Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/360 E. 2023/262 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/360 – 2023/262
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/360 Esas
KARAR NO : 2023/262 (İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Kararın Kaldırılarak Gönderilmesi HMK 353-1/a-6)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2021
NUMARASI : 2018/102 Esas-2021/268 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak

KARAR TARİHİ : 01/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/03/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 08/02/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 09.06.2010 tarihinde ”… Yapım İşi Sözleşmesi” imzalandığı ve iş bitimi neticesinde kesin kabul çalışmaları yapıldığı, bu sözleşme kapsamında davalı idareye sözleşmenin sona ermesine kadar olacak şekilde nakdi olarak ve mektup olarak teminat yatırıldığını, iş bitimi ile serbest kalması gereken teminatların, aradan geçen süreye rağmen davalı idarece serbest bırakılmadığını, dava tarihinde davalı… nezdinde esasen 116.150,00-TL’lik teminat olup 40.000,00-TL’lik kısmının serbest bırakıldığı 76.050,00-TL teminat mektubu ve 83.565,15-TL nakdi teminat bulunduğunu, ancak söz konusu sözleşmedeki iş tamamlanmış olduğundan idarenin teminatları serbest bırakmamasının hiçbir geçerli sebebinin bulunmadığını, davalı tarafından taraflarına iade edilmeyen 83.565,15-TL tutarında nakdi teminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve yine davalının uhdesinde bulunan … A.Ş. tarafından müvekkili şirket lehine verilmiş 31.05.2016 gün ve … nolu 116.150,00-TL’lik olup 40.000,00-TL’lik kısmı serbest bırakıldığı için halen 76.050,00-TL tutarındaki teminat mektubunun değeri kadar davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile söz konusu teminat mektubunun müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın ikame ettiği işbu davaya ilişkin dava dilekçesinde yer alan nakdi teminat talebinin 83.565,15-TL olarak bildirildiğini, söz konusu talebin reddinin gerektiğini,… Yapım işi yüklenicisi …. San. A.Ş.’ye ait hesaplarının incelenmesi neticesinde kurumunun uhdesinde 50.255,00-TL nakdi teminat bulunduğunu, davacı ile müvekkili arasında 09.06.2010 tarihinde ”… Yapım İşi Sözleşmesi” imzalandığı, iş bitimi sonrası yüklenici firmadan alınan 26.11.2013 tarih ve 2013/06 sayılı yazı ile yüklenicinin sorumluluğu altındaki projenin kesin kabulünün yapılmasının talep edildiğini, kesin kabul komisyonu oluşturulduğunu ve bahse konu komisyonun çalışmalarını 28.01.2014-29.01.2014 tarihleri arasında sahada yaptığını, yüklenici firma tarafından, güzergahın geçtiği kamu kurum ve kuruluşları ile köy ve mahalle muhtarlıklarından, güzergahın eski haline getirildiği hususunda ilişiksiz belgeleri ile kamulaştırma yapılan boru hattının geçtiği sadece 56 parsel sahibinden ilişiksiz belgesi alınabildiği, diğer parsel sahiplerinden ise alınmadığını, dolayısıyla söz konusu projenin diğer kabul eksiklikleri tamamlanmış olmasına rağmen, parsel maliklerinden alınması gereken ilişiksiz yazılarından dolayı kesin kabul tutanaklarının onaylanamadığını, sözleşmenin 34.18.17. maddesinde yer alan hükmün; Yapım İşleri Genel Şartnamesi m.10 ile öngörülen ve işin sonunda yüklenicinin, işyerlerini her türlü ihzarattan ve çalışma artıklarından çevreyle uyumlu olacak şekilde temizleme yükümlülüğünü yerine getirdiğinin tevsiki amacına yönelik olduğu söylenebilecek olup… Doğal Gaz Boru Hattı Yapım İşi Sözleşmesinde de yüklenicinin bu yükümlülüğü yerine getirdiğini teyit edebilmek için mahsusen parsel sahiplerinden belge temin etmesi öngörüldüğünden, malumları olduğu üzere, yapım işine ilişkin bulunan sözleşmeler yönünden yüklenicilerini, işyerlerini her türlü ihzarattan ve çalışma artıklarından çevreyle uyumlu olacak şekilde temizlemekle mükellef tutulmasının nedeninin, taşınmaz malikleri ile iş sahibi makamı arasında yaşanması muhtemel uyuşmazlıkların önüne geçmek olup güzergahın eski haline getirildiğinin tevsiki için yüklenici tarafından temin edilmesi istenilen belgelerin de esasen bu uyuşmazlıkların önüne geçme amacı güttüğünü, kamulaştırma güzergahındaki taşınmazın sahiplerinin güzergahın eski haline getirildiği yönündeki ibraname vermekten imtina etmeleri, yüklenicinin eski hale getirme yükümlülüğünü yerine getirmediği anlamına gelebileceği gibi; yüklenicinin, sözleşmenin yanı sıra, taşınmaz sahiplerinden belge temin etme yükümlülüğünü de üzerine aldığı bu yükümlülüğünü yerine getirmeye yönelik her türlü somut çabayı da göstermek zorunda olduğunu, yüklenici firmanın halen, kesin kabul eksiklikler listesinde yer alan ibranamelerin alınması hususunu yerine getirememesi sebebiyle kesin kabul tutanağı onaylatılmamış olup buna göre; ”Kesin Hakediş raporu düzenlenmesi ve hesap kesilmesi hususlarında yapım işleri genel şartnamesi 40. Madde hükümleri uygulanır.” ayırca tamamlanmış ancak kesin hesabı yapılıp idareye verilmiş iş kalemlerine ait miktarların %90’ı hakedişe dahil edilir ve %10 nakdi teminatın, %8’i kesin hesapların idare tarafından onaylanmasından sonra %2’si kesin kabul belgesinin onaylanmasından sonra ödenir” ile Yapım İşleri Genel Şartnamesinin ”Kesin teminatın iadesine ait şartlar” başıklık 45.1 maddesinde yer alan ” Taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesinden ve varsa işe ait eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanmasından ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra, alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların yarısının; kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra ise kalanının, yükleniciye iade edilebilmesi için SGK’dan ilişiksiz belgesi getirilmesi zorunludur.” hükümleri çerçevesinde, yüklenici firmanın %2’lik nakdi teminatı ve kesin teminatının yarısının idare tarafından serbest bırakılmaması gerektiği, davacının talep etmiş olduğu 83.565,15-TL bedelin tamamının nakdi teminat olmayıp, … Yapım İşi Yüklenicisi …. San. A.Ş.’ye ait hesapların incelenmesi neticesinde davacının idare nezdinde 50.255,00-TL nakdi teminatının bulunduğunu belirterek bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara Asliye 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/268 tarih 2018/102 Esas 08/04/2021 Karar sayılı kararında özetle;Kahta 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesine, … A.Ş’ye, Kahta SGK’ya, Ankara 18. İcra Dairesine müzekkere yazıldığı görüldü.
Mahkememizce bilirkişiler …’den 11/06/2020 tarihinde ve 28/12/2020 tarihinde bilirkişi raporları aldırılmıştır.
Dava, taraflar arasındaki Doğalgaz Yapım İşi sözleşmesi nedeniyle davacının davalıya verdiği teminat mektubundan kaynaklı davacının davalıya borcunun bulunduğu bulunmadığının tespiti ile verilen nakit teminat miktarının davalıdan tahsili isteminden ibarettir.
Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/37 değişik iş sayılı, Kahta 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/44 değişik iş sayılı dosyaları, taraflar arasında yapılan sözleşme ve ekleri, müzekkere cevapları, taraf vekillerinin yazılı ve sözlü beyanları incelenmiş, getirtilmesi gerekli tüm evraklar dosyaya celp edilmiştir.
Taraflar arasında yapılan 13/04/2010 tarihli… Doğal Gaz Boru Hattı Yapım İşine ait sözleşme incelendiğinde, davacının davalıya doğal gaz boru hattı yapım işini taahhüt ettiği, sözleşmenin 2.534,902,60-TL bedel üzerinden akdedildiği, davacı yüklenicinin 420 gün içinde işi tamamlayarak geçici kabule hazır hale getirmekle yükümlü olduğu, davacının idareye 152.100,00-TL kesin teminat mektubu vereceği, geçici kabul tutanağının uygulanmasından sonra ve davacının idareye bu iş nedeniyle bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra alınan kesin teminat ve varsa ek teminatın yarısı, kesin kabul tutanağı onaylandıktan sonra ise kalanının SGK’dan ilişiksiz belgesi getirilmesinden sonra yükleniciye iade edileceği, bu belgenin sunulamaması halinde SGK’ya sorularak davacının idareye bu iş nedeniyle bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra alınan kesin teminat ve varsa ek teminatın yarısı, kesin kabul tutanağı onaylandıktan sonra ise kalanının yükleniciye iade edileceği, davacının bu iş nedeniyle idareye, SGK’ya olan borçları ile ücret ve ücret sayılan ödemelerinden yapılan kanuni vergi kesintilerinin kesin kabul tarihine kadar ödenmemesi halinde, protesto çekmeye gerek kalmadan kesin teminatların nakde çevrilerek borçlara mahsup edileceği ve kalanın davacıya iade edileceği hususları düzenlenmiştir.
Davacının yüklenicinin boru hattının geçtiği güzergah üzerinde zeminin düzeltildiğine dair iki adet mahkemeye delil tespiti yaptırılması için başvurarak rapor aldırmış olduğu tespit edilmiştir.
Kahta 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/44 değişik iş sayılı dosyasının incelenmesinde; tespit isteyen … A.Ş. tarafından… … A.Ş. aleyhine delil tespiti istenen dosyada 14/10/2016 tarihinde keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Rapora göre; Dava konusu …, köylerinden geçen ve… Genel Müdürlüğü tarafından tesis edilen ” Daimi İrtifak Hakkı”nın geçtiği hat ve bu hattın parsellere ait dava konusu olan yerler ve çalışma sahasının eski haline getirilmesi üzerinde gerekli teknik incelemede;
Doğalgaz borularının döşendiği ve boru hattının üstünün kapatılarak çalışma sahasının mevcut hali ve çevresiyle bir bütün olarak ele alındığında; kazı çalışmasından sonra dava konusu olan yerlerin eski haline getirildiği, tarım yapmaya engel herhangi bir unsur olmadığını rapor etmişlerdir.
Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/37 değişik iş sayılı dosyasının incelenmesinde; tespit isteyen … A.Ş. tarafından… … A.Ş. aleyhine delil tespiti istenen dosyada 17/10/2016 tarihinde keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Rapora göre; … Boru Hattının geçtiği parsellerin üzerinin kapatılarak eski haline getirildiği ve tarım arazisi olan kısımlarda tarım yapıldığının tespit edildiğini rapor etmişlerdir.
Mahkememizce dosya üzerinden heyet bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Kök rapora göre; Davacı yüklenicinin tüm edimini yerine getirmiş olması nedeniyle kesin kabul tutanağının davalı idarece onaylanması gerektiğini,
Kesin kabul tutanağının onaylanması ile davacının idarede bulunan tüm mektup ve nakit teminatının davacıya iadesi şartlarının oluştuğu, buna göre davacı yüklenicinin davalı idarede bulunan 50.255,00-TL tutarındaki nakit teminatı ile 76.050,00-TL’lik teminat mektubunun davacı yükleniciye iadesi gerektiğini rapor etmiştir.
Ek rapora göre, Kök rapordaki görüşlerini değiştirecek bir husus olmadığı, davalı idare vekilinin belirttiği Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2019/15550 takip sayılı dosyasına ödendiği belirtilen 18.531,86-TL ödeme düşüldüğünde davacıya iade edilmesi gerekli teminatların 31.723,14-TL nakit ve 76.050,00-TL mektup teminatı olduğunu rapor etmişlerdir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı yüklenicinin taahhüt etmiş olduğu işi bitirip bitirmediği, kesin kabul tutanağında belirtilen işlerin tamamlanıp tamamlanmadığı, işin kesin kabulünün yapılması şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının davalı yanda bulunan mevcut tüm teminat mektupları ve nakit teminat bedellerinin davacıya iadesinin gerekip gerekmediği, iadesi mümkün ise davacıya iadesi gerekli miktarın tespiti konularında toplanmıştır.
Somut olayda, taraflar arasında yapılan sözleşmeye istinaden dava konusu işin geçici kabulünün 14/11/2011 tarihinde yapıldığı, kesin kabulün ise 28-29/01/2014 tarihinde yapıldığı, kesin kabulde tespit edilen eksiklikler nedeniyle idarece davacıya 30 gün süre verildiği, sonrasında idarece bu eksiklerden garanti periyodundaki parsel sahipleri ile kamu kuruluş ve kurumlarından alınması gerekli ibranamelerden eksik olanlar tamamlanmadığı gerekçesiyle kesin kabul tutağının onaylanmadığı anlaşılmıştır. Davacının yukarıda belirtilen ilgili mahkemelerinden aldırılan bilirkişi raporlarını davalıya göndererek ve 11/01/2017 tarihli itibarıyla 116.500,00-TL tutarlı teminat mektuplarının yalnızca 40.100,00-TL kadarlık kısmının serbest bırakıldığı, nakdi teminatlarının ise serbest bırakılmadığını belirterek üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiklerinden vermiş olduğu teminatlarının serbest bırakılmasını talep ettiği, mahkememizce… SGK’nın davalıya yazdığı 16/01/2013 tarihli yazısında davacının idareye vermiş olduğu teminatın başka bir sakıncası yoksa kendisine iadesinin istendiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce hükme esas alınan heyet bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacı yüklenicinin taahhüt etmiş olduğu işi bitirdiği, davacının ilgili kamu kuruluşlarından gerekli ibranameleri aldığı ancak çok miktarda olan parsel sahiplerinin tümümden ibraname almasının mümkün olmadığı, diğer taraftan yukarıda belirtilen mahkemeler kanalıyla aldırılan bilirkişi raporlarında boru güzergahlarının eski hale getirildiği ve üzerinde tarım yapıldığı yönündeki bilirkişi raporları karşısında kesin kabulde belirtilen tüm eksikler davacı tarafından yerine getirildiğinden ve SGK’dan ilişiksizlik belgesinin davalıya gelmiş olmasından dolayı kesin kabul tutanağının onayının gerektiği, zira sayıları binlerle bulan parsel sahiplerinin her birinden davacının ibraname temin edememesinde davacıya bir kusur yüklenemeyeceği, davalının bu tespitlerin aksine beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla kesin kabulün yapılması gerektiğinden davacının idarede bulunan nakit teminat ve teminat mektuplarının iadesi şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır. Davacıya ne miktar nakit teminatının iadesi gerektiği ve davacının hangi miktar teminat mektubu bedelinden sorumlu olmadığını tespitine gelindiğinde, taraflar arasında yapılan iş nedeniyle davacıya yedi adet ara hak ediş ödendiği, bu hak edişlerinden kesilen toplam teminat miktarının ise 251,270,68-TL olduğu, bu suretle yapılan hesaplama neticesi davalının da kabul ettiği üzere davacının 50.255,00-TL nakit teminatı ile 76.050,00-TL tutarında teminat mektubunun davalı idarede bulunduğu, davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi dikkate alındığında taraflar arasındaki sözleşme konusu işte çalıştığı anlaşılan dava dışı işçinin aralarında davacı ve idarenin de davalı olarak gözüktüğü Ankara 42. İş Mahkemesinde görülen işçilik alacaklarına ilişkin davası sonucu davacı ve davalı aleyhine başlatılan Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2019/15550 takip sayılı dosyasına davalı idarece 15.402,89-TL ödemede bulunulduğu, davalı vekilinin ödenen miktarın davacı alacağından düşülmesine yönelik mahsup talebinin yargılamanın her aşamasında dikkate alınabileceğinden ve sözleşmeye uygun olduğundan bu ödeme miktarının davacının nakit teminat alacağından düşülmesi gerektiği anlaşılmış olup, davanın kısmen kabulü ile davacının nakit alacağından kaynaklı 34.852,11-TL’nin talep gibi dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ve davacı tarafından davalıya verilen teminat mektubu nedeniyle davacının davalıya 76.050,00-TL kadar borçlu olmadığının tespitine ve fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili 27.04.2021 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın hukuka aykırı olduğunu, davaya ilişkin husumet ve zamanaşımı itirazlarının olduğunu, dava konusu olayda davacı yüklenicinin 26.11.2013 tarih ve 2013/06 sayılı yazısına istinaden yüklenicinin sorumluluğu altındaki projenin kesin kabulünün yapılabilmesi için kesin kabul komisyonu oluşturulduğunu ve bahse konu komisyon çalışmalarını 28.01.2014-29.01.2014 tarihleri arasında sahada yapıldığını, davacı yüklenici ile müvekkil kuruluş arasında imzalanan sözleşmenin 34.18.17. maddesi; “Güzergâhın eski haline getirilmesi ile ilgili olarak; güzergâhın geçtiği Köy, mahalle muhtarlıklarından ve kamulaştırma yapılan parsel sahiplerinden, Belediyelerden resmi yazılar, Kamu kurum ve kuruluşlarından alınacak görüşlerde inşaat sırasında alınacak inşaat tedbirleri, inşaatın gözetimde yapılması vb. görüşü veren ve de özel geçişlerle ilgili olarak protokol yapılan kamu kurum ve kuruluşlarından, verilen görüşler ve protokol yapılan kuruluşlardan inşaatın protokole uygun yapıldığı ve güzergâhın eski haline getirildiği hususları kapsayan resmi yazılar alınacaktır.” hükmünün haiz olduğunu, bu madde uyarınca kesin kabul komisyonu tarafından kesin kabul tutanağının eksiklikler listesi bölümünün 8. Maddesinde; “Garanti Periyodunda parsel sahipleri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarından alınması gereken ibranamelerden eksik olanlar tamamlanacaktır.” ifadelerine yer verilmek suretiyle Sözleşmenin 34.18.17. maddesi kapsamındaki hususlara eksiklik olarak yer verildiğini, yüklenici firma tarafından, güzergahın geçtiği kamu kurum ve kuruluşları ile köy ve mahalle muhtarlıklarından, güzergahın eski haline getirildiği hususunda ilişiksiz belgeleri ile kamulaştırma yapılan boru hattının geçtiği sadece 56 parsel sahibinden ilişiksiz belgesi alınabildiğini, diğer parsel sahiplerinden ise alınmadığını, dolayısıyla söz konusu projenin diğer kabul eksiklikleri tamamlanmış olmasına rağmen, parsel maliklerinden alınması gereken ilişiksiz yazılarından dolayı kesin kabul tutanaklarının onaylanamadığını, bunun üzerine 24.03.2015 tarih ve 10517 sayılı, 09.04.2015 tarih ve 12688 sayılı ve 24.03.2016 tarih ve 12233 sayılı müvekkil kuruluş yazılarıyla alınamayan ibranamelerin tamamlanması hususunun yükleniciye iletildiğini, sözleşmenin kesin hakediş raporu ve hesap kesilmesi başlıklı 34.14. maddesinde yer alan ” Kesin Hakediş raporu düzenlenmesi ve hesap kesilmesi hususlarında Yapım İşleri Genel Şartnamesi 40. Madde hükümleri uygulanır. Ayrıca Tamamlanmış ancak kesin hesabı yapılıp İdareye verilmiş iş kalemlerine ait miktarların %90’ı hakedişe dahil edilir ve %10 nakdi teminatın, %8’i kesin hesapların İdare tarafından onaylanmasından sonra %2’si Kesin Kabul Belgesinin onaylanmasından sonra ödenir.” hükmü ile Yapım İşleri Genel Şartnamesinin Kesin teminatın iadesine ait şartlar başlıklı 45.1. maddesinde yer alan “Taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesinden ve varsa işe ait eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanmasından ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra, alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların yarısının; kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra ise kalanının, yükleniciye iade edilebilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumundan ilişiksizlik belgesi getirilmesi zorunludur.” hükümleri çerçevesinde, Kesin Kabul Tutanakları onaylanmadığı için yüklenici firmanın “%2’lik nakit teminatı ve kesin teminatının yarısının kuruluşları tarafından serbest bırakılmadığını, … Doğal Gaz Boru Hattı Yapım İşi Sözleşmesi’nin 34.18.17. maddesinin; (YİGŞ) m.10 ile öngörülen ve işin sonunda yüklenicinin, işyerlerini her türlü ihzarattan ve çalışma artıklarından çevreyle uyumlu olacak şekilde temizleme yükümlülüğünü yerine getirdiğinin tevsiki amacına yönelik olduğu söylenebilecek olup… Doğal Gaz Boru Hattı Yapım İşi Sözleşmesi’nde de yüklenicinin bu yükümlülüğü yerine getirdiğini, teyit/tevsik edebilmek için mahsusen parsel sahiplerinden belge/ibraname temin etmesi öngörüldüğünü, davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, yapım işine ilişkin bulunan sözleşmeler yönünden yüklenicilerin, işyerlerini her türlü ihzarattan ve çalışma artıklarından çevreyle uyumlu olacak şekilde temizlemekle mükellef tutulmasının nedeninin, taşınmaz malikleri ile iş sahibi/ihale makamı arasında yaşanması muhtemel uyuşmazlıkların önüne geçmek olup güzergahın eski haline getirildiğinin tevsiki için yüklenici tarafından temin edilmesi istenilen belge/ibranameler de esasen bu uyuşmazlıkların önüne geçme amacı güttüğünü, yüklenici de daha işin başında Sözleşmenin 34.18.17. maddesinde yer alan düzenlemeye vakıf olup gereğini yerine getirilmekle mükellef olduğunu da bilmekte ve bilmesi gerektiğini, davacı, yüklenicinin, sözleşmenin 34.18.17. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediğini ve bu hususun hem geçici hem de kesin kabul eksikliği olarak tespit edildiğinin açık olduğunu, gerek YİGŞ (m.44) ve gerekse de Yapım İşleri Muayene ve Kabul Yönetmeliği hükümleri uyarınca, kesin kabul süreci kusur ve noksanlıkların yüklenici tarafından giderilmesinden ve kesin kabul tutanağının yetkili makam tarafından onaylanması ile tamamlanmakta olup kesin kabul ile birlikte yüklenicinin sözleşme konusu işten dolayı idareye karşı herhangi bir sorumluluğunun kalmayacağını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun (TBK) “Eserin kabulü” başlıklı 477. maddesinde de “Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.” düzenlemesi yer aldığını, YİGŞ’nin 44. maddesinde düzenlenen kesin kabulün, eserin uygun bir ifa olarak kabulü anlamında kullanıldığını ve TBK’nın eserin kabulü başlıklı 477. maddesinde yer alan düzenlemeye karşılık geldiğini, kesin kabulün, işin ifa olarak kabulü anlamına geldiğinden kesin kabul ile müteahhidin (açık) ayıplardan dolayı sorumluluğu sona erdireceğini, kesin kabulün, teminat süresi içerisinde müteahhidin ediminin ayıpsız olduğunun anlaşıldığı zaman yapılabileceğini, çünkü teminat süresi içerisinde müteahhidin tüm borçlarını yerine getirdiği ve inşaatta ayıp olmadığının kesin kabul tutanağı ile tespit edilmiş olacağını, kesin kabul tutanağının idarece onaylanmasından sonra yüklenicinin; Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu (KİSK) m.9 ve YİGŞ m. 9’da düzenlenen iş ve iş yerlerinin korunması ve sigortalanması sorumluluğu, YİGŞ m. 25, 43 ve 44. maddeleri başta olmak üzere diğer maddelerde yer alan bakım, onarım ve düzeltme sorumluluklarının, istisnaları saklı kalmak kaydıyla sona ereceğini, …. Doğal Gaz Boru Hattı Yapım İşi Sözleşmesi’nin Yüklenicisi olan davacının, parsel sahiplerinden belge/ibraname temin edilememesi hususunun, bazı maliklerin adreslerinin bulunamamasını, bayan maliklerin imza vermemelerini, bazı maliklerin bedel tespiti davalarının devam etmesinden dolayı imzalamaktan imtina etmelerini, bazılarının herhangi bir şikayeti olmamasına rağmen imzalamak istememeleri şeklindeki gerekçelerle izah ettiğini, kamulaştırma güzergahındaki taşınmaz sahiplerinin güzergahın eski haline getirildiği yönündeki ibraname vermekten imtina etmelerinin, yüklenicinin eski hale getirme yükümlülüğünü yerine getirmediği anlamına gelebileceği gibi; yüklenici, sözleşmenin 34.18.17. maddesi ile sair evrakın yanı sıra, taşınmaz sahiplerinden belge/ibraname temin etme yükümlülüğünü de üzerine aldığını, bu yükümlülüğünü yerine getirmeye yönelik her türlü somut çabayı da göstermek zorunda olduğunu, kesin kabul prosedürü başlatıldığına ve bu süreçte, kamulaştırma güzergâhında yer alan parsellerin eski haline getirildiğine ilişkin belgenin/ibranamenin yüklenici tarafından taşınmaz sahiplerinden temin edilmesi hususunun bir eksiklik olarak belirtildiğine göre; yüklenici taşınmazları eski haline getirmekle yükümlü olduğu gibi, bunun yanı sıra, taşınmaz maliklerinden belge/ibraname temin etmekle de yükümlü olup yükleniciden beklenen bu yükümlülüğünü yerine getirmesi olduğunu, müvekkili kuruluş ile akdettiği sözleşme uyarınca, eski hale getirme yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispatla mükellef olanın yüklenici olduğunu, inşaat güzergâhının eski hale getirildiğinin ortaya konması yükümlülüğüne ilişkin davacı yüklenici çabalarının yetersiz olduğnu ve amaca hizmet etmediğini, yüklenici firmanın 18.01.2017 tarih ve bila sayılı yazı ile yüzlerce hak sahibinden ibraname almanın mümkün olamayacağından bahisle, arazinin eski haline getirileceğine dair mahkeme kararının temin edileceğini müvekkili kuruluşa bildirdiğini, mahkeme kararında da bu hususa yer verilmiş olduğunu, “…zira sayıları binlerle bulan parsel sahiplerinin her birinden davacının ibraname temin edememesinde davacıya bir kusur yüklenemeyeceği, davalının bu tespitlerin aksine beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığı…” şeklinde karar tesis edildiğini, davacı yüklenicinin bu imkânsızlığın bertaraf edilmesi amacı ile Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/37 D.İş ve Kahta Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/44 D.İş sayılı dosyaları ile tespit davaları ikame etmiş olduğunu, anılan davalarda boru hattı projesinin gerçekleştirildiği arazinin bütünüyle eski haline getirildiğinin tespit edilmiş olduğuna dair ilgili tespit kararlarının 28.11.2016 tarih ve bila sayılı yazı ile müvekkili kuruluşa bildirildiğini, davacı iş bu davada 116.150,00 TL tutarlı teminat mektuplarından yalnızca 40.100,00 TL’lik kısmının serbest bırakıldığını, nakdi teminatlarının ise halen bırakılmadığını, dolayısıyla müvekkili kuruluşta bulunan tüm teminatlarının serbest bırakılması hususunu talep edilmişse de; davacının ikame etmiş olduğu Adıyaman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/37 D.İş ve Kahta Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/44 D.İş sayılı davaların muhatabının, ibraname vermeyen parsel sahipleri olması gerekirken, davaların müvekkili kuruluşa karşı açıldığını ve yapılan tespit çalışmalarının boru hattı güzergahının kamulaştırılan alanlar içerisi için geçerli olduğu (kamulaştırması yapılan sahanın dışını kapsamadığının) görüldüğünü, bilirkişi raporunda yer verilen tespitlerin aksine Kesin Kabul Eksiklikleri Listesinde yer alan ibranamelerin temin edilmesi yükümlülüğünün davacı yüklenici tarafından yerine getirilmemesi sebebiyle Kesin Kabul Tutanağı onaylanmadığından teminatların müvekkili kuruluş uhdesinde tutulmasının hukuka ve mevzuata uygun olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için tespit davaları sonucu verilen kararlar dikkate alınarak kesin kabul tutanağının onaylandığını ve davacının teminatlarının iade edildiği düşünülse dahi; davacı tarafından ikame edilen tespit davalarının muhatabının parsel sahiplerinin olmadığı hususu ile tespit kararlarının kapsamının sadece kamulaştırılan sahadan ibaret olduğu hususu dikkate alındığında, hem tespit kararların kapsamındaki parseller maliklerince hem de kamulaştırılan alan dışındaki parseller maliklerince müvekkili kuruluşa dava açılma riskinin halen devam ettiğini, kesin kabul tutanağının idarece onaylanmasından sonra yüklenicinin; KİSK m.9 ve YİGŞ m. 9’da düzenlenen iş ve iş yerlerinin korunması ve sigortalanması sorumluluğunun, YİGŞ m. 25, 43 ve 44. maddeleri başta olmak üzere diğer maddelerde yer alan bakım, onarım ve düzeltme sorumlulukları sona ereceğinden açılabilecek davalar sonucu hükmedilecek tazminatlara müvekkili kuruluşun tek başına katlanmak zorunda kalacağı gibi tazminatların yükleniciye rücusunun da söz konusu olamayacağını, dava konusu proje kapsamında müvekkili kuruluş aleyhine ikame edilen davalara ilişkin;
1. Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/223 E. sayılı dosyası için muhtemel risk tutarı 2.500,00 TL,
2. Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/222 E. sayılı % muhtemel risk tutarı 2.300,00 TL, TL,
3. Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/221 E. sayılı dosya için muhtemel risk tutarı 3.300,00 TL,
4, Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/226 E. sayılı dosya için muhtemel risk tutarı 9.000,00 TL,
5. Adıyaman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/220 E. sayılı dosya için muhtemel risk tutarının 23.000,00TL olduğunu, davacı … A.Ş.’ye bildirildiğini ve davacı tarafından dava dosyalarına ilişkin ödeme yapılarak davaların sona ermesinin akabinde Kesin Teminat mektubunun ilk yarısından tutulan toplam 40.100,00TL’lik bedelin serbest bırakıldığını, bu tip davaların açılmasının riskinin halen devam etmekte olduğundan davacı teminatlarının müvekkili kuruluş uhdesinde tutulmasının anılan riskin bertaraf edilmesi amacına hizmet ettiğini, fiili durumda davacı yüklenicinin halen, Kesin Kabul Eksiklikler Listesinde yer alan ibranamelerin alınmasının yükümlülüğünü yerine getirememesi sebebiyle; YİGŞ’nin “Kesin teminatın iadesine ait şartlar” başlıklı 45.1. maddesinde yer alan “Taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesinden ve varsa işe ait eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanmasından ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra, alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların yarısının; kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra ise kalanının, yükleniciye iade edilebilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumundan ilişiksizlik belgesi getirilmesi zorunludur.” hükmü ile yapım işi sözleşmenin “Kesin Hakediş Raporu ve Hesap Kesilmesi” başlıklı 34.14. maddesinde yer alan; “Kesin Hakediş raporu düzenlenmesi ve hesap kesilmesi hususlarında Yapım İşleri Genel Şartnamesi 40. Madde hükümleri uygulanır. Ayrıca Tamamlanmış ancak kesin hesabı yapılıp İdareye verilmiş iş kalemlerine ait miktarların %90’ı hakedişe dahil edilir ve %10 nakdi teminatın, %8’i kesin hesapların İdare tarafından onaylanmasından sonra %2’si Kesin Kabul Belgesinin onaylanmasından sonra ödenir.” hükmü bulunduğunu, …. Doğal Gaz Boru Hattı Projesinin henüz kesin kabul tutanağı onaylanmadığı için dava konusu teminatların müvekkili kuruluşun uhdesinde tutulmaya devam edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için teminatların iadesi için gerekli hukuki koşulların oluştuğu kabul edilse dahi mahkeme kararında iadesi hesap edilen tutarın hatalı olduğunu, davacının müvekkili kuruluşun uhdesinde bulunan nakit teminat tutarı ve teminat mektuplarının iadesi için gerekli hukuki koşulların oluştuğunun kabulü anlamına gelmemek kaydıyla; davacının davalı idarede tutulan nakit teminatının 50.255 TL olduğunu, ayrıca 76.050 TL’lik teminat mektubu bulunduğu davalı idarece kabul gördüğü ifadesine yer verilmiş olsa da güncel nakdi teminat tutarının 31.723,14 TL’ olduğunu, zira; işbu dava devam ederken dava konusu … Doğal Gaz Boru Hattı Yapım İşi kapsamında … tarafından müvekkili kuruluşun ve davacı … firması aleyhine Ankara 42. İş Mahkemesi nezdinde ikame edilen 2016/85 E. sayılı davada verilen ve kesinleşen 2017/782 K. sayılı kararına istinaden başlatılan icra takibi (Ankara 18. İcra Müdürlüğü 2019/15550) uyarınca müvekkili kuruluşça toplamda 17.040,02 TL tutarında ödeme yapıldığını, işbu ödemenin kalemlerinin şu şekilde olduğunu, Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2019/15550 sayılı icra takip dosyasında kuruluşları payına düşen kısmın: 15.402,89 TL İstinaf karar harcının: 271,54 TL istinaf yoluna başvurma harcının: 98,10TL Bakiye karar harcının: 463,05 TL İstinaf bakiye karar harcının: 804,62 TL toplam: 17.040,02 TL müvekkili kuruluşça ödenen bedelin faizi ile müvekkili hesabına yatırılmasını, aksi durumda söz konusu tutarın müvekkili kuruluş uhdesinde bulunan hakedişi, nakdi teminattan vb. kesileceği … firmasına bildirildiğini, firmanın ödeme yapmaması üzerine söz konusu bedellerin (17.040,02 TL faiz toplam 18.531,86 TL) firmanın nakit teminatından tahsil edildiğini, dolayısıyla davacının müvekkili kuruluşun uhdesinde bulunan kalan nakdi teminat tutarının 31.723,14 TL’ olduğunu, müvekkili kuruluşun uhdesinde bulunmakta olan kalan nakdi teminat tutarın; 31.723,14 TL iken; gerekçeli kararda 34.852,11-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş olmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının talebi ile mahkemece kurulan hükmün uyumsuz olduğunu ve davada hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, davacı dilekçesinde nakdi teminat ve teminat mektuplarının iadesini talep ettiğini, ancak mahkemenin 2 nolu kararında aynen ” Davacı tarafından davalıya verilen teminat mektubu nedeniyle davacının davalıya bakiye 76.050,00TL kadar borçlu olmadığının tespitine” şeklinde bir hüküm kurulduğunu, eldeki davada uyuşmazlığın alacağın olup olmadığına dair bir uyuşmazlık olmadığını, iş bu dava davacının sözleşmesel sorumluluğunu yerine getirmediği olması dolayısıyla müvekkili kuruluşça iadesi yapılmayan teminat mektuplarının iadesi talepli olduğunu, teminat mektuplarının amacının bankalarca – gerçek ya da tüzel kişi- olmak üzere müşterilerine güvence verilmesi olduğunu, bu belgeye yüklenilen işin belirlenen şartlarda yapılacağını ya da alınan borcun belirlenen sürede ödeneceğini, teminatı kapsamında güvence altına alınmasını sağlayacağını müvekkili kuruluş uhdesindeki teminatın mektuplarının iade edilmemiş olmasının sebebinin de işte tam olarak bu olduğunu, davacının yüklenmiş olduğu sorumluluğunu, şartları taraflar arasında belirlenmiş olan sözleşmeye uygun olarak yerine getirmediğini, müvekkili kuruluşun teminat mektubunu uhdesinde tutması ile yukarıda da detaylıca açıklandığı üzere, karşılaşabileceği tazminat risklerini bertaraf etmeyi ve davacıya rücu edilebilirliğinin amaçlandığını, teminat mektuplarının işbu dava sürecinde nakde çevrilmediğini, teminat mektubunun tedavülü olan bir kıymetli evrak da olmadığını, davanın nihai olarak kabul edildiği varsayımında dahi yapılacak olan yalnızca teminat mektuplarının iadesi olacağını, dolayısıyla mahkeme kararında nispi vekalet ücreti hesap edilirken, teminat mektubu tutarının dikkate alınmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yukarıda detaylıca izah edilmiş olan tüm sebepler neticesinde sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemiş olan davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açmış olduğu davasının reddi gerekmekte iken kısmen kabul edilmiş bulunmasının hukuka aykırı olup kararın kaldırılması gerektiğini, istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, taraflar arasındaki 09/06/2010 tarihli “… Yapım İşi Sözleşmesi” kapsamında işin tamamlandığı kesin hesapların idareye sunulduğu, geçici kabulün de yapıldığı ancak davalı idarenin müvekkili davacı yüklenicinin, nakit teminatlarından kesinti yaptığı 83.565,15 TL nakit teminat kesintileri ile 76.050,00TL’ lik teminat mektubunu, kesin kabul eksikliklerinden olan güzergahın geçtiği kamu kurum ve kuruluşları ile bir kısım parsel sahiplerinden, güzergahın eski hale getirildiğine dair ibranamelerin alınmadığını gerekçe göstererek davacıya iade etmeyi reddettiği, belirterek davalı idare nezdindeki 76.050,00 TL’lik teminat mektubunun değeri kadar davalıya borçlu olmadığının tespiti ile bu teminat mektubunun müvekkili davacıya iadesine yine davalı idare nezdindeki ödenmeyen 83.565,15 TL’lik nakit teminat tutarlarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkili davacıya iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı idare vekili yukarıda ayrıntıları verilen cevap dilekçesiyle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı tarafından dava açılmadan önce mahkeme marifetiyle yaptırılan iki farklı tespit dosyasındaki bilirkişi raporları ile dosya üzerinden aldırdığı bilirkişi kurulunun kök ve ek raporlarına göre geçici kabulün 14/11/2011 tarihinde yapıldığı, kesin kabulde tespit edilen eksiklikler için davacıya 30 gün süre verildiği ancak bu eksikliklerden garanti periyodundaki parsel sahipleri ile kamu kuruluşlarından alınması gerekli ibranamelerden eksik olanların tamamlanmadığı gerekçesiyle kesin kabul tutanağının onaylanmadığı ve kalan teminatların, davacı yükleniciye iade edilmediği, davacı yüklenicinin, mahkeme tespit dosyalarındaki bilirkişi raporlarını davalıya göndererek teminat mektubunun ve nakit teminatlarının serbest bırakılmasını talep ettiği yine Kahta SGK’ya yazılan yazıya, davacının teminatının iadesinde sakınca olmadığı yönünde yanıt verildiği tespit raporları ile bilirkişi kurulunun raporlarına göre davacı yüklenicinin taahhüt etmiş olduğu işi sözleşmeye uygun olarak bitirdiği, güzergahların eski hale getirildiğine dair parsel sahiplerinden ibraname almasının parsel sahiplerinin çok sayıda olması sebebi ile mümkün olmadığı, tespit raporları ile anlaşıldığı üzere boru güzergahlarının eski hale getirildiği, üzerinde tarım yapıldığı, SGK ilişiksiz belgesinin davalıya gelmiş olduğu bu sebeple kesin kabulün yapılması gerektiğinden davalı nezdinde bulunan 50.255,00 TL’lik nakit teminat kesintilerinden davalının ödemiş olduğu ve davacıya rücu edebileceği işçilik alacağı olan 15.402,89 TL’nin mahsubu ile kalan nakit teminat tutarı olan 34.852,11 TL’nin ve davalı nezdinde kalan 76.050,00 TL’lik teminat mektubundan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti yönünde davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu karara karşı davalı vekilinin yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin Kesin Hakkediş Raporu Ve Hesap Kesilmesi başlıklı 34.14. maddesinde “kesin hakkediş raporunun düzenlenmesi ve hesap kesilmesi hususlarında yapım işleri genel şartnamesinin 40. Maddesi hükümleri uygulanır. Ayrıca tamamlanmış ancak kesin hesabı yapılıp idareye verilmiş iş kalemlerine ait miktarların %90’ı hakkedişe dahil edilir, %10 nakdi teminatın %8’i kesin hesapların idare tarafından onaylanmasından sonra %2’si ise kesin kabul belgesinin onaylanmasından sonra ödenir.” yönünde düzenleme mevcut olup yine Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 45. maddesinde de kesin teminatın iadesine ilişkin şartlar gösterilmiştir. Mahkemece, kesin teminatın ve nakit teminat kesintilerinin iadesine karar verilmesine rağmen taraflar arasındaki sözleşmenin 34.18.17. maddesindeki inşaatın protokole uygun yapıldığına ve idarece aksi savunulduğundan, güzergahın eski hale getirildiğine dair parsel sahiplerinden ve kamu kurumlarından ibranamelerin ve resmi yazıların alındığına dair şartların yerine getirilip getirilmediği hususlarının ve Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 45. maddesindeki iade koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmamıştır.
Mahkemece davacı yüklenicinin, davalı idarenin yokluğunda tek yanlı olarak yaptırmış olduğu ve parsel sahiplerine yöneltmediği tespit dosyasındaki bilirkişi raporlarının hükme esas alınması davalı idare bu raporları kabul etmeyerek karşı koyduğundan davacının iddialarını ispatlamaya yeterli nitelikte bulunmamaktadır. Bu sebeple yüklenici iddialarının doğruluğunun araştırılması amacıyla ve bu konuda güzergahın geçtiği parsel sahiplerinin fazla sayıda olması sebebiyle hepsinden ibraname alınmasındaki güçlüğün de göz önünde tutulması suretiyle yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan gerekirse mahallinde talimat aracılığıyla keşif yaptırılmasından sonra rapor alınarak davacı yüklenicinin sözleşmenin 34.18.17. Maddesindeki koşulları sağlayıp sağlamadığının yine davalı idarenin savunmasında söylediği gibi güzergahın geçmediği kamulaştırılan alan dışındaki yerlerin de eski hale getirildiği konusunda davacı yüklenicinin idareye bir taahhüdünün bulunup bulunmadığı hususlarının da sözleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi konusunda rapor alınması, yine bilirkişi kurulundan önceki bilirkişi raporlarına yapılan itirazlar ile davalı idarenin dava dışı işçiye davacı adına ödemiş olduğu mahsubu gereken işçilik alacağı tutarının mahkemece yanlış belirlendiği konusundaki itirazlarının da karşılanması suretiyle rapor aldırılmasından sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ile davacı taleplerinin değerlendirmesine karar vermek olmalıdır.
Kabulü göre de davalı idare nezdindeki teminat mektuplarının davacı yükleniciye iadesi talep edilmiş olduğundan mahkemece teminatın iadesi koşullarının oluştuğunun kabulü halinde, davalı idare nezdindeki paraya çevrilmemiş olan teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken iade konusunda hüküm kurulmadan, söz konusu teminat mektubundan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik hüküm kurulmuş olması da talebe uygun olarak ve infaza elverişli şekilde hüküm kurulmamış olması sebebiyle dairemizce usul ve yasa hükümlerine aykırı görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılarak esasa ilişkin yeni bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/04/2021 tarihli ve 2018/102 Esas 2021/268 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak esasa ilişkin bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın mahiyeti gereği istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına, davalı tarafından yatırılan 1.894,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5- Davalı tarafça yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır