Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/621 E. 2023/364 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/621 Esas
KARAR NO : 2023/364
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi /HMK m.353/1-b-1)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2021
NUMARASI : 2018/971 Esas-2021/379 Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av. … (E TEBLİGAT)
DAVALI : …
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/04/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili tarafından verilen 26/10/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan olan alacağı nedeniyle davalı aleyhine Eskişehir 4.İcra Müdürlüğü’nün 2018/7904 E sayılı icra dosyasıyla yaptıkları takibin borçlunun itirazı üzerine durduğunu, müvekkili şirketin davalının yükleniminde olan … parsel sayılı taşınmazdaki inşaatın tesisat işi için ve yine … parsel sayılı taşınmazdaki inşaatın tesisat işi için müvekkili ile anlaştığını, müvekkilinin sözleşmedeki edimlerini usulüne uygun olarak yerine getirdiğini ve iş bedeli karşılığı olarak … nolu 8.696,56 TL bedelli ve … nolu 26.266,80 TL bedelli fatura düzenlediğini, fakat fatura bedelinin bugüne kadar ödenmediğini, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine de davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini belirterek, maddi ve manevi tazminat talep ve dava hakları ve özel hukuka ilişkin sair talep ve dava hakları ile fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla borçlunun haksız olan itirazlarının iptaline, takibin devamına, %20den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından dava dosyasına sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin inşa ettiği binanın tesisat işi için 15.09.2014 tarih … nolu 8.696,56 TL bedelli faturaya istinaden ve 23.02.2017 tarih … nolu 26.266,80 TL bedelli faturaya istinaden takip başlatılmış ise de, müvekkili şirket tarafından davacı firmaya fatura bedellerinin tamamının ödendiğini, tahsilat makbuzunda bizzat şirket yetkilisi …’in imzasının ve şirketin kaşesinin bulunduğunu, bu makbuzları dosyaya sunduklarını, tahsilatı yapan …’in 04/03/2016 tarihinden 04/03/2026 tarihine kadar 10 süre ile davacı şirketi temsile yetkili olduğunun, imza sirküleri ile ticaret sicil müdürlüğünün yazı örneğinden anlaşıldığını, tüm bu sebeplerle müvekkili davalı tarafından icra takibinden önce davaya konu borçlar ödendiğinden açılmış bulunan davanın reddine, dilekçe ekinde sunmuş oldukları tahsilat makbuzları ile fatura bedellerinin tamamının icra takibinden önce ödendiği kesin ve açık olarak belli olmasına rağmen haksız ve kötü niyetli yapılan takip sebebiyle davacı aleyhine %20den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/03/2021 tarihli ve 2018/971 Esas ve 2021/379 Karar sayılı kararında özetle; Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali davasıdır. Dava ile ilgili takip dosyası celp edilmiş, dosyada bilirkişi raporu aldırılmış, dava ile ilgili tüm kanıtlar toplanmıştır.
Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünün 2018/7904 E. sayılı dosyasının incelenmesinden; alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında 34.963,40 TL asıl alacak, 6.315,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.279,15 TL alacağının tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı-borçlu vekilinin takibe itirazı üzerine takibin durduğu ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Eskişehir 4 icra müdürlüğünün 2018/7904 sayılı dosyasında takibe konu faturalar nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise icra takip tarihi itibariyle asıl alacak ve ferilerinin ne miktarda olduğu, borcun davalı tarafından icra takibinden önce ödenip ödenmediği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
SMMM … mahkememize sunmuş olduğu 08/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı …. ŞTİ.’ne ait incelenen ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu, açılış onayları ile yevmiye defterlerinin kapanış onayları yaptırıldığını, davacı …. ŞTİ.’ nin incelenen ticari defter kayıtlarına göre; davalı …. A.Ş. adına düzenlediği dava ve takibe konu 2 adet satış faturası toplam bedeli olan 34.963,40 TL alacağına karşılık yapmış olduğu herhangi bir tahsilat kaydı bulunmadığından davacı …. ŞTİ.’ nin (06.08.2018) icra takip tarihi itibariyle 34.963,40 TL alacağı olduğu gözüktüğünü, davalı …. A.Ş.’ nin incelenen ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu, açılış onayları ile yevmiye defterlerinin kapanış onayı yaptırıldığını, davalı …. A.Ş.’ nin incelenen ticari defter kayıtlarına göre; davacı …. ŞTİ. tarafından adına düzenlenen dava ve takip konusu 1 adet alış faturası bedeli olan 26.266,80 TL borcuna karşılık yapmış olduğu toplamı 26.266,80 TL olan 1 adet ödeme kaydı düşüldüğünde davalı Davalı …. A.Ş.’ nin (06.08.2018) icra takip tarihi itibariyle 0,00 (sıfır) TL borcu olduğunun gözüktüğünü, davalı/ borçlu …. A.Ş. tarafından Eskişehir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018 / 7904 nolu takip dosyasındaki borcun ödendiğine ilişkin dava dosyasına sunulan ödeme belgesinin davacı / alacaklı …. ŞTİ.’ nin tarafından imzalı “TAHSİLAT MAKBUZU” olması nedeniyle davalı …. A.Ş.’ nin ödeme savunmasının yerinde olduğu sonucunun ortaya çıktığını, davalı / borçlu …. A.Ş. ‘ nin sunmuş olduğu ödeme belgesinin borcunun olmadığını doğruluyor olmasından dolayı davacı …. ŞTİ.’ nin (06.08.2018) takip tarihi itibariyle asıl alacağın bulunmaması nedeniyle davacı …. ŞTİ.’ nin alacağına yapılan itirazın yerinde olduğu sonucu ortaya çıktığını, buna bağlı olarak davacı …. ŞTİ.’ nin (06.08.2018) takip tarihi itibariyle asıl alacağın bulunmaması nedeniyle davacı …. ŞTİ.’ nin icra inkâr tazminatı isteminin yerinde olmadığını bildirmiştir.
Dosyanın incelemesinde; her ne kadar davacı ticari defter ve kayıtlarında dava konusu alacağa ilişkin ödeme kaydı yok ise de, fatura tarihindeki davacı ortak ve yetkilisi …’in beyanları ile doğruladığı tahsilat makbuzları ile dava konusu alacağın ödenmiş olduğu anlaşıldığı gibi davalının, usule uygun tutulup lehine delil niteliğinde bulunan ticari defter ve kayıtlarının da borcun bulunmadığını göstermesi karşısında davanın reddine, ödenmiş olan borca ilişkin takibe geçmekte davacı kötü niyetli görüldüğünden asıl alacağın %20’sine karşılık gelen 6.992,68 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen 21/06/2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin dava ve takip konusu faturanın düzenlendiği tarihte şirket yetkilisi / ortağı olan …’in, davalının fatura karşılığı ödeme olarak sunduğu tahsilat makbuzu konusunda tanık olarak verdiği ifadeyi hükme esas aldığını ve takip / dava konusu faturanın ödenmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, davacı şirketin defter kayıtlarında ödemeyi göstermediği gerekçesiyle % 20 kötü niyet tazminatına hükmettiğini, taraflar arasında takip/dava konusu faturanın, fatura kapsamındaki hizmetin ifa edilmesi hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığını, bilirkişi incelemesinde faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı şirketin ticari defterlerine göre faturanın ödendiğine dair bir tahsilat kaydının olmadığı ve fatura dolayısıyla alacaklı olduğunu, davalı şirketin ticari defterlerinde ise davacı şirkete atfen düzenlenen tahsilat makbuzlarının kayıtlı olduğu bu nedenle davalının takip / dava konusu faturayı ödemiş olması nedeniyle borcunun bulunmadığının belirtildiğini, rapora süresinde itiraz edilmiş olup ödemeye esas alınan makbuzlardaki imzaların davacı şirkete ait olmadığını, bu şekilde tanık dinlenemeyeceğini, imza incelemesi yapılması gerektiğini, makbuzların şirket ortağının yetkisinin bitmesinden sonraki dönemde düzenlenmiş olabileceğini, dolayısıyla gerçeği yansıtmadığını, bu hususlarda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, HMK 208/(3) maddenin atfı ile HMK 163 ve 164. maddeler gereği bunun bir ön sorun olması nedeniyle ön sorunun halledilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen mahkemenin bu taleplerini değerlendirmediğini, usule aykırı tanık olarak dinlenen … ile ilgili Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığında 2019/48843 Srş. numarası ile nitelikli güveni kötüye kullanma suçundan soruşturma yapıldığı ve soruşturma sonucunun beklenmesinin talep edilmesine rağmen mahkemenin bekletici mesele kararı vermediğini, (Tanık hakkında Eskişehir 1.Asliye Ceza Mahkemesine 2020/601 E.sayı ile ticaret sebebiyle güveni kötüye kullanma suçundan dava da açılmıştır.) … tarafların delil listesinde tanık olarak gösterilmediğini, mahkemenin bu tanığı resen dinlediğini, HMK’da mahkemenin böyle bir yetkisi olduğuna dair düzenleme olmadığını, tanığın beyanının sırf bu nedenle hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, aksi olsa bile tanığın tahsilat makbuzlarındaki imzanın kendilerine ait olduğunun belirtmesinin imzanın aidiyetini kanıtlayan bir husus olmadığını, makbuzlardaki imzayı inkar etmeleri nedeniyle tanıkların imzaları alınıp inceleme yapılması gerekeceğini, diğer taraftan makbuzlardaki düzenleme tarihinin de gerçeğe aykırı olduğu iddialarının bulunduğundan bu yönden de inceleme yapılması gerekeceğini, mahkemenin kötü niyet tazminatı konusundaki görüşünün de hatalı olduğunu, müvekkili şirketin ticari defterlerinde hükme esas alınan makbuzların kayıtlı olmadığının bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, mahkemenin buna rağmen kötü niyet tazminatına hükmettiğini, oysa tahsilat makbuzundaki imzanın kendisine ait olduğunu belirten …’in faturaya dayalı olarak yapılan takip tarihi itibariyle şirketin yetkilisi ve ortağı olmadığını, her şeye rağmen tahsilat makbuzundaki imza kendisine ait olsa ve makbuz gerçek olsa dahi hukuki olarak şirketin alacaklı olduğu bir parayı tahsil edip şirkete aktarmayan kişi statüsünde olacağından takip tarihi itibariyle müvekkili şirketin de bu durumu bilme imkanı bulunmadığından kötü niyet tazminatının takdir edilmesinin mümkün olmadığını, esasen makbuzlardaki imzanın ve gerçeğe aykırılık konusunda bilirkişi incelemesi yapılmadan, açılan kamu davasının sonucu beklenmeden kötü niyet tazminatının takdir edilmesinin de mümkün olmadığını, makbuzların imza ve içerik yönünden incelenseydi belki imzaların tanık olarak dinlenen …’e ait olmadığını, keza makbuzların gerçeğe uygun olmadığı belirlenecek ve davanın kabulüne karar verileceğini, ceza yargılamasının kesinleşmesi beklenseydi farklı bir sonuca ulaşılacağını, müvekkili şirketin kesinlikle takip yapmada kötü niyetli olmadığını, şirketten ayrılan ortağın, imza yetkisinin olduğu döneme atfen her zaman belge düzenleme imkanı olabileceğinden ve müvekkili şirkete sunulan makbuzlarla ilgili ilk kez mahkemede bilgi sahibi olunduğundan mahkemenin kötü niyet tazminatına takdir etmesine dair kararının da istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; dosya kapsamındaki deliller, tahsilat makbuzları ve ticari defterlerin incelenmesi sonucunda müvekkili hakkında yapılan icra takibinin haksız olduğunun ortada olduğunu ve yine haksız yapılan takip sebebiyle müvekkili lehine alacağın %20 si oranında tazminatı hükmedilmesinin de usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı şirket yetkilisi …’in faturanın düzenlendiği tarihte şirket yetkilisi olduğunu ve anlatımında tahsilat makbuzları altındaki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiğini, bu konuda şirket yetkilisinin dinlenmesinin davacının lehine bir durum olduğunu, hem taraf ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu, hem de tahsilat makbuzlarından davaya konu icra takibinin haksızlığının ortaya çıktığını, bu sebeple usul ve yasaya uygun olan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava; taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında iş bedeli karşılığı düzenlenen faturalara dayalı olarak davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali, takibin devamı ve %20 oranında inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Davalı vekili davaya cevabında, sözleşme ilişkisini kabul etmiş, müvekkili tarafından takibe konu edilen fatura bedellerinin ödendiğini, tahsilat makbuzlarının da dosyaya sunulduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraf ticari defterleri üzerinde yapılan mali müşavir bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından taraflar arasındaki sözleşme kapsamında iş bedeli karşılığı olarak davacı tarafından düzenlenen faturaların taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı ticari defterlerinde ödeme kaydının bulunmadığı, davalı ticari defterlerinde ise bu fatura bedelinin ödeme kaydının bulunduğu, her iki tarafın ticari defterlerinin de usulüne uygun olarak tutulmuş olup lehlerine delil olma niteliğini taşıdıkları, davalı tarafından dosyaya sunulan tahsilat makbuzları ile fatura bedellerinin ödendiğinin anlaşıldığı, tahsilat makbuzlarının, davacı şirketin faturanın düzenlendiği tarihteki yetkili temsilcisi tarafından imzalandığının ve şirket kaşesinin basılı olduğu anlaşıldığı, bu sebeplerle takibin haksız olduğundan davalının bu takibe yaptığı itirazın iptali konusunda açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davalının borcu ödediği halde davacının bu durum bile bile hakkında icra takibi yapmış olduğu anlaşıldığından davacının takibe yapmada kötü niyetli olduğunun da kabulü gerektiği gerekçeleri ile, davanın reddine, davacının asıl alacağın %20 si oranında olan 6.992,68 TL tutarında kötü niyet tazminatını davalıya ödemesine dair karar verilmiş, bu karar karşı davacı vekilinin yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/03/2021 tarihli 2018/971 Esas 2021/379 Karar Sayılı kararı usul ve yasa hükümlerine uygun olduğundan davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan davacıdan alınması gerekli 179,90 TL istinaf maktu karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile kalan 126,60 TL harç bedelinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3 – Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4 – Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır