Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/355 E. 2022/1122 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/355 – Karar No:2022/1122
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ

(İnceleme Aşamasında Kararın Kaldırılarak Dosyanın Mahkemesine Gönderilmesi HMK 353/1-a.6 md)
ESAS NO : 2021/355
KARAR NO : 2022/1122

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2020
NUMARASI : 2018/1154 E-2020/805 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/12/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin davada mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, davalı firmanın Eskişehir 1. İcra Müdürlüğünün 2018/9866 esas sayılı dosya ile 29/06/2018 tarihli faturaya istinaden müvekkili şirket aleyhine takip yaptığını, TK’nun 35. maddesine göre tebligat yapıldığından müvekkil şirketin takipten haberinin olmadığını, kötü niyetli davalının müvekkil şirketin faaliyet gösterdiği adresi bilmesine rağmen bu adrese değil de faal olmayan adresine ödeme emri gönderdiğini ve müvekkilin bu tebligattan haberdar olmasını engellediğini ve icra dosyasını usulsüz olarak kesinleştirdiğini, ayrıca takibe konu faturada belirtilen işlerin hiçbir zaman davalı firma tarafından ifa edilmediğini, söz konusu işin başka bir firma tarafından yapıldığını, davalının yapmadığı iş için düzenlemiş olduğu takibe konu faturadan dolayı müvekkili şirketin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek, davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya 29/06/2018 tarihli 4.500 TL bedelli faturaya istinaden takipten önce ödediği 345 TL düşülerek takip yapıldığını, davalının akdi ilişkiyi kabul ederek faturaya istinaden para ödediğini, bu sebeple davacı aleyhine yaptıkları takibin haklı olduğunu, davacının takip kapsamında müvekkili şirkete borcu bulunduğunu belirterek, açılan davanın reddine, davacının %20 tazminata mahkumiyetine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı tarafından yapılan Eskişehir 1. İcra Müdürlüğünün 2018/9866 esas sayılı dosyası yönünden borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davacının davasını ispatı amacıyla delillerin toplandığı ve dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen 24/05/2019 tarihli raporda davacının davaya konu fatura bedelini ödemesi nedeniyle ödenen paranın davalıdan istirdadını talep edilebileceğinin bildirildiği, davalı tarafça rapora itiraz edildiği, itiraz üzerine 22/11/2019 tarihli ek raporda kök rapordaki gibi davacının davalıya borçlu olmadığının tespit edildiği, davalı tarafça bu rapora da itiraz edildiği, raporlar incelendiğinde davacı taraf defterlerinde 4.500 TL’lik 29/06/2018 tarihli faturayı iade ettiği, ancak iade faturasının davalı defterlerinde bulunmadığı, her ne kadar bilirkişi davacının davalıya borçlu olmadığını tespit etmiş ise de; bu incelemelerin iş bu dosya ile ilgisinin bulunmadığı, başka bir sözleşmeye istinaden düzenlenen fatura ve ödemelerin eldeki davada borca ödeme olarak kabul edildiği, dava konusunun 29/06/2018 tarih … nolu faturadan bakiye 4.155 TL’ye ilişkin olduğu, davacı faturayı iade ettiğini belirtse de bu iadenin davalı defterlerinde olmadığı ve davalı tarafça 4.155 TL’nin ödendiğine dair bir belgenin de sunulmadığı, 02/06/2018 tarihli sözleşmeyle davamızdaki faturanın bir ilgisinin olmadığının davacının 04/03/2020 tarihli dilekçesiyle de ortaya konulduğu, bu nedenle davacının ödeme yaptığı iddiasında bulunması nedeniyle ispat yükünün davacıya geçtiği ve davacının davasını ispat etmesi gerektiği, davacının yemin deliline dayandığı, davacı tarafından 19/10/2020 tarihli dilekçeyle yemin metninin hazırlandığı ve yemin metninin ihtarlı olarak davalı şirket yetkilisine 03/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, temsilcinin mazeret göstermeksizin ve ihtarlı davetiyeye rağmen duruşmaya gelmediği, HMK’nun 228. maddesi gereği ihtarlı davetiyenin ikrar sayılacağı, ikrarın ise HMK’nun 188. maddesi gereği tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıaları çekişmeli olmaktan çıkaracağı ve ispatı gerektirmeyeceği, davanın, davacının ödeme yapması nedeniyle istirdat davasına dönüştüğü, Eskişehir 1. İcra Dairesinden istenen hesap tablosunda davacının davalıya 5.483,54 TL ödeme yaptığı, ayrıca davacının 04/03/2020 tarihli dilekçesinde icra dosyasına ödenen miktarı da talep ettiği, davanın istirdat davasına dönüşmesi nedeniyle davacının asıl alacak yönünden icra dosyasına ödemiş olduğu fer’ilerini de talep edebileceği ve yukarıda belirtilen dilekçe gereği bu yönde bir talebinin olduğu, bu nedenle davacının davasını ispat ettiği, ayrıca her ne kadar davalı takibinde haksız ise de kötü niyetli olarak takip yaptığı kanıtlanıp anlaşılamadığından davacının tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, Eskişehir 1. İcra Müdürlüğünün 2018/9866 esas sayılı dosyasına ödenen 5.483,54 TL’nin davalıdan istirdaden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iddiasının davaya konu fatura kapsamında hizmet almadığı noktasında olduğunu, bu nedenle; mahkemece, yemin teklif edilmesinin geçersiz olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit/istirdat istemine ilişkindir.
Her ne kadar dava dilekçesinde dava değeri 4.150,00 TL olarak gösterilmiş ise de; istirdat talebine dönen davada, istirdadına karar verilen miktar 5.483,54 TL olup, bu miktar ilk derece mahkeme kararı tarihi 2020 itibariyle istinaf kesinlik sınırının üzerinde olduğundan, istinaf incelemesinin yapılması gerekmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Eldeki davada; davacı borçlu iş sahibi, davalı yüklenici tarafça icra takibine konu edilen faturadaki işler nedeniyle davalı ile arasında her hangi bir sözleşme kurulmadığını ve davalının faturadaki işleri yapmadığını belirtmiştir. Bu durumda; davacı tarafça akdi ilişkinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, fatura tek başına akdi ilişkiyi kanıtlar nitelikte değildir (Yargıtay 15 HD 2019/3926 E 2020/2954 K). Öncelikle; davalı alacaklı yüklenicinin taraflar arasında sözleşme kurulduğunu yasal delillerle kanıtlaması, akdi ilişkinin kurulmuş olduğunun kanıtlanması durumunda ise, sözleşme/fatura konusu olan işin yapılarak davacı iş sahibine teslim edildiğini ve iş bedelinin istenebilir olduğunu yine yasal delillerle kanıtlaması zorunludur (Yargıtay 15 HD 2008/3361 E 2008/6628 K).
Yine Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında (Yargıtay 15. HD. 2007/6533 E, 2008/1487 K; 2008/1494 E, 2008/5088 K) bir kısım ödemenin yapılmış olması ve bu ödemenin taraflar arasındaki başka bir işe yönelik olduğunun kanıtlanamaması durumunda, yanlar arasında eser sözleşmesinin kurulduğu kabul edilmektedir. Bununla birlikte, davalı tarafça vergi dairesine yazılan dilekçe mahkeme dışı ikrar olup taraflar açısından bağlayıcı değildir.
Somut olayda; takip ve dava konusu olan 29/06/2018 tarih … numaralı fatura nedeniyle davacının 30/07/2018 tarihli banka dekontu ile bu fatura için iş avansı olarak 345,00 TL ödediği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğunun kabul edilmesi halinde bu kez, fatura konusu işlerin; sözleşme ve yasa koşullarına, fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılarak iş-eser sahibine teslim olunduğunu ve iş-eser sahibi tarafından kabul edildiğini davalı yüklenici, yasal delillerle kanıtlamakla ödevlidir.
Mahkemece, bu hususlar nazara alınmadan, ispat yükü ters çevrilerek yanılgılı yorumla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/12/2020 gün ve 2018/1154 Esas 2020/805 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan 94,00 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafından ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 01/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …