Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/643 E. 2022/708 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)

ESAS NO : 2021/643
KARAR NO : 2022/708

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2021
NUMARASI : 2019/16 Esas – 2021/143 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
ASIL DAVA KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
BİRLEŞEN DAVA KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/07/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan asıl ve birleşen dava eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Asıl davada davacı vekili; müvekkilli ile davalı şirket arasında insan hakları konusunda toplumu bilinçlendirmek amacıyla üretilen “…” adlı projenin hayata geçirilmesi kapsamında 27/03/2015 tarihli animasyon filim senaryoları üretimi sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme gereğince 400.000,00 TL karşılığında müvekkilinin davalı tarafça istenen projeye uygun olarak animasyon filmlerinin senaryolarını yazma ve çekimlerini yapmayı taahhüt ettiğini, müvekkiline sözleşme gereğince ilk ödeme olan 100.000,00 TLnin yapıldığını ancak müvekkilinin sözleşmedeki tüm yükümlülüklerini gereği gibi tam olarak yerine getirdiği halde, davalının tutumları nedeniyle diğer ödemelerin yapılmadığını, müvekkilinin edimini gereği gibi yerine getirdiğini halde karşı tarafın ödeme edimini yerine getirmediğini ileri sürerek, sözleşmeyi haklı olarak feshettiklerinin tespiti ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 30.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 14.12.2015 den itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; müvekkilinin, Avrupa Birliğinin fonlamış olduğu projelere teklif veren, tekliflerin gerek yazımı, gerekse yürütülmesi aşamasında aktif rol oynayan, sağladığı hizmetleri AB müktesabatına ve görünürlük ilkelerine bağlı kalarak gerçekleştiren bir proje yönetim şirketi olduğunu, müvekkilinin bu kapsamda üstlenmiş olduğu Türkiye’nin Avrupa Birliği müktesebatına uyumu çerçevesinde Avrupa Birliği tarafından desteklenen “…” adlı proje kapsamandı , davalı ile Animasyon filmleri ile bunlara bağlantılı işlerin yapım konulu 27/03/2016 tarihli alt işveren sözleşmesinin imzaladığını, ancak davacının edimlerini tam ve gereği gibi yerine getirmediğini, senaryoların Türkiye … Kurumu tarafından beğenilmediğini ve onaylanmadığını, yine davalının edimini sözleşmede kararlaştırılan prosedüre ve zamanlamaya göre de yerine getirmediğini, bu nedenlerle kendisine ödeme yapılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN ANKARA 14. ATM. 2016/455 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkilinin karşı taraf ile animasyon filmleri ile bunlara bağlantılı işlerin yapım konulu 27/03/2016 tarihli alt işveren sözleşmesinin imzaladığını, ancak davacının edimlerini tam ve gereği gibi yerine getirmediğini, müvekkilinin proje kapsamında edimlerini yerine getirilmesi için öncelikle davalının tamamlaması gereken bir takım işlerin olduğunu, bu kapsamda davalının, müvekkilli tarafından hazırlanacak animasyon filmleri için senaryo oluşturması gerektiğini, davalının ise senaryo yazımına başlamasına rağmen, müvekkiline iletilen senaryoların ne müvekkili şirket uzmanları, ne de kurum uzmanları tarafından uygun görülmediğini , kurumdan gelen geri bildirimlere göre senaryonun düzeltilmesi davalıdan talep edildiğinde ise direnç gösterdiğini, düzeltilen şekillerin de istenilen amaç doğrultusunda olmadığını, kurumlarca ve müvekkili şirket tarafından onaylanmadığını, müvekkilince davalının senaryo yazım amacıyla “… Derneği” uzmanlarına yönledirildiğini, sonrasında senaryoların, müvekkili şirket uzmanları ve … Derneğinin uzmanlarının birlikte çalışması ile davalı şirketin hiç bir katkısı olmaksızın istenilen düzeye getirildiğini, davalı şirket tarafından tamamlanması gereken animasyon filmlerinin de istenen şekilde ve zamanda hazırlamadığını ve düzeltmelerin yapılmadığını, bunun sonucu olarak da proje amacını gerçekleştirmek için 20 Kasım Çocuk Hakları Günü ve 10 Aralık İnsan Hakları Gününde okullarda yapılması planlanan gösterimlerin davalının animasyonları teslim etmemesi nedeniyle gerçekleştirilemediğini, müvekkilinin bu nedenle animasyonların yerini doldurmak için … Üniversitesinden destek almak zorunda kaldığını ve kurum nezdinde itibar kaybına uğradığını. Ayrıca gecikme ve aksamalar nedeniyle proje sonunda sözleşme Makamı … tarafından müvekkilinin ceza uygulanma riski ile karşı karşıya kaldığını, müvekkilinin sözleşmenin ifasına olan inancını yitirdiğini, bu nedenle müvekkilinin Ankara 57. Noterliğinin 14/03/2016 tarih ve … nolu ihtarnamesi ile 6098 Sayılı TBK’nun125 maddesi gereğince sözleşmeden dönme hakkını kullanarak davalıya bildirdiğini ileri sürerek, ihtarın 16/03/2016 tarihinde tebliğ ediliğini , sözleşme gereğince davalı şirkete ödenen 100.000,00 TL ön ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline, sözleşmenin 9. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere iki ihlal den dolayı ve her bir ihlal için 1.000,00 TL cezai şartın 16/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline, yine sözleşme konusu edimlerin ifa edilmemesi nedeniyle doğmuş ve doğacak maddi zararlar nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL tazminatın doğduğu tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili tarafından Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/463 E. sayılı dosyası ile sözleşmenin feshediliğinin tespiti ve sözleşme bedelinin tahsili istemiyle dava açıldığını, dosyalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğunu, dosyaların birleştirilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “… Ltd. Şti.’nin sözleşme kapsamında edimlerinin büyük bölümünü yerine getirmediği, yerine getirdiği küçük bir kısmının ise karşı taraftan kabulü beklenemeyecek oranda ayıplı olduğu, asıl işverenin bu işleri kabul etmediği ve alıp kullanmadığından işveren … Ltd. Şti. Sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının yerinde olduğu ve sözleşmenin kurulum aşamasında ödediği 100.000,00 TL’den yüklenicinin söz konusu iş için film yapımı şirketine ödediği 64.900,00 TL ile iş için iki uzmana ödediği 5.000,00 TL nin düşümü sonucu bakiyesi 30.100,00 TL’Yi geri isteyebileceği, yine menfi zararları olduğunu ispat ettiği noter masrafları toplamı 713,71 TL’yi talep edebileceği anlaşılmakla, bu taleplere ilişkin birleşen dosyadaki davacı işveren … davasının kısmen kabulüne, ancak döndüğü sözleşme hükmüne dayanarak cezai şart talep edemeyeceğinden cezai şarta ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Asıl davada ise ; davalı yüklenici … Ltd Şti ‘ yukarıda açılanan nedenlerle sözleşme kapsamında edimini yerine getirmediğinden bakiye iş bedeli isteyemeyeceği” gerekçesi ile, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl dosya davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının sözleşme kapsamında üstlendiği edimlerin gereğini yerine getirdiğini, davacının 5’er dakikalık 5 adet animasyon filmini hazırlayarak karşı tarafa teslim ettiğini, 7 adet 7’şer dakikalık 3D animasyon filmlerinin de teslim edildiğini, davacının söz konusu senaryoları film haline getirememesinin sebebinin karşı tarafın eylemlerinden kaynaklandığını, davacının sözleşme ile kararlaştırılan ödeme planına göre hak ettiği ödemeleri talep etmesinden 1 yıl sonra karşı tarafın sözleşmeden dönmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, davacının edimlerini ayıplı bir şekilde ifa etmediğini, ayıplı ifa söz konusu olduğunun kabul edilmesi halinde dahi bu hususa iş sahibinin davranışlarının yol açtığını, ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl dosya davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı tarafından yapılan ön ödemenin tamamen iadesinin gerektiğini, davacının edimlerini eksiksiz ve ayıpsız olarak ifa etmediğini, davacının yaptığı işlerin geçerli olabilmesi için taraflar arasındaki sözleşmeye göre işlerin onayının gerektiğini, oysa ilgili kurumun bu işleri onaylamadığını, davalının üçüncü kişilere yaptığı ödemelerden davacının sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, cezai şart talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, sözleşmenin 9.5 maddesi hükmü çerçevesinde cezai şart taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Asıl ve birleşen dava eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Asıl dava davacısı, alt yüklenici, asıl dava davalısı yüklenicidir. Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 27/03/2015 tarihli alt işveren sözleşmesi başlıklı sözleşme ile, davacı davalıya animasyon film senaryoları yazma ve bunların çekimlerini yapmayı taahhüt etmiştir. Sözleşmenin 8. maddesinde davacının yükümlülüklerini asıl işveren ile kurumun talimat ve taleplerine uygun olarak ayıptan ari eksiksiz ve tam olarak zamanında yerine getirmesi halinde ücrete hak kazanacağı belirtilmiş, sözleşmenin 9 maddesinde cezai şart hükmüne yer verilmiştir. Davacı alt yüklenici asıl davada, davacının yükümlülüklerinin gereğini yerine getirmesine rağmen, davalının edimlerinin gereğini yerine getirmediğini belirterek, sözleşmeyi haklı sebeple feshettiklerinin tespiti ile bakiye iş bedeli alacağı talep etmiştir. Birleşen davada ise davacı yüklenici, davalı alt yüklenicinin sözleşmede belirtilen süre içinde, sözleşmede belirtilen nitelikte senaryolar üretemediğini, davacının yaptığı işin ilgili kurum tarafından beğenilmediğini bu nedenlerle sözleşmeyi feshettiklerini belirterek, avans ödemesinin iadesini istemiş, ayrıca menfi zararları nedeniyle tazminat ve cezai şart talep etmiştir. Mahkemece yargılama aşamasında bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor alınarak, bilirkişi raporu doğrultusunda asıl davanın reddine, birleşen davadaki avans ödemesinin iadesi talebinin kısmen kabulü ile 30.100,00 TL’nin davalıdan tahsiline, menfi tazminat talebinin kabulü ile 713,71 TL noter masrafının davalıdan tahsiline, cezai şart talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda; asıl dosya davacısı alt yüklenici şirketin edimlerinin önemli bir kısmının gereklerini yerine getirmediği, bir kısmının gereklerini ise yerine getirdiği ancak, yerine getirilen bu kısmın ilgili kurum tarafından başarılı bulunmadığı, yapımların ve senaryoların hedef kitleye uygun olmadığı, işin süresi içerisinde de tamamlanmadığı belirtilerek, davacı alt yüklenicinin kusurlu olduğu, davalı yüklenicinin ise, yapılacak işi somutlaştırmadığı, alt yüklenicinin yeterliliğini de araştırmadığı için kusurlu olduğu, böylelikle sözleşmenin feshinde her iki tarafın da kusurlu olduğu belirtilmiş, davacı yapımcının sözleşmenin gereğini yerine getirmek için harcamalar yaptığı bu nedenle, buna ilişkin 64.900,00 TL’nin iadesine karar verilemeyeceği, davalı yüklenicinin menfi zararlarını isteyebileceği, cezai şart hususunda taktirin mahkemede olduğu kanaati bildirilmiştir. Mahkemece bilirkişi heyetinin cezai şart dışındaki görüşlerine itibar edilmiş, cezai şart hususunda ise, yüklenicinin sözleşmeden döndüğü, dönülen sözleşme hükmüne dayanılarak, cezai şart talep edilemeyeceği gerekçesi ile cezai şart talebinin reddine karar verilmiştir.
Sözleşmenin feshinde her iki tarafın da kusurlu bulunması durumunda tarafların birbirlerinden tazminat istemeleri hukuken mümkün değildir. Diğer bir anlatımla her iki taraf kusurlu ise (ortak kusur) taraflar birbirlerinden tazminat talebinde bulunamazlar ve sadece birbirlerine kazandırdıklarını, Kanun’un geri verme hükmüne göre isteyebilirler. Geri vermenin kapsamının tayininde de kıyasen, nedensiz zenginleşme kuralları uygulanır. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/233 E-2134 K. 24/05/2018 tarihli kararı) Bu nedenle, mahkemece tarafların ortak kusurlu oldukları kabul edilmesine rağmen, yüklenici lehine menfi zararlara hükmedilmesi doğru olmamıştır. Diğer yandan, sözleşmenin 9.4 maddesinde gizlilik ve sır saklama yükümlülüğünün ihlali halinde, ihlal eden tarafın diğer tarafın uğradığı veya uğrayacağı zararı tazminat edeceği, bu zararların tazmini hakkı saklı kalmak üzere 50.000,00 TL cezai şart ödeneceği düzenlenmiş, 9.5 maddesinde ise, bu hükmün sözleşmenin feshinden, geçerlilik süresinin sona ermesinden veya bir şekilde sözleşmenin geçersiz olduğuna hükmedilmesinden sonra da, geçerli olacağı öngörülmüştür. Söz konusu cezai şart seçimlik ceza mahiyetinde olup, kural olarak ya seçimlik cezanın ya da sözleşmenin ifası istenebilir. Ancak sözleşmede açıkça hüküm bulunması halinde, sözleşmenin ifası ile birlikte cezai şart da talep edilebilir. Sözleşmenin 9.5 maddesinde açıkça cezai şartın sözleşmenin feshi durumunda da geçerli olacağı hükme bağlanmıştır. Bu nedenle, mahkemenin feshedilen sözleşme hükmüne dayanılarak cezai şart talep edilemeyeceği yönündeki gerekçesi de isabetli değildir. Yine somut uyuşmazlıkta alt yüklenicinin yaptığı işin davalı tarafından kabul edilemeyecek derecede ayıplı olduğu, yüklenicinin işi kabul etmesinin kendisinden beklenemeyeceği, bu nedenle sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanabileceği belirtilmesine rağmen, yüklenicinin yaptığı avans ödemesinin 64.900,00 TL’lik kısmının iadesine hükmedilmemesi de hatalı olmuştur.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, mahkemece senaryo ve film yapımları konusunda uzman, eser sözleşmeleri konusunda uzman ve çocuk gelişimi konusunda uzman bir psikolog’dan yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, tarafların asıl dosya ve birleşen dosyadaki iddia ve savunmalarının değerlendirildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporuna yapılan itirazların irdelendiği bir bilirkişi raporu alınmalıdır. Bu bağlamda davacı alt yüklenicinin yaptığı işin sözleşme hükümlerine uygun olup olmadığı, uygun değil ise, davalı yüklenicinin hangi seçimlik hakkını kullanabileceğini belirlenmeli, sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kullanılabileceğinin düşünülmesi halinde, avans ödemesinin tamamının iadesinin gerektiğini nazara alınmalı, sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kullanılamayacağı, bunun şartlarının oluşmadığının kabul edilmesi halinde, davacı alt yüklenicinin ürettiği işlerden davalı yüklenicinin işine yarayan kısımlar olup olmadığı da değerlendirilmek sureti ile ve de sözleşmenin götürü bedelli olduğu da gözetilerek, davacının ürettiği işin sözleşme ile üstlendiği işe göre, oranını ve buna göre, talep edebileceği iş bedeli, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin götürü bedelli sözleşmelerde iş bedeli tespiti ile ilgili emsal içtihatları da göz önüne alınarak tespit edilmeli, tarafların sözleşmenin feshedilmesine yol açan kusurlu davranışları belirlenmeli, sözleşmenin feshinde her iki tarafın da kusurlu olup olmadığını irdelenmeli , ortak kusur halinde tarafların birbirlerinden olumlu ya da olumsuz zarar isteyemeyecekleri gözetilmeli, yine bu durumda tarafların birbirlerine kazandırdıkları şeylerin iadesi mümkün olabileceğinden, avans ödemesinin iadesi talebi yönünden, davacı alt yüklenicinin davacı yükleniciye kazandırdığı bir şey olup olmadığı hususu, sözleşmenin 8. maddesindeki hüküm de göz önüne alınarak irdelenmeli, sözleşmenin 9.4 maddesinde öngörülen cezai şartla ilgili olarak davacı alt yüklenicinin gizlilik ve sır saklama yükümlülüğünün ihlali mahiyetine gelecek davranışları olup olmadığı ortaya çıkartılmalı, bu şekilde davranışların bulunması halinde sözleşmenin 9.5 maddesindeki düzenleme nedeni ile davalı yüklenicinin cezai şart talep edebileceği dikkate alınmalı ve hasıl olacak sonuç doğrultusunda, asıl dosya ve birleştirilen dosyadaki talepler hakkında hüküm kurulmalıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/16 Esas, 2021/143 nolu kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …