Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/47 E. 2022/445 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun Esastan Reddi / HMK m. 353/1-b.1)
DOSYA NO : 2021/47 Esas
KARAR NO : 2022/445

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2020
NUMARASI : 2016/431 Esas-2020/578 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; davacı ile davalı şirket arasında, 07.11.2013 tarihinde, … ve …’i Beton ve Betonarme İmalatlarına ilişkin sözleşme imzalandığını, bu kapsamda. 2 demirci ustasi ve 1 demirci düz işçisi, 3 kalıpçı ustası ve 2 kalıpçı düz işçi olmak üzere toplamda 8 kişi istihdam ederek imalata başlandığını, sözleşme tarihi itibariyle ustaların maaşlarının 3.000.00.-TL, düz işçilerin ise 2.000,00.-TL civarında olduğu, yapılan işler ile ilgili 04.12.2013 tarihinde 20.018,38.-TL+KDV ve 29.04.2014 tarihinde 7.930,08+KDV para tahsil edildiğini, bu şekilde imalat devam ederken, davalı şirketin hiçbir gerekçe göstermeden sözleşmeyi feshettiğini ve sözleşme konusu dava dışı 3. Kişi şirkete tamamlattığını, müvekkilinin, personelinin sözleşme feshedilmediğinden maaşlarını ödemek koşulu ile istihdam ettiğini, bu suretle çalışmayan kişilere mecburen maaş ödemek zorunda kalarak zarara uğradığını, taraflar arasında sözleşme olduğu için müvekkilinin başkaca iş arayışına girmediği ve bu şekilde kazançlardan mahrum kaldığını, sözleşme bedelinin yaklaşık olarak 100.000,00.-TL olduğu, fakat esasında imalatın tutarının 300.000,00.-TL civarında olduğunu, bilirkişilerce tespit edileceği, açıklanan nedenler ile, öncelikle, sözleşme konusu imalat bedelinin tespit edilerek, müvekkiline ait gerçekleşen imalat bedelinin mahsubu ile müvekkilinin sözleşme konusu imalattan maliyetleri çıkarılması sonucunda elde edilecek karın tespiti ve yoksun kalınan kazanca dair meblağın tahsiline karar verilmesini, sözleşme başlangıç tarihinden bitiş tarihine kadar istihdam edilen 8 personelin ve ödenen ücretlerin tespiti ile müvekkilinin uğradığı zararın tespiti ve tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri, vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili; araflar arasında akdedilen sözleşmeye göre 100.000,00.-TL kadar işin yapılmasının planlandığını, davacı şirketin sözleşmeyi müteakip Kasım/2013 döneminde 7 çalışanı SGK’ya bildirdiği, bu çalışanlardan 4 tanesinin 17 gün, 2 tanesinin 11 gün, 1 tanesinin de 1 gün çalıştığını, davacının, Aralık/2013 döneminde ise, önceki ay çalışanlardan 5 tanesini işten çıkardığını, geriye kalan 2 kişinin 5 gün süre ile çalıştığını, davacının, Mart/2014 tarihinde, 1 kişiyi işe aldığını, bu işçiyi 1 gün çalıştırdıktan sonra işten çıkardığını, davacının, 2013 yılında Kasım ve Aralık aylarında yaptığı işler karşılığı KDV dahil 04.12.2013 tarihli fatura karşılığı 22.901,03.-TL ve 2014 yılında yaptığı işler karşılığı olarak da 29.04.2014 tarihli fatura karşılığı KDV dahil 9.072,01.- TL ödeme aldığını, taşeronun, sözleşmenin 3/19 maddesinde yer aldığı şekliyle iş kalemlerine ait miktarlarda oluşabilecek artma ya da eksilmeleri peşinen kabul ettiğini, taşeronun bu gibi nedenlerle teklif etmiş olduğu birim fiyatlarda herhangi bir değişiklik talep edemeyeceğini, davacı yanın, defalarca uyarılmasına rağmen, sözleşmeye aykırı hareket ederek, işverene haber vermeksizin, çalışanlarını işten çıkardığını, 8 işçi ile çalıştığını iddia etmesine rağmen, hiçbir zaman bu şekilde çalışmadığını, davacının işçileri çıkararak, işi bırakıp gitmesi üzerine işverenin, kalan işlerin, ihale sahibi kamu kuruluşu ile yapmış olduğu sözleşme gereği işte geri kalmamak için yeni bir taşerona yaptırdığını, sözleşmenin 3/3 maddesinde belirtildiği üzere; taşeron iş bu sözleşme ile taahhüt ettiği işleri, idarenin talimatları doğrultusunda yürüterek kabule hazır hale getirmesi gerektiğini, aksi halde işverenin hiçbir ihtara gerek kalmaksızın sözleşmeyi feshetme hakkına ve taşeronun teminatını tazmin etme hakkına sahip olduğunu, sözleşmenin 5/3 maddesinde ise, taşeronun sözleşme şartlarına uymaz, süresinde işe başlamaz veya işi yapmakta acze düşerse işverenin sözleşmeyi tek taraflı fesh edeceği hükmünün yer aldığını, davacının yaptığı imalat bedelinin tamamının ise kendisine ödendiğini, açıklanan nedenler ile, davanın reddine, avukat ücreti ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri görülmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; dava konusu … ve … Beton ve Betonarme İmalatları için taraflar arasında sözleşme akdedildiği görülmüştür. Davacı vekili taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca sözleşme konusu imalat bedelinin tespit edilerek davacının yaptığı imalat bedelini mahsubunu, elde edilecek karın tespiti ve yoksun kalınan kazancın ve işçilere ödenen bedelin tahsilini, uğradığı zararın tespiti ile tazminini talep etmiştir. Taraflar arasında akdedilen 07.11.2014 tarihli sözleşmenin “İşe Başlama ve İş Programı” başlıklı 5. Maddesinin 3. Bendinde “Taşeron üstlenmiş olduğu işi sorumlu bir meslek adamı olarak sözleşme ve ekleri ile fen ve sanat kurallarına uygun şekilde yapmaya mecburdur. Taşeron sözleşme şartlarına uymaz, süresinde işe başlamaz veya işi yapmakta acze düşerse işveren sözleşmeyi tek taraflı fesih eder. Taşeron bu nedenle hiçbir gerekçe öne sürmeden iş sahasını terk eder” hükmü bulunmaktadır. Dava konusu işin fesh edildiğine veya edileceğine dair davalı tarafından davacıya keşide edilen bir ihtarname, işte faaliyet göstermediğine dair bir tutanak bulunmamaktadır. Sözleşmenin 5. Maddesinin 2.bendindeki hüküm gereğince işin artış veya eksilişiyle birlikte 30.08.2014 tarihine kadar bitirilmesi gerekirken bu tarihte işin bitirilmediği, SGK belgelerine göre davacının inşaatta Nisan/2014 tarihinden sonra işçi çalıştırmadığı yani faaliyet göstermediği, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 3/3 ve 5/3 maddesine göre davalı işverenin taşeronun sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiası ile hiçbir ihtara gerek duymaksızın sözleşmeyi fesh etme hakkına sahip olduğu, davaya ve sözleşmeye konu işin yarım bırakılarak terk edildiği, davalı işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği, davalı defterlerin incelenmesinde davalı işverenin davacıya yapılan işler karşılığı kestiği faturalara dayalı tüm alacakların ödendiği, haklı nedenle feshedilen sözleşmeye istinaden davacının yoksun kalınan kara ve müspet zarara ilişkin taleplerinin de haksız olduğu anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, sözleşmenin haklı bir neden gösterilerek feshedilmediğini, sözleşme devam ederken davalının sözleşme konusu işi başka taşerona verdiğini, yoksun kalınan kar taleplerinin kabul edilmediğini, Nisan 2014’ten sonra işçi çalıştırmama sebebinin davalının işi başka taşerona vermesi olduğunu, davalı ile sonraki taşeron arasındaki sözleşme ve belgelerin teminin gerektiğini, davalının idareden süre uzatım talep ettiğini, davacının gecikmesinin söz konusu olmadığını, 1 aylık kısa sürede 22.900,00 TL’lik imalat gerçekleştirdiklerini, mahkemenin bilirkişi tespitlerini esas aldığını, ayrı bir gerekçe kurmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına, artan avansların yatıran taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
✍e-imzalıdır

Üye …
✍e-imzalıdır

Üye …
✍e-imzalıdır

Katip …
✍e-imzalıdır