Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/370 E. 2023/585 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/370 – 2023/585
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/370 Esas
KARAR NO : 2023/585 (İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Kararın Kaldırılarak Gönderilmesi HMK 353/1-a-4 ve a-6)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2020
NUMARASI : 2019/556 Esas-2020/622 Karar

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak

KARAR TARİHİ : 02/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/05/2023

Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 23/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili …. Şti. (…) ile davalı …. A.Ş. (… İnş.) arasında 08.05.2015 tarihli Alt Yüklenici Yapım Sözleşmesi ve 07.01.2016 tarihli Alt Yüklenici Yapım Sözleşmesi kapsamında bir ticari ilişki bulunduğunu, davacı müvekkilinin, davalı … İnş. ile diğer davalı … A.Ş. (…) arasında imzalanan … … İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenleme İnşaatı işinin elektrik yapım işini üstlendiğini, sözleşmenin 6. ve 12. maddelerinde ödeme şeklinin düzenlendiğini, davacı müvekkilinin, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmişse de davalı … İnş.’ın tamamlanan işlerin hak ediş bedellerini ödemediğini, hak ediş bedellerinin, davalı … tarafından diğer davalı … İnş.’a ödenmesine rağmen, davalı … İnş.’ın davacı müvekkiline ödemediğini, davacı müvekkilinin sözleşme konusu imalatlar ile sözleşme dışı ilave işleri yaparak hak edişler düzenlenerek davalı şirkete bildirdiğini, davalı … İnş.’ın ise herhangi bir itirazda bulunmadığını, alacağın tahsili için görüşmelerden sonuç alınamayınca 30.07.2019 tarihinde arabulucuya başvurulduğunu ve 10.09.2019 tarihinde herhangi bir anlaşmaya varılamadığını, davacının alacağının güvence altına alınması için davalı şirket adına kayıtlı gayrimenkul ve araçlara ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davalı yan adına kayıtlı gayrimenkul ile araçlarına ihtiyati tedbir konulmasına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerine yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
YANIT:
Davalı …. Şti. vekilinin 19.11.2019 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili davalı …. Şti. (…)’nin görev ve sorumluluğunun inşaat alanında sadece Müşavirlik ve Danışmanlık Hizmetlerini yerine getirmek olduğunu, bunun dışında proje çizmek, onaylamak, projede eksik olup olmadığını denetlemek gibi bir görev ve yetkisinin bulunmadığını, müvekkili davalı …’ın dava konusu uyuşmazlıktan kaynaklı herhangi bir sorumluluğunun olmadığını ve davacı … İnş. ile aralarında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, dava dilekçesinde, müvekkil davalı aleyhine herhangi bir isnat olmadığını ve davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini,
Davalı … A.Ş. Vekili davaya cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkili davalının, ihale makamı idare olarak, diğer davalı yüklenici … İnş. ile anahtar teslimi götürü bedel, … “… … inşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenleme İnşaatı” işi için sözleşme akdettiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde ifade ettiği gibi davacı taraf ile müvekkili davalı … arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, bu anlamda müvekkil davalının, herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, diğer taraftan açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle bu yönden de reddinin gerektiğini, beyanla husumet haksız ve mesnetsiz davanın müvekkil davalı açısından reddine, yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı … İnş. vekilinin 03.12.2019 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Taraflarına tebliğ edilmeyen davacı belge ve delillerine karşı itirazlarını saklı tuttuklarını, eksiklerin giderilmemesi durumunda davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davalı yüklenici ile diğer davalı … arasında “… … İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenleme İnşaatı” işi için sözleşme akdediîdiğini, anılan sözleşmenin bir bölümünü oluşturan Elektrik Tesisatı işlerinin sözleşme ve eklerinde açıklanan anahtar teslimi götürü bedel ve esaslarla KDV Hariç 9.400.000 TL’ye 08.05.2015 tarihli Alt Yüklenici sözleşmesinin ise … … – … (…) tarafından asansör ve jeneratör temini bedeli hariç taahhüt edildiğini, … tarafından ihtirazı kayıt konulmadan imzalanan 7 adet hak ediş gereğince KDV hariç 894.000,02 TL’lik iş yapıldığını, … tarafından hak ediş faturalarının kesildiğini ve fatura bedelleri ödenerek görülen lüzum üzerine sözleşmenin karşılıklı olarak fiilen feshedildiğini, davacının dava dilekçesine konu edilen 08.05.2015 tarihli Alt Yüklenici yapım sözleşmenin taraflarının farklı olduğunu, işe ilişkin imalat bedellerinin tamamının ödendiğini, sözleşmenin geldiği aşamada feshedildiğini ve bahse konu sözleşme ile ilgili dava şartı arabuluculuk başvurusunun yapılmadığı göz önüne alındığında, söz konusu sözleşmenin dava konusu yapılamayacağını, yukarıda anılan sözleşme kapsamındaki işlerin bir bölümünü oluşturan ve … tarafından yapılan işlerin dışında kalan “Elektrik Tesisatı” işlerinin sözleşme ve eklerinde açıklanan anahtar teslim götürü bedel ve esaslarla KDV Hariç 8.506.000,00 TL’ye yapılmasının, 07.01.2016 tarihli Alt Yüklenici Yapım Sözleşmesi ile davacı … tarafından taahhüt edildiğini, davacı … tarafından ihtirazı kayıt konulmadan 11 adet hak edişin imzalandığını, KDV hariç 9.400.000,00.TL sözleşme bedelinden … tarafından yapılan ve bedelleri ödenen KDV hariç 894.000,02.TL mahsup edilerek KDV hariç 8.506.000,00 TL olan sözleşme bedeline ulaşıldığını, sözleşme ekinde birim fiyatların yer aldığı bir listenin olmadığını ve sözleşmenin 6. maddesi gereğince işin anahtar teslimi götürü bedel usulüne göre yapılacağının açık olduğunu, ayrıca davalı yüklenici ile … arasında “… … İnşaatı ile Altyapı ve Çevre Düzenleme İnşaatı Kiralık Alanların İnce İşleri” sözleşmesinin akdediîdiğini, bahse konu sözleşmede işlerin bir kısmının sözleşme ve eklerinde açıklanan anahtar teslim götürü bedel ve esaslarla KDV hariç 2.568.209,43 TL’ye yapılması hususunda 09.11.2016 tarihinde davacı alt yüklenici ile Alt Yüklenici Sözleşmesi yapıldığını, davalı ile davacı alt yüklenici arasında 07.01.2016 ve 09.11.2016 tarihli iki ayrı sözleşme yapılmış ise de, bahse konu işlerin tek iş olduğunu, 09.11.2016 tarihli ikinci işin 07.01.2016 tarihli ilk iş kapsamında bulunan ilave işlere ilişkin ek sözleşme niteliğinde olduğunu, davacının ikinci iş için ayrı sigorta işyeri numarası almadığını, bu nedenle 07.01.2016 ve 09.11.2016 tarihli sözleşmelere ilişkin cari hesapların birlikte tutulduğunu, davacı alt yüklenici tarafından taahhüt edilen işlerin bir bölümünün, 28.06.2016 tarihli sözleşme gereğince, davacı Alt Yüklenicinin Alt Taşeronu olan …. Şti’nce taahhüt edildiğini, davalı yüklenici tarafından, davacı alt yükleniciye işte gecikme olduğu, eksik ve kusurlu imalatların ivedilikle tamamlaması, aksi takdirde eksik imalat ve malzemelerin nam ve hesaba yapılacağı/yaptırılacağı hususunda yazılar yazıldığını, davalı … ve müşavir firma tarafından davalı yükleniciye, davacı alt yüklenicinin taahhüdü altında olan işlerin eksik ve kusurlu imalatlar içerdiğine dair 14 farklı yazı ile bildirildiğini, imalatlardaki eksik ve kusurların davacı alt yüklenicinin de kabulüne girdiğini, … 20. Noterliğinin 13.04.2018 tarih ve … yevmiye numaralı alacağın temliki sözleşmesi gereğince alt taşeronu tarafından yapılmayan eksik ve ayıplı işlerden dolayı alacağını temlik ederek eksik ve ayıplı işlerin nam ve hesabına yapılmasını/yaptırılmasını kabul ettiğini, davalı yüklenici tarafından … 24. Noterliğinin 27.04.2018 tarih ve … numaralı ihtarnamesi ile ortak sorumlulukta bulunan sözleşme konusu imalatlarda tespit edilen ve sahada tespit edilecek diğer eksik ve gizli işlerin giderilmesi için ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde işe başlanmasını ve işin 15 gün içerisinde sözleşmeye uygun şekilde tamamlanarak teslim edilmesini, aksi takdirde işlerin davacı alt yüklenici nam ve hesabına yaptırılacağını ve yapılacak masraflar ile her türlü zarar ve ziyanın talep edileceğinin ihtar edildiğini, davacı alt yüklenici tarafından eksik ve ayıplı imalatların giderilmesine yönelik herhangi bir işlem yapılmadığının davalı yüklenici ile davalı … arasında 07.05.2018 tarihli tutanak ile kayıt altına alındığını, davacı alt yüklenicinin, davalı yükleniciye borçlu olduğu halde 21.12.2018 tarihinde 458.949,50 TL cari hesap alacağının ödenmediği gerekçesiyle Diyarbakır 9. İcra Müdürlüğü’nün 2018/90035 E. Sayılı dosyası ile davalı yüklenici aleyhine icra takibi başlattığını, icra dosyasına yapılan itiraz neticesinde icra takibinin durdurulduğunu, kabul manasına gelmemekle birlikte davacı alt yüklenicinin icra takibine konu ettiği 458.949,59 TL asıl alacak ile 100.327,64 TL işlemiş faiz talebi ve işbu davayı açmadan önce yapılan arabuluculuk görüşmelerinde 4.241.000,00 TL alacaklı olduğu iddialarının çeliştiğini, taraflar arasındaki 07.01.2016 tarihli sözleşmeden 11 hak ediş, 09.11.2016 tarihli sözleşmeden 1 hak ediş düzenlendiğini, davacı alt yüklenici tarafından 269.768,04 TL nakit teminat tutarı içinde olmak üzere 13.253.732,23 TL fatura düzenlendiğini, karşılığında davalı yüklenici tarafından davacı alt yükleniciye 13.400.843,38-TL ödendiğini ve davalı yüklenicinin davacı alt yükleniciden 147.110,17 TL alacağının bulunduğunu, 09.11.2016 tarihli sözleşme kapsamındaki uzaktan sayaç okuma işinin davacı alt yüklenici tarafından yapılmadığını, bahse konu işin davacı alt yüklenici nam ve hesabına…. Şti. firmasına 10.10.2017 tarihli protokol kapsamında KDV dahil 22.800,00€ (119.502,50 TL) (KDV’den muaf) bedelle yaptırıldığını ve ilgili tutarın davalı yüklenicinin tarafından ödendiğini, 07.01.2016 tarihli sözleşme kapsamında yapılan hak ediş ödemeleri içerisinde ödenen KDV dahil 143.034,57 TL’nin sözleşme dışı yapıldığı, ancak söz konusu işlerin 09.11.2016 tarihli sözleşme kapsamına alındığını, 09.11.2016 tarihli sözleşme kapsamındaki 1 numaralı hak edişten 143.034,57 TL’nin düşüldüğünü, cari hesaba göre davacı alt yüklenicinin, davalı yükleniciye 147.110,14 TL borcu olduğunu, davacı alt yüklenici nam ve hesabına yaptırılan işler için de davacı alt yükleniciden alacaklı olduğunu, Davalı yüklenicinin, davalı …’a kesin kabul için başvurduğunu, davalı …, davalı müşavir ve davalı yüklenici yetkililerinden oluşan kesin kabul komisyonunca 09/10.04.2019 tarihli incelemelerde eksik ve kusurlu işlerin tespit edildiğini, eksik ve kusurlu imalat listesi göz önüne alındığında davacı alt yüklenicinin işin sözleşme ve eklerine uygun olarak eksiksiz şekilde teslim edildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, ihtar edilmesine rağmen gerçekleştirilmeyen eksik ve kusurlu işlerin, davalı yüklenici tarafından davacı alt yüklenici nam ve hesabına KDV dahil 964.506,68 TL bedelli yapıldığı/yaptırıldığı, söz konusu işlerin 561.387,25 TL’sinin malzemelere, 403.119,43 TL’sinin imalata ilişkin olduğunu ve işlerin detaylarının verildiğini, davalı yüklenicinin, davacı alt yüklenici cari hesabından 147.110,14 TL, davacı alt yüklenici nam ve hesabına alınan malzemelerden KDV dahil 561.387,25 TL ve davacı alt yüklenici nam ve hesabına yaptırılan işlerden KDV dahil 403,119,43 TL olmak üzere toplam KDV dahil 1.111.616,85 TL alacaklı oluğunu, ayrıca davacı alt yüklenici tarafından ödenmeyen personel maaşları ile sigorta prim ödemelerinin davalı yüklenici tarafından ödendiğini, işin sözleşmeye uygun hale getirilmesi için halen davacı alt yüklenici nam ve hesabına imalatlar yaptırıldığını, davacı alt yüklenicinin alacağının sabit olmasına rağmen hak ediş bedellerinden bir kısmının ödenmediğini belirterek alacaklı olduğunu iddia etmesi davacı alt yüklenicinin kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davacı alt yüklenici tarafından bilahare iletilen hesap tablosunda belirtilen tutara nasıl ulaşıldığını gösteren alt hesap detaylarının bulunmadığını, hal böyle iken davacı alt yüklenici tarafından davalı yükleniciye iletilen kesin hak edişlerin davalı yüklenici tarafından kabul edilmiş sayıldığı iddiasının yersiz ve haksız olduğunu, davacı alt yüklenicinin 07.01.2016 tarihli sözleşme kapsamında, sözleşmede belirtilen anahtar teslim götürü bedel olan KDV hariç 8.506.000,00 TL ile 121.215,73 TL ilave imalat (üçüncü trafo farkı); 09.11.2016 tarihli sözleşme kapsamında ise sözleşmede belirtilen anahtar teslim götürü bedele olan KDV hariç 2.568.209,43 TL’den 121.215,73 TL düşülmesiyle hesaplanan 2.446.993,70 TL imalata ve KDV hariç 231.530,68 TL ilave işler olma üzere 11.305.740,11 TL tutarında iş yaptığını, bu bedelden yemek yatak kesintileri (146.897,73 TL) düşüldüğünde ulaşılan 11.158.842,38 TL’ye %18 KDV eklendiğinde davacı alt yüklenicinin 13.167.434,01 TL imalat alacağı olduğunu, bu cari hesap gereğince davacıya 13.400.843,38 TL ödendiğini, eksik ve ayıplı işler nedeni ile davacı alt yüklenici nam ve hesabına yapılan/yaptırılan işler hariç olmak üzere 233.409,37 TL davalı yüklenici alacağı olacağının sabit olduğunu, davacı alt yüklenici tarafından eksik ve ayıplı işlerin tamamlanmaması nedeniyle davacı alt yüklenicinin geçici kabulü, kesin kabulü ve kesin hak edişinin yapılmadığını; davalı yüklenici ile davalı … arasında bahse konu eksik ve ayıplı işlerin tamamlanmaması nedeniyle kesin kabulün sonuçlandırılmadığını, davalı yüklenicinin, davacı alt yüklenici nam ve hesabına aldığı malzemeler ve yaptırdığı işlerden dolayı KDV dahil 964.506,68 TL, yaptığı fazla ödemeden 233.409,37 TL (kesin hesap yapılmamıştır) ve genel giderler için yaklaşık 400.000,00 TL olmak üzere toplamda 1.597.916,05 TL alacaklı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı alt yüklenicinin alacaklı olduğu sonucuna varılır ise takas mahsubu talep ettiklerini, beyanla haksız ve yersiz davanın reddine, kabul anlamına gelmemekle kaydıyla takas mahsubu taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
… 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2020 tarih 2019/556 Esas 2020/622 Karar sayılı kararında özetle; Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan hak ediş alacaklarına ilişkin davadır.
Muhasebe finansman öğretim üyesi, Makine Mühendisi öğretim üyesi ve Elektrik Mühendisi öğretim üyesi bilirkişi heyetinden alınan rapordan özetle, Taraflar arasındaki iki adet sözleşme kapsamında yapılan iş tutanmn KDV dahil 12.967.808,43TL; buna karşılık davacı yüklenicinin tahsil ettiği tutarın 12.282.926,33TL olduğu, ayrıca 263.497,31TL çek alınmış olup davacı taşeron alacağının 421.384,79 TL olduğu, Tahsilat ve çekler dışında eksik ve kusurlu imalatlara için davalı yüklenici tarafından 3. Şahıslara yaptırılan işlere ilişkin fatura bedeli toplamının 302.484,43TL olduğu, bu bedelin değerlendirilmesi hususunda takdirin Sayın Mahkemede olduğu, Sayın Mahkeme tarafından 3. şahıslara kesilen eksik imalatlara ilişkin faturaların değerlendirmeye alınması durumunda davacı taşeronun 118.900,36 TL alacaklı olduğu, davacı adına toplam 342.823,08 TL tutarında SGK Primi, 74.991,73 TL işçi ücret ödemesi ve 41.134,83 TL stopaj kesintisi yapıldığı, bunlarında sayın mahkeme tarafından değerlendirmeye alınması durumunda davacı taşeronun 340.049,28TL borçlu olacağı, davalı idare … A.Ş. ve müşavir firma …. Şti. ile davacı taşeron firma arasında herhangi bir sözleşme olmadığından alacak-borç ilişkisi olmadığı, şeklinde kanaat bildirmişlerdir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ” Madde 470- Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.
Yüklenicinin Borçları Genel Olarak Madde 471- Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.
Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.
Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir.
Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükümlerini haizdir.
Davacı ile davalı … A.Ş. Arasında 07.01.2016 ve 09.11.2016 tarihinde … … inşatı ile çevre düzenleme işinin Elektrik Tesisatı işleri ve Trafo ve Jenaratör ilavesi, G blok trafo, fiber altpayı işi, sayaç okuma sistemi, turnike değişimi ve asansörlerin kartlı geçiş sistemine entegre edimesi, E blok küçülmesi, F-D blok kiralık alan eletrik tesisat işleri, A4 blok elektrik tesisat işleri, kiralık alanların elektrik tesisat işlerinin yapımı için alt yüklenici yapım sözleşmeleri imzalanmıştır.
Davacı tarafından üstlenilen işler yapılarak davalı … …A.Ş.’ye teslim edilmiş, işlerin geçici kabulü yapılmış, fakat kesin kabulü yapılmamıştır. Sözleşme konusu tesis işletilmeye başlanmış, işletilme esnasında davacı tarafından yapılan imalarda bir kısım aksaklık ve eksiklikler meydana gelmiş, bu eksiklik ve aksaklıklar davalı … A.Ş. Tarafından müşavir firma … firmasına bildirilmiştir. … firması da eksiklikleri Müteahhit firma … A.Ş’ye bildirmiş, … A.Ş.’de alt yüklenici davacı… Ltd. Şti’ye bildirmiştir. Kullanım süresinde de davacı tarafından yapılan bir kısım işlerde gizli ayıplar meydana gelmiş, bu gizli ayıplar müşavir firma tarafından müteahhit firmaya bildirilmiştir.
09.04.2018 tarihinde asıl işveren … A.Ş. Tarafından eksiklikler tespit edilmiş ve davalı … A.Ş’ye bildirilmiştir. Davalı … Ltd Şti bu hususları davalı … A.Ş’ye, … A.Ş de davacıya bildirmiştir. Davacıya eksikliklerin giderilmesi bildirilmesine rağmen 07.05.2018 tarihinde eksikliklerin giderilmediği, gidermek için davacının kampüste herhangi bir personelinin bulunmadığına dair asıl işveren tarafından tutanak tutulmuştur.
Davalı … A.Ş. tarafından davacı firma uyarılmasına rağmen eksiklikler giderilmemiş, 15.03.2019 tarihinde de yine eksikliklere ilişkin işveren tarafından tutanak tanzim edilmiştir. Bu eksiklikler davacı firmanın sözleşmeyle üstlendiği işleri kapsamaktadır. Bunlara örnek olarak “koridor aydınlatmayı kontrol etmiyor, 1. kat pano odası öne 8 adet lamba kontağı arızalı, kapı kartlı geçiş bağlı değil, zayıf akım odası karşısı anahtarı programsız, asansör önü anahtardan kapanmıyor, barisörlerde yanmayan ledler mevcut, kaçak akım arızası var, panosunda kaçak akım atıyor, klima santrali panosunda topraklama hattı kablosu yok, kampüs geneli çevre aydınlatma linyelerinde kablo patlakları var, bu sebepten dolayı kampüs içinde yanmayan aydınlatma var, ana nizamiye besleme kolon kablosu kısa devre kablosunda patlak var” şeklinde eksiklikler tespit edilmiştir.
Bu eksiklikler 10.06.2019 tarihine kadar devam etmiş, bu tarihte de yine müşavir firma tarafından davalı … A.Ş,’ye bildirilmiştir. Davacı firma tarafından üstlenilen işe ilişkin eksiklikler giderilmemiş, davalı … A.Ş, firması tarafından 3. şahıs firmalara eksiklikler tamamlattırılmıştır. Bu eksik işlere ilişkin tutarlar iş bedelinden düşülmüş, bu haliyle davacı firmanın bilirkişi raporunda da tespiti yapıldığı üzere alacaklı değil, borçlu olduğu anlaşılmıştır.
15.09.2020 tarihli bilirkişi raporu açık ve ayrıntılı, uyuşmazlığı aydınlatmaya yeterli olup, hükme esas alınarak davanın bu sebeplerle reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen 09.04.2021 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece davanın reddine karar verildiğini, hükme esas almış olduğu bilirkişi raporunun 26. sayfasında, müvekkili firma tarafından yapılan ek işlere ilişkin bir hesaplama yapılamadığının beyan edildiğini, mahkemece yapılan revize işlere ilişkin bir hesaplama yapılmadan karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine hükme esas alınan bilirkişi raporunun inceleme bölümünde, … 24. Noterliğinin 27.04.2018 tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarnameye değinildiğini ve burada davalı … şirketinin müvekkili firmadan 600.000 Dolar değerinde almış olduğu temlikten bahsedildiğini ancak buna karşın bu temlik tutarının bilirkişi raporunun sonuç kısmında hiçbir şekilde hesaba katılmadığını, taraflarınca daha sonradan tespit edilen bir diğer hususun ise davalı firmanın ticari defterlerinde bulunan ve müvekkili firmaya dava konusu iş ile ilgili yapıldığı iddia edilen ödemelerin ise yine davalı … şirketi ile davacı müvekkili firma arasındaki … işine ilişkin yapılan ödemeler olduğunun anlaşıldığını, davalı … şirketinin, başka bir işe ait yaptığı ödemeleri dava konusu işe ilişkin olarak yapmış gibi göstererek, bilirkişi tarafından da taraflar arasında başkaca bir iş olup olmadığı hiç araştırılmadan rapor hazırlandığını, mahkemenin gerekçeli kararında müvekkili firmanın özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı görüşü hakim olmuş olsa da ekte sunmuş oldukları tutanak metninden de anlaşılacağı üzere müvekkili firmanın yapmış olduğu işlere ilişkin geçici kabul belgesi veridiğini, bu belgelerin Kaymakamlığa sunulduğunu ve uygunluk belgesi verilerek müvekkili firmanın sahada işe devam etmesine icazet verildiğini, bilirkişi raporunda dikkat edilmeyen bir diğer hususun da davalı firmanın şantiye kesintisi için düşmüş olduğu bedellere KDV uygulandığını bu paranın ana paradan düşürülüp akabinde kalan anapara üzerinde ikinci kez bir KDV uygulandığını, bu hususun teknik bir değerlendirme olup, aynı alacak için iki kez KDV uygulanmasının ve bu hususun bilirkişi tarafından hiç dikkate alınmamasının da başlı başına bir bozma sebebi olduğunu, mahkeme dosyasına hazırlanan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı ve çelişkili olduğunu, taraflarınca açılmış olan dava ile müvekkili firmanın gerek sözleşmeden kaynaklı gerekse sözleşmenin eki niteliğinde değerlendirilen revize işlere ilişkin alacak talep edildiğini, tanzim edilen bilirkişi raporunda müvekkili firmaca yapılan revize işlere ilişkin bir hesaplama yapılamadığının beyan edildiğini, mahkemenin de bu eksik raporu esas alarak ret kararı verdiğini, bilirkişi raporunun inceleme bölümünde … 24. Noterliğinin 27.04.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinden bahsedildiğini ancak bu İhtarname içeriğinde bahsedilen ve davalı … şirketinin müvekkili firmadan 600.000 Dolar değerinde almış olduğu temlikten, raporun hesaplama ve sonuç kısmında hiç bahsedilmediğini, bu bağlamda müvekkili firmanın hem alacağına ulaşamadığını hem de 600.000 Dolar alacağını davalı … şirketine temlik ederek mükerrer bir şekilde davalılara borçlu konuma düştüğü gibi bir durum ortaya çıktığını, bilirkişinin hesaplama yapma konusunda ehil bir kişi olmasına rağmen davalı firma tarafından şantiye kesintisi adı altında KDV uygulanıp ana borçtan düşülerek kalan bakiye üzerine yeniden KDV uygulamasını tespit edememesi de manidar bir durum olduğunu, raporda tanzim edilen ve fakat … işi için ödenen bedellerin şu şekilde açıklandığını,

– 13.05.2019 vade tarihli …seri numaralı 25.000,00 TL bedelli çek,
– 06.05.2019 vade tarihli … seri numaralı 25.000,00 TL bedelli çek,
– 25.03.2019 vade tarihli …seri numaralı 50.000,00 TL bedelli çek,
– 26.04.2019 vade tarihli … seri numaralı 25.000,00 TL bedelli çek,
– 03.05.2019 vade tarihli … seri numaralı 25.000,00 TL bedelli çek,
– 31.05.2019 vade tarihli … seri numaralı 73.497,31 TL bedelli çek,
– 15.07.2019 vade tarihli ….seri numaralı 40.000,00 TL bedelli çek.

Bu ödemelerin davalı … şirketinden müvekkiline dava konusu olmayan bir iş ile ilgili verilmiş olduğunu, tanzim edilen raporda sanki dava konusu işe ilişkin yapılmış gibi değerlendirildiğini, dolayısıyla dava konusu olmayan bir işten alınan ödemeleri dava konusu işe ilişkin yapılmış gibi göstermenin isabetsiz olduğunu, ekte sunmuş oldukları … İletim Kanalının 1. Kısım (…Tüneli + İletim Kanalı) Enerji Nakil Hattı Bakım ve Onarım İşlerine ilişkin olarak 1. Kesin hesaba ilişkin olarak bakiye ödenecek tutarın 263.497,31 TL olduğunu, bu tutar ile yukarıda dava konusu işe ilişkin yapıldığı iddia edilen ve bilirkişi raporu ile de dava konusu işe ilişkin yapıldığı kabul edilen çek bedellerinin toplamının da kuruşu kuruşuna aynı olduğunu, bahsettikleri üzere yukarıda belirtilen ödemelerin dava konusu işe ilişkin ödemeler değil taraflar arasında ki başka bir işe ilişkin yapılan ödemeler olduğunu, davacı müvekkili firmanın yapmış olduğu işlere ilişkin geçici kabul belgesi verildiğini, bu belgelerin Kaymakamlığa sunulduğunu ve uygunluk belgesi verilerek müvekkili firmanın sahada işe devam etmesine icazet verildiğini, müvekkili firmanın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesinden sonra davalılar tarafından, müvekkili firmanın hak etmiş olduğu ücretlerin ödenmediğini, bununla birlikte müvekkilinin başka bir iş için aldığı ödemelerin mahkemeyi de yanıltmak kastı ile bu işe ilişkin olarak yapılmış gibi gösterilerek hileli yollara müracaat edildiğini, yine müvekkilinin nam-ı hesabına yaptırılan işin ne olduğunu, bu işlerin sözleşme kapsamında ki işlerden olup olmadığının dahi araştırılmadan bilirkişi raporu hazırlandığını ve bu rapor esas alınarak mahkemece karar verildiğini, müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiş olmasına karşın davalı yanın mahkemeyi yanıltmak sureti ile bildirdiği ödemelerin başka işlere ait ödemeler olduğunun da gözetilerek esasen dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranan tarafın davalı … şirketi olduğunun açık olduğunu, bu sebeplerle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … …. A.Ş vekili istinaf başvurusuna karşı dosyaya sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; İstinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep ettiklerini, zira davacı tarafın bilirkişi raporuna yasal süre içerisinde itiraz etmediğini, bu sebeple bilirkişi raporunda tespit edilen hususların davacı yönünden kesinleşmiş olduğunu, kabul manasına gelmemekle birlikte bilirkişi raporunun da dosya kapsamındaki delillere ve belgelere uygun olarak hazırlandığını, dava dilekçesini genişleten iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, davacı şirket vekilinin istinaf dilekçesi ekinde yeni deliller sunduğunu, bu delillerin kabulünün mümkün olmadığını, davacı yanın istinaf dilekçesinde 600.000,00 Dolar alacağını davalı şirkete temlik ederek mükerrer bir şekilde davalılara borçlu konuma düştüğünü ileri sürmüş ise de … 20. Noterliğinin 13/04/2018 tarihli … yevmiye numaralı alacağın temliki sözleşmesi ile davacı şirketin iş bu dava konusu sözleşmeler gereğince kendi sorumluluğunda olan ve alt taşeronu … Şti’ye taşere ettiği ancak alt taşeronu tarafından yapılmayan eksik ve gizli ayıplı işlerin olduğunu kabul ederek iş bu eksik ve gizli ayıplı işlerden kaynaklanabilecek davacı şirket ile alt taşeronu … Yapı arasında akdedilen 28/06/2016 tarihli sözleşme kapsamında doğmuş ve doğacak alacaklarının 600.000,00 USD’lik kısmını müvekkili şirkete temlik ettiğini, ancak bu temlik gereğince davalı müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, dolayısıyla davacı alt yüklenici tarafından davalı yükleniciye ödemesi yapılmamış olar 600.000,00 USD’nin 15/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda borç alacak hesabına katılmaması gerektiğinin sabit olduğunu ve itiraz edilecek bir husus olmadığını, bu iddiaların ayrıca iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı kapsamında kaldığını, bu sebeple de itibar edilmesinin mümkün olmadığını, yine KDV’ye ilişkin iddialar yönünden bu iddiaların doğru olmadığını, ek işlerin değerlendirmeye alınmadığı iddiasının da doğru olmadığını ve reddi gerektiğini, bu işlerin hesaba katılarak davacının hem sözleşme kapsamında hem de sözleşme dışı yaptığı işlerin değerlendirilmesi sonucunda alacaklı değil borçlu olduğunun anlaşıldığını yine davacı tarafın, taraflar arasındaki … İşi kapsamında verilen 7 adet 263.497,31 TL bedelli çekin bilirkişi raporunda sehven hesaba dahil edildiğini, fakat bu bedelin davacı alt yüklenicinin, davalı yükleniciye olan borcundan mahsup edilmesi halinde dahi davalı yüklenici şirketin 1.334.418,74 TL alacaklı olduğunun sabit olduğunu, yine davacının yapmış olduğu işlere ilişkin olarak geçici kabul belgesi verildiği iddiasının da doğru olmadığını, 21/03/2017 tarihli tutanak dava dilekçesine ek yapılmadığı için bu tutanağın değerlendirilemediğini ve ayrıntılı açıklama yapılamadığını, önceki tüm beyanlarını tekrar ettiklerini, davacının işi, sözleşme ve eklerine uygun olarak eksiksiz bir şekilde teslim ettiği iddialarının doğru olmadığını, dilekçelerinde açıklanan sebeplerle müvekkili şirketin davacı alt yüklenici şirketten olan alacaklarının eksik hesaplandığını, tüm bu sebeplerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, davacı alt yüklenici ile davalılardan yüklenici şirket olan … İnş. San ve Tur. Mad. Tic. A.Ş. Arasında düzenlenen 07/01/2016 tarihli ve 09/11/2016 tarihli konusu “… … İnşaatı ile Çevre Düzenleme İşinin Elektrik Tesisatı İşlerinin Yapımı” olan alt taşeronluk sözleşmelerinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının ödenmesi istemine ilişkindir.
Davalılar vekilleri, sundukları cevap dilekçelerinde yukarıda ayrıntıları verilen gerekçelerle davanın husumet yönünden ve esas yönünden reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuşlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraf ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu muhasebe finansman öğretim üyesi, makine mühendisi öğretim üyesi ile elektrik mühendisi öğretim üyesinden heyet olarak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, davalıların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, buna göre 2 adet alt yüklenici sözleşmesi kapsamında yapılan 12 adet hakedişe göre ve davalı tarafından yapılan ödemeler ile davalı yüklenicinin davacı adına yaptığı SGK ödemeleri ve maaş ödemelerinin mahsubu sonucunda davacının alacağının kalmadığı, davacının davalı yükleniciye 37.564,85 TL borçlu olduğu, davalı yüklenicinin davacı adına üçüncü kişilere yaptırdığı eksik ve ayıplı işler bedellerinin işe dahil edilmesi halinde ise davacı taşeronun davalı yüklenici … A.Ş’ye 340.049,28 TL borçlu olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş bu karara karşı davacı vekilinin, yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında bilirkişi kurulundan alınan rapora istinaden karar verilmiş ise de taraf vekilleri bu rapora itiraz etmiş olup özellikle davacı vekili itirazından davacı müvekkili tarafından davalı yüklenici … A.Ş.’ye yapılan alacağın temlikinden bilirkişi raporunda söz edilmediğini, bu sebeple yeni bir bilirkişi raporundan alacağın temliki hükümlerinin de değerlendirilmesi sureti ile yeni bir rapor alınmasını talep etmiş ancak mahkemece bu talebin kabul veya reddi konusunda herhangi bir ara karar kurulmadan ve itirazlar konusunda gerekirse önceki bilirkişi kurulundan ek rapor veya yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınmadan bu rapora itibar edilmek sureti ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Yine davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesi içeriğindeki açıklamalar ile bu dilekçeye karşı davalı … A.Ş. Vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde taraflar arasındaki başka bir iş için yapıldığı anlaşılan 263.497,31 TL’lik ödemenin somut uyuşmazlık yönünden taraflar arasında ortaya çıkan eldeki davada davalı tarafından davacıya yapılan ödeme olarak kabul edilerek taraflar arasındaki işin tasfiyesinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki ilişkide borcu sona erdiren iddiaların ileri sürülmesi halinde bu husus ödemeye ilişkin itiraz niteliğinde olduğundan davanın veya savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında kalmadan ileri sürülebileceği gibi mahkemece de resen nazara alınması gerekir. Bu sebeple bu konularda bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak ya da yeni bir bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınması suretiyle tarafların tüm itiraz ve iddia ve savunmalarının mahkemece verilecek gerekçeli kararda karşılanması ve karşı gerekçelerin hukuki dinlenilme hakkı kapsamında tarafı tatmin edecek şekilde açıklanması hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğundan, bu yönde işlem yapılarak davanın sonuçlandırılması gerekirken mahkemece yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmiş olması doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusu dairemizce haklı görülmüştür.
Yine kabule göre de, davalılardan … …Yönetici A.Ş. Vekili ile … … Ltd Şti. Vekili davacı ile müvekkilleri arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığından müvekkilleri yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep ettikleri halde mahkemece gerekçeli kararda bu konuda inceleme ve değerlendirme yapılmadan tüm davalılar yönünden davanın esastan reddine karar verilmiş olması da kamu düzeni kapsamında yapılan istinaf değerlendirmesi sonucunda dairemizce usul ve yasa hükümlerine aykırı görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 ve a-6 maddeleri gereğince kaldırılmasına, dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,
2-… 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2020 tarihli ve 2019/556 Esas 2020/622 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-4 ve a-6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak esasa ilişkin yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın mahiyeti gereği istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır