Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/324 E. 2022/434 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ

(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2021
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/05/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, taraflar arasında önceden gelen cari hesap ilişkisi olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin davalıya iş yaptığını, davalıyla en son 26.12.2013 tarihli 315.000 TL bedelli sözleşmenin akdedildiğini, sözleşmeye göre 25.000 TL + 125.000 TL = 150.000 TL’nin ödendiğini, ancak 165.000 TL + düzenlenerek davalıya teslim edilen 10.06.2014 tarihli …. nolu 315.000 TL + kdv (371.700 TL) bedelli faturanın KDV’sinin ödenmediğini, sözleşmeye göre bu tutarların malın tesliminde ödenmesi gerektiğini, sonrasında 18.10.2014 vadeli 25.000 TL çek alındığını, hesaba 25.06.2015 tarihinde 20.000-TL + 31.08.2015 tarihinde 20.000-TL EFT edildiğini (toplam 65.000 TL), davalının faturaya itiraz etmediğini, sözleşmeye göre eksiklik veya ayıp ihtarının olmadığını, bu hususta karşı dava açmadığını, davalının sözleşmeye uygun şekilde kapasitesi 160 tona çıkarılan bu makineyle Alanya belediyesinden asfalt işi aldığını, resmi kuramlara makinenin 160 ton kapasiteli olduğuna dair başvurularda bulunduğunu, eksik ve ayıp iddialarının asılsız olduğunu, zira davalının makineyi mahallinde yapılan keşif sonrasında 29.12.2017 tarihli faturayla 3.kişiye 620.000 TL bedelle sattığını, bakiye alacağın tahsili için Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2015/20628 E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının vaki itirazıyla takibin durdurulduğunu” beyanla, “Davalının vaki itirazının iptaline takibin devamına, takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşme gereğince talep edilen tüm edimlerin tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiği iddiasını kabul etmediklerini, akdedilen sözleşmeye istinaden ödeme yapılması koşulunun sağlandığını, bu ödemelerin cari hesap hareketlerinden açıkça anlaşılacağını, makinelerin müvekkili şirkete revize teklif, imalat şartnamesi ve sözleşmede belirtildiği şekilde teslim edilmediğini, makinedeki eksikler ile ilgili olarak davacı tarafa ile sözlü olarak görüşüldüğü ancak ne eksikliklerin giderildiğini ne de testlerin yapıldığını, müvekkili şirketinde bu sebeple kısım kısım ödemeler yaptığını, “davacıya 26.12.2013 tarihli sözleşme kapsamında 150.000-TL ödendiğini, bakiye 165.000-TL+kdv miktarının ise makine sözleşme hükümlerine uygun şekilde teslim edilmediğinden ödenmediğini, bu nedenle Alanya belediyesinden alınan iş 10 günde bitmesi gerekirken 45 günde tamamlanabildiğim, eksikliklerin sözlü olarak davacıya belirtildiğini eksiklik ve ayıbın miktarı tespit edilemediğinden faturaya itiraz edilemediğini, yine bu nedenle iade faturası kesilemediğini davanın reddini ve takibinde haksız ve kötü niyetli davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, dosya içerisinde toplanan tüm deliller, taraf vekillerinin beyanları, bilirkişi raporu, fatura örneği, icra takip dosyası ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasındaki sözleşmenin konusunun sabit asfalt plentinin kapasite arttırım işinden ibaret olduğu, sözleşme bedelinin 315.000,00-TL olarak belirlendiği, sözleşme konusunun imalat yerinin davacının fabrika sahası olarak belirlendiği, sözleşmede ayrıca teslim süresi, ödemelerin ne şekilde yerine getirileceği, sözleşme kapsamında yapılacak tüm imalatlar ile temin edilecek tüm ekipman, malzeme, mal ve hizmetlerin sözleşmeye ekli teknik şartnameye uygun olarak düzenleneceği gibi hususların düzenlendiği, davacının KDV dahil 371.700,00-TL tutarındaki toplam alacağından davalının toplam ödediği 215.000,00-TL tutar düşülerek 156.700,00-TL tutarındaki sözleşmeden kaynaklı bakiye alacağın ödenmesi için başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı, tarafların sözleşme konusu makine hakkında itiraz ve savunmaları teknik incelemeyi gerektirdiğinden bilirkişiler marifetiyle yapılan inceleme ve düzenlenen rapora göre, sözleşme konusu makinanın sözleşmeye göre imal edilmediği, zira, dava konusu iş için gerekli 160 ton/h kapasitenin, brülor (asfalt plentinin çalışması için gerekli özel yakıcı) kapasitesi ve sisteminin doğru devreye alınmaması nedeniyle sağlanamadığı, sözleşme ekinde bulunan teknik şartnameye göre brülor sisteminin istenilen kapasitede çalışmamasının sorumluluğunun davacı yüklenicide olduğu, mevcut sözleşme konusundaki ayıbın sonradan ortaya çıkması nedeniyle gizli ayıp niteliğinde olduğu, taraflar arasında yapılan işin hukuki niteliği eser sözleşmesi olup bilindiği üzere TBK ‘nın 474. maddesinde eserdeki ayıbın daha sonra ortaya çıkması halinde iş sahibi tarafından gecikmeksizin bu durumun yükleniciye bildiriminin gerektiği, yerleşik Yargıtay kararları dikkate alındığında bu ayıp ihbarının bir geçerlilik şartına tabi tutulmadığının bilindiği (bkz. Yargıtay 15. HD.’nin 2014/303 esas ve 2014/6830 karar sayılı 26/11/2014 tarihli ilamı), eldeki davada dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında sözleşme konusu makinadaki ürünün ayıplı olduğunun davacı yana usulüne uygun bildirildiğinin tespit edildiği, bu yöndeki davalı itirazlarına bu nedenlerle itibar edilmediği, sözleşme konusu makinanın ayıplı olması gözetilerek makinada kullanılan brülorun 2. el olması ve makinanın yukarıda belirtilen kapasitede çalışmaması nedeniyle davalı tarafından arızanın giderimi için yapılan 02/11/2015 tarih ve 10.974,00-TL’lik faturadaki ayıp giderim bedelinin bilirkişilerce uygun bulunduğu, diğer yandan sözleşme ve teknik şartnameye göre brülor için KDV dahil 64.000,00-TL bedel belirtilse de dosyada bulunan raporlarda 2. el brülor kullanıldığı tespit edildiğinden 2015 yılı olarak bilirkişilerce belirlenen KDV dahil 16.520,00-TL piyasa rayici bedel mahkememizce de uygun görülerek bu bedelin sözleşmede brülor için tespit olunan değerden tenzilinin gerektiği, davalının yapmış olduğu 10.974,00-TL ayıp giderim bedelinin de bu tutara eklenerek davacının icra takibinde istemiş olduğu tutardan mahsubu ile davacı alacağının tespit olunacağı, zira davalının 34.060,70-TL tutarındaki ayıplı imalat giderinin TBK nun 475. maddesi uyarınca eldeki davada ayrıca toplam tutardan indirilmesinin mümkün olmadığı, belirtilen hesaplamaya göre 30/06/2020 tarihli bilirkişi raporuna itibar edildiğinde davacı alacağının 97.346,00-TL olduğu, davacı tarafın takip konusu edilen ve bilirkişi raporu ile belirlenen sözleşmeden kaynaklı alacağı için icra takibi yapmakta kısmen haklı olduğu, davalının fazlaya ilişkin itirazlarının ise yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, asıl alacak yargılamayı gerektirdiğinden ve likit olmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebi ile davacının başlatmış olduğu takipte tümüyle haksız ve kötüniyetli olmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; talimat yoluyla yaptırılan keşif günü ve saatinin bildirilmediğini, bu nedenle keşifte dinlenilen tanıkların beyanlarının dikkate alınamayacağını, 10.974,00 TL’lik faturanın kabul edilemeyeceğini, faturanın dava konusu makineye ait olup olmadığının belli olmadığının, tamirat faturasının garanti süresinin bitiminden sonraya denk geldiğini, 18/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda brülörün ikinci el kabul edilemeyeceğinin belirtildiğini, dava konusu makinenin davalı tarafından 3.kişiye satıldığını, bu nedenle bedelde indirim talebinin konusuz kaldığını, teslim tarihinin 2014 yılı başlarında olup, davalının 1,5 yıllık sürede makineyi denemediğini iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, faturaya itiraz edilmediğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; makinenin 160 Ton üretme kapasitesine ulaşmadığı için ayıplı imalat olduğunu, makineyi bu haliyle kabul etmediklerini, bu nedenle sadece indirim yapılmasının hatalı olduğunu, ayıplı imalatlar giderilse bile 160 Ton kapasiteye ulaşamayacağını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalıdan alınması gereken 6.649,71 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.663,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.986,71 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.
….