Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/371 E. 2022/356 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/371 – 2022/356
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2021/371
KARAR NO : 2022/356

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2021
NUMARASI : 2020/559 Esas – 2021/110 Karar

DAVACI :
ADRES :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/04/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; davalı ile müvekkili arasında köprü, imalat, nakliye ve montaj işlerini kapsayan 07/11/2015 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 10.maddesinde davalı ödemelerinin hangi tarih ve tutarda yapacağının belirtildiğini, sözleşmenin imzalanmasını müteakip sipariş avansı olarak 50.000,00 TL peşinat alındıktan sonra kalan bakiye için taksitler halinde 5 adet senet ile ödenmesi yönünde anlaşıldığını, müvekkili şirketin 23/12/2015 tarihinde … numaralı ve 325.680,00 TL bedelli fatura kestiğini, faturanın davalıya gönderildiğini, davalı tarafından kesilen faturaya istinaden 5 adet bono düzenlediğini, davalının müvekkili şirkete 110.272,00 TL borçlu olduğunu, sözleşmenin ilgili maddelerinde borcun zamanında ödenmemesi durumunda %2 vade farkı bedelinin tahakkuk edeceğinin belirtildiğini, vade farkı alacağının doğduğunu ileri sürerek, 55.136,00 TL’nin 07/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsilini, 55.136,00 TL’nin 07/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, vadesinde ödenmeyen 4 ve 5. taksitlere uygulanan toplam 116.741,30 TL vade farkı olmak üzere toplam 226.741,30 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; dava tarihi itibariyle 3 yıllık sürenin geçtiğini, senet alacağının zamanaşımına uğradığını, bahse konu senetlerden biri dışında diğer 4 tanesinin ödemesinin yapıldığını, ancak senetlerin taraflarına iadesinin yapılmadığını, senetleri iade etmemesine rağmen davacının üstüne bu davayı açmasının haksız olduğunu, 07/04/2016 tarihli senedin elden ödemesinin yapıldığını, elden yapılan ödemenin karşısında senet aslını almadıklarını, 07/05/2016 tarihli bono ile birlikte ödemesinin yapıldığını, davacı tarafın 07/05/2016 vadeli senedi müvekkiline iade ettiğini, 07/05/2016 tarihli senedin verilmesinin 07/04/2016 tarihli senedin de ödemesinin alındığı anlamına geldiğini, aksi durumun hayatın olağan akışına uygun olmayacağını, açıklanan nedenlerce müvekkilinin davacı yana hiçbir borcunun bulunmadığını, vade farkı talebinin yasaya aykırı bir talep olduğunu savunarak, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “taraflar arasında 07/11/2015 tarihli sözleşme başlıklı sözleşmenin bulunduğu, söz konusu sözleşmenin 10.maddesinde ödemelerin düzenlendiği, düzenlenen bu ödemelere göre davalı tarafından davacıya 50.000,00 TL peşinat verildiği, geriye kalan bedel için ise 5 adet senedin verildiği, söz konusu senetlerden davacının iddiasına göre ilk 3 adetinin ödendiği, 4 ve 5.aydakilerin ödenmediğinin iddia edildiği, davalıya göre ise tamamının ödendiğinin iddia edildiği, bu çerçevede davaya konu 07/04/2016 ve 07/05/2016 tarihli bono asıllarının davacı tarafından dosyaya sunulmasının istendiği, davacının söz konusu bono asıllarından 07/04/2016 tarihli bono aslını mahkemeye sunduğu, diğer 07/05/2016 tarihli bono aslını mahkemeye sunamadığı, davalı tarafından söz konusu 07/05/2016 tarihli bono aslının kendilerinde olduğunun beyan edildiği, tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan rapora göre davacının kendi defterlerinde her iki senet yönünden de alacaklı gözüktüğü, davalının defterlerinde ise 07/04/2016 tarihli senetten dolayı borçlu gözüktüğü, 07/05/2016 tarihli senetten dolayı muhasebe açıklama kısmında senet iptali yazdığının rapor edildiği görülmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı taraf her ne kadar 07/05/2016 tarihli senetten dolayı alacaklı olduğunu iddia etmiş ise de söz konusu senet aslının davacının elinde olmaması, senet aslının davalıda olması, söz konusu senedin davalı defterlerinde iptal olarak gözükmesi nedeni ile mahkememizde söz konusu senet nedeni ile davacının davalıdan alacaklı olmadığı ve söz konusu senetten kaynaklı vade farkını talep edemeyeceği yönünde mahkememizde kanaatin oluştuğu, yine 07/04/2016 tarihli senet değerlendirildiğinde; söz konusu senet aslının davacının elinde olması, davacının defterlerinde söz konusu senetten dolayı alacaklı gözükmesi, davalı defterlerinde söz konusu senedin ödendiğine ilişkin kayıt ve belge bulunmaması nedeni ile mahkememizde söz konusu senetten dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğu, yine taraflar arasındaki sözleşmenin 10.maddenin a bendinde vade farkının düzenlendiği, söz konusu madde gereğince davaya konu 07/04/2016 tarihli senedin vadesinden dava tarihine kadar aylık % 2 vade farkını davacının davalıdan talep edebileceği, söz konusu vade farkının bilirkişi tarafından yapılan hesaba göre 59.546,88 TL olduğu” gerekçesi ile bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 07/05/2016 tarihli senet borcunun ödenmediğini, davacının sehven 07/05/2016 tarihli senedi davalıya teslim ettiğini, borcun dördüncü taksidi ödenmemişken, beşinci taksidinin ödenmesinin mümkün olamayacağını, senedin davalının elinde bulunmasının yanlışlık eseri olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 07/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip