Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/315 E. 2021/651 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ

(İnceleme Aşamasında Kararın Kaldırılarak Yeniden Hüküm Kurulması/ HMK 353/1-b.2)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2021
NUMARA…
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 29/06/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili, müvekkili firma ile davalı kooperatif arasında toplam 95 adet villanın ikmal inşaatı işlerinin yapılmasına ilişkin 19/02/2002 tarihli eser sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmenin 8. maddesinde işin yürütümünün müteahhit tarafından hazırlanacak ve davalı kooperatif tarafından onaylanacak olan yıllık iş programına bağlandığını, yıllık iş programlarının davalı kooperatifin üyelerinden toplayacağı aidatlar dikkate alınarak oluşturulduğunu, sözleşmenin yürürlükte bulunduğu süre içerisinde müvekkili firmanın yıllık iş programlarına uyduğunu, ancak davalı kooperatifin işin bedellerini kararlaştırılan süre içerisinde ödemediğini, kooperatifin iş için yeterli ödenek ayıramayarak işlerin uzamasına neden olduğunu, müvekkilinin davalının sözleşmeye aykırı ifasından dolayı sözleşmeyi haklı nedenle feshetmediğini, basiretli bir şekilde hareket ederek davalının ödemiş olduğu yıllık ödeneklerden çok daha fazlasına denk gelen imalat kalemlerini zarar etme uğruna ifa ettiğini, müvekkili şirketin tüm iyi niyetli ve basiretli tutumuna rağmen davalı kooperatif sözleşmeye aykırı hareketlere yöneldiğini, yönetim kurulunun 2004 yılı genel kurulunda sözleşmeyi feshetme yetkisi alarak müvekkili şirketi fesih altında çalıştırdığını, ayrıca tek taraflı iradesiyle belirlemiş olduğu ve sözleşme bedelini düşüren yeni ek sözleşmeyi müvekkiline zorla imzalatma girişiminde bulunduğunu, davalının fesih baskısına ve bazı yönetim kurulu üyelerinin cezai sorumluluk doğuracak olan kötü niyetli hareketlerine karşı müvekkili şirketin çalışmasından vazgeçmeyerek 2008 yılı iş programını hazırlayarak davalının onayına sunduğunu, ancak davalının yıllık iş programında yine değişikliğe giderek programı müvekkiline 15/04/2008 tarihinde teslim ettiğini, tüm bunların sonucunda davalı kooperatifin kendisine sözleşmeyi feshetme hakkı yaratmak ve teminatları haksız şekilde uhdesine geçirmek amacıyla sözleşmesel yükümlülüklerine aykırı bir takım hareketlere giriştiğini, 2008 yılı iş programının müvekkili şirkete 15/04/2008 tarihinde teslim etmesine rağmen aynı günlü tutanak düzenleyerek müvekkili firmanın zamanında işe başlamadığını ve bu nedenle sözleşmenin feshedileceğine ilişkin 18/04/2008 tarihli ihtarnameyi keşide ettiğini, cevaba ihtarname ile iddiaların kabul edilmediğinin bildirildiğini, mahallinde yapılan tespitte inşaat seviyesinin %60 olduğunun rapor edildiğini, müvekkili şirketin sözleşmesel yükümlülüklerini tam ve gereği gibi yerine getirmesine rağmen davalı kooperatif 05/07/2008 tarihli genel kurulunda eser sözleşmesinin feshedilmesine karar verildiği ve 16/05/2008 tarihli ihtarname ile bildirildiğini, feshin haksız olduğunu, haksız fesih ile sözleşme ilişkisinin sona erdiğini belirterek, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak fesh edildiğinin tespitine, müvekkili firmanın taraflar arasındaki inşaat sözleşmesinden kaynaklanan ve hak edişlere girmeyen bedelleri ödenmeyen ihzarat, imalat, fiyat farkı, nakliye vs. nedenlerden doğan alacaklarından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL’lik kesiminin dava tarihinden işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, ıslah işlemi ile 696.640,33 TL’nin faizi ile tahsiline, davalının sözleşmeyi haksız şekilde feshederek müvekkili şirketi zarara uğratması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle şimdilik 5.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, sözleşmenin 17. maddesine istinaden kalan işlerin imalat bedellerinin tespit edilerek tespit edilen imalat bedelinin %20sinin cezai şart olarak müvekkiline ödenmesine, davalı kooperatife sözleşmenin 30. maddesine istinaden teminat olarak verilen her biri 66.000,00 TL bedelli toplam 132.000,00 TL tutarındaki iki adet teminat senedinin bedelsiz olduğunun tespiti ile iptaline, davalı kooperatif tarafından nakde çevrilen 210.000,00 TL tutarındaki banka teminat mektupları ile hak edişlerden kesilen 93.332,96 TL tutarındaki nakdi teminatların irat kaydedilmesi nedeniyle toplam 303.332,96 TL’nin irat kaydetme tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, ıslah işlemi ile 129.452,00 TL nakti teminat tutarının reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında düzenlenen 19/02/2002 tarihli ”Yapı İşleri Sözleşmesi”nin müvekkili kooperatifin 05/07/2008 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararla sözleşmenin 33. maddesine göre haklı nedenle feshedildiğini, fesih sonrası düzenlenen 20/01/2009 tarihli ”fesih kabul tutanağı”nın eki olan 12 sayfalık tespit tutanağı listelerinde belirtilen kusur ve noksanlıkları kabul onay tarihinden itibaren 15 günlük müddet içinde ikmal etmesi için 28/01/2009 tarihli davalıya gönderilen ihtarnameye rağmen davalı tarafından kusur ve noksanlıkların ikmal edilmediğini, fesih kabul tutanağında belirtilen ve davalı yüklenici nam ve hesabına müvekkili kooperatif tarafından yaptırılan noksanların bedelinin 107.010,00 TL olduğunu, davalıya 112.351,52 TL fazla ödeme yapıldığını, fesihten sonra davalıya ait 134.845,82 TL SSK prim borçlarının müvekkili tarafından ödendiğini, 1.451,60 TL su ve 363,51 TL elektrik borçlarının da müvekkilince ödendiğini, eksik teminattan kaynaklı 132.000,00 TL alacaklarının olduğunu belirterek, toplam 488.022.45 TL’nin davalıdan tahsilini ve alacaklara avans faizi işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili, İş bölümü itirazında bulunarak dosyanın görevli Ankara Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, 19/02/2002 tarihli sözleşme ile kooperatife ait 95 adet villanın bir kısım inşaat işlerini üstlenen yüklenici davacı … Ltd. Şti.’nin müvekkili kooperatif tarafından gönderilen 18/04/2008 ve 16/05/2008 tarihli ihtarnamelere rağmen sözleşmeden doğan bir takım yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınması ve taraflarına teslim edilen 2008 yılı iş programına göre taahhüdünü şartname ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi ve bu durumun tespiti bilirkişi kurulu raporunda da tespit edilmesi üzerine müvekkili kooperatifin 05/07/2008 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulunda alınan kararla sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini, müvekkili kooperatifin tüm iyi niyetli çabalarına karşı davacının dürüstlük ve özen borcuna aykırı davranışları ile sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeme yönündeki ısrarının sözleşmenin feshi aşamasına kadar aralıksız sürdüğünü, tüm ihtarlara ve verilen sürelere rağmen kooperatif yönetimi tarafından onaylanarak taraflarına teslim edilen 2008 yılı iş programına göre taahhüdünü şartname ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmeyerek sözleşmenin 30. maddesi hükmüne aykırı davrandığını ve kooperatifin fesihte haklı olduğunu, sözleşmeyi imzalayan yönetim kurulu üyeleri ile aynı dönemde denetim kurulu üyesi olan … ve yüklenici firma yetkilisi hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davanın Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin… E sayısında kayıtlı olup derdest olduğunu, ibra edilmeyen yönetim kurulu üyeleri ve adı geçen denetçi hakkında açılan mali sorumluluk davasının Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esasına kaydedilip derdest olduğunu, davacı yüklenicinin feshedilen sözleşmenin ihale aşamasından başlamak üzere bir çok usulsüz ve hukuka aykırı davranışının tespit edilmiş olması ve bu durumun hukuk ve ceza davalarına konu olması üzerine, sözleşmede var olan usulsüzlüklerin ortadan kaldırılması amacıyla 30/04/2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında yüklenici ile imzalanan 19/02/2002 tarihli sözleşmenin yapılan mukayeseli keşif doğrultusunda revize edilerek müteahhit ile ek sözleşme imzalanmasına karar verildiğini, davacının mukayeseli keşfi imzaladığı ancak mukayeseli keşif doğrultusunda hazırlanan ek sözleşmeyi imzalamadığını, müvekkil kooperatif tarafından gönderilen 09/06/2006 tarihli ihtarname ile ek sözleşme imzalanması, SSK ilişkisiz belgesini teslim etmesi, sözleşme gereği verilmesi gereken teminat mektubunu vermesi, 19/02/2002 tarihli sözleşmenin damga vergisini yatırması, inşaatlarda tespit edilen eksik ve hatalı işlerin tamamlanmasının istenildiğini, ek sözleşmenin imzalanmaması üzerine kooperatifin sözleşmenin feshi gündem maddesi ile olağanüstü genel kurula gittiğini ancak toplantı esnasında bir kooperatif ortağının kap krizi geçirerek vefat etmesi nedeniyle genel kurulun iptal edildiğini, 28/12/2006 ve 19/01/2007 tarihli ihtarnamelerle 09/06/2006 tarihli ihtarnamedeki taleplerin yenilendiğini, davacı yüklenici tarafından yükümlülüklerin yerine getirilmediği gibi müvekkili kooperatif aleyhine haksız bir alacak davası açtığını, bu arada davacı yüklenicinin borçlarından dolayı müvekkil kooperatife haciz ihbarnamelerinin geldiğini, müvekkili kooperatifin 03/03/2007 tarihli olağan genel kurul toplantısında seçilen yeni yönetim kurulu üyeleri mali yönden çıkmaza giren yüklenicinin önünü açarak iyi niyetli davranıp yüklenici ile 13/03/2007 tarihli protokol imzaladıklarını, davacı yüklenicinin alacak davasından feragat edeceğini taahhüt ettiğini, 09/03/2008 tarihli kooperatifin olağan genel kurulu toplantısında kooperatif inşaatlarının bitirilmesi için kredi kullanılmasının karara bağladığını, genel kurul sonrasında davacı yükleniciye 2008 inşaat sezonunda yapılacak imalatlara başlanabilmesi için müvekkili kooperatif tarafından davacı yükleniciye kredi kullanılıncaya kadar belirlenen geçici bütçeye göre 2008 yılı iş programını hazırlaması ve sözleşmeden doğan diğer yükümlülüklerini yerine getirmesi için 29/03/2008 tarihli yazı gönderildiğini, yüklenicinin yazıda talep edilen ve sözleşmeden doğan yükümlülüklerinin hiç birini yerine getirmediğini, sadece 2008 yılı iş programına hazırlayarak 01/04/2008 tarihli yazı ile yönetime sunduğunu, müvekkil kooperatif yönetimi sözleşmenin 5. maddesine istinaden yüklenicinin hazırlayıp sunduğu iş programının bildirilen şekilde düzeltilip teslim edilmesine, 07/04/2008 tarihli yazısıyla yükleniciden istediğini, davacı yüklenici yönetimin talep ettiği düzeltmeleri yaparak hazırladığı 2008 yılı iş programı kooperatif yönetimi tarafından onaylanarak uygulanmak üzere 15/04/2008 tarihinde yükleniciye teslim edildiğini, davcı yüklenicinin 15/04/2008 tarihi itibariyle iş programında belirtilen imalatlara başlaması gerekirken bu yönde hiç bir faaliyetinin bulunmadığının görüldüğünü, davacının 2007 yılı hak edişlerini tam olarak almasına rağmen bu dönemde aldığı malzemelerin bedellerini ve çalıştırdığı kişilere olan borçlarını ödememesinden dolayı icra takiplerine maruz kaldığını, 2008 imalatları için yeni malzeme alamadığını, çalıştıracak işçi bulamadığını, mali sorunlarını çözümleyemediğini, bu arada davacı yükleniciye karşı başlatılan icra takiplerinden müvekkili kooperatife haciz ihtarnamelerinin tebliğ edilmeye başlandığını, davacı yüklenicinin büyük bir borç yükü altında olduğunu ve bu koşullarda 2008 yılında iş yapamayacağının açık kanıtı olduğunu, tüm maddi olgular karşısında yüklenicinin sözleşme hükümlerine aykırı davranarak taahhüdünü yerine getirmediğini, müvekkili kooperatifinde sözleşmenin 33. maddesi koşullarını yerine getirerek sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili; kesin teminat isteminin müvekkili tarafından fazlasıyla karşılandığını, 06 Nisan 2011 tarihli ihtarname ve ekinde 44 nolu hak edişin birleşen dosya davacısına tevdi edildiğini ve herhangi bir itirazda bulunulmadığını, müvekkile yapılan fazla bir ödemenin mevcut olmadığını, birleşen davacı tarafından haksız olarak gerçekleştirilen fesih işleminin akabinde tek taraflı olarak fesih kabul tutanağının düzenlendiğini, tutanağın kabul edilmediği gibi altında müvekkilinin imzasının da bulunmadığını, fesihten sonra kusurlu ve ayıplı imalat gerekçesiyle bedel talebinin yerinde olmadığını, kaldı ki davacı tarafından kusurlu ve ayıplı imalatların neler olduğunun ve imalatların başkasına tamamlattırıldığının ispatı gerektiğini, ayrıca sözleşmeyi haksız olarak fesheden davacı işin devamı için ihaleye çıkmış olup geri kalan işi başka bir yükleniciye verdiğini, o halde kalan işin içinde kusurlu ve ayıplı imalatların da bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, tüm dosya kapsamına, bilirkişi raporlarına ve toplanan delillere göre; taraflar arasında akdedilen 95 adet villanın ikmal inşaatı işlerine ilişkin 19/02/2002 tarihli sözleşmenin feshedildiği, asıl davanın davalı tarafından sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin tespiti ile alacak, birleşen davanın ise taraflar arasında akdedilen sözleşmenin haklı nedenle feshiyle alacak istemlerine ilişkin olduğu, sözleşme bitim süresinin 31/12/2005 olarak kararlaştırılmasına rağmen 05/09/2009 tarihine kadar uzatıldığı, ödenek yetersizliği nedeniyle süre uzatımı verildiği halde 45 günlük bir süre içerisinde iş programına hareket edilmemesi gerekçesiyle sözleşmenin feshedildiği, yüklenicinin sözleşme gereği bazı yükümlülüklerini yerine getirmediği anlaşılmakla sözleşmenin feshinde her iki tarafın da kusurlu olduğu, asıl davada davacının cezai şarta yönelik eksik harcı ikmal etmediği, bu yöndeki talebinin değerlendirmeye alınmadığı gerekçesiyle, asıl dava yönünden 600.116,39 TL hak edişlere girmeyen, bedeli ödenmeyen ihzarat, imalat, fiyat farkı, nakliye alacağı ile tazmin olunan 210.000,00 TL teminat mektubu bedeli ve 129.452,00 TL hak edişlerden yapılan nakdi teminat kesintisi olmak üzere toplam 939.568,39 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile keşidecisi davacı lehdarı kooperatif olan 66.000,00 TL bedelli senet ile keşidecisi davacı şirket olan 66.000,00 TL bedelli çekten dolayı borçlu olunmadığının tespitine, talep dışı olan ancak bilirkişi hesaplamasında yer alıp ıslah talebine dahil edilen eksik hakediş ödemeye ilişkin 96.523,94 TL’nin reddine, birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulü ile 95.010,00 TL eksik ve kusurlu işler bedelinin 13/02/2009 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2008 yılı iş programını hazırlamak suretiyle davalının onayına sunduğunu, davalının iş programında değişikliğe gittiğini ve programı 15/04/2008 tarihinde öğleden sonra müvekkiline teslim ettiği halde, aynı günün sabahında şantiyeye gelerek imalat yapılmadığına ilişkin inşaata başlanmadığı yönünde tutanak tuttuğunu, davalının sözleşmeyi fesh etmek için her yolu denediğini ve ihtarnameler gönderdiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalının kötü niyetli olarak haksiz fesh ettiğini, öncelikle kararın bu yöndeki gerekçesinin değiştirilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin alacağının düşük hesaplandığını, bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkilinin kazı klaslarının hata tespitinden kaynaklanan alacaklarının karşılanmadığını, müvekkilinini hak edişlerinin son yapılan klas tespit tutanağına göre değil, sözleşme ekindeki hatalı klas tespit tutanağına göre yapıldığını, 96.523,94 TL eksik ödemenin hesaplamaya dahil edilmemesinin yerinde olmadığını, bilirkişi raporlarında hak edişlerden bu miktar kadar eksik ödeme yapıldığının tespit edildiğini, bunu davalının da kabul ettiğini, davalı tarafından bu miktar teminat olarak tutuluyor olması nedeniyle dava dilekçesindeki teminatlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, birleşen davada; eksik ve ayıplı iş olmadığı ispat edildiği halde, bu yöndeki itirazlarının karşılanmadığını, davalı tarafından eksik ve kusurlu imalata ilişkin olarak hiç bir bilgi ve belge sunulmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporu ile müvekkili tarafından alınan 05/10/2020 tarihli uzman görüşü raporu arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, uzman görüşünde müvekkilinin haklı gerekçe ile sözleşmeyi fesh ettiğinin belirtildiğini, kesin hesap yönünden de çelişki bulunduğunu, daha önce alınan bilirkişi raporları ile uzman görüşü arasındaki çelişkiyi de giderecek biçimde HMK ‘nun 281/son maddesi gereğince gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınmasının gerektiğini, zamanaşımı itirazının hukuka aykırı bir şekilde reddedildiğini, mahkemenin kabulüne göre, hükmedilen alacak kalemlerine uygulanan faiz başlangıç tarihlerinin hukuka aykırı olduğunu, hukuken geçerli olmayan senetlere ilişkin kurulan menfi tespit hükmünün hukuka aykırı olduğunu, kambiyo senedi niteliğini taşımayan dava konusu çeke ve bonoya ilişkin borçlu olmadığının tespiti talebinin dinlenemeyeceğini, nakdi teminat alacağı yönünden talebi aşacak şekilde karar verildiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1-Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle 12/11/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda kesin hesabın çıkarıldığı, davalı birleşen davada davacı tarafından sunulan 05/10/2020 tarihli uzman görüşünde kusur incelemesinin tek taraflı olarak yapıldığı, 12/11/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda tarafların sözleşmenin feshinde ortak kusuru olduğuna dair tespitlerinin dosya kapsamına uygun bulunduğu anlaşılmakla, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
2-Yargıtay’ın yerleşik içtihat ve uygulamalarında; eser sözleşmenin feshi halinde 818 sayılı Borçlar Kanununun 126/4 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 147/6. maddesi hükmünde öngörülen beş yıllık zamanaşımı süresinin feshin karşı tarafa bildirileceği tarihten başlayacağı, kısmi davanın sadece dava edilen bölüm yönünden zamanaşımını keseceği, saklı tutulan fazlaya ilişkin haklar yönünden zamanaşımını kesici etkisi olmadığı kabul edilmektedir. Yanlar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi 5 yıldır. 6098 sayılı TBK’nın 149. madde hükümleri gereğince zamanaşımı süresi alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Eser sözleşmelerinde sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa iş bedeli alacağı eserin tamamlanıp teslim edildiği tarihte, sözleşmenin feshi halinde ise fesih iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla muaccel hale gelir (Yargıtay ….
Somut olayda; asıl davada davalı iş sahibi tarafından, yükleniciye 08/07/2008 tarihinde sözleşmenin fesh edildiğine dair ihtarname gönderilmiş, söz konusu ihtarname 09/07/2008 tarihinde karşı tarafa tebliğ edilmiş ve asıl davada davacı vekili, 30/06/2020 tarihinde yaptığı ıslah işlemi ile; hak edişe girmeyen bedelleri ödenmeyen ihzarat, imalat, fiyat farkı, nakliye vs. nedenlerden doğan alacakları için 696.640,33 TL, nakdi teminat tutarı alacağı için 129.452,00 TL’nin tahsilini talep etmiş, asıl davada davalı vekili; ıslaha karşı süresinde verdiği cevap dilekçesinde, zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Bu durumda; ıslah tarihi itibariyle, feshin karşı tarafa ulaştığı tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan, asıl davada ıslahla artırılan miktarlar yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece, sözleşme ayaktaymış gibi teslim olmadığı gerekçesiyle zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-Yine Yargıtay’ın yerleşik içtihat ve uygulamalarında; fesih halinde, akdin ifasına yönelik olumlu zarar niteliğinde olan eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedelinin talep edilemeyeceği kabul edilmektedir (Yargıtay 15. HD….
Somut olayda; davacı iş sahibi tarafından sözleşme fesh edildiğinden, birleşen davada davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik ve kusurlu işler bedelinin tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce taraf vekillerinin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılarak, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/02/2021 tarih ve ….Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Asıl davanın KISMEN KABULÜNE,
4-Hakedişlere girmeyen, bedeli ödenmeyen ihzarat, imalat, fiyat farkı, nakliye alacağı 5.000,00 TL, nakde çevrilen teminat mektubu bedeli 210.000,00 TL, hakedişlerden yapılan nakdi teminat kesintisi 93.332,96 TL olmak üzere toplam 308.332,96 TL nin 22/07/2008 dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-….66.000,00 TL bedelli senet ile keşidecisi …. seri numaralı, 66.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
6-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 30.079,15 TL karar ve ilam harcından 4.230,00 TL peşin harç, 1.782,00 TL tamamlama harcı ve 12.429,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 18.441,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.638,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 39.066,62 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 53.687,97 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 193,50 TL posta-müzekkere, 3.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.393,50 TL yargılama giderinden kabul oranına göre hesaplanan 1.273,92 TL yargılama gideri ile 4.230,00 TL peşin harç, 1.782,00 TL tamamlama harcı ve 12.429,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 19.714,92 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-HMK 333 maddesi uyarınca yatırılan gider/delil avansında kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
12-Birleşen davanın REDDİNE,
13-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 7.247,15 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 7.187,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı-birleşen davada davacıya iadesine,
14-Birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
15-Birleşen davada davalı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 41.451,12 TL vekalet ücretinin birleşen davada davacıdan alınarak birleşen davada davalıya verilmesine,
İstinaf İncelemesi Yönünden:
16-Asıl davada davacı-birleşen davada davalı tarafından yatırılan 1.681,84 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
17-Asıl davada davalı-birleşen davada davacı tarafından yatırılan 18.359,01 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
18-İstinaf yargılaması sırasında asıl davada davacı-birleşen davada davalı tarafından yatırılan 324,20 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının asıl davada davalı-birleşen davada davacıdan alınarak, asıl davada davacı-birleşen davada davalıya verilmesine,
19-İstinaf yargılaması sırasında asıl davada davalı-birleşen davada davacı tarafından yatırılan 324,20 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 313,70 TL dosya gönderme masrafının takdiren yarısı 156,85 TL olmak üzere toplam 481,05 TL yargılama giderinin asıl davada davacı-birleşen davada davalıdan alınarak asıl davada davalı-birleşen davada davacıya verilmesine,
20-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücretine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 17/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.