Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/375 E. 2022/1227 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/375 – Karar No:2022/1227
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Kararın Kaldırılarak Dosyanın Mahkemesine Gönderilmesi HMK 353/1-a.4-6 md)
ESAS NO : 2021/375
KARAR NO : 2022/1227
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2021
NUMARASI : 2019/744 E-2021/159 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/01/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, davalıların, “…. Şti. İş Ortaklığı” adı altında bir adi ortaklık kurarak, DSİ Genel Müdürlüğü 23. Bölge Müdürlüğü tarafından ihale ile verilen Karabük Merkez Düzçam Göleti yapım İşini üstlenmiş olduklarını, davalıların oluşturduğu adi ortaklık ile müvekkili şirket arasında “Karabük Merkez Düzçam Göleti “İşi kapsamında “Her türlü yol , tatbikat tadilat ve detay proje İşleri” sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin, sözleşmeye uygun olarak proje işleri ile ilgili 133 adet paftayı hazırlayıp davalılara verdiğini, davalı işveren şirketlerin aldıkları bu paftaları kendilerinin de imzalayarak DSİ Genel Müdürlüğü 23. Bölge Müdürlüğüne sunduklarını, Bu paftalarda hem müvekkili firmanın hem de davalı şirketlerin isimlerinin bulunduğunu, Projelerin DSİ tarafından onaylandığını, müvekkilinin sözleşmede belirtilen edimini eksiksiz olarak yerine getirdiğinin, davalı şirketlerin müvekkili firma tarafından hazırlanan paftaları teslim aldığında, bunlara dair faturaların o tarihlerde …. Şti. ile aynı adreste faaliyet gösteren ve büyük ortağının …. Şti. olduğu …. Şti. adına düzenlenmesini talep ettiklerini, müvekkili firmanın da, davalı …. Şti.’nin bu talebine uygun olarak 28.05.2015 ve 07.09.2015 iki adet faturayı davalı …. Şti. İşaret ettiği şirket adına tanzim ettiklerini, davalıların sözleşmede belirtilen bedeli ödememesi nedeniyle davalı …. Şti. aleyhine Ankara 23. icra Müdürlüğünün 2015/25710 sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu, …. şti. İtirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali için …. Şti. aleyhine Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/911 esas dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, söz konusu davanın, adi ortaklığın niteliği itibari ile mecburi takip ve dava arkadaşlığı bulunduğu, icra takibinin adi ortaklığı oluşturan tüzel kişilere ayrı ayrı yöneltilmesi gerektiği, ancak itiraza konu icra takibinin ortaklardan sadece …. Şti. yöneltildiği gerekçesi ile 27.04.2017 tarihinde reddedildiğini ve kararın 08.09-2017 tarihi itibariyle kesinleştiğini, bunun üzerine müvekkilinin 02.06.2017 tarihinde davalılara ayrı ayrı ihtarname göndererek, müvekkili şirket tarafından hazırlanıp DSİ tarafından kabul edilen pafta sayısına göre sözleşme bedeli olan 108.835 TL’yi ödemelerinin ihtar edildiğini, davalılar tarafından bir ödeme yapılmadığını belirterek, 108.835 TL’ nin avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu sözleşmede müvekkili şirket yetkililerine ait bir imzanın olmadığını, sözleşmede işveren olarak …. İş Ortaklığı yazılı ise de söz konusu sözleşmeyi müvekkili şirket adına hiçbir yetkilinin imzalamadığını, bu nedenle işbu sözleşemeye dayanılarak ikame edilen davanın müvekkili şirket bağlamadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve deliller, bilirkişi raporu kapsamı, dosyada mevcut davacı ile adi ortaklık arasında imzalanan sözleşme hükümleri ile DSİ 23. Bölge Müdürlüğü’nden gönderilen belgeler kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; …iş ortaklığının Karabük Merkez Düzçam Göleti İnşaatı işini 03/09/2014 tarihinde ihalesini alarak dava dışı DSİ 23. Bölge Müdürlüğü ile buna istinaden sözleşme imzaladığı, bu çerçevede söz konusu işle ilgili olarak davacı ile söz konusu adi ortaklık arasında “her türlü yol, tatbikat, tadilat ve detay proje işleri sözleşmesi” imzalandığı, bu sözleşme kapsamında iş tanımının yapılarak iş bedelinin de belirlendiği, buna göre “her türlü yol, tatbikat, tadilat ve detay proje işlemi hazırlanmasının bedelinin pafta başına 750,00 TL olarak belirlenip fiyatlara KDV’nin dahil olmadığının belirtildiği, dosya kapsamına göre davacının yüklendiği işle ilgili 133 adet pafta projesi hazırlayarak dava dışı idareye sunduğu, DSİ 23. Bölge Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabı kapsamına göre idareye onay için sunulan 133 adet uygulama proje paftasının 77 adedinin onaylandığının ve onaylanan bu projelerle ilgili gerekli işler bittikten sonra adi iş ortaklığına hak edişin ödendiğinin bildirildiği, dava dışı idare tarafından gönderilen CD içeriği kapsamına göre söz konusu projelerin davacı tarafça adi ortaklık ile arasında imzalanan sözleşme kapsamında yapılarak 77 adedinin idare tarafından onaylandığının sabit olduğu, bu durumda imzalanan sözleşme kapsamına göre 77 proje için bilirkişiler tarafından yapılan hesaplamaya göre proje başına 750,00 TL’den hesaplanan KDV bedeli de eklenerek bulunan 68.145,00 TL’yi davacının davalı Maki İnşaattan talep edebileceği, davalı Maki İnşaat tarafından sözleşmede imzasının bulunmadığı yönünde savunmada bulunulmuş ise de sözleşmede işveren olarak … İş Ortaklığının yer aldığı, bu savunmaya itibar edilemeyeceği, davacının alacağını adi ortaklığı oluşturan şirketlerin her birinden talep etme hakkının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilince 133 adet proje yapıldığını, onaylanmayan projelerin teknik açıdan sorunlu olduğu için değil bu aşamada projeye ihtiyaç duyulmamasından kaynaklandığını, davalıların faturaya itiraz etmediklerini, faiz başlangıcının diğer ortağa karşı açılan dava tarihi olan 29/12/2015 veya ihtar tarihi olan 02/06/2017 tarihi olması gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; adi ortaklık sözleşmesi gereğince, taraflar arasındaki sözleşmenin çift imzalı olması gerektiğini, ancak sözleşmenin sadece diğer ortak tarafından imzalandığını, sözleşmenin bu nedenle geçersiz olduğunu, faturaların müvekkiline veya adi ortaklık adına düzenlenmediğini, faturaların düzenlendiği …. Ltd. Şti’nin ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarında tespit yapılması açısından defterlerinin incelenmesi gerektiğini, adi ortakların zorunlu dava arkadaşları olduğundan diğer ortak adına açılan davanın tefrik edilmesinin hatalı olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan bedellerin ana ihale sözleşmesine ve hak ediş bedellerine aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620 vd. madde hükmüne göre adi ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını ortak bir amaca (nihai olarak kazanç elde etme amacına) ulaşmak üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanır.
Adi ortaklık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında yer alan ortaklıkların aksine tüzel kişiliğe haiz değildir. Tüzel kişiliği olmadığından, adi ortaklık, üçüncü kişilerle ilişkilerinde bağımsız bir varlığa sahip değildir. Dolayısıyla adi ortaklık kendi adına hak ve borç ilzam edemez. Diğer taraftan, ticari faaliyet gerçekleştirebilmek ve fatura kesebilmek için adi ortaklık ortaklarının vergi dairesine başvuruda bulunup vergi numarası almaları gerekir. Her ne kadar adi ortaklığın kendisi şekil şartına tabi değil ise de ispat kolaylığını sağlamak bakımından adi ortaklık sözleşmeleri yazılı yapılmaktadır.
Kural olarak, aksine bir anlaşma olmadığı sürece tüm ortakların yönetim ve temsil hakları olduğu düzenlenmiştir. Ortaklar yönetim ve temsil yetkilerini bir veya daha fazla sayıda ortağa veya üçüncü bir kişiye devredebilirler. TBK’nun 625. maddesi uyarınca yönetime yetkili ortaklardan her biri, diğerleri katılmaksızın işlem yapabilir. Ancak, yönetime yetkili her ortak, tamamlanmasından önce işleme itiraz ederek, işlemin yapılmasını engelleyebilir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 637. maddesi uyarınca, kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortak, bu kişiye karşı bizzat kendisi alacaklı ve borçlu olur. Ortaklardan biri tarafından, adi ortaklık adına bir üçüncü kişi ile işlem yapılması halinde, diğer ortaklar ancak temsil hükümleri çerçevesinde, alacaklı veya borçlu olurlar. Bu doğrultuda, kendisine yönetim görevi verilen ortağın, adi ortaklığı üçüncü kişilere karşı temsil yetkisinin bütün ortakların oybirliğiyle verilmiş olması ve yetki belgesinde bu hususun açıkça belirtilmiş olması şarttır. Adi ortaklıkta malvarlıkları bakımından elbirliği ile mülkiyet, borçlar bakımından ise müteselsil sorumluluk söz konusudur. Ancak, ortaklar yazılı bir sözleşme ile bu konuda özel düzenlemeler yapabilirler (Yargıtay 3.HD 2014/442 E 2014/6530 K).
Somut olayda; davalı adi ortaklardan….. Ltd. Şti vekili, davacı ile yapılan sözleşmede, adi ortaklığın ismi üzerinde tek imza bulunduğunu, bu imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle müvekkilini bağlamadığını, sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürmüştür.
Bu durumda; mahkemece, adi ortaklık sözleşmesinin dosyaya sunulmasının sağlanması, adi ortaklık sözleşmesinde adi ortaklığın, 3.kişilere karşı temsil hususunun ne şekilde düzenlendiğinin incelenmesi, davaya dayanak olan davacı ile imzalanan sözleşmedeki adi ortaklık ismi üzerinde bulunan imzanın kime ait olduğunun tespit edilmesi, adi ortaklık sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak, davacı ile imzalanan dava konusu sözleşmenin yetkisiz temsilci tarafından imzalandığının anlaşılması halinde, davacının yaptığı iş ve işlemlere davalı adi ortağın icazet verip vermediği, bunlardan yararlanıp yararlanmadığının ve sonuç olarak davalının bu sözleşmeden sorumlu olup olmadığının değerlendirilmesi ve buna göre bir hüküm kurulması gerekirken bu hususlarda hiç bir inceleme yapılmaması usul ve yasaya aykırı olmuştur (Yargıtay 19. HD 2015/10131 E 2015/17600 K).
2-Yine davalı taraf, dava konusu faturaların dava dışı … şirketine kesildiğini, bu şirket tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının, ticari defterleri incelenmek suretiyle tespiti gerektiğini belirtmiştir.
Bu durumda; HMK ‘nın 221.madde hükümleri uyarınca, dava dışı şirketin ticari defterlerinin, davacı tarafa ödeme yapılıp yapılmadığı konusunda bilirkişi aracılığı ile incelenerek sonucuna uygun bir değerlendirme yapılmalıdır.
3-Davacı vekili dava dilekçesinde, alacağına diğer ortak hakkında başlatılan takip tarihi 19/11/2015 ‘ten itibaren avans faizi yürütülmesini talep etmiş, mahkemece, eldeki dava tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmiştir.
Davacı tarafça, davalıya gönderilen 02/02/2017 tarihli ihtarın içeriğine göre; temerrüde esas olabileceği anlaşıldığından, bu ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği ve davalının temerrüde düştüğü tarihin belirlenerek faizin belirlenen bu tarihten başlatılmaması da kabule göre hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının diğer nedenler incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.4-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2021 gün ve 2019/744 Esas 2021/159 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.4-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.325,85 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan 1.164,00 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
6-Taraflarca ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 22/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır