Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/602 E. 2021/1260 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-4-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/04/2021
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/01/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirketlerin kurmuş olduğu ortak girişim arasında 19/07/2012 tarihli taşeron sözleşmesi ile …’nun 300.000,00 Ton kapasiteli …. isimli işinin yapımının kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından sözleşmeye konu işlerin tam ve eksiksiz teslim edildiğini, bu konuda çeşitli hakediş ve ödemelerin iş sahibi … tarafından davalı ortak girişime yapıldığını, geçici kabul işlemleri yapılıp bitirilmesine karşı müvekkiline ödeme yapılmaması nedeni ile bakiye alacaklar için ihtarname çekildiğini, faturalar gönderildiğini, son kesilen faturaların iade edilip ödeme yapılmayacağının bildirilmesi üzerine, Ankara 16. İcra Dairesinin 2015/4039 esas sayılı icra takibine başlatıldığını, ancak borçlu tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu ileri sürerek, öncelikli olarak ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davalıların ve ortak girişimin … dan alacakları ve açığa çıkacak teminatları üzerine ihtiyatide bir haciz konulmasını, davanın kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmışını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davacı tarafından müvekkili şirketler aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibine itiraz etmeleri sonucunda takibin durdurulduğunu, açılan bu davanın da hukuki dayanaktan yoksun , haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın işi tamamladığı iddiasının doğru olmadığını, yüklenici davacı şirketin birçok eksik ve kusurlu işlerinin bulunduğunu ve uyarılmalarına rağmen eksik işlerin tamamlanmadığının , davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği geçici kabullerin yapıldığı ve idareden müvekkil şirketin hakkedişlerin tamamını aldığı hususunun doğru olmadığını, davacının ihtarnamelerinde belirttikleri üzere teminat yükümlülüğünü de yerine getirmediğini, alacağın likit alacak olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “bilirkişiler tarafından düzenlenen 30/04/2017 tarihli ek raporda; yapılan teknik incelemede davacının sözleşme dışında ilave işler yaptığı kanaatine varılarak ve Çankırı 3. Kısım inşaatına ilişkin dosyaya sunulan geçici kabul eksiklikleri dikkate alınarak esas rapordaki kanaatleri revize edilerek davacının icra takibi tarihi itibari ile 277.142,27 TL alacaklı olduğu belirtilmiş olup bilirkişi kurulunun bu ek raporu denetime açık olup karar ve hüküm kurmaya elverişli olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar bilirkişiler alacak miktarını 277.142,27 TL tespit etmişlerse de hakim HMK.nın 26.madesine göre talep ile bağlı olduğundan, talepten fazlasına hükmedemeyeceğinden davacı tarafın alacak miktarı Ankara 16. İcra Dairesinin 2015/4039 Esas sayılı dosyasında asıl alacak miktarı 267.570,81.TL olup, davacı tarafta dava dilekçesinde peşin harcını ödeyerek açtığı davada dava değerini, 267.570,81.TL olarak belirtiğinden, buna göre davalının Ankara 16. İcra Dairesinin 2015/4039 Esas sayılı dosyasında toplam 267.570,81. TL asıl alacak yönünden yaptığı itirazın iptali ile, takibin devamına karar verilmiş olup, ayrıca alacağın likit olduğu” gerekçesi ile icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalıların bu dosyanın tahsil kabiliyetini ortadan kaldırmak için hileli işlemlerde bulunduğunu, …. …. İş ortaklığının tür değiştirerek, … …. A.Ş.’ye dönüştüğünün ticaret sicil gazetesi ile sabit olduğunu, iş ortaklığının ticari işletmesinin unvan değiştirdiğini, sonrasında bu ticari işletmenin ortakları, ortaklık yapısı ve şirket adresi de bilahare değiştirilip içinin boşaltıldığını, davalıların mahkemeyi ve icra dairelerini yanıltmaya yönelik faaliyet içinde bulunduklarını, adi ortaklığın bir tüzel kişiliği olmadığı için ortakların ortaklık borçlarından şahsen sorumlu olduklarını, ortak girişimi oluşturan her bir şirketin borcun tamamından sorumlu olduğunu, yapılan işte bir eksik imalat bulunmadığını, yerel mahkemenin 29/01/2020 tarihli ara kararının eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayalı olduğunu, bu ara kararın kaldırılmasını, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin karar verdikten sonra hüküm kısmının 1,2,3,4 ve 5 numaralı bentlerinde yer alan davalıdan ibaresini davalılardan şeklinde değiştirmesinin doğru olmadığını, hükmün tashihine ilişkin 01/06/2021 tarihli bu kararın kaldırılması gerektiğini, mekanik işlerdeki eksik ve kusurlu işler sebebi ile işveren …’ya davalılar tarafından ödemeler yapıldığını, yerel mahkemenin bunları dikkate almadığını, bilirkişilerin soyut değerlendirmeler yaparak davacının sözleşme dışı işler yaptığını ifade etmesinin yanlış olduğunu, davacının sözleşme dışı olarak yaptığı ilave işleri belgelendirmesi gerektiğini, fazla imalat yapıldığının kabulü halinde dahi söz konusu bedellerin hangi kıstasa göre hesaplandığının belirsiz olduğunu, icra inkar tazminatı şartlarının da oluşmadığını ileri sürerek, öncelikle 01/06/2021 tarihli hükmün tahsisine ilişkin kararın ve bu doğrultuda ilk derece mahkemesince verilen 03/06/2021 tarihli kararın ortadan kaldırılmasını, sonrasında da yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılarak esas yönünden kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı taşeron, davalılar yüklenicidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme niteliği itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı taşeron, davalılar yüklenicidir. Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği, tam olarak iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir. Davacı 19/07/2012 tarihli sözleşme ile davalıların yükleniminde bulunan işin mekanik tesisat işlerini yapmayı üstlenmiştir. Davacı işi yapıp teslim etmesine rağmen davalıların iş bedelinin tamamını ödemediklerini iddia ederken, davalılar davacının eksik ve hatalı işleri bulunduğunu savunarak davanın reddini istemektedir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm taraflarca istinaf edilmiştir.
1- Mahkemece karar verildikten sonra 01/06/2021 tarihli ek karar ile hükmü tashih etmiştir. HMK’nın 304 maddesine göre hükümdeki yazı ve hesap hataları ile benzeri açık hatalar mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. HMK’nın 305.maddesine göre de hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.
6100 sayılı HMK’nın 304 maddesine göre, maddi hatanın düzeltilmesi hükümdeki basit ve açık hatalar için öngörülen bir yoldur. 305. maddesinin birinci fıkrasına göre tavzih, hükmün yeterince açıklık taşımaması, infazında tereddüt doğurması veya birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde olanaklıdır. İkinci fıkraya göre de tavzih yoluyla hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. İstinaf yoluyla incelenmesi mümkün olan bir husus tavzih adı altında düzeltilemez. Davanın esasını etkiler nitelikte tavzih kararı verilemez. Hükümlerin tavzihi, hükmün müphem olması veya birbirine aykırı (çelişik) fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yoldur. Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur. Hükmün gerekçesinin açıklanması bakımından tavzih yoluna gidilemez. Ancak, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için tavzih yoluna başvurulabilir (YHGK.’nun 14.6.1967 gün ve 1967/9–462 Esas 300 Karar sayılı ilamı) Hâkim, tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu kararına ekleyemeyeceği gibi, hüküm verirken unuttuğu vekâlet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dâhil edemez. Aynı şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez. Bütün bu anlatımlardan çıkan netice; maddi hatanın düzeltilmesi yahut tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hüküm sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, cilt 5, Altıncı Baskı şehir 2001 cilt 5, s. 5270 vd.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece 29/01/2020 tarihli ara karar ile davalıların tür değişikliğine gittiği gerekçesi ile davalı olarak … …. İnş. A.Ş kabul edilerek UYAP sistemine davalı olarak bu şirketin davalı olarak kaydedilmesine karar verilmiştir. Gerekçeli karar yazılıp hüküm tebliğe de çıkarıldıktan sonra da hükmün 1 – 2 – 3- 4 ve 5 numaralı bentlerindeki “davalıdan” ibaresi “davalılardan” şeklinde düzeltilmiştir. HMK. 305. maddesine aykırı bir şekilde hükmün düzeltilmesi doğru olmamıştır. Diğer yandan iş ortaklığını oluşturan davalı şirketlerin karar başlığında ayrı ayrı gösterilmesi, tür değişikliği sonucu alınan yeni ünvan da parantez içerisinde belirtilerek, bir hak kaybına sebebiyet verilmemesi ve infazda tereddüt de oluşturulmaması gereklidir.
2- Davalıların üstlendiği işin geçici kabulünün yapıldığı görülmektedir. Kesin kabulün yapılıp yapılmadığı hususu ise dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Diğer yandan 26/01/2015 tarihli dava dışı iş sahibi … yazısında davacının taşeron olarak üstlendiği söz konusu mekanik tesisat işlerinde 155.600,00 TL tutarında eksik ve hatalı imalat bulunduğu bildirilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda ise bu miktar 3.800,00 TL olarak belirtilmiştir. Geçici kabulde tespit edilen eksiklerin davacı tarafça tamamlanıp tamamlanmadığı hususu da net değildir. Bu itibarla mahkemece …’ya müzekkere yazılarak, davacının üstlendiği davaya konu… işlerle ilgili olarak kesin kabul yapılıp yapılmadığı sorulmalı, geçici kabul yapılırken, mekanik tesisat işlerinde tespit edilen eksiklerin ve bunların giderilmesi için tespit edilen bedellerin kalem kalem bildirilmesi ve bu eksiklerin giderilmesi ile ilgili tüm belgelerin birer suretlerinin gönderilmesi istenilmelidir.
3- Mahkemece davalı defterleri talimat yoluyla incelettirilmek suretiyle mali müşavir bilirkişi raporu alınmış, sonrasında, makina mühendisi, mali müşavir ve eser sözleşmeleri konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor ve ek raporlar alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir. Mahkemece alınan birinci ek raporda dava dışı iş sahibinin davalı yüklenicilere ilave mekanik tesisat işleri nedeniyle 111.728,11 TL ödeme yaptığı belirtilmiştir. İkinci ek raporda da davacının geçici kabul eksiklerini de giderdiği bunları davacının ilave imalat olarak gösterdiği ifade edilmiştir. Yine heyetteki mali müşavir bilirkişinin de taraf defterleri arasındaki farkın 31/05/2015 tarihli, … numaralı ve 112.822,32 TL bedelli, 31/01/2015 tarihli, …. numaralı ve 124.464,99 TL bedelli faturalardan kaynaklandığını tespit ettiği görülmektedir. Bu nedenle mahkemece davacıdan söz konusu bu iki faturada belirtilen işlerle ilgili dayanak belgelerini sunması istenilmeli, 2. maddede belirtildiği şekilde müzekkere yazılıp, müzekkere cevabı da geldikten sonra bilirkişi heyetinden ek rapor alınmak suretiyle davacının geçici kabul eksiklerini mi tamamladığı, geçici kabulde belirtilen eksikler dışında sözleşme dışı ilave işler yapıp yapmadığı incelenmeli, şayet ilave işler de yapılmış ise Yargıtay 15 Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları doğrultusunda bunların bedelinin vekaletsiz işgörme hükümleri çerçevesinde yapıldıkları yıl serbest piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi ve neticeten davacının davalılardan talep edebileceği bir alacağı bulunup bulunmadığı, var ise miktarı hesaplattırılmalıdır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/646 Esas, 2021/297 nolu kararının HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-4-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….