Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/309 E. 2023/158 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/309 Esas
KARAR NO : 2023/158 (İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Kararın Kaldırılarak Gönderilmesi HMK 353-1/a-6)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/01/2021
NUMARASI : 2018/388 Esas-2021/7 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak

KARAR TARİHİ : 14/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/02/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 23/05/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin 14.08.2017 tarihli sözleşme ile … 2. Etap 1312 Konut Otopark Binaları 1 adet 2500 kişilik cami 5 adet büfe altyapı ve çevre düzenlemesi ikmal işini üstlendiğini, sözleşmede belirtilen işlerin yapımı sonrası 15 gün iş günü içerisinde davalı şirketin müvekkiline nakden ödeme yapması gerektiğini, ancak uyarılara rağmen ödeme yapılmadığını, Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/245 D.İş sayılı dosyası kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda yapılan işlerin tespit edilerek bedellerinin 47.185,50-TL olarak hesap edildiğini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla sözleşme kapsamında yapılan işlerin bedeli olan 47.185,50-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacıya karşı borçlu olmadıklarını, cezai şartlar gereği tespit isteyen şirketin on dokuz gün çalışanlarının işyerine gelmemesi sebebiyle 3.000-TL’den 57.000-TL gecikme cezası uyguladıklarından dolayı davacıdan alacaklı olduklarını, bu hususta puantaj kayıtları ve imzalı tutanakların bulunduğunu, davacı şirketin çalışanlarını müvekkili şirket üzerinden sigortalı gösterdiğini bu kişilerin maaş ödemelerini de müvekkili tarafından yapıldığını yine tamamlanmayan işlerin dava dışı üçüncü kişilere tamamlatıldığını belirterek davacıya borçlu olmadıklarından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/01/2021 tarih 2018/388 Esas 2021/7 Karar sayılı kararında özetle; Dava Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) isteminden ibarettir.
Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından gönderilen 2017/245 D. İş Sayılı dosya Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen…. Şti.’ye ait bilgi ve belgeler Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
Alt taşeron sözleşmesi, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, 24/07/2020 tarihli raporunda özetle; davalı tarafından davacıya yapılan herhangi bir ödemeye ilişkin belgenin bulunmadığını, davaya konu uyuşmazlık ile ilgili olarak davacı ile davalı şirket arasında 14.08.2017 tarihinde yapılan sözleşme kapsamında davacı … …. Şti.‘nin yaptığı işlerin karşılığı olarak 47.185,50-TL talep edebileceğini belirtmiştir. 28/09/2020 tarihli ek raporunda özetle; kök raporda dosya kapsamında sunulan belgelere göre gerekli incelemeler yapıldığını, davalının itirazlarının yerinde olmadığının görüldüğünü, dosya kapsamına kök rapordaki değerlendirmeleri değiştirecek yeni bir bilginin girmediğini belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde; davanın taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında … 2. Etap 1312 Konut Otopark Binaları 1 adet 2500 kişilik cami 5 adet büfe altyapı ve çevre düzenlemesi ikmal işi kapsamında alacak istemine ilişkin olduğu, davalı tarafın sözleşmede belirtilen cezai şart hükümleri uyarınca davacı çalışanlarının on dokuz gün iş yerine gelmemesi sebebiyle davacıdan alacaklı olduğunu iddia ettiği, dosya arasına alınan tespit dosyası, bilirkişi raporu incelendiğinde dava dışı ….Ltd.Şti. İş ortaklığı tarafından üstlenilen işin ikmaline yönelik eksik kalan imalat ve montaj işlerinin davacı tarafından yapıldığı, yapılan işin bedelinin 47.185,50-TL olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça davacı çalışanlarının 19 gün iş yerine gelmemesi iddiasına yönelik sunulan yemek listesinin ve diğer belgelerin davacı çalışanlarının iş yerine gelmediği iddiasını ispata elverişli olmadığı kanaatine varılarak hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu kapsamında davanın kabulüne, 47.185,50 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili 12/04/2021 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde Özetle; Gerekçeli kararda bahsedilen “Davalı tarafça davacı çalışanlarının 19 gün iş yerine gelmemesi iddiasına yönelik sunulan yemek listesinin ve diğer belgelerin davacı çalışanlarının iş yerine gelmediği iddiasını ispata elverişli olmadığı kanaatine varılarak” ifadenin eksik incelemeden kaynaklı olduğunu, öncelikle dava konusundan biraz bahsedilirse,
müvekkili … Şti ve dava dışı şirketler … … AŞ. Ve ….Şti arasında 23/03/2017 tarihinde … 2.Etap 1312 Konut Otopark Binaları, 1 adet 2500 kişilik cami, 5 adet büfe altyapı ve çevre düzenlenmesi ikmal inşaatı işi kapsamında “otopark binalarının paslanmaz çelik korkuluk imalat ve tadilatlarının yapılması işi” konusunda sözleşme imzalandığını, sözleşmenin anahtar teslim götürü bedeli ile yapılmış bir eser sözleşmesi olup bedelinin 814.407,00 TL olduğunu, aynı iş kapsamında müvekkili davalının, davacı şirket ile 14/08/2017 tarihli sözleşme akdettiğini, müvekkilinin, davacı şirket çalışanlarını kendi üzerinden sigortalı gösterdiği gibi maaş ödemelerini de yaptığını, ödemelere dair dekontların mahkemeye sunulduğunu, ancak bilirkişi raporunda bununla ilgili bir inceleme yapılmadığını, çalışanların on dokuz gün işe gelmediğinin taraflarınca beyan edildiğini, işe gelmediklerinin ispatı için yemek listelerinin dosyaya sunulduğunu, asıl işin … ve … ile yapılmasından dolayı yemek listelerinde … ve …&… yazdığını, ancak müvekkili …’ın, davaya konu sözleşmeyi davacı … ile yapmış olduğu için listedeki çalışan sayılarının …’a ait olduğunu, listeler incelendiğinde farklılıkların olduğunun görüleceğini, davacı şirketle yapılan anlaşmaya göre “… …Şti şantiyeye gelmediği gün sayısınca 3.000,00 TL cezai işlemi kabul eder” maddesi kapsamında yemek listesinden günlük kaç kişinin çalışma alanında olduğunun/olmadığının bilirkişi tarafından tespit edilmesi ve ona göre cezai işlemin uygulanması gerektiğini, ancak mahkemenin incelenmesi gereken hususları tam olarak incelemediğini ve gerekli evrakları temin etmemiş olduğundan bilirkişi raporunda da bu konuda ispata elverişli bir doğrulama yapılamadığını, davacı çalışanlarının iş yerine gelmediğini sadece yemek listeleriyle değil bizzat iş yerinde çalışan kişilerle gerek cevap dilekçelerinde gerek delil dilekçelerinde belirtilen tanıklarla ispat edileceğini ancak mahkemeye dilekçelerinde sunulan tanıkların dinlenmeden dosyanın direkt bilirkişiye gönderilmiş olduğundan dava dışı -işi üstlenen- … …Ltd Şti iş ortaklığının kaydını tuttuğu yemek listelerinin ispata elverişli bulunmadığını, davaya konu olayın yeterince anlaşılamadığını ve aydınlatılamadığını, yargı erkinin tarafların iddiaları üzerinde herhangi bir şüphe kalmayana kadar dava konusunu araştırması ve incelemesi gerektiğini, dava konusu olayda göründüğü üzere asıl incelenmesi gereken noktanın cezai şart durumunun gerçekleşip gerçekleşmediğini, bu noktada dava dışı iş sahibi olan ….Ltd Şti iş ortaklığından davacı ve davalılara kayıtlı çalışanların listelerinin istenmesini, taraflarınca mahkemeye sunulan yemek listelerinin yine dava dışı iş ortaklığından da talep edilerek doğrulanmasını, mahkemeye sunulan ödeme dekontlarının kontrol edilmesi için bankalara müzekkere yazılarak istenmesini, gerekli görüldüğü takdirde bilirkişiden çalışan listesindeki kişilerle karşılaştırma yapılarak davacı çalışanlarının maaşlarının ödenip ödenmediğinin kontrol edilmesi gerektiğini, ancak bunlar yapılmadığı gibi tanık olarak gösterilen ve aynı zamanda yemek listelerinin altında proje koordinatörü olarak gösterilen …’un da dinlenmediğini, gerekçeli kararda bahsedilen “Davalı tarafça davacı çalışanlarının on dokuz gün iş yerine gelmemesi iddiasına yönelik sunulan yemek listesinin ve diğer belgelerin davacı çalışanlarının iş yerine gelmediği iddiasını ispata elverişli olmadığı kanaatine varılarak…” ifadesinin tanık ifadesiyle ortadan kalkabilecekken mahkemece bu olasılığın bütünüyle yok edildiğini, “İlk derece mahkemesinin ilk derece yargılamasının ilkelerine aykırı şekilde delilleri toplamamış veya değerlendirmemiş olması halinde aslında ortada hukuki denetim ya da maddi vakıa denetimine yarayacak dava malzemesi de olmayacaktır. Genel olarak istinaf kanun yolunun ruhuna uygun olanı da delillerin öncelikle ilk derece mahkemelerinde toplanıp değerlendirilmesi ve bundan sonra başvuru olursa bölge adliye mahkemesi tarafından bir değerlendirme yapılmasıdır.” (Yargıtay 20.Hukuk Dairesi 18/02/2020 tarihli 2019/4456E- 2020/832K), son olarak bilirkişi raporunda önceki rapordaki hesaplamaların kabul edildiğini, her ne kadar sözleşmeye göre imalat montaj ve parapet fiyatları belirlenmiş olsa da parapet ve imalat montajı yapılmadığını, Anayasanın 141/3. maddesi “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” buyurucu hükmünü içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde de, kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 1. fıkrasının e. bendine göre; mahkeme kararlarında iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşmadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur. Davalı-davacı…… davasında denetime olanak verecek şekilde deliller tartışalarak değerlendirilmemiş, vakıalarla ilgili herhangi bir tespitte bulunulmadığı gibi hangi olayların sabit olduğu ve tarafların kusur durumu da kararda belirtilmemiştir. Bu haliyle gerekçesiz şekilde karar oluşturulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 13/05/2019 tarihli, 2019/1229E- 2019/5895K) bu doğrultuda gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması için işbu istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili tarafından davalı vekilinin istinaf başvurusuna karşı dosyaya sunulan cevap dilekçesinde özetle; Yapılan başvurunun haksız ve dayanaksız olduğunu, davalı tarafın savunmasına konu olan yemek listesi olarak sunulan evraklarda hiçbir onay, imza ve kaşenin bulunmadığını ve delil niteliğinin haiz olmadığını her zaman düzenlenme ihtimali bulunan tek taraflı ve gerçeğe aykırı olarak düzenlenebilecek bir evrak olduğunu, bu sebeple hükme esas alınamayacağını, dosyada mevcut herhangi bir tutanak, puantaj, gelmeme tutanağının mevcut olmadığını, davalının şantiyesinde ve davalı şantiye şefi ve görevlileri kontrolünde işlerin yapıldığını, böyle bir eksiklik olsa idi elbette ki buna ilişkin düzenlenmiş bir tutanağın bulunacağını, davanın tanıkla ispat sınırının üzerinde olduğunu, bu nedenle tanıkların dinlenmesinin mümkün olmadığını, tespit dosyasında aldırılan bilirkişi raporu ile vekilinin alacağının tespit edildiğini belirterek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava; Taraflar arasında düzenlendiği anlaşılan 14/08/2017 tarihli taşeronluk sözleşmesi uyarınca … 2. Etap 1312 konut, otopark binaları, bir adet 2500 kişilik cami ile beş adet büfenin alt yapı ve çevre düzenlemesi ikmal işi” ni konu alan eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davacı taşeron vekili eldeki davada müvekkili taşeronun sözleşme kapsamında edimini usulüne uygun olarak yerine getirdiğini ancak iş bedelinin ödenmediğini, yapılan işlerin Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/245 D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda tespit edilmiş olduğunu belirterek yapılan işlerin bedeli olan 47.185,50 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevabında davacı işçilerinin müvekkili üzerinden sigortalı gösterildiğini ve maaş ödemelerinin müvekkili tarafından yapıldığını yine davacı işçilerinin on dokuz gün süre ile işe gelmediklerini bu sebeple davacı hakkında günlük 3.000TL den 57.000 TL gecikme cezası uygulandığını, yapılan işteki eksikliklerin üçüncü kişilere tamamlatıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece tespit dosyasındaki belirlemelere göre, inşaat mühendisi ve hesap uzmanı bilirkişi kurulundan alınan bilirkişi rapor ve ek raporuna göre davacının sözleşme kapsamında yapmış olduğu anlaşılan imalat bedeli alacağının 47.185,50 TL olduğu, davacı çalışanlarının SGK ve maaş ödemelerinin davacı tarafından yapıldığına dair delil bulunmadığı yine davalı tarafından sunulan yemek listesinden davacı işçilerinin işe gelip gelmediklerinin anlaşılamadığı bu sebeple yemek listesine dayanılarak davacı hakkında cezai şart uygulanmasının mümkün olmadığı ve yine işlerin başkası tarafından tamamlandığına dair savunmanın davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne ve 47.185,50 TL imalat bedeli alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verilmiş bu karara karşı davalı vekilinin yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan davalı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde, davacı işçilerinin davalı tarafından sigortalı olarak gösterildiği hususunun kabul edildiği ve yapılan bu ödemelerin imalat bedeli alacağından mahsubu sonrasında kalan alacak yönünden dava açıldığı söylenmiş ancak bu konuda miktar belirtilmemiştir. Bu sebeple davacıya gerekirse bu konuda açıklama yaptırıldıktan sonra davalının mahsup itirazı kapsamında davacının söz konusu işte çalıştırmış olduğu işçilerinin gerekirse SGK’dan sorulmak suretiyle ve davalı nezdindeki iş yeri dosyası dosyaya celp edilerek tespiti ile bu işçilere davalı tarafından ödeme yapıldığını gösteren ödeme belgelerinin davalı tarafından dosyaya sunulması sağlanarak davalı yüklenicinin, davacı taşeron işçilerine söz konusu iş nedeni ile maaş ödemesi veya SGK ödemesi olarak ödeme yapılıp yapılmadığı varsa yapılan ödemelerin tespiti ile bu ödemelerin davacı alacağından mahsubu gerektiğinin gözetilmemesi sebebi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı vekilinin gecikme cezası uygulanması gerektiği yönündeki istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede ise davacı işçilerinin işe gelmediklerine dair tutulan bir tutanağın bulunmadığı ve davacı taşeron tarafından yapılan işlerin teslimi sırasında cezai şart isteme hakkının davalı tarafça saklı tutulduğuna dair davalının dosyaya herhangi bir delil sunmaması sebebi ile davalı vekilinin cezai şart uygulanması gerektiğine dair istinaf gerekçelerinde ise dairemizce haklılık görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, mahkemece yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek gerekirse konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulundan hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınmak sureti ile uyuşmazlığın dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 11/01/2021 tarihli ve 2018/388 Esas 2021/7 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak esasa ilişkin bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın mahiyeti gereği istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına, davalı tarafından yatırılan toplam 805,81 TL peşin harç bedelinin talep halinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafça yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır