Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/41 E. 2022/1203 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/41 Esas
KARAR NO : 2022/1203
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi /HMK m.353/1-b-1)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2020
NUMARASI : 2018/1008 Esas-2020/439 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptaline istemine ilişkin davada, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 08/11/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalının yükleniminde olan, … parsel numarasında … adına tapuya kayıtlı taşınmazda davalının inşa ettiği binanın, tesisat işi için 20/02/2016 tarih ve … nolu 6.206,80 TL bedelli fatura düzenlendiğini, ancak fatura bedelinin ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünün 2018/7878 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, maddi ve manevi tazminat talep ve dava hakkı ve özel hukuka ilişkin talep ve dava hakkı ile fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının 6.206,00 TL borcunu karşılar nitelikte menkul ve gayrimenkul mallarının haczi ile 3. şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, borçlunun haksız olan itirazlarının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle, davaya konu Eskişehir 4. İcra Dairesinin 2018/7878 esas sayılı dosyasına dayanak olarak gösterilen 20/02/2016 tarihli 6.206,80 TL bedelli ve … seri numaralı 1 adet kapalı faturanın müvekkili tarafından davacı şirkete ödenmiş olduğunu, faturanın kapalı olmasının müvekkilininin iş bu faturayı ödediğine karine oluşturduğunu belirterek, ilgili faturanın ödenmediğinin ispat yükünün davacı şirkete ait olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine, ihtiyati haciz talebinin reddine, icra takibinin iptaline, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2020 tarih 2018/1008 Esas 2020/439 Karar sayılı kararında özetlere, dava, fatura borcundan kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili davasıdır.
Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünün 2018/7878 Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesinde, alacaklı … Şti borçlunun … olup, takip tarihi itibariyle 6.206,00 TL asıl alacak ve 979, 74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.185,74 TL borç için yapılan icra takibi olduğu, borçlunun süresi içinde borca itiraz ederek takibi durdurduğu ve davacı vekili tarafından 08/11/2018 tarihinde süresinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Taraf iddia ve savunmalarına göre, faturalara istinaden düzenlenen ödeme makbuzlarında, imzası bulunan şirket yetkilisi … duruşmada mahkememizce tanık olarak dinlenmiş ve anlatımında ” tahsilat makbuzundaki yazı ve imzaların tarafına ait olduğunu” bildirdiği görülmüştür.
Bu durum üzerine dosya bilirkişiye tevdii edilmiş ve mali müşavir bilirkişi… tarafından düzenlenen 22/07/2019 tarihli raporda özetle, davacı şirketin incelenen ticari defter kayıtlarına göre davalı … adına düzenlenen dava ve takibe konu toplam bedeli 6.206,80 TL olan 1 adet satış faturası alacağına karşılık yapmış olduğu herhangi bir tahsilat kaydı bulunmadığından, davacı şirketin (06/08/2018) icra takip tarihi itibariyle 6.206,80 TL alacağı olduğu, davalı …’e ait incelenen ticari defter kayıtlarına göre, davacı şirket tarafından adına düzenlenen dava ve takip konusu toplamı 6.206,80 TL olan 1 adet alış faturası borcuna karşılık yapmış olduğu toplamı 6.206,80 TL itibariyle 0,00 (sıfır) TL borcu olduğu bildirilmiştir.
Her ne kadar davacı ticari defter ve kayıtlarında dava konusu alacağa ilişkin ödeme kaydı yok ise de, fatura tarihindeki davacı ortak ve yetkilisi …’in beyanı ile doğruladığı tahsilat makbuzu ile dava konusu alacağın ödenmiş olduğu anlaşıldığı gibi davalının, usule uygun tutulup lehine delil niteliğinde bulunan ticari defter ve kayıtlarının da borcun bulunmadığını göstermesi karşısında davanın reddine, ödenmiş olan borca ilişkin takibe geçmekte davacı kötü niyetli görüldüğünden asıl alacağın %20’sine karşılık gelen 1.241,2 TL. kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili 02/11/2020 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle;
Yerel Mahkemenin dava ve takip konusu faturanın düzenlendiği tarihte şirket yetkilisi ortağı olan …’in davalının fatura karşılığı ödeme olarak sunduğu tahsilat makbuzu konusunda tanık olarak verdiği ifadeyi hükme esas aldığını ve takip / dava konusu faturanın ödenmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine , davacı Şirketin defter kayıtlarında ödemeyi söstermediği gerekçesiyle % 20 kötü niyet tazminatına hükmettiğini, taraflar arasında takip/dava konusu fatura , fatura kapsamındaki hizmetin ifa edilmesi hususunda bir uyuşmazlığın bulunmadığını, bilirkişi incelemesinde faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı şirketin ticari defterlerine göre faturanın ödendiğine dair bir tahsilat kaydının olmadığı ve fatura dolayısıyla alacaklı olduğunu ,davalı şirketin ticari defterlerinde ise davacı şirkete atfen düzenlenen tahsilat makbuzlarının kayıtlı olduğu bu nedenle davalının takibe dava konusu faturayı ödemiş olması nedeniyle borcunun bulunmadığının belirtildiğini, rapora süresinde itiraz edilmiş olup ödemeye esas alınan makbuzlardaki imzaların davacı şirkete ait olmadığını , bu şekilde tanık dinlenemeyeceği , imza incelemesi yapılması gerektiği, makbuzların şirket ortağının yetkisinin bitmesinden sonraki dönemde düzenlenmiş olabileceğini, dolayısıyla gerçeği yansıtmadığını, bu hususlarda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, HMK 208/(3) maddenin atfı ile HMK 163 ve 164 maddeleri gereğince bunun bir ön sorun olması nedeniyle ön sorunun halledilmesi gerektiğinin belirtilmesine rağmen yerel mahkemenin bu taleplerini değerlendirmediğini, üsule aykırı şekilde tanık olarak dinlenen …’le ilgili Eskişehir 1.Asliye Ceza Mahkemesine 2020/601 E.sayı ile ticaret sebebiyle güveni kötüye kullanma suçundan dava açıldığı, soruşturma dosya numarasının mahkemeye daha önce bildirilmesine râğmen bu dosyanın celp edilip bekletici mesele yapılmadığını, …’in tarafların delil liştesinde tanık olarak gösterilmediğini, mahkemenin bu tanığı re’sen dinlediğini, HMK’da mahkemenin böyle bir yetkisinin olduğuna dair düzenleme olmadığını, tanığın beyanının sırf bu nedenle hükme esaş alımmasının mümkün olmadığını, (yerel mahkeme tarafların delil listesinde göstermediği …’i tanık olarak dinlemesine rağmen davacının usulüne uygun olarak bildirdiği tanık …’u ise tanık olarak dinlemediğini) aksi olsa bile tanığın tahsilat makbuzlarındaki imzanın kendisine ait olduğunu belirtmesinin imzanın aidiyetini kanıtlayan bir husus olmadığını, makbuzlardaki imzayı inkar etmeleri nedeniyle tanığın imzaları alınıp inceleme yapılmasının gerektiğini, diğer taraftan makbuzlardaki düzenleme tarihinin de gerçeğe aykırı olduğu iddiaları bulunduğundan bu yönden de inceleme yapılması gerektiğini, yerel mahkemenin kötü niyet tazminatı konusundaki görüşünün de hatalı olduğunu, müvekkili şirketin ticari defterlerinde hükme esas alınan makbuzların kayıtlı olmadığının bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, yerel mahkemenin buna rağmen kötü niyet tazminatına hükmettiğini, oysa tahsilat makbuzundaki imzanın kendisine ait olduğunu belirten …’in faturaya dayalı olarak yapılan takip tarihi itibariyle şirketin vetkilisi ve ortağı olmadığını, her şeye rağmen tahsilat makbuzundaki imza kendisine ait olsa ve makbuz gerçek olsa dahi hukuki olarak şirketin alacaklı olduğu bir parayı tahsil edip şirkete aktarmayan kişi statüsünde olacağından takip tarihi itibariyle müvekkili şirketin de bu durumu bilme imkanı bulunmadığından kötü niyet tazınınatının takdir edilmesinin mümkün olmadığını, esasen makbuzlardaki imza ve gerçeğe aykırılık konusunda bilirkişi incelemesi yapılmadan ,açılan kamu davasının sonucu beklenmeden kötü niyet tazminatının takdir edilmesinin de mümkün olmadığını, makbuzlar, imza ve içerik yönünden incelenseydi belki imzaların tanık olarak dinlenen …’e ait olmadığı, keza makbuzların gerçeğe uygun olmadığı belirlenerek davanın kabulüne karar verileceğini, keza ceza yargılamasının kesinleşmesi beklenseydi farklı bir sonuca ulaşılacağını, müvekkili şirketin kesinlikle takip yapmada kötü niyetli olmadığını, şirketten ayrılan ortağın olduğu döneme atfen her zaman belge düzenleme imkanı olabileceğinden ve müvekkili şirket sunulan makbuzlarla ilgili ilk kez mahkemede bilgi sahibi olduğundan yerel mahkemenin kötü niyet tazminatı takdir etmesine dair kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasını talep ettiklerini, usüle aykırı olarak dinlerlen tanığın beyanının hükme esas alınamayacağından istinaf başvurularının kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davalarının kabulüne , davalının %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava; taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında iş bedeline yönelik olarak düzenlenen fatura alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında yapılan icra takibine itirazın iptali ve inkar tazminatı isteğine ilişkindir.
Davalı davaya cevabında, akdi ilişki ve faturayı kabul etmiş, ödeme savunmasında bulunmuş, mahkemece davalının sunmuş olduğu tahsilat makbuzu altında imzası olan şirket yetkilisi … dinlenmiş ve yeminli anlatımında tahsilat makbuzu altındaki yazı ve imzaların kendisine ait olduğunu, fatura ve tahsilat makbuzu tarihi itibariyle şirketi temsile yetkisi bulunduğunu beyan etmiştir.
Mahkemece, fatura konusu borcun davalı tarafça ödendiği anlaşıldığından davanın reddine ve ödenen fatura alacağına istinaden takip yapan davacı alacaklının kötü niyetli olduğu kabul edilerek davalı yararına %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2020 tarih 2018/1008 Esas 2020/439 Karar Sayılı kararı usul ve yasa hükümlerine uygun olduğundan davacı vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan alınması davacıdan alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 26,30 TL’ harç bedelinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine;
3 – Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4 – Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır