Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/490 E. 2022/1206 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/490 Esas
KARAR NO : 2022/1206
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi /HMK m.353/1-b-1)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/11/2018
NUMARASI : 2018/198 Esas-2018/845 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucnuda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 26/02/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, davacı şirketin yapacağı iş karşılığında toplamda 4 adet çek ve 1 adet eft yaparak toplamda 73.900,00 TL ödeme yaptığını, davacı şirket tarafından işin eksiksiz olarak teslim edilmesi sonrasında 11/07/2017 tarihinde 141.600,00 TL tutarında fatura kestiğini, davalı tarafın eksik kalan 67.700,00 TL’yi davacı müvekkiline ödemediğini, bu miktarın tahsili amacıyla Eskişehir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/9862 E sayılı takip dosyasında takibe geçildiğini, ancak davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, faturanın ve yapılan işin her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğunu belirterek bu nedenle davanın kabulüne, davalının yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili yer mahkemelerinin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemeleri olduğunu, ayrıca davalının hak kaybına uğramaması açısından zaman aşımı itirazlarının da bulunduğunu,
Esas yönünden ise; davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafın, davalı tarafa faturada yazılı bulunan malları teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini, faturanın bulunmasının malın teslim edildiği ve hizmetin verildiği anlamına gelmediğini, alacağın likit bulunmadığını, bu nedenle icra inkar talebinin yerinde olmadığını, davacı tarafın, davalı tarafa ihtar çekmesi gerektiğini, ancak ihtar çekmediğini, bu nedenle davalı şirketin temerrüte düşmediğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2018 tarih 2018/198 Esas 2018/845 Karar sayılı kararında özetle; Davalı tarafa satılıp teslim ve montajının yapıldığı iddia edilen yangın söndürme ekipman ve malzemeleri bedeli bakiyesi 67.700,00 TL’nin tahsiline yönelik takibe itirazın iptali davası olduğunu,
TARAFLAR ARASINDAKİ İHTİLAFIN; Öncelikle davalının yetki ve zaman aşımı itirazlarının yerinde olup olmadığını,
Esas yönünden ise; davacının bakiye asıl alacak talebini haklı kılacak mal ve hizmetin davalıya satılıp teslim edilip edilmediği hususlarında toplandığı tespit edildiğini,
Mahkemenin 28/06/2018 tarihli ön inceleme oturumunda; “Para alacağının ifa yerinin belirlenmemesi halinde HMK’nın 10 ve TBK’nın 89. Maddeleri gereğince alacaklı yerleşim yeri olan Eskişehir mahkemeleri ifa yeri mahkemesi olarak yetkili bulunmakla ve alacak 2017 tarihli faturadan kaynaklandığından 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolması söz konusu olmadığından, davalının yerinde görülmeyen mahkememiz yetkisine yönelik itirazı ile zaman aşımı itirazının reddine” karar verildiğini,
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde; taraflarca imzalanan sistemin faal ve kullanıma hazır olduğunun tespitine ilişkin 11/07/2017 tarihli faaliyet raporunu sunduğunu,
Mahkemece Eskişehir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/9862 E sayılı takip dosyası celp edildiğini,
Davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde davacının bakiye asıl alacak talebini haklı kılacak mal ve hizmetin davalıya satılıp teslim edilip edilmediği hususlarında mali müşavir bilirkişi …’tan 27/08/2018 tarihli rapor alınmış, bilirkişi raporunda gerekçelerini açıkladığı üzere sonuç olarak, “davacının incelenen ticari defter ve kayıtları usulüne uygundur. Defterler üzerinde açılış ve kapanış tasdikleri bulunmaktadır. Kayıtlara esas teşkil eden dayanak belgeler dava dosyasına sunulmuştur. Davacı defterlerine göre davacının alacağı (asıl alacak olarak) 67.700,00 TL’dir. Bu tutar icra takibindeki talep edilen asıl alacak tutarı ile aynıdır” şeklinde mütalaada bulunduğunu,
İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde davacının bakiye asıl alacak talebini haklı kılacak mal ve hizmetin davalıya satılıp teslim edilip edilmediği hususlarında mali müşavir bilirkişi …’dan 14/09/2018 tarihli rapor alındığını, bilirkişi raporunda gerekçelerini açıkladığı üzere sonuç olarak; “davacı alacağı; davalı şirketin usulüne uygun tutulan ticari defterlerinin incelenmesinde; davacı şirket tarafından düzenlenen faturanın kendi defter kayıtlarında da bulunduğu, davacı tarafa 67700 TL borçlu gözüktüğü, aleyhine her zaman delil olan kendi defterlerine göre davalının davacıya aynı tutar kadar borcunu ödemesi gerektiği, eş deyişle davacının, davalı yandan takip tarihi itibariyle 67700 TL alacağının bulunduğu ” şeklinde mütalaada bulunduğunu,
Her iki tarafın incelenen ticari defter ve kayıtlarının takip konusu asıl alacak miktarını doğrulaması karşısında, davalı itirazının haksız olduğu mahkemece kabul edilmekle;davanın kabulü ile,Eskişehir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/9862 E sayılı takip dosyasına konu 67.700,00 TL asıl alacak yönünden davalı itirazının iptaline,asıl alacak likit bulunmakla %20’sine karşılık gelene 13.540,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili 13.11.2018 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde Özetle;
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen kararın; usule, yasaya ve hakkaniyct kurallarına aykırı ve hatalı olduğunu, bu nedenle süresi içerisinde, kararın istinaf yolu ile incelenerek bozulması talebinde bulunduklarını, davacı tarafın, malzeme satışı nedeniyle 67.700,00 TL anapara alacağı bulunduğunu; bu alacak için Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün 2017/9862 E. Sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve borçlunun bu takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu; itiraz edilen takip ile ilgili olarak itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiklerini, bilirkişilerin her iki şirketin de ticari defterlerini inceleyerek ayrı ayrı rapor oluşturduklarını, ancak bilirkişilerin, davacı tarafın herhangi bir ihtar yapmaması nedeni ile temerrüt faizi isteyemeyeceğini ilişkin beyanlarını ve mal teslimi yönünden olan itirazlarını değerlendirmediklerini, bilirkişi raporlarında itirazları yönünden incelenmeyen konular bulunduğunu, bu nedenle mahkemece hatalı ve hukuka aykırı bir karar verildiğini,
Davacı tarafın mal tesliminin gerçekleşip gerçeklemediği konusunda bilirkişi raporunda eksik inceleme ve değerlendirme bulunduğunu, müvekkili şirketin temel savunmasında, dava dilekçesine konu faturalardaki malların kendisine teslim edilmediğini, dolayısıyla davacı tarafın dava dilekçesine konu faturalardaki malları müvekkili şirkete teslim ettiğine ilişkin belgeleri dosyaya sunması gerektiğini, Yargıtay19.Hukuk Dairesi’nin 2015/18159 E. ve 2016/9228 K. ve tarihli 23.05.2016 tarihli karârında ” …Türk Borçlar Kanunu’nun 2907 vd. maddelerinde düzenlenen satış sözleşmesinde davacı satıcının satış konusu malların teslimini kanıtlaması gerektiğini, teslim belgelerinde bir kısım işimler yazılı olup imzalar bulunduğunu, mahkemece fatura ve teslim tarihi itibari itibariyle alan imzaları bulunan, şahısların davalı çalışanı olup olmadığını, …’dan sorulup bu imzaların davalı çalışanlarına ait olup olmadığını da araştırılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken … Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığını, mahkeme kararının bozulması gerektiğini,” hükmü yer aldığını, teslim edildiği iddia edilen malların gerçekten davalı firmaya teslim edildiğinin müphem olduğunu, ayrıca malı teslim aldığı iddia edilen kişiler var ise; davalı firma çalışanı olup olmadığının ilgili kurumlardan sorulması gerektiğini, davacı tarafın, malların teslim edildiği konusunda ispat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bilirkişi raporlarında da bu hususun dikkate alınmadığını, bu nedenle de mahkeme kararının bozulması gerektiğini, davâcı tarafın, müvekkil şirkete faturalara ve cari hesaba konu malzemeyi müvekkili şirketin vekillerine teslim ettiğini ispat yükümlülüğü altında olduğunu, bu malzemelerin satış ve tesliminin yazılı belgelerle ispatının gerekli olduğunu, bilirkişinin 14.09.2018 tarihli raporun 3. Sayfısının genel değerlendirme bölümünde kendi savunmalarının ve beyanlarının doğruluğu konusunda tespitte bulunduğunu, bilirkişinin de belirttiği gibi akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının dayalı adına fatura düzenlenmesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanının olmadığını, ispatın konusu malın teslim edilmesi olduğunu, malın teslim edildiği ispat edilememiş ise davalı borçlunun herhangi bir ispat külfeti altında olduğunun söylenemeyeceğini, bilirkişinin bu değerlendirmelerinin yerinde olduğunu, ancak bu hususların ilk derece mahkemesince değerlendirmeye alınmadığını, bu nedenle kararın bozulması gerektiğini,
Cari hesap ilişkisine dayalı ticari ilişkide alacağın likit olmadığını, davacı tarafın, faturaya dayalı bir ticari ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia ettiklerini, taraflar arasında ticari ilişkiye konu yazılı bir sözleşmenin de dosyaya sunulamadığını, faturaya dahil alacakların, cari hesap ilişkisini göstermekte olup; cari hesap ilişkisinde taraflar arasında mutâbakat yapılmadığı sürece borç alacak durumunun kesin olarak belirlenemediğini, bu nedenle alacağın likit olmayıp; davacı tarafın icra inkar talebinin yerinde olmadığını, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmeden faiz talep edilemeyeceğini, cari hesap ilişkisinde faizin işlemeye başlaması için borçlunun temerrüde düşürülmesi gerektiğini, temerrüt için ise alacaklının borçluya ihtar çekmesinin gerektiğini, (BK md.117). temerrüt ihtarı bulunmadığı için müvekkili şirketten takip tarihine kadar istenizn temerrüt faizinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davâcı taraf davalı müvekkiline vadenin geçtiğine dair bir ihtar ya da bildirimde bulunmadığını, ancak bu duruma rağmen davacı, müvekkilinden gecikme faizi talep ettiğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, temerrüd ihtarı bulunmadığı için icra takibinin tebliğinden önce müvekkilinden temerrüd faizi talep edemeyeceğini, Yargıtay kararlarının da bu doğrultuda olduğunu, bilirkişi raporunda bu hususlara hiç değinmediğini, davacı tarafından işletilen faiz oranın da fahiş miktarda olduğunu ve kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenle hukuka aykırı mahkeme kararının bozulması gerektiğini, kanuna ve usule aykırı Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01.11.2018 tarih ve 2018/198 E.-2018/845 K. sayılı ilamının öncelikle tehir-i icra kararı verilerek; bilahare istinaf yolu incelenerek bozulmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava; taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca bakiye iş bedeli karşılığı olarak düzenlenen fatura alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında yapılan icra takibine davanın yaptığı itirazın iptali, takibin devamı ve %20 oranında icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle davalı ticari defterlerine kayıtlı olan bakiye iş bedeli kaşılığı faturanın ödenmiş olduğunun davalı tarafça kanıtlanamamış olması nedeniyle davanın kabulüne ve davalının takipteki asıl alacak miktarına yapmış olduğu itirazın iptaline, alacak likit olduğundan davacı yararına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 01/11/2018 tarih ve 2018/198 Esas 2018/845 Karar Sayılı kararı usul ve yasa hükümlerine uygun olduğundan davalı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan davalıdan alınması gerekli 4.624,58 TL nispi istinaf karar harcından peşin yatırılan 1.192,10 TL harcın mahsubu ile kalan 3.432,48 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına
3 – Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4 – Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza