Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/482 E. 2022/535 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-4-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Mahkemesine Gönderilmesi)

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/04/2021
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/05/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan asıl dava eser sözleşmesine dayalı itirazın iptali, karşı dava eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin davada mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı … Ltd. Şti vekili, taraflar arasında alt yüklenici sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafından sözleşme kapsamında ve ayrıca sözleşme dışı olacak şekilde trapez sac kaplama işinin yapıldığını, davalı tarafından sözleşme kapsamındaki ödemelerin yapılmadığını, işin bitirilememesinden ödemelerin aksatılması nedeniyle davalının sorumlu olduğunu, bakiye iş bedeline yönelik düzenlenen faturanın ödenmesi hususunda ihtarname gönderildiğini, ödemenin yapılmaması üzerine icra takibi yaptıklarını, davalı borçlunun takibe kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, alacağın sürüncemede bırakılmasının amaçlandığını, itirazın haksız olduğunu belirterek Ankara 20. İcra Dairesinin 2017/4751 esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı … A.Ş vekili; davalı ile dava dışı idare arasında yapılan sözleşme kapsamında bir kısım işlerin yapılması hususunda davacı ile alt yüklenici sözleşmesi imzalandığını, ayrıca sözleşme konusu işler dışında bir kısım işlerin yapılması hususunda da aralarında zeyilname imzalandığını, zeyilname ile herhangi bir süre uzatım yoluna gidilmediğini, davacının sözleşme kapsamındaki işi zamanında teslim edemediğini, gecikme hususunun davacıya mail yolu ile bildirildiğini, davacının yazılı ve sözlü uyarılara rağmen işi tamamlayamadığını, davacı tarafından buna rağmen icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini, kesin hesap hak edişinin yapılması hususunda davacıya ihtarname gönderildiğini, davacının kesin hesap hakedişini inceledikten sonra herhangi bir çekince belirtmeksizin şantiyeden ayrıldığını, davacıya bunun üzerine gecikme cezası kesintisine ilişkin olarak faturanın gönderildiğini, faturanın davacı tarafından iade edildiğini, tekraren ihtarnamenin gönderildiğini, davalı tarafından ödemelerin usulüne uygun ve zamanında yapılmasına rağmen davacı tarafından işin durdurulduğunu, davacı tarafından işin geciktirilmesi nedeniyle idare tarafından davalıya gecikme cezası düzenlendiğini, davacının ödeme talebinin yersiz olduğunu, davacının davalıya borçlu olduğunu belirterek asıl davanın reddine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesine istemiş, karşı davasında davacının eksik ve kusurlu olarak yapmış olduğu işlere karşılık olmak üzere 50.000,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Asıl dava yönünden yapılan değerlendirme sonucunda, sözleşme kapsamında …’nın 62.719,75 TL iş bedeli, 43.009,88 TL nakit teminat iadesi, 105.328,80 TL iade edilmesi gereken teminat mektubu bedeli, 48.424,51 TL 5 nolu hakediş bedeli olmak üzere toplam 259.482,94 TL bakiye alacağının olacağı, dosya kapsamındaki verilere uygun olarak bilirkişi tarafından düzenlenen 5 nolu hak ediş kapsamında ise gecikme cezası, avans kesintisi, KDV tevkifatı, stopaj kesintisi ve diğer kesintiler olmak üzere toplam 130.383,50 TL bedelin ise …’a iadesinin gerektiği, bu hali ile …’nın sonuç olarak …’tan 129.099,41 TL bakiye alacağının bulunduğu, eser sözleşmelerinde işin tamamlanmış olması halinde yüklenicinin meydana getirdiği tüm imalat bedellerini, işin tamamlanmamış olması veya bırakılması halinde ise işin bırakıldığı tarihe kadar meydana getirdiği imalat bedelleri üzerinden iş bırakma tarihi itibari ile tespit edilecek bakiye alacağını talep hakkının bulunduğu, bu nedenle tespit edilen bu miktar alacağın mevcut, talep edilebilir nitelikte olduğu, takip öncesinde temerrüt koşullarının oluşmadığı anlaşıldığı” gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karşı dava yönünden yapılan değerlendirme sonucunda, … hakkında imzalanan sözleşmeler kapsamında dava dışı idare … tarafından düzenlenen hak edişlerde işin gecikmesi nedeniyle toplam 101.535,71 TL gecikme cezası uygulandığı, uygulanan cezanın …’ın hak edişlerinden düşüldüğü, … tarafından … hakkında düzenlenen gecikme cezası ile … tarafından … hakkında düzenlenen gecikme cezası kesintilerinin farklı nitelikte olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve eki zeyilname kapsamında gecikme cezası yönünden asıl sözleşmeye yönelik bir düzenlemenin bulunmadığı, bu hali ile birinin diğerinin düzenlenmesini veya ödenmesini engeller niteliğinin bulunmadığı, ayrı ayrı değerlendirilmesinin gerektiği, bu nedenle …’ın …’dan işin gecikmesi nedeniyle hesaplanan gecikme cezasının tamamını talep hakkının bulunduğu, dosya kapsamına … tarafından eksik yapılan işlerin namı hesaba … tarafından tamamlanmasına ilişkin belge ve bilgi sunulamadığı anlaşıldığı” gerekçesi ile karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı – karşı davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşme bedelinin toplam 918.020,00 TL olduğunu, taraflar arasında son olarak 4 nolu hakedişin 17/11/2016 tarihinde düzenlendiğini, dava tarihi itibari ile dikkate alınabilecek hak edişin 4 nolu hakediş olduğunu, 5 nolu hakedişin dava tarihinden sonra 18/03/2017 tarihinde düzenlendiğini, bu nedenle asıl dava bakımından 5 nolu hakediş ve sonrasında gerçekleştirilen işlerin hesaplamaya dahil edilmesinin doğru olmadığını, davacının 4 nolu hakediş sonrasında iş sahasından çekilmediğini, çalışmasını devam ettirdiğini, nitekim 5 nolu hakedişte davacı lehine 48.424,51 TL alacak kaydı bulunduğunu, davacının iş sahasından çekildiği tarihin 13/01/2017 tarihi, işin bitmesi gereken tarihin ise 14/02/2017 tarihi olduğunu bu nedenle, 31 günlük gecikme için gecikme cezası hesaplanabileceğini, davalı şirketin iş bedelini sözleşmede belirtilen tarihlerde ödemediğini bu nedenle, kusurlu olduğunu, gecikme cezası değerlendirmesinde bu hususun da gözetilmesi gerektiğini belirterek, asıl davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiş, karşı dava yönünden ise; davacının sahadan çekildiğinde işin % 98’ini tamamladığını, eksik işlerin bedelinin 16.785,00 TL olduğunun bilirkişi raporu ile belirlendiğini, davalının bu eksikliği davacı namına gidermek imkanına sahip olduğunu, bunu yapmayarak gecikme cezası ödemek durumunda kaldığını, zararın artmasına kendisinin sebebiyet verdiğini bu nedenle gecikme cezası isteyemeyeceğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı – karşı davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacı şirketin davadan bir alacağı bulunmadığını, davacının işi 157 gün gecikmeli olarak sürdürdüğünü, sonrasında iş sahasını terkettiğini, mahkemece alınan bilirkişi raporlarının uzman bilirkişilerce hazırlanmadığını, hükme esas alınamayacağını, yerel mahkemenin taleple bağlılık ilkesini gözetmeden hüküm kurduğunu, davacının teminatlar nedeni ile bir talebinin olmadığını bu nedenle, teminatlar yönünden bir değerlendirme yapılamayacağını, ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve asıl davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, asıl dava eser sözleşmesine dayalı itirazın iptali, karşı dava eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan 04/05/2016 tarihli sözleşme ile davalının yüklenimindeki B-912 binasının çelik konstrüksiyon imalat ve montaj işlerini yapmayı davacı üstlenmiştir. Davacı işi yapıp teslim ettiğini, davalının iş bedelinin tamamını ödemediğini iddia ederken, davalı davacının eksik ve ayıplı işler yaptığını, işin süresinde teslim edilmediğini savunarak asıl davanın reddini istemiş, karşı dava olarak, eksik ve kusurlu işler ve gecikme cezası sebebiyle alacak istemektedir.

1- Davalı karşı davasını esasa cevap süresi içinde açmış, ancak sadece karşı dava harcı açıklaması ile 14,50 TL harç ödemiştir.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 15. maddesine göre yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır. Aynı Yasa’nın 28/1. maddesinin a bendinde karar ve ilâm harcının dörtte birinin peşin geri kalanın kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödeneceği hükmü yer almakta olup yine aynı Kanun’un 32. maddesinde yargı harçları ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı emredici hükmü konulmuştur. Harçlar Kanunu ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, emredici nitelikte bulunduğundan mahkemece ve istinaf incelemesinde İstinaf dairesince re’sen nazara alınır.
Davalı, Harçlar Yasasına göre harçtan muaf olan kişilerden değildir. Nispî karar ve ilam harcına tabî davalarda, dava değeri üzerinden peşin nispî ilâm harcının alınması zorunludur. Uyarıya rağmen yatırılmaması halinde Harçlar Kanunu’nun 32. maddesine göre müteakip işlemler yapılamayacağından dava dosyasının işlemden kaldırılması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun en son 04.12.2013 gün 2013/21-445 Esas, 2013/1625 karar sayılı ilâmı ve Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamaları bu yöndedir.
Açıklanan bu ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; karşı davada karşı davanın davacısı alacak talebinde bulunduğuna göre, başvuru harcı ve dava değeri üzerinden nispi harç yatırması gerekir. Dava değeri 50.000,00 TL olduğundan bu miktar üzerinden yatırılması gereken nispi ilâm harcı ile başvuru harcı 31,40 TL yatırılması gereklidir. Davacının yatırdığı 14,50 TL harç mahsup edilerek bakiye harcın ikmâl edilmesi için mahkemece uygun süre verilip, ikmâl edilmesi halinde bundan sonra yargılamaya devamla davanın sonuçlandırılması, yatırılmaması halinde ise karşı davanın işlemden kaldırılması gerekirken, kamu düzeninden olan harç hususu gözden kaçırılarak eksik harç tamamlattırılmadan karşı davanın sonuçlandırılması doğru olmamıştır.
2- Dava konusu taleplerin değerlendirilebilmesi için dava dışı idare … ile davalı yüklenici arasındaki ihale dosyasının onaylı bir örneğinin de dosya kapsamına eklenmesi gereklidir. Bu bağlamda ihale dosyası getirildikten sonra, davacı taşeronun üstlendiği işler ile ilgili bir eksiklik veya ayıp tespiti olup olmadığı hususunun sözleşmenin 4.3 maddesi uyarınca çerçevesinde irdelemesinin yapılması gereklidir.
3- Mahkemece yargılama aşamasında 3 farklı bilirkişiden bilirkişi raporu alınmış, üçüncü bilirkişi raporu doğrultusunda asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyuşmazlığı çözümleyecek mahiyette değildir. Bu nedenle önceki heyetlerde görev yapmamış, mali müşavir, inşaat mühendisi ve eser sözleşmeleri konusunda uzman bilirkişilerden heyet oluşturularak, davalı yüklenici ile dava dışı iş sahibi arasında geçici kabul ve kesin kabul yapılıp yapılmadığı, geçici kabul yapılmış ise geçici kabulde davacı taşeronun üstlendiği işlerle ilgili bir eksiklik tespiti yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmış ise taraflar arasındaki sözleşmenin 4.3.2 ve 7.5 maddeleri uyarınca davalı yüklenicinin nefaset veya ayıp giderim bedeli olarak bunların bedelini talep edebileceği gözetilmeli, nefaset ve ayıp giderim bedeli hesabı ile ilgili Yargıtay kapatılan 15. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları dikkate alınmalı, kesin hesap çıkarılırken nakdi teminat kesintileri ve teminat mektupları nedeniyle davacı taşeron alacağının hesabında, taraflar arasındaki sözleşmenin 15. maddesindeki idare ile yüklenici arasında öngörülen geçici kabul tarihinden sonraki 2 yıllık garanti süresinin dolup dolmadığının veya kesin kabulün yapılıp yapılmadığı nazara alınarak, davacı taşeronun bunlar nedeniyle bir alacak talep edip edemeyeceğinin nazara alınması, sözleşmenin 9.4 maddesi uyarınca talep edilen gecikme cezası incelenirken, davacı taşeronun davalının ödemelerini aksatması ve sözleşme dışı olarak trapez sac kaplaması işini yaptıkları yönündeki iddiaları incelenerek, bu hususların sözleşme süresine etkilerinin değerlendirilmesi ve ayrıca davalı yüklenicinin çektiği Ankara 65. Noterliği’nin 02/02/2017 tarihli ihtarnamesinde iş bitim tarihini 03/09/2016 tarihi olarak kabul etmesi nedeniyle, gecikme olduğu sonucuna ulaşılması halinde, ancak belirtilen bu tarihten sonrası için bir gecikme tazminatı hesabı yapılabileceğinin hatırdan çıkartılmaması gereklidir. Eksik ve hatalı değerlendirmeler içeren bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/196 Esas, 2021/261 nolu kararının HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.