Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/599 E. 2021/782 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

…. (İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine
gönderilmesi/HMK m.353/1-a.4 )

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2021
NUMARASI : ….
DAVANIN KONUSU : Yabancı Mahkeme Kararının Tenfizi (Eser Sözleşmesinden
Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 14/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/09/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan yabancı mahkeme kararının tenfizi davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 31/01/2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; işbu davanın, … Bölge … (Ticaret) Mahkemesi’nin … numaralı dosya üzerinden verdiği 26.09.2018 tarihli ve 12.12.2018 tarihinde kesinleşmiş yabancı mahkeme kararının tenfizine ilişkin olduğunu, müvekkili … A.Ş. ile davalının, 07.11.2012 tarih ve …. no.lu Genel Taahhüt Sözleşmesi’ni imzaladığını, bu sözleşmeye göre davalının, Rusya’nın ……şehri … ilçesinde yeni polikliniğin “anahtar teslimi” donatılması ve bununla ilgili işlerin ifasını taahhüt ettiğini, davalının sözleşme tahtında ifa etmesi gereken bazı yükümlülüklerini ifa etmemesi üzerine … A.Ş’nin sözleşmeyi 18.09.2017 tarihinde feshettiğini ve akabinde bedeli ödenmiş ve davalı tarafından yerine getirilmemiş iş ve işlemlere ilişkin olarak bedel iadesi talebinde ve mezkûr feshe bağlı sair taleplerde bulunmuş olduğunu, davalı tarafın bu ödemeyi yapmaması üzerine müvekkili … A.Ş.’nin davalı … aleyhinde … Bölge … (Ticaret) Mahkemesi’nde….. dosya numaralı davayı ikame ettiğini, … Bölge … (Ticaret) Mahkemesi’nde tenfize konu işbu dosya kapsamında gerçekleştirilen yargılama sonucunda mahkemenin, davalının müvekkili … A.Ş’ye 7.957.333,52 Euro tutarındaki parayı ödemesine hükmettiğini, dava dilekçesi ekinde tenfizi talep edilen… numaralı dosyada verilmiş … Bölge … (Ticaret) Mahkemesi’nin 26.09.2018 tarihli kararı ve yeminli, noter onaylı tercümesinin olduğunu, davalının … Bölge … (Ticaret) Mahkemesi tarafından verilen kararı temyiz ettiğini, bunun üzerine Onuncu … Temyiz Mahkemesi’nin, ilk derece mahkemesi tarafından verilmiş olan kararı onadığını, kararın onandığına ilişkin 12.12.2018 tarihli karar ve yeminli, noter onaylı tercümesinin de sunulduğunu, davalı tarafın Onuncu … Temyiz Mahkemesi tarafından verilen karara da itiraz ettiğini, bunun üzerine … İlçe …(Ticaret) Mahkemesi’nin, Onuncu … Temyiz Mahkemesi tarafından verilmiş olan 12.12.2018 tarihli onama kararının herhangi bir değişiklik yapılmaksızın onanmasına karar verdiğini, buna ilişkin 14.05.2019 tarihli karar ve yeminli, noter onaylı tercümesinin de sunulduğunu, böylelikle…. dosya numaralı davada verilen kararın tüm kanun yolları tüketilmek suretiyle 12.12.2018 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşme şerhinin mahkeme kararının ilk sayfasının sol üst kısmında yer alan kesinleşme şerhi ile de teyit edildiğini, 5718 s. Kanunun 54 üncü maddesi uyarınca tenfiz için gerekli olan tüm şartlar gerçekleştiğinden, … Bölge … (Ticaret) Mahkemesi kararının tenfizi gerektiğini, şöyle ki; Rusya ve Türkiye Cumhuriyeti arasında mahkeme kararlarının tenfizi konusunda karşılıklılık bulunduğunu, buna ilişkin örnek mahkeme ilamlarını sunduklarını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın iki şirket arasındaki ticari bir uyuşmazlığa ilişkin olup Türk Mahkemeleri’nin münhasır yargı yetkisine girmediğini, Rus Mahkemesi tarafından verilen kararın Türk kamu düzenine aykırı olarak nitelendirilemeyeceğini, mahkeme kararının ticari bir ilişki dairesinde davalılar tarafından ödenmesi icap eden meblağlara ilişkin olduğunu, davalıya … Bölge …(Ticaret) Mahkemesi tarafından usulüne uygun bir şekilde tebligat yapıldığını, Mahkeme tarafindan tebligatın …… dosyada tesis edilen kararın tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen 16/03/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı yabancı şirket vekili tarafından, … … (Ticaret) Mahkemesine ait olduğunu belirttiği karar fotokopisini ibraz edildiğini, kararın tenfizinin talep edildiğini, tenfiz talebinin haksız ve usulsüz olduğundan tenfize ilişkin yasal şartlar oluşmadığından reddine karar verilmesi gerektiğini, … ile aramızda yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda ikili anlaşma bulunmadığını aynı zamanda … ile fiili olarak da karşılıklılık bulunmadığını, bu nedenle … … Mahkemesi kararlarının Türkiye’de tenfizinin mümkün olmadığını, davacının teminat yatırma zorunluluğunun (dava değeri kadar) bulunduğunu, yabancı hakem kararlarının tenfizinde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2021 tarih … Karar numaralı kararında özetle; dava, … Bölge …(Ticaret) Mahkemesi tarafından, …. numaralı dosyada verilen, 26.09.2018 tarihli kararın tenfizi istemine ilişkindir.
Her ne kadar davalı taraf, görev itirazında bulunmuş ise de; tenfize konu yabancı mahkeme ilamındaki, tarafların tacir olduğu ve dava konusunun sözleşmeden kaynaklı ticari dava niteliğinde olduğu, böylece görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu anlaşılmakla görev itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı taraf, davacıdan teminat alınması gerektiği itirazında bulunmuş ise de; Türkiye Cumhuriyeti ile …’nun Hukuk Usulüne dair…Sözleşmesi’ne taraf oldukları, anılan sözleşmenin 17/1 maddesinde, bir akit devlette ikamet eden akit devlet vatandaşlarından, herhangi bir akit devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunmaları halinde, yabancı olmaları veya o ülkede ikametgah veya mesken sahibi olmamaları sebebiyle, herhangi bir teminat veya depozito istenemeyeceği hususunun düzenlendiği,…. Sözleşmesi’nin 17. maddesinin birçok devlette yabancıların yargı mercilerine müracaat edebilmesinin bir ön koşulu olarak teminat yükümlülüğünden muafiyeti düzenlediği, teminat muafiyetinin yargıya erişim hakkına yönelik bir sınırlama olduğu, teminattan muafiyeti ön gören hukuk kurallarının yargıya erişim hakkına yönelik bir sınırlama olması nedeniyle daha geniş yorumlanmaları gerektiği, 17. maddenin gerek lafzi yorumunun gerekse özüne ve amacına göre yapılacak yorumun tüzel kişileri de kapsadığı sonucuna götürdüğü, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin…. Karar sayılı ilamında davacının teminattan muaf olduğunun belirtildiği, aynı şekilde İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı ve … sayılı ve Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….. sayılı dosyalarında … ile Türkiye arasında mütekabiliyet bulunduğu ve teminat alınmaması gerektiği yönünde karar verildiği, böylece davacı şirketin teminattan muaf olduğu kanaatine varılarak davalı tarafın itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı taraf, nisbi harç yatırılması gerektiği yönünde itirazda bulunmuş ise de; dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, tenfiz davalarının eda davası değil tespit davası niteliğinde olması nedeniyle, mahkemece yargılama harcı ile davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinin, nispi değil maktu olarak belirlenmesi gereklidir.(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2017/2417 Esas-2018/2734 Karar sayılı ve 2014/18864 Esas-2015/3930 Karar sayılı ilamları da aynı yöndedir). Belirtilen nedenlerle itiraz yerinde görülmemiştir.
Dava dilekçesi, yabancı mahkeme ilamı, ibraz edilen ve getirtilen bilgi-belgeler ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk Hakkında Kanun’un 54. maddesinde tenfiz şartları düzenlenmiş olup, bu maddeye göre; “(1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dâhilinde verir: a)Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk Mahkemeleri’nden verilmiş ilanların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması. b)İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması. c)Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması. ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Bu durumda; tenfize karar verilebilmesi için Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk Mahkemeleri’nden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması gerekmektedir. Somut olayda, Türkiye ile Rusya arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yok ise de, fiili uygulama yönünden yapılan değerlendirmede; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı, İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. sayılı ve Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dosyalarında karşılıklılık bulunduğu kabul edilmiştir. Yine ibraz edilen Rus hukuk profesöründen alınmış uzman görüşünde de karşılıklılık bulunduğu görüşüne yer verilmiştir. … açısından karşılıklılık konusunun Rus Hukuku’ndaki ilgili düzenlemeler dikkate alınarak yorumlanması ve uygulanmasının Rus Mahkemeleri’nin yetkisi kapsamında olduğu, Rus Mahkemeleri’nin ilgili devlet ile sözleşme olmasa dahi Rusya Anayasası’nın 15. maddesi uyarınca Rus Hukuku’nun birer parçasını teşkil eden uluslararası hukukun genel kabul gören prensiplerine, uluslararası genel nezaket ve mütekabiliyet esaslarını dikkate alarak … Ticari Muhakeme Kanun’un 244/1 maddesinde yer alan şartlar da mevcutsa yabancı mahkeme kararlarının tenfizinin mümkün olduğunu kabul ettikleri, bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti ile … arasında tenfize ilişkin bir anlaşma bulunmasa dahi hukuki mütekabiliyet bulunması durumunda tanıma ve tenfize karar verilebileceği belirlenmiştir. Rusya Ticari Kanunu 244. maddesinde de yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizinde aranacak olan koşulların gösterildiği, aranan bu koşulların Türk Hukuku’ndaki tenfiz koşulları ile ağırlıkları bakımından özdeş nitelikte bulundukları, Rusya’da yabancı mahkeme kararlarının akdi mütekabiliyet koşulu aranmaksızın tenfiz edildiği, bu nedenlerle Türkiye ve Rusya arasında mahkeme kararlarının tenfizi açısından hukuki mütekabiliyet bulunduğu anlaşılmakla, tenfiz açısından 54. maddenin 1. fıkrasındaki koşulun oluştuğu kanaatine varılmıştır.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk Hakkında Kanun’un 53. maddesinde belirtilen belgelerin davacı tarafça sunulmuş olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu, … Bölge … (Ticaret) Mahkemesi tarafından …..numaralı dosyada verilen, 26.09.2018 tarihli kararın tercümesinin incelenmesinde; Davacının ……. olduğu, mahkemece “ Her ne kadar anlaşmazlığın konusuna ilişkin özel bir talebi olmasa da ……” şirketinin davaya müşteki olarak dahil edilmesine ilişkin talebinin reddedilmesine, … …. Şirketi tarafından “… “…” Anonim Şirketi lehine; ithal donanım tedariki için yapılan 7.375.677 Euro 49 Cent tutarındaki fazla ödeme, inşaat ve montaj işleri için yapılan 128.441 Euro 42 Cent tutarındaki fazla ödeme, dış şebeke/ tesisat işleri için yapılan 453 214 Euro 61 sent tutarındaki fazla ödeme, 8 696 778 Ruble 96 kop. Tutarında elektrik borcu ve 206 000 Ruble 00 kop. Resmi harç borcu dahil olmak üzere, sebepsiz zenginleşme borcunun ödendiği tarihte ….. kuruna göre 7 957 333 Euro 52 sent ödenmesine hükmedilmesine, Yürürlükte olan SNIP, RD 11-02-2006, RD 11-05-2007 yönetmelikleri ile Rusya Federasyonunda yürürlükte olan diğer mevzuat ve normlar gereğince, poliklinik binası (inşaatı tamamlanmamış bina) inşaatı esnasında tamamlanan işler ile ilgili uygulama dokümantasyonunun tamamının … İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafnıdan “… “…” Anonim Şirketi’ne teslim edilmesine hükmedilmesine; … İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi taleplerini reddine” karar verildiği, karara itiraz üzerine Onuncu … Temyiz Mahkemesi’nin 12.12.2018 tarihli karar ile ilk derece mahkemesi tarafından verilmiş kararı onadığı, bu karara da itiraz üzerine … İlçe …(Ticaret) Mahkemesi’nin 14.05.2019 tarihli karar ile, Onuncu … Temyiz Mahkemesi tarafından verilmiş olan 12.12.2018 tarihli onama kararında herhangi bir değişiklik yapmaksızın onadığı, kararın 12.12.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf sözleşme kapsamında açılmış dava ve alacak talebine ilişkin olarak, gerek yargılama sırasında gerekse kararların tebliğinde müvekkili şirketin usulüne uygun olarak davada temsil edilemediğini, tebligat yapılamadığını, savunma hakkının engellendiğine yönelik itirazda bulunmuş ise de; dosya kapsamı ve sunulan belgeler itibariyle davalı tarafın ön inceleme duruşması ve diğer duruşmalara avukatları aracılığıyla katıldığı, savunma hakkının kısıtlanması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, kararın Türk Mahkemeleri’nin münhasıran yetkisine giren bir hususa ilişkin olmadığı, MÖHUK 54. maddesindeki tenfiz şartlarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; tüm dosya kapsamına göre, tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının appostille şerhli kesinleşmiş asıl ile noter onaylı tercümesinin sunulduğu, tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararının kamu düzenine aykırı bir yönünün bulunmadığı, münhasıran Türk Mahkemeleri’nin yetkisine giren bir konu olmadığı, adil yargılanma hakkının ihlal edilmediği, yabancı mahkeme ilamının davalı yana usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve usulüne uygun olarak kesinleştiği, MÖHUK 54/1 maddesine aykırılık bulunmadığı, Rusya ile Türkiye arasında tenfize ilişkin fiili uygulamanın bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile; … Bölge … (Ticaret) Mahkemesi’nin 26/09/2018 tarih ve…. numaralı ve 12/12/2018 tarihinde kesinleşen kararının tenfizine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle davanın kabulüne dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili 02/06/2021 havale tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; verilen ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya ve kamu düzenine aykırı olduğunu, davalının yasaya aykırı olarak teminat yatırılması şartından muaf tutulduğunu, MÖHUK’un 48/1.maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede, davacının teminat yatırması gerektiğini, … Sözleşmesi’nin 17/1.maddesindeki teminattan muafiyet düzenlemesinin vatandaşlar yani gerçek kişiler için getirilmiş bu muafiyet olduğunu ve tüzel kişiler için uygulanamayacağını, mahkemenin kanunlarımızda ve sözleşmede yer alan vatandaş ibaresini davacı taraf özel hukuk tüzel kişisi olduğu halde tüzel kişileri de kapsayacak şekilde kanuna aykırı olarak yorumladığını,
Tenfiz şartlarının oluşmadığını ve bu şartların eksik incelendiğini, dosya içinde T.C. … tarafından gönderilen bilgilendirme yazılarında ülkemiz ile … arasında konu ile ilgili akdedilmiş herhangi bir anlaşmaya rastlanmadığının yani karşılıklılık esasının bulunmadığının bildirildiğini, konu ile ilgili devletimizin en yetkin kurumlarının görüşleri bu yönde iken dosyaya davacı tarafından bedeli ödenerek, doğal olarak kendi lehlerinde bir uzman görüşü sunulduğunu ve bu uzman görüşüne göre mahkemece iki ülke arasında karşılıklılık konusunda fiili bir uygulama bulunduğunun kabul edildiğini,
Tüm bu sebeplerle istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda bozulmasına ve davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 14/06/2021 havale tarihli davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvuru dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından verilmiş olan kararın hukuka uygun ve isabetli olduğunu, müvekkilinin … Sözleşmesi’nin 17.maddesi hükmü kapsamında teminat gösterme şartından muaf olduğunu, bu konudaki davalı taleplerinin haksız olduğunu, nitekim Yargıtay 12. ve 19. Hukuk Dairesi’nin yeni tarihli kararlarında 1954 tarihli … Sözleşmesi’nin 17.maddesinin uygulanmasında gerçek ya da tüzel kişi ayrımı bulunmadığının kabul edildiğini, davalının, tenfiz şartlarının oluşmadığı konusundaki iddialarının da asılsız olduğunu, karşılıklılık esasının gerçekleştiğini, Bakanlık’tan gönderilen müzekkere cevabına itibar edilemeyeceğini zira bu cevapta istinafa konu davanın ticari bir uyuşmazlık olmasına rağmen … Ticari Muhakeme Kanunu yerine … Medeni Usul Kanunu’na atıf yapılmış olduğunu, bunun bir hukuki hata olduğunu, bu durumun Rus Hukuku konusunda uzman Rus hukukçu tarafından tanzim edilen ve taraflarınca dosyaya ibraz edilmiş uzman görüşü ile de sabit olduğunu, kaldı ki her iki devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan ikili bir anlaşmanın olmasının şart olmayıp fiili mütekabiliyet ya da hukuki mütekabiliyet bulunmasının da yeterli olduğunu ve fiili uygulamaya ilişkin emsal yargı kararları bulunduğundan tenfize engel bir durumun bulunmadığını, dosyaya sundukları ve dilekçelerinde ayrıntılarına yer verdikleri emsal mahkeme kararlarında da aynı gerekçelerle tenfize karar verildiğini,
Tüm bu sebeplerle davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı iddia ve talepleri ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, … Bölge … (Ticaret) Mahkemesi tarafından verilen 26/09/2018 tarihli …sayılı kararın tenfizi isteğine ilişkindir.
Tenfizi talep edilen … Bölge … (Ticaret) Mahkemesi tarafından verilen 26/09/2018 tarihli ….sayılı kararda davacı anonim şirket lehine olarak sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davacı şirket tarafından ithal donanım tedariki için inşaat ve montaj işleri kapsamında fazla ödeme olarak yapıldığı anlaşılan tutarların davalı şirket tarafından ödenmesine ve poliklinik binası (inşaatı tamamlanmamış bina) inşaatı esnasında tamamlanan işler ile ilgili uygulama dökümantasyonunun tamamının davalı şirket tarafından davacı şirkete teslim edilmesine hükmedilmesine, davalı şirketin taleplerinin reddine karar verildiği, bu kararın temyiz mahkemeleri tarafından onanması sonucunda 12/12/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 07/04/2016 tarihli … Karar sayılı ilamı ile 31/03/2016 tarihli …Karar sayılı ilamlarında da vurgulandığı üzere 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 4. maddesinde yabancı bir mahkeme tarafından verilen ilâmların tenfizi için açılacak davalardan bu ilâmlarda hükmolunmuş şeyin değeri, nevi ve mahiyetine göre (1) sayılı tarife gereğince harç alınacağı, 16. maddesinde değer ölçüsüne göre harca tâbi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin esas olduğu, 28. maddenin (a) bendinde karar ve ilâm harçlarının dörtte birinin peşin geri kalanın kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödeneceği, 32. maddesinde de yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı konularında emredici hükümler bulunmaktadır. Tanınması ve tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararında bir kısım alacağın ödenmesine karar verildiğinden, değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden Harçlar Kanunu’nun 4,16,28/a ve (1) sayılı tarife uyarınca hesaplanacak nispi ilâm harcının 1/4’ü ile maktu başvurma harcının dava açılırken peşin olarak yatırılması zorunludur. Harçlar Yasası’ndaki bu düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğundan görevi gereği mahkemelerce kendiliğinden gözönünde tutulması gerektiği gibi temyiz aşamasında Yargıtay’ca da re’sen dikkate alınır. Bu durumda tanıma ve tenfizi istenen kararda, bir kısım alacağın davalıdan tahsiline karar verildiğinden kararda hükmolunan alacak miktarının TL karşılığı üzerinden tarifeye göre hesaplanacak nispi ilâm harcının dörtte biri oranındaki peşin harcın hesaplanıp maktu başvurma harcı eklenerek yatırılan başvurma ve maktu ilâm harcı da mahsup edildikten sonra kalan harcı tamamlamak üzere tanıma ve tenfiz davası davacısına Harçlar Yasası’nın 30. maddesine göre süre verilip, harç eksikliğinin tamamlanması halinde yargılamaya devamla davanın sonuçlandırılması, harcın tamamlanmaması halinde ise Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 447/2 maddesi yollamasıyla 150. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, kamu düzeninden olan harç hususu gözden kaçırılarak eksik harçla açılan davaya devamla davanın esası hakkında karar verilmesi doğru olmamış, bu sebeple davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi uyarınca esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde eksik nisbi harcın yukarıda belirtilen şekilde tamamlanması konusunda gerekli prosedür işletildikten sonra yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalı ….. vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,
2- Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2021 tarihli…. Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3 – Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde eksik nisbi harcın tamamlanması konusunda gerekli prosedür işletildikten sonra yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4 – Davalı tarafın istinaf başvurusunun kabul edilmiş olması sebebiyle istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına ve davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf maktu peşin karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5 – Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6 – Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın m.353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır