Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/426 E. 2022/846 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/426 – 2022/846
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun Esastan Reddi / HMK m. 353/1-b.1)
DOSYA NO : 2021/426 Esas
KARAR NO : 2022/846

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2021
NUMARASI : 2018/22 Esas-2021/185 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 04/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/10/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 27/06/2013 tarihinde … Genel Müdürlük Ek Hizmet Binasının Anahtar Teslim olmak üzere A, B ve C Bloklarında yangın kapıları montaj işlerinin yapılması konulu bir adet taşeronluk sözleme imzalandığını, müvekkili tarafından dava konusu olan sözleşmede belirlenen şartlar ve miktarlar dahilinde tüm kapı teslim ve montaj işleri yapıldığını, yapılan işlere ilişkin faturalar kesildiğini ve ödeme yapılması için davalı tarafa gönderildiğini, ancak davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmediğini, davalının müvekkiline 01/01/2015 – 22/02/2016 tarihli cari hesap dökümünden kalan 103.412,83 TL bakiye borcunun bulunduğunu, davalı borcunu ödemekten kaçınması üzerine müvekkili tarafından … 17. İcra Müdürlüğünün 2016/7538 esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatıldığını, davalı taraf ise takibin 97.134,76 TL’lik kısmına itiraz ederek takibin durdurulduğunu ileri sürerek yapılan haksız ve dayanaksız itirazın iptali ile takip konusu alacağın itiraz olunan ve ödenmeyen 97.134,76 TL’lik kısmına takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ve takibin devamına, takip konusu alacağın en az % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmolunmasına ve yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı ile iş sahibi … Genel Müdürlük Ek Hizmet Binasının Anahtar Teslim olmak üzere A, B ve C Bloklarında yangın kapıları montaj işlerinin yapılması için sözleşme imzalandığını, müvekkili ile Türk Telekom arasında akdedilmiş sözleşmenin bitim tarihi idare tarafından 4 adet cezasız ek süre ile 30 Haziran 2015 tarihine kadar uzatılığını ve inşaatın %80 seviyelerinde iken ana sözleşme idare tarafından 17 Ağustos 2015 tarihinde tek yanlı olarak feshedildiğini, süre uzatımın müvekkilinden kaynaklanmadığını, müvekkili şirketin davacı alacaklıya herhangi bir borcunun olmadığını, davacı taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesi hükümleri uyarınca iş sahibinin verdiği süre bitim tarihlerine riayetle sorumlu olduğundan ana sözleşme ihbar olunan … A.Ş tarafından 17. Ağustos 2015 tarihinde tek yanlı ve haksız olarak feshedildiğinden davacı ile akdedilen sözleşmenin ifasının olanaksız hale geldiğini davacı eseri teslim etmediğini ve dolayısı ile TBK md. 479 gereğince alacağın muaccel hale gelmediğini bu nedenle sözleşme alacağın varlığı likit olmayın yargılama gerektirdiğinden davacının alacağa ve faize yönelik itirazının iptaline, icra inkar tazminatının reddine , masraf ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesini ve ayrıca davanın … A.Ş ‘ne ihbarı talep etmiştir.
İhbar olunun … A.Ş vekili; müvekkili şirketin dava konusu sözleşmeye ilişkin davalı ile yapım işi sözleşmesi 19/12/2011 tarihinde imzalandığını ve yer teslimi 21/12/2011 tarihinde yapıldığını, sözleşmenin 10. Maddesine göre davalıya iş yeri teslim tarihinden itibaren 660 takvim günü süre verildiğini, davalının kendi aleyhine açılan davayı müvekkili şirkete ihbar etmesinde hukuki bir yarar bulunmadığı gibi ihbar gerekçelerinin de mesnetsiz olduğunu, davalı şirketin kendi taşeronları ile yaptığı sözleşmeler ve içeriği hakkında müvekkil şirketin bilgisinin bulunmadığını, davalı ile müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşmenin müvekkili şirket tarafından 17/08/2015 tarihinde feshedildiğini taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sonlandığını, davalı ile yapılan 29/11/2017 tarihli Sulh, feragat ve ibra protokolü ile de davalı ile aralarında herhangi bir borcu alacak ilişkisi kalmadığını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; taraflar arasında yapılan 27/06/2013 tarihli taşeron sözleşmesi kapsamındaki 840.070,32 TL tutarındaki imalatların 711.813,42 TL’lik bölümünün davacı tarafından yapılarak, davalıya teslim edildiği, işin gerçekleşme oranının %84,73 olacağı, davacının yaptığı iş karşılığında davalı tarafından yapılan ödemelerin düşülmesi ile davacının davalıdan 97.134,75 TL bakiye alacağının kaldığı, davalının davacı şirkete teknik personel için yaptığı 90.000,00 TL ceza uygulaması bedeli ile şantiye masrafı için düzenlediği 7.134,75 TL tutarındaki fatura bedelinin, davacı alacağından mahsup edilmesi talebinin yerinde olmadığının belirtildiği, düzenlenen faturalar ve tarafların faturalara herhangi bir itirazının olmadığı dikkate alındığında, davacının bakiye alacağının 97.134,75 TL olacağı, ancak davalı tarafın defter kayıtlarının dikkate alınması gerektiğinden davacının bakiye alacağının 96.278,07 TL olacağının tespit edildiği, bu kapsamda bilirkişilerin raporunun ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık olup ayrıca dava dışı idare ile davalı arasında işin tamamı için pursantaja göre düzenlenen kesin hesapta yer alan davalının genel olarak işin tamamını gerçekleştirme pursantaja göre % 80,48 olarak belirlenen oranın davacının sözleşmede belirlenen şartlar ve miktarlar dahilinde tüm kapı teslim ve montaj işlerinin yapımı karşılığında kapılarının gerçekleşme durumunun, binanın tümüne göre hesaplanan % 80,48 pursantaj olarak kabul edilmeyeceği kanaatiyle, davanın kabulü ile, davalının Ankara 17. İcra Dairesinin 2016/7538 Esas sayılı dosyasında 97.134,75 TL asıl alacak yönünden yaptığı itirazın iptali ile takibin devamı ile asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, işin tamamının ifa edilmediğini, kesin hesap hakedişinin açıkça ortada olduğunu, KDV hariç 711,00 TL’ye anlaştıklarını, 99 adet kapının teslim edilmediğini, 200 adet kapının montajının yapılmadığını, ana sözleşmenin 17/08/2015 tarihinde tek yanlı feshedildiğini, davacının henüz ifa etmediği işler için fatura kestiğini, davacının faturaların göre teslim edilen kapı sayısının 560 adet olduğunu, son hakediş ile fesih arasında hakediş talebinin olmadığını, KDV dahil sözleşme bedelinin 840.000,00 TL olduğunu, idarenin, işin eksik olduğunu kesin hakedişle ortaya koyduğunu, davacının sözleşmenin tamamının ifa etmediğini, işin %65’inin tamamlandığını, %80’inin tamamlandığı kabul edilse dahi işin bedelinin 672.956,26 TL olduğunu, imalat bedelinin hesaplanabilir olduğunu, fazladan 22.000,00 TL ödeme yapıldığını, faturanın tek başına alacağı ispatlayamayacağını, 90.000,00 TL ceza bedelinin alacaktan mahsubunun gerektiğini, müvekkilin sözleşmenin 19/2 maddesi gereği 750.000,00 TL ceza kesme yetkisinin olduğunu, Yapım İşleri Genel Şartnamesi ve Yargıtay içtihatlarına göre ara hakedişlerde yapılan ödemelerin avans niteliğinde olduğunu, kesin hesap sırasında ceza kesintisi yapılabileceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı defterinde kayıtlı miktarın davacı alacağı olduğunun belirtildiğini, mahkemenin davacı defterine göre karar verdiğini, alacağın likit olmadığını, icra inkar tazminatının reddinin gerektiğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, ceza ve gider faturaları düşüldüğünde aslında müvekkilin alacaklı olduğunun sabit olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden alınması gereken 6.634,95 TL harçtan peşin alınan 1.658,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.976,13 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına, artan avansların yatıran taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip