Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/292 E. 2021/489 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-2 Kararın Kaldırılarak
Yeniden Hüküm Kurulmasına)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/03/2021
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ : 20/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/05/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebine ilişkin mahkemece talebin reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili; taraflar arasında 29/01/2019 ve 15/02/2019 tarihli protokollerin imzalandığını, bu protokollerin müvekkiline baskı yolu ile, hukuka aykırı şekilde imzalatıldığını, sözleşmelerdeki opsiyon geri alım – vefa hakkını bile davalılarca kötüniyetli olarak kullandırmadığını, karşı tarafın taşınmazları ve şirket hisselerini satma girişimlerinde bulunduğunu, müvekkilin hakkını kullanmasının tamamen önüne geçmeye çalıştığını, karşı yanın görünürde malik olduğu taşınmazları ve şirket hisselerini 3. kişilere devrederek müvekkilin telafisi mümkün olamayacak ölçüde zarara ve hak kaybına uğratılmasına sebep olabileceğini, HMK. 389. vd. maddeleri uyarınca somut olayda, kanunen öngörülen ihtiyati tedbirin şartlarının oluştuğunu, tedbir talep edilen taşınmazların ve şirket hisselerinin uyuşmazlık konusu olduğunu, taşınmazların ve hisselerin 3. kişilere devri sonucu mevcut durumda meydana gelecek değişiklik ile müvekkilin hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ve hatta tamamen imkânsız hâle geleceğini, müvekkil açısından telafisi mümkün olmayan zararların doğacağını, tüm bu nedenlerle öncelikle teminatsız olarak bunun mümkün olmaması halinde uygun bir teminat karşılığında Ankara İli….nolu taşınmazlar üzerine devir ve temliğin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasını, davalılardan … tarafından devralınan şirket hisselerinin devir ve temliklerinin önlenmesi amacıyla söz konusu ticaret sicil kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasını ve bahsi geçen bu şirketlere denetim kayyımı atanmasını talep emiştir.
SAVUNMA :
Aleyhine tedbir istenen davalı vekili; ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Açılan davada 29/01/2019 tarihli protokolün muvazaa hukuksal nedenine dayalı geçersiz olduğu iddia olunmuş, muvazaa Türk Borçlar Kanununun 19/1.maddesinde düzenlenmiş, iki tarafın iradesi ile beyanları arasında istenerek getirilen uygunsuzluk olarak belirtilmiş, söz konusu işlemin muvazaa hukuksal nedenine dayalı geçersizliğine karar verebilmek için yasada yazılan unsurların oluştuğunun, protokoller imzalanırken aldatıldıklarından protokollerin bu nedene dayalı olarak geçersiz olduğu, TBK’nun 36.maddesine göre aldatma sonucu protokollerin yapıldığının ve protokollerin geçersiz olduğu, dava konusu protokollerin aşırı yararlanma ve tehdit nedeniyle geçersiz olduğu iddia edilmiş, tehdit Türk Borçlar Kanununun 37.maddesinde tarif edilmiş, 38.maddesinde ise unsurları belirtilmiştir. Aşırı yararlanma ise Türk Borçlar Kanununun 28.maddesinde düzenlenmiş, hem aşırı yararlanma hem de tehdidin bu yasa maddelerinde belirtilen şekilde olduğu, protokolün bankacılık mevzuat ve emredici hükümlere aykırı olduğu, yapılan eylemin belirtilen yasa maddelerine ve emredici hükümlere aykırı olduğunun, vefa hakkının hukuka aykırı şekilde kullandırılmadığı, 15/02/2019 tarihli protokol gereği müvekkili tarafından devredilen şirket hisselerinin değerinin çok altında devre konu edildiği, bu hisselerin müvekkili tarafından geri alınmasının hukuksuz olarak engellendiği davacının sunduğu delil ve belgelere göre yaklaşık olarak ispat etmesi halinde talep edilen hususlarda tedbir kararı vermek mümkündür. Davacılar vekili, delil olarak protokolleri, teminat mektubu, rehin sözleşmesi, temlik sözleşmesi, ihtarnameler tapu senetleri, telefon kayıtları, mail çıktıları, whatsapp yazışmalarına dayanmıştır.
Yukarıda belirtildiği gibi HMK’nun 390/3.maddesine göre açtığı davada haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi halinde tedbir kararı vermek mümkündür. Davacı da protokollerin geçersizliğini iddia edip, devre konu edilen taşınmazların ve hisse senetlerinin iadesini talep ettiğinden sunduğu delil ve belgelere göre protokollerin geçersiz olduğunu ve geçersizlik nedenlerini yaklaşık olarak ispat etmesi gerekir. Davacılar dayandıkları muvazaa iddiasını, aşırı yararlanma ve tehdit iddialarını, hile ve aldatma iddialarını, bankacılık mevzuatına ve emredici hükümlere aykırı olduğunu, vefa hakkının hukuka aykırı şekilde kullandırılmadığını, sunmuş oldukları protokoller, teminat mektubu, rehin sözleşmesi, temlik sözleşmesi, ihtarnameler, tapu kayıtları, mail çıktıları, whatsapp yazışmaları ile sonradan sunulan sicil özetlerine göre yaklaşık olarak ispat edememişlerdir.” Gerekçesi ile davacıların tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taşınmazın aynından kaynaklanan uyuşmazlık bulunduğunu, davacının tapu iptali ve tescil talebinin de olduğunu, ihtilaf konusu taşınmazların ve hisselerin 3. kişilere devri sonucu meydana gelecek değişiklik ile müvekkilinin hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ve hatta tamamen imkânsız hâle geleceğini, müvekkili açısından telafisi mümkün olmayan zararların doğabileceğini, davalıların kabul iradesi yönündeki beyan, mesaj, mail yazışmaları ve protokol içerikleri değerlendirildiğinde müvekkilinin haklılığını yaklaşık olarak ispat ettiğini, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararının mahkemece doğru olarak değerlendirilmediğini, HMK. 389 vd. Maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi yapılmak suretiyle kaldırılmasını, Ankara İli…. nolu taşınmazlar üzerine devir ve temliğin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasını, davalılardan … tarafından devralınan şirket hisselerinin devir ve temliklerinin önlenmesi amacıyla söz konusu ticaret sicil kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Talep, ihtiyati tedbire ilişkindir. Mahkemece ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş olup, hüküm ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafça istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
HMK’nın 392. Maddesine göre ihtiyati tedbir talep eden haksız çıktığı taktirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep resmi belgeye başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir.
İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre Mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır.
Somut uyuşmazlık, HMK hükümleri çerçevesinde değerlendirildiğinde; davacının tapu iptali tescil, tazminat, protokollerin geçersizliğinin tespiti ve menfi tespit istemli olarak dava açtığı ve tapu iptali ve tescil istemine konu ettiği taşınmazlar üzerine ve davalılardan … tarafından devralınan şirket hisselerinin devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ticaret sicil kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasını ve davalı … tarafından devralınan şirketlere denetim kayyımı atanmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. Davacının talepleri arasında Ankara İli, …. nolu taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemi de bulunmaktadır. Söz konusu taşınmazlar bizatihi dava konusudur. Diğer yandan davaya konu bu taşınmazların yargılama aşamasında üçüncü kişilere devredilmesi durumunda taraf teşkilinin sağlanması hususunda karşılaşılması muhtemel güçlükler ve “Usul ekonomisi ilkesi”, dosya arasına sunulan protokoller, yazışmalar ile birlikte bir bütün halinde değerlendirildiğinde yukarıda bahsedilen taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulması için aranılan yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle Dairemizce davacılar vekilinin Ankara İli,…nolu taşınmazların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulması talebi yerinde bulunmuştur. HMK. 392. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir taleplerinde teminat alınması kuraldır. Teminat alınmayacak ise bunun gerekçesinin gösterilmesi gereklidir. Dairemizce dosya kapsamı değerlendirildiğinde dosya arasına sunulan protokolde taşınmazların değeri olarak gösterilen 2.000.000,00 USD’nin % 10’una karşılık gelen TL miktarınca teminat alınması gerekli görülmüştür. Davacılar vekilinin diğer hususlara ilişkin tedbir talepleri yönünden yaklaşık ispat koşulunun sağlanamadığı değerlendirilmiştir.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilebilen, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin değiştirilerek düzelterek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmeyip, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğini düzenlediğinden, Dairemizce davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin …24/03/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararının HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir isteminin KISMEN KABULÜ ile …. nolu parsellerin davalılar adına kayıtlı bulunması durumunda ve söz konusu taşınmazların bedeli olarak belirlenen 2.000.000,00 USD’nin %10’una tekabül eden 1.680.000,00 TL’lik nakdi teminatın yatırılması durumunda söz konusu taşınmazların devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, teminatın yatırılması durumunda ilgili tapu sicil müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına, davacılar vekilinin diğer hususlara yönelik tedbir taleplerinin reddine,
4-İhtiyati tedbir talep eden davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İhtiyati tedbir talep eden davacılar tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve ayrı ayrı 40,00 TL ve 32,50 TL dosya gönderme masrafı olmak üzere toplam 234,60 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Katip …
E-imzalıdır