Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/528 E. 2021/771 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

…. (İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesi /HMK m.353/1-a.3)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/04/2021
NUMARASI : ….
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/10/2021

Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın görevsizlik nedeni ile HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili ; müvekkili Mimar … ile davalı ortaklık arasında hastane projesinin çizimi konusunda 2017 yılı Mayıs ayında anlaşma sağlandığını ve taraflar arasında eser sözleşmesi kurulduğunu, müvekkilinin o dönem piyasa değerinin oldukça altında bir teklifte bulunduğunu, 50.000.00 TL’nin ödenmesi karşılığı ilgili hastane projesini hazırlamayı kabul ettiğini, mail yazışmalarına göre 10/05/2017 günü davalının işlettiği hastanede müdür konumunda çalışan, idari kararlar vermeye yetkili olan ve davalı adına hareket eden …… mail adresinden müvekkiline ekinde tıp merkezlerinin inşasıyla ilgili mevzuatı barındıran “… Bey ben tıp merkezleriyle ilgili mevzuatı özet olarak gönderdim size ön bilgi amaçlı bugün belediyeye gitcem arsanın imar durumunu gösteren belgeyide alınca göndercem size saygılar.” şeklindeki beyanları içeren maili gönderdiğini, bu yazışmanın taraflar arasında eser sözleşmesi kurulduğunun bizatihi kanıtı olduğunu, bu yazışmaların ardından 12/05/2017 tarihinde müvekkilinin ….., plan notlarını ve imar dumurunu gösteren ekleri içeren maili davalının … mail adesi olan “….. adresine gönderdiğini, müvekkili tarafından kendisinden beklenen süre içerisinde projenin tamamlandığını ve davalıya iletildiğini, davalı tarafından da eserin kabul edildiğini, müvekkilince hazırlanan proje onay alınmak üzere…. Başkanlığı’na sunulduğunu, ilgili kurumlarda müvekkili tarafından hazırlanan ve imza edilen projenin kayıtlarının mevcut olduğunu, müvekkilinin kendisine düşen edim yerine getirilmiş olmasına rağmen davalı ortaklık tarafından kendi üzerine düşen para verme borcu yerine getirilmediğini, açıklanan nedenlerle müvekkilinin davalı ile aralarında kurulan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağının şimdilik 50.000,00-TL’lik kısmının 10/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak tarafına verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; davacı tarafından davalı aleyhine alacak davasının açıldığı, bu çerçevede yapılan incelemede; davacının tacir olmadığı, mimar olduğu, davalı tacir olsa dahi sadece tek tarafın tacir olmasının mevcut davayı ticari dava konumuna sokmayacağı, TTK’nın 4 ve 5.maddesinde Ticaret Mahkemesi’nin görev alanının düzenlendiği, mevcut olayımızın söz konusu düzenlenme kapsamında olmadığı görülmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde mevcut davanın ticari dava olmaması nedeniyle mevcut davaya bakma görevinin Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; görev hususunun kamu düzeninden olduğunu ve Mahkemece re’sen araştırılması gerektiğini, müvekkilinin tacir olup olmadığının araştırılmadığını, müvekkilinin 1. Sınıf tacir olduğunu, davanın taraflarının tacir ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesine ilişkin olduğunu, görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması, yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünden düzenleme olması gerekmektedir. Anılan kanunun 5.maddesinde ise, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunun şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olup, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan değildir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22/09/2008 tarih ve… sayılı ilamında da açıklandığı üzere; TTK.nun 11. madde (6102 sayılı TTK 11.madde) hükmüne göre, ticarethane veya fabrika (md.12), yahut ticari şekilde işletilen diğer müesseseler (md.13) ticari işletme sayılır. Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir (md.14) (6102 sayılı TTK 12.m). Esnafın tanımı 17. maddede yapılmış ve bunların tacir olmadıkları vurgulanmıştır. Esnafın yaptığı işin hacim ve ehemmiyeti, ticari muhasebeyi gerektirdiği ve ona ticari veya sınai bir müessese şekil ve mahiyeti verdiği taktirde, bu müessesenin de ticari işletme sayılacağı 13. maddede hüküm altına alınmıştır. Bir kimsenin Vergi Usul Kanunu’na göre esnaf sayılması, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. Ticari işletmenin, ticaret siciline kayıtlı olmaması, diğer anlatımla esnaf odasına kayıtlı olması, bu işletme sahibinin tacir sayılmamasını gerektirmez ve tacir olmamanın kesin bir kanıtı da değildir. Vergi mükellefi olup olmamak da tacir-esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak değerlendirilmez.
TTK.nun 17. maddesi (6102 sayılı TTK 15. madde) uyarınca, iktisadi faaliyeti, nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri esnaftır. 11/06/2002 tarih ve 24782 sayılı….. Birliği Kanunu’nun 3. maddesindeki “Sanayici” tanımının kapsamına girenler ile TTK’nın 17. maddesi (6102 sayılı TTK 15. madde) dışında kalanların esnaf ve sanatkar sayılmayacağı belirtilmiştir. Diğer yandan, TTK’nın 1463. maddesinde de (6102 sayılı TTK 11/2. madde), önce 17. maddeye gönderme yapılarak, 507 Sayılı Kanun hükümlerinin saklı tutulduğu belirtildikten sonra “Bakanlar Kurulu’nun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz” denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir. Gerçekten, 19/02/1986 tarih ve ….. sayılı … Gazete’de yayınlanan 25/01/1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK.nun 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. (21/07/2007 tarih ve …. sayılı … Gazete’de yayınlanan 18/06/2007 tarihli….Kararı ile TTK.nun 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir.) Buna göre; a-Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesinin 1. fıkrasının 1 ve 3 no’lu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, b-Vergi Usul Kanunu’na istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci maddede belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Davanın taraflarından davacı gerçek kişi olup, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda mahkemece davalının tacir olup olmadığına ilişkin bir araştırma yapılmadan görev yönünden davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Kaldı ki istinaf başvurusunun ekinde sunulan İstanbul…… Müdürlüğü’nün 24/07/2020 tarihli cevabi yazısına göre davacının 1. Sınıf tacir olduğu bildirilmiştir. Bu kapsamda Mahkemece yapılacak işlem; görevli Mahkemenin tespiti için re’sen araştırma yapılarak tarafların tacir olması halinde işin esasına girilerek sonuca gitmekten ibaret olacaktır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.3 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde davanın yeniden görülerek esasa ilişkin yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/04/2021 tarihli …. Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3 – Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4 – Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5 – Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6 – Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır