Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/314 E. 2021/648 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ

(İnceleme Aşamasında Esastan Red HMK 353/1-b.1 md)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2020
NUMARASI : ….
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 05/07/2021

Davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı-birleşen davada davalı …Ş vekili ile birleşen davada davacı … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Asıl davada davacı vekili, Marmara depreminden sonra … tarafından tespit edilen mahallerde …. 2.000.000.000.000-TL keşif bedeli ile ihale edildiğini, ihaleyi %23,80 tenzilat ile … İnş. San. Tic. A.Ş.’nin kazandığını ve sözleşmenin 06.06.2000 tarihinde imzalandığını, ihale kapsamında bulunan işlerin yapımı sırasında kazı artığı malzemenin taşınacağı kesin depo yerinin 07/08/2000 tarihli tutanak ile 16,5 km uzaklıktaki … olarak belirlendiği, …. sayılı yazı ile kazı artığı malzeme miktar icmalinde toplam 451.244.034 m3 kazı artığı malzemenin kesin depoya taşınmadığı, yaptırılan hesaplamaya göre fazla ödemenin 750.030.111.754-TL olduğu, 3.756.000.000-TL’sinin 29/03/2004 tarihinde tahsilatı neticesinde 746.274.111.754-TL bakiye alacaklarının olduğunun belirlendiğini, ayrıca fazla ödeme neticesinde faiz işletilmesi gerektiğini, 05/07/2003 tarihli tutanakta…..Tesisleri ile ilgili ödemeye esas istihkak eki nakliye mesafe tutanağında …’nın gezildiği ve belirtilen yerde herhangi bir kazı artığı malzeme görülemediğini, kalıcı konut sahasında yapılan incelemelerde, konut alanının doğu kenarında yaklaşık 40×120 m boyutlarındaki alanda ortalama 1,5 m yüksekliğinde bir dolgu alanının bulunduğu, buradaki malzemenin fiziksel özelliklerinin kalıcı konutlardaki doğal zemin yapısıyla benzerlik gösterdiğinin tespit edildiğini, 16/09/2003 tarihli ikinci tutanakta muhtar … Konutlarından bir miktar malzemenin geldiğini ve köy sınırları içerisinde üç ayrı yere döküldüğünü, malzemenin birisinin yaklaşık 500 m3, diğerinin de yaklaşık 200 m3 olduğunu, üçüncü yerde de aynı miktarda malzemenin döküldüğünü, ilk iki döküm sahasının yerinde görüldüğünü ve belirtilen miktarda malzemenin olduğunun tespit edildiğini, ariyet ocağında ise malzeme görülmediği şeklinde tespit yapıldığını, konut yapılacak arazinin tamamının tesviyesinin alt yapı yüklenicileri tarafından yapıldığını, dolayısıyla üst yapı yüklenicilerinin sadece bina temel kazılarını yaptığını, bina temelleri kazasında ortaya çıkan kazı artığının alt yapı tesisleri inşaatlarından çıkan artık malzeme miktarıyla kıyaslanamayacak oranda daha az olduğunu, konutların etrafına ve civarına kesin depo yerlerinin haricindeki yerlere dökülen kazı artığı malzemelerin nakliye bedellerinin ödenmesinin söz konusu olamayacağının kesin hükme bağlandığını, konutların çevresine ve etrafına dökülen kazı artığı malzemelerin kime ait olduğunun ve miktarının bir öneminin bulunmadığını, söz konusu altyapı inşaatında yaklaşık 903.333 m3 kazı artığı malzeme için 16,5 km taşıma yolu mesafesi üzerinden nakliye bedeli ödendiğini, söz konusu kazı artığı malzeme bir araya getirildiğinde 11 futbol sahası büyüklüğünde ve 38 m yükseklikte büyük bir tepeyi oluşturduğunu, ancak köy sınırları içerisinde dökülen malzemenin banka müfettişleri tarafından yapılan ölçüm ve incelemede köyde gösterilen iki ayrı yere toplam 700 m3 malzemenin döküldüğünün tespit edildiğini, üçüncü yer olan … ariyet ocağına da aynı miktarda malzemenin döküldüğünü ancak buradaki malzemenin vatandaşlar tarafından tarım amaçlı olarak zaman zaman alındığının muhtar tarafından beyan edildiğini, tüm tespit ve beyanların 16/09/2003 tarihli tutanakla kayıt altına alınarak ilgililerce imzalandığını, müvekkili banka Genel Müdürlük makamının 20/01/2003 tarih ve 138 sayılı Olur’ları ile yapılan müfettişlik incelemesi sonucunda düzenlenen Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 16/12/2003 tarih ve 2868 sayılı olurlarında; genel olarak kazı artığı malzemelerin taşınmadığı veya cüzi miktar taşınarak taşınmış gibi gösterildiği, kesin depo mahallinde taşındığı iddia edilen kazı artığı miktarların milyon m3 (16,5 milyon m3)leri aşan boyutlara varması nedeni ile banka çalışanları hakkında disiplin cezası verilmesi ve haklarında suç duyurusunda bulunulması, banka hakkı yönünden fazla ödemenin faizi ile birlikte yüklenicilerden tahsil edilmesinin istenildiğini, haksız kazanç elde eden 44 yükleniciden söz konusu miktarları ödemeleri için süre verilerek yazı yazıldığını, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu ve Yalova 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin…. Esas sayılı dosyasında banka personeli olan 8 kişi hakkında görevi ihmal nedeni ile kamu davası açıldığını, Yalova Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. D.İş sayılı delil tespit dosyasında verilen 29/06/2004 tarihli bilirkişi raporunda da kalıcı konut yapımı sırasında çıkan malzemenin kesin depoya dökülmediği, kalıcı konut civarında bulunduğunun tespit edildiğini, bu durumun tespit edilmesinin müvekkili bankanın haklılığını ortaya koyduğunu beyan ederek, kazı artığı malzemenin kesin depoya taşınmaması nedeni ile fazlaya ilişkin anapara, faiz ve dava talep hakları saklı kalmak kaydı ile bakiye 746.274.111.754-TL fazla ödemenin geçici kabul itibar tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar …’nın kısa vadeli avans kredilerine uyguladığı reeskont faizi, faizin %5 BSMV’si olmak üzere tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, müvekkilinin davacı idarece 2000 yılında ihaleye çıkarılan “… ihalesine katıldığını, muhammen bedelden en yüksek tenzilatı yapması sebebi ile işin kendisine ihale edildiğini, müvekkilinin aldığı işi layığı ile yerine getirdiğini, 29/03/2002 tarihinde geçici ve 21/03/2003 tarihinde kesin kabullerini yaptırarak işi davacı idareye teslim ettiğini, hatta ihale gereğince yapılan ada içi kazılarda çıkarılan harfiyatın taşınması karşılığı yükleniciye yapılması gerekli ödemelerin hakedişlerde … Taşıma Formülü yerine Karayolları Taşıma Formülü ile hesaplanıp ödenmesi nedeni ile müvekkili davalının davacıdan alacağının dahi bulunduğunu, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığını, eseri gerekli ve teknik kontrolleri yapmak sureti ile teslim alan davacının kazı artığı malzemenin kesin depoya taşınmadığı iddiası ile fazla ödemenin iadesini talep etmesinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, işin kabulü ile müvekkili davalı-yüklenicinin her türlü sorumluluktan kurtulduğunu, kaldı ki müvekkili tarafından kazı artığı malzemenin kesin depo alanı dışına dökülmesinin de söz konusu olmayacağını, davacı tarafın iddiasının dayanağını inceleme ve hesaplamalardan oluşturduğunu, tek taraflı olarak yapılan inceleme ve hesaplamalar baz alınarak hüküm tesis edilmesinin mümkün olmayacağını, bu anlamda Yalova Sulh Hukuk Mahkemesi’nin…İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporuna da itiraz ettiklerini, dava dosyasında alınan ve hüküm tesisine elverişli olmayan bilirkişi raporunun da kabulünün mümkün olmadığını, dava dosyasından alınan 13/06/2006 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile Yalova 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ….Esas sayılı dava dosyasından alınan bilirkişi raporunun zıt olduğunu, bunun yanında dava dosyasının geçirdiği safahat itibari ile müvekkili davalı-yüklenicinin iş teslim etmesi nedeni ile sorumluluktan kurtulması olgusunun hiçbir şekilde değerlendirilmediği gibi kesin depo alanına taşınmadığı iddia olunan kazı artığı malzemesinin miktarı ve sözleşme çerçevesinde bedel olarak karşılığının ne olduğu konusunda da herhangi bir inceleme yapılmadığını, işin teslim edilmesi ve müvekkilinin sorumluluktan kurtulması nedeni ile müvekkilinden talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, hakediş raporlarında sahtecilik yapılıp yapılmadığı hususundaki ceza davasının sonucunun çok önemli olduğunu beyan ederek, beyan ve davaya cevaplarının kabulü ile haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, Yalova 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı davanın sonucunun beklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkili davacının temlik sözleşmesine istinaden yüklenici …… davalı … ile arasında akdedilen …. kapsamındaki alacağını temlik sözleşmesi ile devralarak, aktif husumet ehliyeti kazandığını, yüklenici ….A.Ş. ile davalı arasında akdedilen sözleşmeye istinaden ihale gereğince ada içi kazılardan çıkartılan harfiyatın taşınması karşılığında yükleniciye yapılması gereken ödemelerin … taşıma formülüne göre hesaplanması gerekir iken, Karayolları Taşıma formülüne göre hesaplandığını, yüklenici ….A.Ş.’nin bu bağlamda hakedişlere ihtirazi kayıt koyduğunu, yanlış hesap nedeniyle alacağının 299.351.703.077,00 TL (eski TL) olduğunu beyan ederek, şimdilik 40.000,00-TL’nin 06.05.2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte; ıslah işlemi ile 299.351,00 YTL’nin 16/05/2002 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davacının taraf ehliyetinin bulunmadığını, tarafı olmadığı sözleşmeyle hak iddiasında bulunamayacağını, … … A.Ş. İle imzalanan sözleşmenin 13.maddesinde temlik yasağı bulunduğunu, davanın Avukatlık Kanununa aykırı bir şekilde açıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede; 2004 yılında yapılan imzasız ihbar mektubu üzerine Yalova Sulh Hukuk Mahkemesi’nin… D.İş sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda çıkan malzemenin resmi döküm deposuna dökülmeyip, konutların etrafına döküldüğünün belirtilmesi üzerine davacı idare-banka tarafından inceleme başlatıldığı ve kontrol mühendisleri hakkında gerçeğe aykırı hakedişlerin düzenlendiği iddiası ile suç duyurusunda bulunulduğu, bu bağlamda Yalova 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, şantiye alanı içerisine döküldüğü belirtilen hafriyatın teknik altyapı çalışması sırasında çıkan malzeme olup olmadığının tespit edilemediği, çünkü bu bölgede yapılan üst yapım sırasında temelinde çıkan malzeme özellikleriyle aynı olduğu ve üst yapı ile alt yapı imalatından çıkan 797.850 m2 malzemenin etrafa yayılması durumunda 1000 x 1000 m2’lik alanda yaklaşık 4 m yükseklik meydana geleceğinin, yine kesin depo alanında döküm yapılmadan önceki kodu ile döküm yapıldıktan sonra meydana gelen yükseklik kodu bulunmadığından, kesin yapı alanındaki dolgu miktarının hesaplanamadığının belirtildiği, yine …… esas sayılı dosyasında alınan 18.02.2008 tarihli bilirkişi raporunda, kazı yapmadan önceki ve kazıdan sonraki inşaat alanları ile ilgili plan kotelerinin hesaplanması neticesinde elde edilen veriye göre çıkan sonuçlar itibariyle inşaat alanından çıkan altyapı kazı artıklarının inşaat alanına yapılmadığı, kesim döküm alanı olarak gösterilen gerek şahısların ve gerekse ilgili belediye ve köy muhtarlarının gösterdiği dolgu alanlarına taşeron yüklenici müteahhit tarafından kazı atıklarının taşındığı tespitine yer verildiği ve bu bağlamda …’nce kontrol mühendisleri hakkında beraat kararına hükmedildiği, ancak Yargıtay 11. CD’nin…. esas sayılı ilamı ile, sanıklar hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine hükmedildiği nazara alındığında, her ne kadar asıl davada, davacı akdedilen sözleşme uyarınca kazı atığının davalı yüklenici tarafından …’na boşaltılması gerekirken boşaltılmadığı ve bu suretle davalı yükleniciye fazla ödeme yapıldığı iddiası ile iş bu alacak davasını açmış ise de, yükleniciye fazla ödeme yapıldığı iddiasını ispat külfetinin geçici ve kesin kabul tutanaklarını imzalayan dolayısıyla edimin ifasını kabul eden davacı-işveren üzerinde olduğu, geçici kabul ve kesin kabul işlemleri ile kesin hesap işlemlerini ikmal eden davacının geçici ve kesin kabul işlemlerinin geçersiz olduğunu eldeki davada ispat edemediği, bu bağlamda yükleniciye fazla ödeme yapıldığı iddiasının yerinde olmadığı; birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede; birleşen dava dilekçesine ekli 12.03.2004 tarihli adi yazılı şekilde tanzim edilmiş temlikname ile ……..” işine ait sözleşmenin 13/son maddesinde açıkça; “Kamu kurum ve kuruluşları, bankalar, özel kanunlarına göre ödünç para vermeye yetkili bulunan kuruluşlar ile ödünç para verme işleri hakkında kanun hükmünde kararnameye göre ödünç para verme faaliyetinde bulunan gerçek kişi ve şirketler lehine yapılan temlikler hariç bu iş için hiçbir şekilde temlik kabul edilmez” amir düzenlemesinin bulunduğu, somut olayda, temlik tarihi olan 2004 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK. Hükümlerinin uygulanması gerektiği, 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 162/I. maddesi uyarınca Kanun, anlaşma veya hukuki ilişkinin niteliği engel olmadıkça alacaklı borçlunun rızasını almadan alacağını bir başkasına temlik edebileceği, bu düzenlemeye göre kural olarak sözleşmede temlik yasağı bulunması ya da borçlunun rızasına bağlanmış olup borçlunun rızasının bulunmaması halinde alacağın temlikinin borçluya karşı ileri sürülemeyeceği, iş sahibi … A.Ş. ile ….A.Ş. arasında düzenlenen sözleşmenin 13/son maddesi ile temlik yasağı getirildiği, buna rağmen yüklenici ….A.Ş.’nin, iş sahibi …’ndan olan alacağını davacı …’e temlik etmiş olmakla, sözleşmenin 13. maddesine aykırı olarak yapılan temlik sözleşmesi ile davacının alacaklı sıfatına haiz olmayacağı, bu suretle eldeki davada aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, birleşen davada davalının temlik sözleşmesini zımnen kabul ettiğini, davacının iddia ve ispat edemediği gerekçesiyle, asıl davanın esastan reddine, birleşen davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asıl davada davacı …Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarında eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığını, kesin depo sahası olarak belirtilen yerde kazı artığının bulunmadığının anlaşıldığını, konutların çevresine dökülen kazı arttığı malzemelerin kime ait olduğunun ve miktarlarının bir önemi bulunmadığının, yapılan teftiş sonucu düzenlenen raporda, kazı artığının kesin depoya taşınmadığının tespit edildiğinin, bu nedenle nakliye ücretinin iade edilmesi gerektiğini, davalının döküm fişi, nakliye fişi vb. belgeler sunamadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
Birleşen davada davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; temliknamenin yazılı olması şartının gerçekleştiğini, temlik yasağının sadece yapılacak olan işlerle ilgili olup, alacakların temlikine engel bir durumun bulunmadığını, alacağın kaynağı olan işin bitirildiğini, geçici ve kesin kabulün yapıldığını, kesin kabulden sonra yapılan temlikin davalının zararına olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, asıl davada davacı- birleşen davada davalı …Ş vekili ile birleşen davada davacı … vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada davacı- birleşen davada davalı …Ş vekili ile birleşen davada davacı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl davada davacı …Ş’den alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
3-Birleşen davada davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 17/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …