi, davalı şirketçe sözleşmede belirtilen brülörün gönderilmemesi ve yanlış gönderilen brülörün müvekkil şirkete iade edilmemesi sebebi ile müvekkil şirketin aynı özellikte brülör satın almak zorunda kalması hasebi ile 13.758,00 TL’nin sözleşme tarihi olan 22.08.2017 tarihinden itibaren işlemiş olan ve işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesi, müvekkili tarafından davalıya bedeli peşin ödenen ve müvekkile yanlış gönderilen brülör bedeli olan 8.700 ,00 TL’ nin 22.08.2017 tarihinden itibaren işlemiş olan ve işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesi, …’nın müvekkile kesmiş olduğu ve ödenmek zorunda kalınan 130.288,00 tl nin davalıdan alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesi, talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; müvekkili tarafından davacının talebi doğrultusunda ve tarafların aktetmiş olduğu ve davacının onayının da bulunduğu mezkur 22.08.2017 tarih ve … referans numaralı satış sözleşmesi gereği imalatı yapılan 2 adet kalorifer kazanı, brülör ve termostat vs. ürünler davacıya eksiksiz olarak teslim edildiğini, üretilen kazanlar ve diğer tesisatın tamamı TSE standartlarına havi olup, bu kapsamda üretim aşamasında her türlü testler de dahil olmak üzere tüm TSE standartları gereksinimleri yerine getirilerek teslimat yapıldığını, bu noktada üretilen malların proje, test sonuçları , TSE belgeleri vb. her türlü belge ve tespitlerde davacıya ayrıca verildiğini, kazanlara ilk su doldurulması sırasında kazan test basıncının üzerinde bir basınçla doldurulmaya çalışıldığınıve bunun neticesinde de çökme adı verilen hasar meydana geldiğini,binanın yeni bina olması ve hidrofordan basılan suyun basınç ayarının kaç olduğu bilinmemekle beraber tüm sisteme hitap etmesi düşünüldüğünde, uygulanan basıncın kazan işletme basıncı olan 3 bardan ve test basıncı olan 5 bardan yüksek olacağının aşikar olduğunu, müvekkilinin hiçbir şekilde tarafı olmadığı davacının kendi taahhüdü kapsamında müvekkiline sorumluluk yüklemeye çalışmasının açık şekilde hukuka aykırılık hali olduğunu, müvekkilinin davacıya kazan dairesi cihaz listesinde belirtilen teknik özellikteki kalorifer kazanı göndermediği şeklindeki hukuka aykırı tespitinin bir geçerliliği bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Taraflar arasıda sıcak su kazanı,doğalgaz brülörü ve otomasyon panousu alımına dair 22.08.2017 tarihli sözleşme izmalanmış olup, davacı davalının sözlşemeye uygun davranmadığı edimini ayıplı ve eksik ifa ettiğini idddia etmekte, davalı ise edimini sözleşmeye uygun olarak ifa ettiğini beyan etmektedir.22.08.2017 tarihli sözleşmede satın alınan malın evsafları açıkça belirtilmiştir.
Davacı tarafça ayıbın ortaya çıktığı tarihten 9 gün sonra 30.10.2017 tarihinde iharda bulunulmuş olup, ayıp ve ihbar arasındaki süre mahkememizce makul görülmüştür.
Yapılan inceleme sonucu, taraflar arasında vasıfları sözleşmede yazılı olan malzemiyi temin etmek için 22.08.2017 tarihli satış sözleşmesi imzalandığı, mahkememizce aldırılan ve usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporların göre davalının sözleşmede yazılı sıcak su kazanını sözleşmeye uygun olarak temin ettiği, su kazanının TSE standarlarına da uygun ve sertifikalı olduğu ve kazanda ayıp bulumadığı, bu itibarla davalının ayıp ve ayıba bağlı olduğu iddia olunan zarardan sorumlu olmayacağı anlaşıldığından davacının sıcak su kazanındaki ayıp ve bu ayıba bağlı alacak talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafından temin edilen doğalgaz brülörünün 200-1000 KW 300 MBAR şeklinde olması gerekirken 1700-880 KW 300 MBAR şekinde olduğu, bu itibarla davalının edimini sözleşmeye uygun olarak ifa etmediği ve doğalgaz brülörünün piyasa raici olan 10.266,00 TL den sorumlu olduğu” gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne, 10.266,00 TL’nin 29/05/2020 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalının taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davranarak, dava dışı kooperatifin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, davalı şirketin gönderdiği iki adet kazandan birinde gizli ayıp bulunduğunu, davalının ayıpları gidermediğini, davalının sözleşmeye uygun kalorifer kazanı da teslim etmediğini, yeterli basınca sahip olmayan kalorifer kazanı gönderdiğini, davalının basiretli bir tacir gibi hareket ederek, kazanların kurulacağı yeri inceleyip gerekli basınca sahip kazan vasıflarını davacıya bildirmesi gerektiğini, davalının bunu da yapmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının rızası ve bilgisi dışında sözleşmede belirtilen brülörden farklı bir brülörün satışının yapıldığını, davacının sonradan kötüniyetli olarak sözleşmeye uygun brülör gönderilmediğini iddia ettiğini, söz konusu brülörde bir ayıp bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı iş sahibinden söz konusu yurt binasının kiralayan şirket, davalı ise yüklenicidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava dışı … Kooperatifi ile davalı şirket arısında imzalanan 22/08/2017 tarihli satış sözleşmesi başlıklı sözleşme ile davalı adı geçen kooperatife sıcak su kazanı, doğalgaz brülörü ve otomasyon panosu üretmeyi ve montajını yapmayı, kooperatif de 99.002,00 TL iş bedeli ödemeyi taahhüt etmiştir. Davacı söz konusu yurt binasının kendilerine devredildiğini ve davalının getirdiği malzemelerin ayıplı olduğunu iddia ederek, alacak talep etmektedir.
1- Davacı satış sözleşmesi başlıklı sözleşmenin tarafı değildir. Kural olarak sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince sözleşme , sözleşmenin tarafları arasında hukuki sonuç doğurur. Davacı vekili dava dışı kooperatif ile davacı arasında söz konusu yurt binası ve müştemilatının, davacıya devrine ilişkin bir sözleşme olduğunu iddia etmesine rağmen bahse konu sözleşme örneğini dosyaya sunmamıştır. Mahkemece öncelikle bu sözleşmenin bir örneği dosya içerisine alınmalı ve söz konusu sözleşme hükümleri incelenmek suretiyle, davacının iş bu davada aktif husumetinin olup olmadığı hususu incelenmelidir.
2- Ayıp, eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. İlk bakışta görülebilen veya basit muayene ile anlaşılabilen neviden olan ayıplar açık ayıp; ilk bakışta görünemeyen veya basit muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilmektedir. Ayıplı iş yukarıda belirtildiği gibi vasıf noksanlığını ifade ettiği halde, noksan iş yapılmayan işi ifade eder. TBK’nın 474-477. maddeleri ayıplı işler hakkında uygulanır. Eksik işler bu maddelerin kapsamında olmadığından bu hükümler eksik işlere uygulanamaz. 6098 sayılı TBK 475. maddesinde eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin kullanabileceği seçimlik haklar sayılmıştır. Bunlar 475/1. maddesi hükmünce eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme, 475/2. maddesine göre eseri alıkoyup bedelden indirim isteme, aynı maddenin 3. bendi gereğince aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarılmasını isteme haklarıdır. Yine aynı maddede iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu belirtilmiştir. (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2020/347 Esas, 2020/2307 Karar) Eser sözleşmesinin eksik veya ayıplı ifa edilip edilmediği, eksik iş ve ayıplardan dolayı talep haklarının ne olduğu ve hangi koşullarla istenebileceği yönünden, sözü edilen eksik ve kusurların eksik iş, açık ayıp ve gizli ayıp olup olmadığının saptanması gerekir. (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2019/2005 E, 2019/3700 Karar)
Eserdeki ayıplar yönünden ayıp giderim bedelinin, ayıbın ortaya çıktığı tarihe ayıpların giderilmesi için gereken makul süre eklenmek suretiyle bulunacak tarihe göre belirlenmesi gerekir. Ayıbın ortaya çıktığı tarih ile davanın açıldığı tarih arasında uzun süre var ise davanın geç açılmasında davalı yüklenicinin bir kusuru bulunmadığından 6098 sayılı TBK’nın 114/II. maddesi yollamasıyla 52. maddeleri gereğince artan zarardan davalı sorumlu tutulamaz. Ayıbın ortaya çıktığı tarih ile dava tarihi arasındaki maliyet farkına (artan zarara) iş sahibi katlanmak durumundadır. Ayrıca, ayıpların giderim bedelinin mahalli piyasa rayicine göre, mahalli piyasa fiyatlarına KDV ve yüklenici karı dahil olduğundan piyasa rayicine göre belirlenecek miktara KDV ve yüklenici karı eklenmeksizin ayıp giderim bedeli belirlenmelidir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi , 2018/2563 Esas, 2018/)
Davacı tarafın iddiaları ayıplı imalata ilişkindir. Ayıp, eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. İlk bakışta görülebilen veya basit muayene ile anlaşılabilen neviden olan ayıplar açık ayıp; ilk bakışta görünemeyen veya basit muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilmektedir. Ayıplı iş ile eksik işi karıştırmamak gerekir. Ayıplı iş yukarıda belirtildiği gibi vasıf noksanlığını ifade ettiği halde, noksan iş yapılmayan işi ifade eder. TBK’nın 474-477. maddeleri ayıplı işler hakkında uygulanır. Eksik işler bu maddelerin kapsamında olmadığından bu hükümler eksik işlere uygulanamaz. Eser sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda ayıplı imalât halinde açık ayıplarda 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesinde iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin doğal akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, 477. maddenin 1. fıkrasında eserin açıkça veya örtülü kabulünden sonra yüklenicinin her türlü sorumluluktan kurtulacağı, gizli ayıplarda da aynı maddenin son fıkrasında eserdeki ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde iş sahibinin gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, bildirmezse eseri kabul etmiş sayılacağı hükmü getirilmiştir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir
Mahkemece davacının aktif husumetinin bulunduğu sonucuna varılması halinde, davacının ayıp iddiasının yukarıda anlatımlar çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekir. Davalı taraf esasa cevap süresi içinde ayıp ihbarı yapılmadığını ileri sürmemiş, istinaf dilekçesi ile bunu ileri sürmüştür. Bu nedenle davacının ayıp konusundaki iddialarının incelenmesi gereklidir. Bu bağlamda mahkemece bilirkişi heyetinden tarafların itirazların incelendiği ve konu ile ilgili az evvel bahsedilen Yargıtay içtihatlarının gözetildiği bir ek rapor alınmalı, aynı vasıftaki diğer kazanda neden söz konusu arızaların görülmediği hususu özellikle irdeletilmelidir. Sözleşmeye uygun brülör bedeli belirlenirken de, ayıbın ortaya çıktığı tarih dikkate alınarak bu ayıbın giderilmesi için gerekli makul süre eklenip, bulunacak tarihteki mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre ayıp giderim bedeli hasaplatılmalıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/228 Esas, 2021/273 nolu kararının HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …