Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/552 E. 2022/607 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-2 Kararın Kaldırılarak
Yeniden Hüküm Kurulmasına)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2018
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/06/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında, … … tarafından yapılacak olan … Kurulması ve bunun … sistemine bağlantısı işinde …, … … ve Yüklenici Firmanın yükümlülüklerin ve sorumluluklarının belirlenmesi amacıyla 28.07.2015 tarihinde bağlantı anlaşmasının imzalandığını, müvekkilinin anlaşmanın 6.1.2 numaralı maddesi ile belirlenen bedeli 12/02/2015 tarih 426 sayılı yazı ile davalıdan talep ettiğini, sözleşmede iş bedelin anlaşmanın imza tarihinden itibaren 30 gün içinde ödeneceğinin hükme bağlandığını, ancak davalının talep etmesi ve davacının bu teklifi kabul etmesi halinde, 2008 yılında taraflar arasında imzalanan protokol hükümleri çerçevesinde iş bedelinin taksitlendirilebileceğini, davalının sözleşme bedelini ödemediğini, davalının 05.08.2015 gün ve 486 sayılı yazısı ile bedeli T.C.M.B. döviz alış kuru üzerinden Türk lirasına çevirerek 23 eşit taksitte ödeyeceğini bildirdiği, müvekkil şirketin 23 taksitle ödemeyi kabul etmediğini bunun üzerine davalı … nin taksit sayısını 13 e düşürüp keyfi olarak taksitlendirmeye çalıştığını, davalının bu teklifinin de kabul edilmediğini, davalının yeni bir yazı ile taksit sayısını 30′ a çıkardığını, ve 26.809,00 USD +KDV yi yatırdığına ilişkin makbuz suretini müvekkil şirkete gönderdiğini, ardından 23.03.2016 tarihinde 210 sayılı yazı ile borçlarının 1/10 unu yatırdığını kalanı da 9 eşit taksitte yatıracağını bildirdiğini, yatırılan 1/10 unu faturasının gönderilmesinin istendiğini, müvekkil şirket tarafından iş bedelinin tamamına ilişkin fatura kesilerek gönderildiğini, davalının taksit talebinin kabul edilmediğini, taraflar arasındaki yazışmalar gözetildiğinde, müvekkil şirketin 268.093,00 USD +KDV alacağı olduğu hususunda bir çekişme olmadığını, bedelin nasıl ve ne zaman ödeneceğine ilişkin anlaşmazlık olduğunu, 2008 yılında yapılan sözleşmede ödemenin taksitle yapılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığını, 28.07.2015 günlü bağlantı anlaşmasında net bir şekilde miktar yazıldığını ve bu bedelin 30 gün içinde ödeneceğinin belirtildiğini, 2008 yılındaki protokolde de taksitle ödemeye ilişkin hüküm yer almadığını ileri sürerek, 241.284,0 USD +KDV yatırım bedelinin sözleşme tarihi olan 28.07.2015 gününden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında 19.12.2006 tarihinde protokol imzalanarak iç hat yatırımlarının yapılmaya başlandığını, 29.08.2008 tarihli protokol ile anlaşmanın revize edildiğini, fiilen doğalgaz iç hat yatırımlarının 2008 yılında bitirildiğini, hatta fiilen bağlantı yapıldığını, 29.08.2008 tarihinde düzenlenen doğalgaz yatırımları ile ilgili protokolün 5.4 Maddesine göre … … sınırları içinde … tarafından yapılmış olan bilahare yapılacak olan yatırımların bedelinin yeni müşteriler ile … … arasında doğalgaz bağlantı sözleşmesi imzalanması sırasında doğalgaz abone bedeli olarak … tarafından … … sınırları içerisindeki yeni doğalgaz kullanıcısının kapasitesi dikkate alınarak … … ve … tarafından müşterek olarak hesap edileceğinı, sözleşmenin süresinin 30 yıl olduğunun karalaştırıldığını, …’ın yatırım bedelinin ne şekilde tahsil edileceğinin bu şekilde belirlendiğini, abone bağlantı bedelleri ile yatırımı bedellerinin karşılanacağının öngörüldüğünü, 28.07.2015 günlü bağlantı anlaşmasının 6.1.3 maddesine göre iş bedelinin 30 gün içinde defaten ödeneceğini, ancak müvekkil … nin isteği halinde taksitler halinde ödeme yapılmasını öngörüldüğünü, bağlantı anlaşması yapılması beklenen şirketler ile bağlantı anlaşmaları yapılamadığını, bu nedenle davacıya ödeme yapılamadığını, taraflar arasında bağlantı anlaşmasından önce görüşülen anlaşma koşullarında makul ölçüde taksitlendirilebileceğinin öngörüldüğünü, müvekkilinin iyiniyetli yaklaşımlarına davacının karşılık vermediğini, müvekkil şirketin taksitlendirme taleplerinin davacı tarafından geri çevrildiğini, müvekkil … in davacı şirkete 07.03.2016 tarihinde 26.809,00 USD +KDV olmak üzere toplam 31.635 USD ödediğini, davacının taksitle ödemeyi kabul etmemesi nedeniyle ödemelerin yapılamadığını, davacının sözleşme tarihinden itibaren faiz isterken, döviz kurunu sözleşme tarihindeki kur üzerinden değil anlaşılmayan yüksek bir kurdan belirlediğini, bunun kabul edilemeyeceğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Gerek tarafların dilekçelerine ekledikleri gerekse mahkemece taraflardan celbi sağlanan sözleşmeler, tarafların noter vasıtasıyla çektikleri ihtarnameler, taraflar arasındaki yazışmalar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamıyla, taraflar arasında … dağıtım şebekesinde bağlanmak üzere … … tarafından tesis edilecek ölçüm istasyonu (MS ) montajı konulu 28.07.2015 tarihli bağlantı anlaşması yapıldığı, içerik itibariyle bu anlaşmanın yalnızca MS montajına ilişkin hususlardan ziyade taraflar arasındaki tüm ilişkiyi kapsadığı,
2015 yılında yapılan bağlantı anlaşmasının revize edilerek 6.1.2 Maddesinde yatırım tutarının 268.093 USD+KDV olarak belirtildiği, 6.1.3. Madde gereği … … nin bu bedeli 30 gün içinde defaten ödeyebileceği, ancak taraflar arasındaki 2008 yılında düzenlenen protokole göre bu bedelin taksitlendirilebileceği, tarafların tacir olması gözetildiğinde, bu bedelin bağlantı anlaşmasından sonra ödenecek bedel olduğunun anlaşıldığı, nitekim taraflar arasındaki yazışmalarda yatırım bedelinin 268.093 USD +KDV olarak belirlenmesi ve 1/10 taksitine tekabül eden bölümünü yatırması nedeniyle … aboneliği için ödenen 48.116 USD +KDV nin bu bedelin dışında olduğunu teyit ettiği, davalı tarafın yatırdığı 26.809 USD +KDV nin düşürülmesinden sonra davaya konu tutarın 241.284 USD + KDV olarak alınması gerektiği, her ne kadar davalı … … ye taksitlendirme konusunda belirleyici bir yetki verilmişse de, davalı … nin bu konuda belirleyici iradesini kullanmadığı, borcunu ilkin 30 taksitte ödemek isterken, daha sonra 1/10 uunu yatırarak eylemli olarak 10 taksitte ödemeyi kabul ettiği, ancak buna dair irade beyanında bulunmadığı, davacı … tarafından yapılan ihtara rağmen bu iredesini kullanmayarak taksitlendirme konusunda kendisine tanınan bu yetkiyi kullanmayacağını gösterdiği, bu halde, davacı … tarafından davalıya çekilen ihtarnamenin tebliği ile … … den olan alacağının tamamının 03.02.2016 tarihi itibariyle muaccel olduğu, bu tarihten sonra temerrüde düşen davalının T.C.M.B. tarafından USD cinsinden açılan bir yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanması gerektiği, dava tarihi itibariyle davacı …’ın davalı … …. den 241.284 USD + KDV alacağı bulunduğu, ancak dava tarihinden sonra davalı … … nin KDV hariç 26.809,00 USD+KDV olmak üzere toplam 31.635,00 USD nin 28.04.2017 tarihinde, KDV hariç 26.809,00 USD+KDV olmak üzere toplam 31.635,00 USD nin ise yine dava tarihinden sonra 05.06.2017 tarihinde ödendiği, KDV dahil toplam 63.270,00 USD’lik dava tarihinden sonra ödenen bu miktar için davanın konusuz kaldığı, ancak bu miktarlara temerrüt tarihinden ödeme tariihine kadar uygulanacak faiz yönünden davanın konusuz kalmadığı bu kısım yönünden faiz alacağına hükmedilmesi gerektiği” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemenin dava sırasında ödenmiş olan 63.270,00 USD açısından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurmasının doğru olmadığını, dava tarihi itibari ile alacak borç değerlendirilmesi yapılması gerektiğini, dava tarihi itibari ile değerlendirme yapıldığında davalarının tam olarak kabulü gerektiğini, davanın kısmen reddedildiği düşünülerek karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını, tüm dava değeri üzerinden kendileri lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini, yargılama harçlarının da davalı üzerinde bırakılması gerektiğini, yargılama giderlerinin tamamından davalının sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Mahkemece dava tarihinden sonra ödenen kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına, bakiye kısım yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında ilk olarak 19/12/2006 tarihinde … …’ye doğalgaz hattının getirilmesi konusunda bir protokol imzalanmış, daha sonra imzalanan 29/08/2008 tarihli, protokol ile ilk protokol yürürlükten kaldırılmıştır. Sonrasında da 28/07/2015 tarihli bağlantı anlaşması imzalanmıştır. Davacı taraflar arasında imzalanan sözleşme ve protokol çerçevesinde ediminin gereğini yerine getirdiğini, davalının iş bedelini ödemediğini iddia ederken, davalı iş bedelinin taksitle ödenmesi gerektiğini, davacının muaacel bir alacağının olmadığını savunmuştur.
Davacının yaptığı yatırım bedelinin 268.093,00 USD + KDV olduğu hususunda taraflar arasında bir çekişme yoktur. Uyuşmazlık ödemenin ne şekilde yapılacağına ilişkindir. 28/07/2015 tarihli bağlantı anlaşmasının 6.1.3 maddesinde “… … sınırları içerisinde … tarafından yapılmış olan yatırımların tutarını işbu anlaşmanın imza tarihinden itibaren 30 gün içerisinde …’a defaaten ödeyebilecektir. Ancak, … …’nin talep etmesi durumunda 2008 yılında taraflar arasında imzalanan protokol hükümleri çerçevesinde söz konusu bedel taksitlendirilebilecektir.” hükmüne yer verilmiştir. Bağlantı anlaşmasında 29/08/2008 tarihli protokolün kaldırıldığına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir. Bu protokolün ödeme ile ilgili 5. maddesinde iş bedelinin taksitle ödenebileceğine ilişkin bir hükme yer verilmemiştir. Diğer yandan, bağlantı anlaşmasının yukarıda bahsedilen 6.1.3 maddesinde de açık bir şekilde taksitle ödeme yapılabileceği, taksitle ödemenin şartları ve ayrıntıları belirlenmemiştir. Bu hükme göre, taksitle ödemenin geçerli olabilmesi için tarafların bir araya gelip taksitle ödeme şartlarını belirlemesi gereklidir. Dosya kapsamında tarafların bir araya gelerek taksitle ödeme şartlarını belirlemediği görülmektedir. Davalı ilk olarak borcunu 30 taksitte ödemek istemiş, sonrasında, 10 taksitte ödemek istemiş, böylelikle taksitlendirme hususu netleşmemiştir. Davalının iş bedelinin taksitle ödenmesi gerektiği yönündeki savunması yerinde değildir. Bağlantı anlaşmasının 6.1.3 maddesinde iş bedelinin kesin bir şekilde 30 gün içerisinde ödeneceği belirtilmediğinden, maddede belirtilen 30 günün sonunda davalının temerrüde düştüğünü kabul etmek de mümkün değildir. Davacı şirketin çektiği Kütahya 1. Noterliğinin 03/02/2016 tarihli ve 2082 yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalıya tebliği ve tanınan 2 günlük süre sonunda davalı temerrüde düşmüştür. Davalı, dava tarihi öncesinde 26.809,00 USD + KDV’lik bir ödeme yapmıştır. Böylelikle davacının dava tarihi itibari ile, 268.093,00 – 26.809,00 = 241.284,00 USD’lik alacağı kalmıştır. Davalı dava tarihinden sonra da 28/04/2017 tarihinde 31.635,00 USD, 05/06/2017 tarihinde de yine aynı miktarda olmak üzere toplamda 63.270,00 USD’lik bir ödeme yapmıştır. Bu miktar ödeme yönünden alacağın sona ereceği ve ilgili kısım yönünden davanın bir konusunun kalmayacağı tartışmasızdır. Bu itibarla, bu kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmalıdır. Ancak, temerrüt tarihi olan 03/02/2016 tarihi ile ilk ödeme tarihi olan 28/04/2017 tarihine kadar ve yine temerrüt tarihinden ikinci ödeme tarihi 05/06/2017 tarihine kadar davacının faiz alacağı doğacaktır. Bu itibarla, Dairemizce ilk derece mahkemesinin bu husustaki değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ne var ki, davanın konusuz kalması durumunda yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin dava tarihindeki haklılık durumuna göre belirlenmesi gerekir. Dosya kapsamına göre davacı yüklenicinin dava tarihi itibari ile, 241.284,00 USD alacağı bulunduğu sabittir. Bu nedenle, konusuz kalan kısım ile ilgili olarak yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinden davalı taraf sorumlu tutulmalıdır. Yerel mahkemenin bu kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti taktir etmesi ve yargılama giderlerinin de bu kısmı yönünden dava reddedilmiş gibi oranlamaya tabi tutulması doğru olmamıştır. Konusu kalmayan kısım dışındaki dava tamamı ile kabul edilmiş durumdadır. Yerel mahkemenin “davanın kısmen kabulüne” şeklinde hüküm kurulması da isabetli görülmemiş, Dairemizce bu hususlar dikkate alınarak, dava tarihinden sonra ödenen 63.270,00 USD yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava tarihinden sonra ödenen bu miktarlar için ilk derece mahkemesince temerrüt tarihi olarak kabul edilen 03/02/2016 tarihi her ne kadar ihtarname tarihi olup, ihtarnamenin tebliği ve tanınan 2 günlük ödeme süresi sonunda temerrüdün gerçekleşeceği anlaşılsa da, mahkemenin temerrüt tarihi ile ilgili kabulü yönünden davalı tarafın bir istinaf itirazı bulunmadığından 03/02/2016 tarihinden ödeme tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4. maddesine göre, faiz işletilmesi, bakiye miktar yönünden davanın kabulü ile, yargılama harç ve giderlerinin davalı üzerinde bırakılması, davacının dava tarihi itibari ile alacaklı olduğu 240.284,00 USD üzerinden davacı lehine vekalet ücreti taktir edilmesi gerektiği değerlendirilerek, hüküm kurulmuştur.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilebilen, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin değiştirilerek düzelterek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmeyip, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğini düzenlediğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/597 Esas, 2018/390 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dava tarihinden sonra ödenen KDV dahil toplam 63.270,00 USD yönünden bir karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından dava tarihinden sonra ödendiği anlaşılan KDV dahil 31.635,00 USD Dolarının temerrüt tarihi olan 03.02.2016 tarihinden ödeme tarihi olan 28/04/2017 tarihine kadar, KDV dahil 31.635,00 USD Dolarının temerrüt tarihi olan 03.02.2016 tarihinden ödeme tarihi olan 05/06/2017 tarihine kadar, 3095 sayılı Kanunun 4. Maddesi hükmüne göre T.C.M.B. nın USD Doları cinsinden 1 yıl vadeli mevduat faizine uygulanacak en yüksek faiz oranı üzerinden hesap edilecek faizinin ödeme günündeki efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığıyla davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
5- Bakiye kısım yönünden davanın KABULÜ İLE, KDV dahil 220.265,88 USD Doları alacağın, 03.02.2016 tarihinden itibaren, 3095 sayılı Kanunun 4. Maddesi hükmüne göre T.C.M.B.’nin USD Doları cinsinden 1 yıl vadeli mevduat faizine uygulanacak en yüksek faiz oranı üzerinden hesap edilecek faiziyle birlikte, ödeme günündeki efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığıyla davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
6-Alınması gereken 43.474,96 TL harçtan peşin alınan 12.147,86 TL nin mahsubu ile 31.327,10 TL bakiye harcın davalıdan alınarak, hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından dava açılırken ödenen 12.147,86 TL peşin harç ile, 4.663,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 16.810,86 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı lehine AAÜT uyarınca hesaplanan 58.729,79 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
10-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
11-Davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 24,38 TL dosya gönderme masrafı olmak üzere toplam 186,48 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 09/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.