Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/491 E. 2022/536 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2021
NUMARASI…
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/05/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; taraflar arasındaki sözlü anlaşma uyarınca davalının davacıya … branda malzemesi üretimi ve montajı işi yaptığını, davacının iş bedelini ödediğini ancak, davalının müvekkili aleyhine Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2020/4197 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibinde 177.000,00 TL fatura borcu gösterildiğini, müvekkilinin böyle bir borcu olmadığını, müvekkilinin aksine davalı tarafa ödeme amacıyla verdiği senetlerin olduğunu, davalı taraftan 9.000,00 TL alacaklı olduğunu, bahse konu senetlerin Ankara 20.İcra Müdürlüğü’nün 2020/4196 Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, takibin infaz olarak kapatıldığını, başlatılan takibin mükerrer olduğunu, davalı tarafın yapmış olduğu icra takibinin kötüniyetli olduğunu ve bu sebeple %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına şeklinde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davacı tarafça ödeme yapılmış olduğu ve alacağın mükerrer olduğu iddiasının asılsız olduğunu, faturaların karşılığının ödenmediğini, 2020/4196 Esas sayılı icra takibinin konusunun bu davanın konusu olmadığını, 2020/4196 Esas sayılı icra dosyasının borcun kalmadığının 2020/4197 Esas sayılı icra dosyasından borcun kalmadığı anlamına gelmeyeceğini, davacının ödeme iddiasının soyut olduğunu, 100.000,00 TL ödemenin fatura tarihlerinden önce olduğunu, önceden ödeme bulunulamayacağını, müvekkile iş takımlarının teslim edilmemiş olduğunu ve üretilmiş olan malların ücretinin de ödenmemiş olduğunu, davacı tarafın eksiksiz olarak yapılmış işleri neden kabul etmediğinin açıklamasının olmadığını ve bu sebeple davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Davalı tarafından davacı hakkında faturaya dayalı takip yapıldığı, söz konusu takibe davacı tarafından süresi içerisinde itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiği, mevcut davada kesinleşen takibe karşı davacı tarafından davalı aleyhine menfi tespit davası açıldığı, bu çerçevede yapılan incelemede tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan 08/12/2020 tarihli rapora göre, dava konusu 2 adet toplam 177.000,00-TL bedelli faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, tarafların ticari defterlerinde dava konusu 2 adet toplam 177.000,00-TL bedelli faturalardan başkaca faturanın kayıtlı olmadığı, dolayısı ile iki ayrı icra dosyasının konusunun farklı olduğuna ilişkin bir bulgunun tarafların ticari defterlerinde görülmediği, 100.000,00-TL banka ödeme ve 2 adet toplam 66.000,00-TL senetlerin karşılığının ödenmiş olduğuna ilişkin tarafların ticari defterlerinde kayıt görülmediği, ancak 2 adet toplam 66.000,00-TL tutarlı senetlerin icra dosyasından tahsilinin kabul edilmiş olduğunda 166.000,00-TL ödemenin gerçekleşmiş olduğunun kabul edilebileceğinin tespit edildiğinin rapor edildiği, söz konusu raporun mahkememizce değerlendirildiğinde davalı tarafından her ne kadar söz konusu senet ödemelerinin ve bankadan gönderilen paranın farklı işlere yönelik olduğu iddia edilmiş ise de tarafların ticari defterlerinde 2018’den 2019’a devri bakiyesinin sıfır gözüktüğü, bundan dolayı söz konusu bankadan gönderilen ve açıklama hanesinde avans olduğu açıkça belirtilen paranın ve icrada tahsil edilen senetlerin bedelinin başka işlere yönelik olduğu iddiasının yerinde olmadığı, davaya konu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, söz konusu fatura bedellerinden davacı tarafından davalıya gönderilen 100.000,00-TL’lik avans ödemesine ilişkin bedelin ve 66.000,00-TL’lik toplam senet ödemesine ilişkin bedelin söz konusu fatura bedellerinden düşülmesinin gerektiği, davacının söz konusu faturalara 166.000,00-TL bedeli ödediğinin kabulünün gerektiği, her ne kadar davacı tarafından dava dışı …’in hesabından davalı … hesabına 20.000,00-TL gönderildiği ve bu bedelin de fatura bedellerinden düşülmesi gerektiği iddia edilmiş ise de, gönderen …’in mevcut davada taraf olmaması, söz konusu banka dekontunun açıklama hanesinde paranın faturalardan kaynaklı borcu ödemeye yönelik olduğuna dair bir kayıt olmaması, açıklama hanesinin boş olması nedeniyle mahkememizce davacının bu iddiası yerinde görülmediği” gerekçesi ile, davacının davasının 166.000,00 TL yönünden kabulüne, yine davacının İİK. 72/5 maddesi gereğince yapmış olduğu tazminat talebinin reddine, yine davalının İİK. 72/4 maddesi gereğince yapmış olduğu tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının yaptığı ödemenin 186.000,00 TL olduğunu, 28/02/2020 tarihinde yapılan 20.000,00 TL’lik ödemenin şirket yetkilisi … tarafından yapıldığını, davacı şirket ile davalı arasında başkaca bir ticari ilişkin bulunmadığını, bu nedenle söz konusu ödemenin davaya konu borca yönelik olarak yapıldığının kabulü gerektiğini, davalının haksız ve kötüniyetli bir şekilde mükerrer olarak takip başlattığını bu nedenle kötüniyet tazminatına da hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki sözlü anlaşma uyarınca, davalı davcıya … branda malzemesi üretimi ve montajı yapmıştır. Davacı iş bedelini ödemesine rağmen, davalının icra takibi başlattığını iddia ederek, Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2020/4197 Esas sayılı dosyası ile yapılan takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının söz konusu takip nedeniyle davalıya 166.000,00 TL alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Davacının iş bedeline yönelik olarak 31/01/2019 tarihli dekont ile avans ödemesi açıklaması ile davalıya 100.000,00 TL gönderdiği dosya arasındaki … belgesi ile sabittir. Davacı iş bedeline yönelik olarak davalıya 33.000,00 er TL bedelli 2 adet bono verdiğini, davalının icra takibi başlatması üzerine icra dosyasına ödeme yaparak icra dosyasını infaz ettiğini iddia etmektedir. Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2020/4196 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklısının dosyamız davalısı …, borçlularının dosyamız davacısı … Ltd. Şti. ile … olan söz konusu takibin dayanağının 31/10/2019 vade tarihli, 33.000,00 TL bedelli ve 15/12/2019 vade tarihli, 33.000,00 TL bedelli bonolar olduğu, 01/07/2020 tarihinde borçluların ödeme yaparak, icra dosyasını infaz ettirdiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında başkaca bir ticari ilişkinin olmadığı mahkemece alınan mali müşavir bilirkişi raporu ile sabittir. Mahkemece söz konusu bonoya dayalı ödemelerin taraflar arasındaki davaya konu eser sözleşmesi ile ilgili olduğu kabul edilmiş, davalı mahkeme kararını istinaf etmemiştir. Tüm bu olgular söz konusu iki bononun taraflar arasındaki eser sözleşmesi çerçevesinde davalı yükleniciye verilen bonolar olduğunu göstermektedir. Şu durumda bonolar nedeni ile de davacının 66.000,00 TL’lik ödemesi olmuştur. Mahkemece … tarafından 10/11/2020 tarihinde … Bankası aracılığı ile gönderilen 20.000,00 TL’lik havale davacı ödemesi olarak kabul edilmemiştir. …’in davacı şirketin yetkilisi olduğu dosya kapsamı ile sabittir. … ile davalı alacaklı arasında başkaca bir ticari ilişki olmadığı da dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda; davacı şirketin yetkilisi …’in yaptığı ödemenin de davacı ödemesi olarak kabul edilmesi gereklidir. Davacının toplam ödemesi 186.000,00 TL’dir. Davaya konu takip 177.000,00 TL asıl alacak üzerinden başlatılmıştır. Mahkemece davaya dayanak Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2020/4197 Esas sayılı dosyasının kapak hesabı yaptırılarak, davacının feri alacaklar yönünden bir borcunun kalıp kalmadığı incelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı alacaklının taraflar arasındaki eser sözleşmesi çerçevesinde kendisine verilen toplam bedelleri 66.000,00 TL olan bonolar nedeni ile, icra takibi başlatıp bunların bedelini tahsil etmesine rağmen, davaya konu icra takibini başlattığı anlaşılmaktadır. Davacının davalıya olan asıl alacak borcunun 177.000,00 TL olduğu dosya içerisindeki faturalar ile sabittir. Davalı toplam alacağının 177.000,00 TL olduğunu bilmesine rağmen, Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2020/4196 Esas sayılı icra takibini bonolara dayalı olarak başlatmış, aynı tarihte 2020/4197 Esas sayılı icra takibini de faturalara dayalı olarak başlatmıştır. Davalı tahsil ettiği bono bedelleri yönünden mükerrer takip yapmış durumdadır. Bu nedenle 66.000,00 TL’lik alacak yönünden davalının kötüniyetli olduğu da sabittir. Mahkeme kabulüne göre de İİK. 72/5 maddesi uyarınca bu miktar üzerinden kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi de doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/417 Esas, 2021/96 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.