Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/356 E. 2022/1155 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/356 – Karar No:2022/1155
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Kararın Kaldırılarak Yeniden Hüküm Kurulması/ HMK 353/1-b.2)
ESAS NO : 2021/356
KARAR NO : 2022/1155
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2021
NUMARASI : 2019/40 E-2021/79 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/12/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, davalı şirket ile müvekkili arasında davalı şirkete ait platform (bom platform hyd ünite ana bom ve yardımcı bom) yapım işi hususunda aralarında sözleşme akdedildiğini, yapılan iş neticesinde davalı borçlunun 27/03/2018 irsaliye, 01/06/2018 fatura tarihli ve seri… nolu fatura ile davacı şirkete 80.000,00 TL borçlandığını, borcun bir kısmını ödeyen davalı borçlunun bakiye 37.500,00 TL borcu kaldığını, sözleşmede belirlenen tüm işlerin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olmasına rağmen kalan bakiye borcun davalı şirket tarafından bir türlü ödenmediğini, davalı borçluya karşı Ankara 8. İcra Dairesi 2018/14618 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek, itirazın iptali ile icra takibinin devamına, alacağın %20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, fatura içeriklerine ve faiz başlangıç tarihine itiraz ettiğini, davacı ile davacı şirkette bulunan asansörlerin yapım, bakım, tamiratına ilişkin 15/06/2018 tarihinde 50.000,00 TL bedelli bono düzenlendiğini, davacının davalıya protesto çekmesinden dolayı bono bedelini ödemek zorunda kaldığını, davacının yapılan ödemeleri senetten mahsup etmediğini, müvekkilinin fazla ödeme yaptığını, buna rağmen davacının anlaşmaya konu hizmetleri vermediğini, faturaya konu malları teslim etmediğini, ayıplı hizmet verdiğini belirterek, davanın reddine ve %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; eldeki davanın taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan eser sözleşmesinden kaynaklı faturaya bağlı alacak iddiası ile girişilen icra takibine itirazın iptaline ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamı, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu doğrultusunda yapılan değerlendirmede; davacının sahibi lehine delil vasfı taşıyan ve dava konusu edilen tüm faturaların kayıt altına alındığı, davalı aleyhine delil teşkil eden bu kayıtların aksi ispatlanamadığından, işin tesliminin yapılmadığı ve işin eksik yapıldığı iddialarının dinlenmesinin mümkün olmadığı, diğer yandan davalı defterlerine göre de davacının davalıdan 37.500,00-TL alacaklı bulunduğu, davalı defterinin sahibi lehine delil vasfı taşıdığı, bu sebeple davacının davalıdan 37.500,00-TL alacaklı olduğu gerekçesiyle, itirazın iptali ile takibin takip şartlarıyla devamına, dava eser sözleşmesinden kaynaklandığı ve alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödemeler çıkarıldığında, davalının bakiye borç miktarını kolayca belirleyebileceğini, alacağın likit olduğunu, icra inkar tazminatı talebinin reddinin hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme iddialarının göz ardı edildiğini, ödemenin kalan kısmının 50.000,00 TL’lik senet ile yapıldığını, senedin protesto çekilmesiyle ödendiğini, senet aslının karşı taraftan alındığını, senet aslının mahkemeye sunulduğunu, ödeme emrinde takibin dayanağının belirtilmediğini, takibin usulsuz olduğunu, faiz başlangıcı olarak alınan 27/04/2018 tarihinin nereye göre tespit edildiğinin açık olmadığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1-Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle takip dosyası kapsamında takibe dayanak yapılan faturanın dosya içinde takip talebine ekli olduğu anlaşılmakla, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
2-Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, itiraz süresi geçtikten sonra, faturaların doğrudan iade edilmesi veya iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır. Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz ise de, sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde, bu sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktar kesinleşir (Yargıtay 15 HD. 2019/1984 E 2020/62 K, 2019/770 E 2019/4108 K, 2020/266 E 2020/3200 K).
Somut olayda, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunduğu, sözleşme gereğince davacı tarafından düzenlenen ve takibe dayanak yapılan faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği ve davalı tarafça faturaya yasal süresinde itiraz edilmediği gibi, davalı defterlerine kaydının yapıldığı, alınan bilirkişi raporuna göre de; taraf defterlerinin birbirini teyit ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, faturanın içeriğinin kesinleştiği ve alacağın likit olduğu dikkate alınarak, davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü gerekirken, mahkemece bu talebin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
3-Mahkemece, davanın kabulü ile takip dosyasına davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin aynı şartlarla devamına karar verilmiştir.
Temerrüt faizi başlangıç tarihi yönünden; muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş (kesin vade bulunması) veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; borçlu temerrüde düşmüş olur (BK 101. TBK 117. madde).
Somut olayda; davalı takipten önce, yukarıda açıklanan yasa hükümleri gereğince temerrüde düşürülmediği gibi, taraflar arasında kararlaştırılmış kesin vade de bulunmamaktadır. Bu durumda; işlemiş faiz talebi yönünden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilebilen, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin değiştirilerek düzelterek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmeyip, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğini düzenlediğinden, Dairemizce taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/02/2021 tarih ve 2019/40 Esas-2021/79 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜNE,
4-Davalının, Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/14618 esas sayılı takip dosyasında davalının 37.500,00 TL asıl alacak üzerinden itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden, asıl alacağa yıllık %19,5 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanarak devamına, işlemiş faiz yönünden davanın reddine,
5-Yasal şartları oluştuğundan hükmedilen alacağın %20’si olan 7.500,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Alınması gereken 2.561,62 TL harçtan peşin alınan 502,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.059,60 TL harcın davalıdan alınıp hazineye irat kaydına,
7-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 502,03 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 44,40 TL başvurma harcı, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 203,40 TL posta gideri, olmak üzere toplam 1.447,80 TL yargılama giderinden kabul oranı dikkate alınarak 1.306,10 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Davacı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.066,95 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Gider avansından bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde taraflara talep halinde iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
14-Davalı tarafından yatırılan 709,86 TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
15-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
16-Taraflarca yatırılan istinaf başvurma harçlarının ve yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
17-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.

Başkan … Üye … Üye … Katip …