Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/510 E. 2023/530 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/510 – 2023/530
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/510 Esas
KARAR NO : 2023/530 (İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Kararın Kaldırılarak Gönderilmesi HMK 353/1-a-6)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/10/2020
NUMARASI : 2018/288 Esas-2020/534 Karar

ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVACI
VEKİLLERİ :
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVALI :
VEKİLLERİ :
BİRLEŞEN DAVANIN
KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak

KARAR TARİHİ : 25/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/05/2023

Tarıaflar arasında asıl ve birleşen davada görülen eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve alacak davasında mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 21/03/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile dava dışı … arasında imzalanan sözleşmeye binaen müvekkilinin yüklenicisi olduğu, …-GISTM 154 KV 1600 metre kare XLPE izoleli yer altı güç kablosu bağlantı projesi kapsamında yapılması gereken yatay sondaj işlerinin davalıya götürü bedelle verildiğini, …’a sunulacak işin… Trafo merkezi önü 140 metre, özel kaplamalar önü 40 metre, … caddesi 150 metre olmak üzere 330 metre olduğunu, davalı tarafından 20/11/2017 tarihli teklifin müvekkiline sunulduğunu, müvekkilinin de 23/11/2017 tarihinde mail ile yapılacak işin sözleşmesini davalıya iletiğini, davalının bu sözleşmeyi imzalamadığını, müvekkili şirket tarafından …’A sunulacak iş kapsamında olan yatay sondaj işinin öneminin, dikkatli çalışılması gerektiğinin davalı şirkete söylendiğini, yatay sondajın yapılacağı güzergahın … sorumlulukları ve davalı şirket ekibi tarafından kazık çakmak suretiyle işaretlendiğini, yapılacak hataların ağır bedeli olacağı, alt yapılara dikkat edilmesi gerektiği, işin büyük bir profesyonellikle ve titizlikle yapılması hususunda davalı şirketin uyarıldığını, 11/01/2018 tarihinde işin tamamlanmış olacağının davalı şirket yetkililerince söylenmesine rağmen … caddesi 150 metrelik yatay sondajın 66 metresinde tıkanma olduğu, işin yapılamayacağı ve müvekkili şirkete ait boruların toprak altında kalarak zayi olduğunun bildirildiğini, davalı tarafça profesyonel olmayan bir ekip ile yardımcı malzeme kullanmadan hatalı güzergahtan gidilip işin yapıldığını, davalının işi yarım bıraktığını, yaptığı işe karşılık 184.259,00-TL ödendiğini, yarım bıraktığı işin de başka bir şirkete 88.672,00-TL ye yaptırıldığını, Ankara 63. Noterliğinin 25/01/2018 tarihli ihtarnamesi ile işin hatalı yapıldığı gibi bitirilmediği, uğranılan zararların tazmin edileceğinin bildirildiğini, davalının ise Eskişehir 8. Noterliğinin 09/02/2018 tarihli ihtarnamesiyle yatay sondaj hattının davacı tarafından hatalı gösterildiğini, sondaj alanında olan tıkanma nedeni ile davalıya ait 15 adet TTJ ve 1 adet RİMER’in toprak altında kaldığını, davalının konaklama eskavatör kiralama bentonit bedeli kadar zararda olduğunu, bakiye iş bedeli olarak 447.955,00-TL talep edildiğini, … Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığı ile tespit yapılıp rapor alındığını, davalı şirketin yaptığı işin ne müvekkilince ne de … tarafından kabul edilebilir şekilde ifa edilmediğini, müvekkilinin malzeme zayiaatına neden olmasına rağmen bedel talep etmesinin yersiz olduğunu belirterek davaya konu sözleşme sebebiyle her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla menfi tespit davasının kabulüne, davacının, ihtarname ile davalı tarafından müvekkiline gönderilen fatura bedeli kadar davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen dosya dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ….A.Ş. İle … arasında imzalanan sözleşmeye binaen… İzoleli Yeraltı Güç Kablosu Bağlantı Projesi kapsamında yapılması gereken yatay sondaj işleri için davalı ….Şti ile götürü bedel usulünde anlaştıklarını, proje kapsamında müvekkili şirket tarafından Teiaşa sunulacak işin, … Trafo Merkezi Önü 140 metre Özel Kaplamalar Önü 40 metre … Caddesi 150 metre olmak üzere toplam 330 metre olduğunu ve tarafların metrajların işin nihayetinde …’ın kesin hesapları ile netleşeceği hususunda anlaştıklarını, ancak 11.01.2018 tarihinde işin tamamlanmış olacağının davalı şirket yetkililerince söylenmesine rağmen yatay sondajın 66.metresinde tıkanma olduğu, işin yapılamayacağı, müvekkili şirkete ait boruların ve bir kısım malzemenin toprak altında kalarak zayi olduğunun bildirildiğini, davalı şirketin işi hatalı ve yarım bırakarak çalışma sahasını terk ettiğini, davalı şirket tarafından hatalı olarak başlatırılıp sonuçlandırılmayan ve malzeme zayiatına sebebiyet verilmesine rağmen sözleşme kapsamında fahiş olarak 447.955,14-TLnin ödenmesinin talep edildiğini belirterek, müvekkili şirketin ekipman ve malzeme kaybından kaynaklı alacağın fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00-TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davacı vekili 16/07/2020 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Birleşen dava yönünden 1.000,00-TL olan dava değerini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 29.370,00-TL ye yükselterek ıslah talebinin kabulü ile bu alacaklarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilince söz konusu iş ile ilgili olarak 315.000,00-TL bedelli fatura ile 447.000,00-TL bedelli fatura düzenlendiğini, yapılan iş bedelinin tamamen ödenmeyip 180.000,00-TL civarında bir ödeme yapıldığını, davacı talebinin somut olmadığını, söz konusu iş için taraflar arasında sözlü anlaşma yapıldığını, sözleşmenin imzalanmamasının söz konusu olmadığını, müvekkilinin yüklendiği işlemi yaptığı güzergahın tamamının davacı tarafından belirlenip gösterildiğini, söz konusu işin müvekkiline davacı tarafından bıraktırıldığını, 23/01/2018 tarihinde 151.676,00-TL bedelli faturanın davacı tarafından düzenlenip müvekkiline gönderilmiş ise de faturaya yasal sürede müvekkilince itiraz edilip Eskişehir 8. Noterliğinin 29/01/2018 tarihli ihtarnamesi ile davacıya iade edildiğini, işin yapıldığı alanın özel koruma bölgesi olduğunu, bu alana giriş çıkışların özel izne tabi bulunduğunu ve güvenlik kameraları ile kontrol altında tutulduğunu, işin yapıldığı alana müvekkili çalışanlarının davacı şirket yetkilileri tarafından götürüldüğünü, davacının yaptırdığı … Sulh Hukuk Mahkemesindeki tespit raporuna karşı müvekkilince itirazda bulunulduğunu, sondaj alanında çalışacak kişilerin isimlerinin müvekkili tarafından davacıya bildirildiğini, bildirilen bu kişilerin SGK işe giriş bildirgelerinin davacı tarafından yapıldığını, müvekkilinin yaptığı işin alan projesininin, çalışma talimatının, yatay sondaj ile ilgili teknik verilerin davacı tarafından müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin işi tamamlayıp davacıya teslim ettiğini, davacı iddialarının yersiz olduğunu, davacının hatalı güzergah seçtiğini yapılacak işin projesini müvekkiline teslim etmediğini, müvekkilinin yaptığı işlemin davacı şirket çalışanları tarafından sürekli kontrol edildiğini, hatta hakediş belgesi düzenlenerek taraflarca imzalandığını, davacının dilekçesinde bildirdiği metrajların gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilinin bir kısım malzemelerinin de toprak altında kalıp zarara uğradığını belirterek davanın ve davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili birleşen dosya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında davacının yükleniminde olan … … Tesislerinin içerisinde yer alan yatay sondaj işlerinin yapımı için davacı şirket yetkilisinin sözüne itibarla sözlü olarak anlaşmaya varıldığını, varılan anlaşma sonrasında da gösterilen güzergahta yatay sondaj işlemi yapılarak delme işlemine başlanıldığını, zeminin kaya olması nedeniyle ….Ştinin delme işlemini denediğini, fakat delme işlemini tamamlamadan bırakarak gittiğini, dava konusu edilen alacağın sebebinin dava dilekçesinde somutlaştırılmadığını belirterek, görülmekte olan işbu dava ile, davacı tarafça müvekkili davalı aleyhine Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinde 2018/288 E numarasıyla açılan menfi tespit davası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması, dava sebeplerinin dahi aynı olması nedeniyle tensiben birleştirilmesine karar verilmesini, davacının haksız, mesnetsiz, hukuka ve hakkaniyete aykırı davasının ve davanın feri niteliğindeki tüm taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2020 tarih 2018/288 Esas 2020/534 Karar sayılı kararında özetle; Asıl dava eser sözleşmesine dayalı menfi tespit davasıdır, birleşen dava ise, eser sözleşmesinden dolayı uğranılan zararın tazmini davasıdır. İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesince 2018/6 değişik iş sayılı dosyası, SGK kayıtları celp edilmiş, tanıklar dinlenilmiş, …A.Ş. den dava konusu işin yapımına ilişkin görüntü kayıtları ve … isimli kişilerin şantiyeye giriş çıkış kayıtları sorulmuş, mahallinde keşif yapılıp bilirkişi kurul raporu aldırılmış, taraflar dayandıkları tüm ticari defter, belgeler, deliller ile ihtarnameleri sunmuş, davalar ile ilgili tüm kanıtlar toplanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasında yapılan eser sözleşmesi kapsamında davalı yüklenicinin düzenlediği 447.000,00.-TL’lik fatura nedeniyle davacının davalıya borçsuz olup olmadığı, borçsuzluk söz konusu ise miktarının ne kadar olduğu noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Birleşen dosyadaki uyuşmazlığın ise; taraflar arasındaki yatay sondaj işinin yapımı sırasında davalının edimlerini eksiksiz olarak yerine getirip getirmediği, davacının davalıya uygulanması gereken teknik projeyi eksiksiz olarak verip vermediği, davacının malzemelerinin zayiatına sebebiyet verip vermediği, bu nedenle davacının maddi zarara uğrayıp uğramadığı, uğramışsa ne miktarda olduğu noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
… A.Ş.’ne yazılan yazıya 02/08/2019 tarihinde verilen cevabında; …A.Ş. Firmasının şirketlerinde herhangi bir iş kaydı olmayıp çalışanlarına iş izni verilmediği, ancak komşu tesis … bölgesinden başlayan yer altı kablo çalışmaları kapsamında rafineri sınırlarının kullanılmak istendiği, bu çalışmaları koordine etmek için şirketlerine giriş yapan ilgili firma çalışanlarının giriş çıkış kayıtlarının ekte gönderildiğini, görüntü kayıtlarının 30 gün olarak tutulduğu için istenilen tarihlere ait herhangi bir kayıt bulunmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesince 2018/6 değişik iş sayılı dosyasında keşif yapıldığı jeoloji mühendisi bilirkişi … ile maden mühendisi bilirkişi … dan rapor alınmış. Bilirkişiler 16/02/2018 tarihli raporlarında; “…Davacı …firması ve işi yapan davalı firmanın hatalı, kusurlu, ayıplı iş yaptıkları hususu dosya içeriğinde herhangi bir sözleşme veya teknik dosya olmadığı için tarafımızca tam olarak tespit edilememiştir. Yapılan işin başlangıç noktasının … kurumu arazisi içerisinde olduğu, ölçüm yapılan alanın …’dan giriş yapılan bir bölge olduğunu, keşif esnasında yapılan tarafımızca dikkatle takip edilen, fotoğraflardan gözlenen …’a ait taşıyıcı boruların da gözlendiği bu alanın eksik evraklar nedeniyle tam anlamıyla … arazisi olup olmadığının dosya içeriğinden anlaşılamamıştır. 66- metre yapılan sondaj, toplam 264 metre lik 16 atü boru, 66 metre 110 luk 16 atü boru, 66 metre 32 lik 16 atü boru ve 66 metresondaj için harcanan süre, 66 metre sondaj için harcanan ekipman ve malzemeler zayi olmuştur. Bunun sebebinin …firması veya … firması olup olmadığı dosya içeriğinden anlaşılamamıştır.” şeklinde raporlarını sunmuşlardır.
Mahkememiz dosyasında mahallinde keşif yapılmak sureti ile bilirkişi incelemesi yapılmak üzere dosya … 2. Asliye Hukuk mahkemesine (ticaret mahkemesi sıfatıyla) gönderilmiş olup; 2019/119 Talimat numarasıyla Mali Müşavir bilirkişi …’e tevdii edilmiş, bilirkişiler 10/02/2020 tarihli kök rapor ile 14/05/2020 tarihli ek raporlarında özetle; “Raporumuzun incelemeler ve durumlar bölümünde belirttiğimiz üzere, heyetimizin ortak, görüş ve kaaniti içeren 2. Durumdur. Bu duruma göre davalı tarafın davacı tarafa yapmış olduğu yapılan iş miktarı toplamda 262.137,00-TL dir. Davacı ve davalı tarafın resmi defterlerinin usulüne uygun tutulduğ, açılış ve kapanış onaylarının yasal süreleri içerisinde (E-defter beratlarının da) yapıldığı lehlerine delil teşkil edeceği. Davacı tarafın defterlerine göre davalı tarafa yapılan ödeme tutarı toplamda 184.259,48-TL dir. Bu tutar ile yapılan iş tutarı farkı hesaplandığında davacı tarafın davalı tarafa olan borcunun 77.877,52-TL olduğu her ne kadar heyetimizce hesaplanmış olsa da, davacı tarafın ticari defterlerindeki muhasebe kayıtlarında, davacı tarafın davalı tarafa 117.450,52-TL cari hesap ve 13.350,00-TL depozito borcu olmak üzere toplamda 130.800,52-TL borcunun bulunduğu bu sebepten dolayı davacı tarafın davalı tarafa olan borcunun 130.800,52-TL olarak kabul edilmesi gerektiği, Davalı tarafın her ne kadar ticari defterlerinde 447.955,14-TL alacağı olmuş olsa da bu alacağın sebebinin davalı tarafın tek taraflı olarak kendisince hesaplanan işlere ait fatura hesabından kaynaklanmakta olup, dava dosyası ve ekleri ile beraber dava dosyasında ki bilirkişi raporlarında da davalı tarafın düzenlemiş olduğu son fatura tutarı kadar yapılan bir iş bulunmadığından davalı tarafın her ne kadar ticari defterlerinde 447.995,14-TL alacağı olsa da bu tutar yerine kurulumuzca da uygun görülen davacı tarafın ticari defterlerinde ki 130.800,52-TL alacağın alacak olarak kabul edilmesi gerektiği” yönünde görüş bildirdikleri anlaşılmış taraflarca bilirkişi kurul raporu ve ek rapora itiraz edilmiş ise de söz konusu rapor ve ek rapor yapılan işin mahallinde ve ticari defterler üzerine inceleme sonucu düzenlendiğinden hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, taraflar arasında izoleli yer altı güç kablosu bağlantı işine ilişkin şifahi eser sözleşmesi düzenlendiği, davacının işveren, davalının ise yüklenici konumunda bulundukları, bu sözleşme kapsamında davalının edimlerini kısmen yerine getirdiği, davalının yerine getirdiği edimlerinin bedelinin bilirkişi raporunda 2. durum olarak belirtildiği üzere 262.137,00-TL olduğu ancak taraf ticari defter ve belgelerine göre davacının davalıya 184.259,48-TL ödemede bulunduğu, her ne kadar yapılan işin bakiye bedeli 77.877,00-TL ise de davacı taraf defterlerine göre davacının davalıya 130.800,52-TL lik borcunun gözüktüğü, bu nedenle davacı tarafından dava konusu edilen 447.154,69-TL lik faturadan dolayı söz konusu borç indirildiğinde davacının davalıya 317.154,60-TL miktarında borçsuz olduğu anlaşıldığından asıl dava bakımından davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında yapılan izoleli yeraltı güç tablosu bağlantı projesi kapsamında davalı tarafından düzenlenen 29/01/2018 tarih ve 2252 nolu 447.154,69-TL lik faturadan dolayı davacının davalıya 317.154,62-TL borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar birleşen dosyada davacı vekilince taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinden dolayı davacının kusuru ileri sürülerek yer altında kalan malzemeler nedeniyle tazminat isteminde bulunulmuş ise de; taraflar arasında yapılacak işe ilişkin yazılı bir sözleşmenin bulunmaması, yapılacak işin projesinin, zemin etüdüne dair teknik bilgilerin ve teknik şartnamenin davacı tarafından temin edilip davalıya verildiği kanıtlanmadığı gibi dosya kapsamındaki tanık beyanlarına göre de yapılan işin kontrolünün davacı çalışanlarınca sürekli yapıldığı anlaşıldığından davacı tarafından ileri sürülen zarardan birleşen dosya davalısının sorumluluğunun bulunmadığı kanısına varıldığından birleşen davanın ise reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen 23.12.2020 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Yapılan yargılama neticesinde Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 14.10.2020 tarih ve 2018/288 E. 2020/534 K. sayılı kararıyla asıl dava yönünden davaya konu izoleli yeraltı güç kablosu bağlantı projesi kapsamında davalı şirket tarafından düzenlenen 29.01.2018 tarih ve 2252 nolu 447.154,69-TL lik faturadan dolayı müvekkilin davalıya 317.154,62-TL borçlu olmadığına karar verildiğini, birleşen dava yönünden davanın reddine karar verildiğini, menfi tespit taleplerini içerir asıl dava (Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/288 E.) yönünden verilen davanın kabulüne ilişkin karara herhangi bir itirazlarının bulunmadığını, müvekkili şirketin malzeme ve ekipman kaybından kaynaklı alacağın talebini içerir birleşen davanın (Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/287 E.) yönünden verilen davanın reddi kararına itiraz ettiklerini, mahkeme gerekçesinde taraflar arasında yapılacak işe ilişkin yazılı bir sözleşmenin bulunmaması, yapılacak işin projesinin, zemin etüdüne dair teknik bilgilerin ve teknik şartnamenin müvekkili şirket tarafından temin edilip davalıya verildiğinin kanıtlanamadığı gibi dosya kapsamındaki tanık beyanlarına göre yapılan işin kontrolünün müvekkili şirket çalışanlarınca sürekli yapıldığının anlaşıldığından müvekkili şirket tarafından ileri sürülen zarardan davalı … Şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı kanaatiyle birleşen davanın reddine karar verildiğini, yapılması gereken yatay sondaj işi için davalı şirket ile götürü bedel usulü anlaşıldığını, 20.11.2017 tarihli teklifin müvekkili şirkete sunulduğunu, 23.11.2017 tarihinde mail ortamından yapılacak işin sözleşmesinin davalı firmaya iletildiğini ve imzalanarak iade edilmesi istenmişse de yapılmadığını, davalı şirketin anılan yatay sondaj işi hakkında 10.11.2017 ve 20.11.2017 tarihli tekliflerini müvekkili şirkete sunduğunu, müvekkili şirketin 23.11.2017 tarihli sözleşmeyi hazırladığını ve davalı şirkete aynı tarihte mail yoluyla ulaştığının görüldüğünü, ortada yazılı bir sözleşmenin bulunmamasının müvekkili şirketin sorumluluğunda olmadığını, bu kadar yüksek miktarlı bir işte yazlı sözleşme olmaksızın işe başlanması ve çalışmaların devam edilmesinin ticari hayatın akışına aykırı olduğunu, huzurdaki davanın konusunun yatay sondaj işinde yer altından yapılan çalışmalar esnasında güzergahtan sapılarak …’ ın arazisine girilmesi, eğim nedeniyle malzemelerin sıkışarak yer altına kalması ve zayi olması nedeniyle müvekkili şirketin uğradığı zarar hakkında olduğunu, yatay sondajın yapılacağı güzergahın … sorumluları ve davalı şirket ekibi ile kazık çakmak suretiyle işaretlendiğini, … arazisi ile yatay sondaj yapılacak arazi arasında yaklaşık 1 metre yüksekliğinde bir duvar ve duvarın üzerinde yaklaşık 3 metre tel bulunmakta olup yer üstünden yapılan kazık çakma işleminin hatalı olması ve … arazisine girilmesinin fiilen mümkün olmadığını, her ne kadar yapılan işin kontrolünün devamlı sağlanmakta ise de çalışmaların yer altından yürütüldüğünden, kazık çakmak suretiyle işaretlenen güzergahtan sapılarak … arazisine girileceği hususunun yerin üstünden tespit edilmesinin fiziki ve teknik olarak mümkünü olmadığını, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında yapılan şifahi görüşmelerde davalı şirket uzmanlık gerektiren bu işin ehli olduğunu, yurt içi ve yurt dışı birçok projede yer alıp başarı ile sonuçlandırıldığı konusunda müvekkili şirketi ikna ettiğini ve güven hissi uyandırdığını, yanı sıra işin mahiyeti ve arz ettiği önem gereği henüz işe başlanmadan davalı şirketin uyarıldığını, doğabilecek hataların büyüklüğü ve telafisinin zorluğuna dikkat edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin yapmakta olduğu 3 ayrı yatay sondaj işinden “… Trafo Merkezi Önü” ve “Özel Kaplamalar Önü” işleri yöntemince teknik bilgiye sahip elemanlar tarafından eksiksiz tamamlandığını ve fatura kesilmesi beklenmeden bedellerinin davalıya ödendiğini, bu hususun dinlenen tanıkların ortak söylemleriyle sabit olduğunu, ancak huzurdaki davaya konu … Caddesi yatay sondaj işinin hatalı ilerlemesi sonucu davalının sahayı terk ettiğini, malzemelerin zayi olmasına sebep olduğunu, bunun sebebinin, işin açıklandığı gibi profesyonel olmayan, işin gidişatına hakim olmayan ve anlamayan bir ekip çalıştırılmasının, maliyetten kaçınmak niyetiyle ucuz ve uygun olmayan malzeme kullanılması ve hatalı güzergah kullanılarak …’ın alanına girilerek güzergahtan sapılması nedeniyle olduğunu, işin bu noktaya varması durumu göz önüne alındığında davalı şirketin yalnızca işi alabilmek adına müvekkili şirket ile anlaştığının ortada olduğunu, açıklanan tüm nedenlerle 10.07.2020 tarihli ıslah talepleri doğrultusunda müvekkili şirkete ait 66*4=264 metre 250’lik, 66 metre 110’luk, 66 metre 32’lik borular ve bir kısım malzemelerin toprak altında kalarak zayi olması şeklinde oluşan 29.370,00-TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak taraflarına ödenmesine karar verilmesini ve istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından verilen 31.12.2020 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Asıl davada davanın kısmen kabulüne, birleşen davada davanın reddine dair verilen kararın asıl dava yönünden hukuka aykırı karar verilmiş olması nedeniyle istinaf ettiklerini, bilirkişi heyetince dosya kapsamındaki müvekkili şirket tarafından yapılan işlere ilişkin olarak, dosya kapsamında mevcut 315.000,00 TL bedelli faturaya ve bu fatura muhteviyatındaki itirazsız kabul edilen işlere dair bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, itirazlarının üzerine yeniden aldırılan ek raporda da bu husus değerlendirilmeyerek kök raporun tekrarıyla yetinildiğini, dosya kapsamındaki dilekçelerinde izah edildiği üzere itirazsız olarak taraflarca kabul edilen 31.12.2017 tarihli hakediş raporuna istinaden davacı şirketin muhasebe sorumlusu … tarafından müvekkili şirkete ait 31.12.2017 tarihli 315.000,00 TL bedelli faturanın bizzat düzenlendiğini, faturadaki el yazılarının da bu kişiye ait olduğunu, fatura muhteviyatındaki işlere davacı tarafça bir itirazda bulunulmadığını, İş bu faturanın davacının ticari defter ve kayıtlarına işlenip işlenmediğini, fatura muhteviyatındaki KDV tutarının davacı tarafça KDV indiriminde kullanılıp kullanılmadığı hükme esas alınan kök ve ek raporda tartışılmadığını, müvekkili şirket tarafından yapılan işlere ilişkin olarak, 315.000,00 TL bedelli fatura ile bu faturanın da düşülmesi suretiyle düzenlenen 447.000,00 TL bedelli dava konusu fatura bulunduğunu, raporda …2 nolu hakkedişine göre hesaplanan tutarın 320.429,00 TL olduğuna raporda yer verildiğini, bu hakedişe göre bir hesaplama yapıldığında da 320.429,00 TL – 184.259,48 TL = 136.170 TL + 13.350,00 TL depozito bedelinin ilavesi ile 149.520,00 TL olduğunu, rapor incelendiğinde bu yönde de bir değerlendirmede bulunulmadığını, bilirkişi raporunda tanık anlatımlarına ve yer göstermelerine uygun bir inceleme yapılmadığını, davacının defter kayıtlarında yapılan iş bedeli olarak 184.259,48 TL, müvekkili davalının defter ve kayıtlarında 169.260,19 TL ödeme yapıldığının yer aldığına raporda yer verildiğini fakat 315 bin TL bedelli faturaya ve ödemelere, KDV iadesine dair ayrıntılı ve karşılaştırmalı bir inceleme yapılmadığını, dava konusu 447.154,69 TL’lik fatura incelendiğinde, iş bu fatura muhteviyatındaki işlerin de hesabında davacının itirazsız olarak kabul ettiğini, kendi hak edişine göre bizatihi davacının muhasebe sorumlusu … tarafından tanzim edilen ve davacının ticari defter ve kayıtlarına işlenen 315 Bin TL bedelli faturanın da olduğunu, dolayısıyla ticari defter ve kayıtların incelenmesinde bu hususun değerlendirilmesi gerektiğini, istinafa konu mahkeme karasının asıl davanın kısmen kabulüne, 447.154,69 TL’lik faturadan dolayı davacının davalıya 317.154,62 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilşmiş olmasına karşın davalı yararına reddedilen 447.154,69 TL-317.154,62 TL= 130.000,07 TL üzerinden karar tarihinde geçerli avukatlık asgari ücret tarifesine göre nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemesi, borçlunun borçlu olmadığını iddia ettiği miktar üzerinden nispi harç alınan menfi tespit davasında, yargılama gideri olarak karşı tarafa yükletilecek vekalet ücretinin de nispi tarifeye göre belirlenmesi gerektiği, buna istisna getiren her hangi düzenlemenin bulunmadığını, bu nedenlerle istinaf başvurularının reddi ile ilk derece mahkemesi kararının asıl dava yönünden kaldırıldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, taraflar arasında sözlü olarak kurulan, davacının yüklenicisi olduğu… … TM-…-GISTM 154 KV 1600 metrekare XLPE İzoleli Yeraltı Güç Kaplosu Bağlantı Projesi kapsamında yapılması gereken yatay sondaj işleminin davalıya taşeron olarak verildiği, davalının … trafo merkezi önü 140 metre, özel kaplamalar önü 40 metre olan bölümlerdeki yatay sondaj işlemlerini yaparak tamamladığı, ancak … caddesi 150 Metre olan yatay sondaj işinin 66 metresinde tıkanmaya sebebiyet vererek bu bölümdeki işin tamamlanamadığı ve davacı yüklenici şirkete ait boruların ve malzemenin toprak altında kalarak zayiatına sebebiyet vererek davacı yüklenici zarara uğrattığı, davalıya yaptığı işe kaşılık 184.259,00 TL ödendiği, yarım bıraktığı işin başka bir şirkete 88.672,00 TL’ye yaptırıldığı ve davalıya uğranan zararların giderilmesi konusunda ihtarname gönderildiği, davalının bu ihtarnameye karşılık cevabi ihtarnamesi ile ödeme yapmaya kabul etmediği, sondaj işinde kusurunun bulunmadığını, verilen talimatlar uyarınca sorumluluğunun davacı yüklenicide olduğunu, kendi malzemelerinde toprak altında kaldığını ve zarara uğradığını, bakiye iş bedeline yönelik olarak düzenledikleri 447.955,00 TL tutarındaki faturayı göndererek fatura bedelinin ödenmesini talep ettiklerini belirterek asıl davada taraflarına gönderilen bu fatura bedeli kadar davalıya borçlu olmadıklanın tespitine, birleşen dava ise, toprak altında kalan malzemeler ve ekipmanlar nedeniyle uğradıkları zararının davalıdan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı yüklenici, davalı taşerondur.
Davalı vekili, asıl ve birleşen davaya cevabında, yukarıda belirtilen gerekçelerle sorumluluğunun davacı yüklenicide olması, yüklenilen işin yapılacağı güzergahın davacı tarafından belirlenip müvekkiline gösterildiğini ve işe devam edilmemesinin davacının isteğiyle olduğunu belirterek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, yukarıda ayrıntıları verilen gerekçelerle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş bu karara karşı taraf vekillerinin yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf kanun yoluna başvurdukları anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu ve tarafların ticari defterleri ile davalının 262.137,00 TL cari hesap alacağı bulunduğu, davacı defterindeki ödeme kayıtlarına göre yapılan ödemelerin mahsubu sonucunda davacının asıl dava tarihi itibariyle davalıya 130.800,52 TL borçlu olduğunun anlaşıldığı, asıl dava konusu edilen 447.154,69 TL’lik fatura bedelinden bu miktar tenzil edildiğinde davacının davalıya bu fatura sebebiyle asıl davada 317.154,60 TL miktarında borçlu olmadığının tespitine, birleşen davada ise, davacı yükleniciye ait malzemelerin sondaj çalışmaları sırasında toprak altında kalmasında davalıya yüklenebilecek bir kusurun varlığının ispatlanamaması sebebiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, TBK 470 vd. maddelerde düzenlenen ve eser sözleşmesine göre imalât bedeli ile ilgili düzenlenen fatura sebebiyle davalıya borçlu olunmadığının tespitine, birleşen dava ise, işin yapımı sırasında davacıya ait malzeme zayiatına sebebiyet verilmesi sebebiyle uğranılan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin düzenlenmediği, taraf ticari defterleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucuna göre davalı taşeronun düzenlemiş olduğu 320.429,00 Tl’lik faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturaya ilişkin olarak taraf ticari defterlerinde farklı ödeme kayıtlarının bulunduğu ve bu faturanın her iki taraf arasında birlikte düzenlenen iki nolu hakediş esas alınarak düzenlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi kurulu, iki alternatifli rapor düzenlemiş ve bir nolu alternatife neden itibar edilemeyeceğini yasal gerekçeleri ile açıklamadan iki nolu alternatife (2. Duruma) göre karar verilmesinin uygun olacağı yönünde görüş beyan etmiş, mahkeme de aynı şekilde 2. Duruma göre karar vermiş ise de, bilirkişi kurulu raporundaki inceleme ve değerlendirmelerin hüküm vermeye yeterli olacak düzeyde yapılmadığı, bir nolu alternatifte belirtilen ve 320.429,00 Tl’lik davacı ticari defterlerinde kayıtlı olan fatura bedelinin taraflar arasındaki hakediş esas alınarak düzenlenmiş olmasına rağmen birinci durumda belirtilen davalı alacağı gözetilmeden taraflar arasındaki alaca ve borçluluk durumlarının, taraf ticari defterlerinin birbirini doğrulamamasına, bu itibarla taraf ticari defterlerinin lehlerine delil olma nitelikleri bulunmamasına rağmen davacı ticari defterlerindeki kayıtlar esas alınarak bilirkişi raporundaki ikinci durum olarak belirtilen alternatife göre asıl davada uyuşmazlığın sonuçlandırılmış olması doğru olmamıştır.
Taraflar arasındaki sözlü sözleşme, ihale mevzuatına dahil bir sözleşme olmayıp yapım işleri genel şartnamesinin de, sözleşmenin sözlü olması sebebiyle sözleşmenin eki olduğu anlaşılamamaktadır. Bu sebeple Yapım İşleri Genel Şartnamesinin olayda uygulanma yeri yoktur. Taraflar arasında düzenlenen hak edişler bir hesap mutabakatı niteliğinde olup taraflarca itirazsız imzalanması halinde kesinleştiğinden bu hakedişler esas alınarak dosyaya getirtilen ve davacının yüklenicisi olduğu asıl işe ilişkin evrak ve hakedişler de incelenerek davalı taşeronun asıl davada talep edebileceği iş bedeli alacağının hesabı yapılarak davalı alacağının belirlenmesi, belirlenen bu bedelden ihtilafsız olan ve kayıtları bulunan ödemelerin mahsubu ile asıl davanın sonuçlandırılması, birleşen dava yönünden ise, dava dışı iş sahibi ile davacı yüklenici arasında düzenlenen eser sözleşmesine ilişkin belge ve dökümanlar ile ihale evrakları da incelenmek suretiyle sondaj çalışmaları sırasında davacıya ait malzemelerin toprak altına kalmasında davalı taşeronun sorumluluğuna gidilip gidilemeyeceği konusunda denetime elverişli gerekçeli rapor alındıktan sonra asıl ve birleşen davanın sonuçlandırılması gerekirken davacı lehine delil olma niteliği bulunmayan davacı ticari defterlerine göre düzenlenen yetersiz bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle asıl ve birleşen davanın sonuçlandırılmış olması doğru olmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Yine kabule göre, asıl davada davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, reddedilen dava değeri üzerinden vekille temsil edilen davalı yararına nisbi tarife üzerinden vekalet ücretine karar verilmemiş olması da kabul şekli itibariyle doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde araştırma ve inceleme yapılarak esastan sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin ayrı ayrı KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2020 tarihli ve 2018/288 Esas 2020/534 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak esasa ilişkin yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın mahiyeti gereği istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Kararın mahiyeti gereği istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına, davalı tarafından yatırılan 5.416,20 TL nisbi istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,

6- Taraflarca ayrı ayrı yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
7- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza