Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/275 E. 2021/712 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ

….
(İnceleme Aşamasında Kararın Kaldırılarak Dosyanın Mahkemesine Gönderilmesi HMK 353/1-a.4 md)
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2020
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 07/07/2021

Davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın asıl davanın kabulüne, birleşen…. esas sayılı davanın kısmen kabulüne, birleşen… esas sayılı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı süresi içinde davalı …Ş dışındaki taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, davacı … ile davalılardan … …… civarında oluşturulacak rüzgar santrali projesinin oluşturulması, değerlendirilmesi ve bulunacak uygun ortaklarla gerçekleştirilmesine ilişkin olarak 11/06/2003 tarihli sözleşme imzalandığını, müvekkilinin alacağı ücretin sözleşmenin 6. Maddesi gereğince belirlendiğini, buna göre proje bedeli üzerinden şirket ve ekibin %50 hissesi bulunduğunun kabul edildiğini, devamı maddelerinde ise projenin bedelinin 600.000 ABD dolarının altında satılmamasının kararlaştırıldığını, müvekkili ve oluşturduğu ekip tarafından 04/09/1999 tarihinden sözleşme tarihine kadar toplanmış rüzgar verilerine dayılı mezkur bölgede, etüt, mühendislik ve fizibilite raporu çalışmalarından sonra toplam 120 MW kapasitede bir rüzgar santrali projesinin oluşturulduğunu, … nezdinde de … alınması için gerekli her türlü çalışmanın yapıldığını, rüzgar verisine uygun fizibilite raporlarının hazırlanması ve projenin başvurusu için gerekli her türlü arazi, büro, model ve mühendislik çalışmalarının müvekkili tarafından yapılarak …’ya teslim edildiğini, ancak müvekkili davacı tarafından projenin tesliminden sonra …’nın davalılardan … …… hitaben yazmış olduğu 19/06/2003 tarih ve 2656 sayılı yazıda … … Yönetmeliği’nin 10.maddesi gereğince şirket faaliyet konusunun elektrik piyasası mevzuatına uygun olarak … ile sınırlandırılması gerektiğinin bildirildiğini, davalılardan … … ….Şti iştigal konusunu sadece … ile sınırlayarak diğer davalılardan … … ….Şti’ni kurduğunu, yeni şirketin kurulumu ile birlikte her iki davalı şirket arasında da 09/07/2003 tarihli bir protokol imzalandığını, söz konusu protokol gereğince … … ….Şti. davacı tarafından hazırlanan rüzgar santrali (…) projesini oluşturan tüm verileri ile bundan kaynaklanan her türlü hak ve yetkilerini … … ….Şti’ne devrine ilişkin esasların belirlendiğini, bu protokol ile her türlü telif ve iktisap hakkının … şirketine devredildiğini, … … ….Şti’ye 90 MW kurulu güçlü rüzgar santralinin kurulmasına ilişkin 20 yıl süreli üretim lisansı verildiğini, lisansın alınmasından sonra basında yer alan haberlerden … … Tic. ….Şti’nin müvekkiline ait rüzgar enerjisi santrali projesini gerçekleştirmek üzere … … A.Ş. İle birlikte çalışmaya başladığını haricen öğrendiklerini, davalılara Ankara 25. Noterliğinin 22/05/2007 tarihli ihtarname gönderilerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile ödenmeyen proje bedeli olarak 2.250.000 ABD dolarının 7 gün içinde ödenmesinin talep edildiğini, davalılardan … … ….Şti ve … … A.Ş.’nin birlikte çekmiş olduğu Beyoğlu 16.Noterliğinin 25/05/2007 tarihli cevabi ihtarnamesinde davalılardan … … A.Ş.’nin, … … ….Şti’ne ait şirket hisselerinin bir kısmını alarak şirket hissedarı olduğunu, ihtarda bahsi geçen sözleşmeden haberdar olmadıklarını, şirket adına ibaresi ile isimsiz ve kaşesiz imza konulduğunu, bu nedenle davalıların taraf olmadığının bildirildiğini, davalı … ….Şti.’nin ise Ankara 30.Noterliğinin 31/05/2007 tarihli ihtarnamesi ile sözleşme yükümlülüklerinin davacı müvekkil tarafından yerine getirilmediğini, İngiltere’de kurulu bir firma ile anlaşılarak yeniden fizibilite çalışması yaptırıldığını, sözleşme ile başlanılan sürecin gerçekleştirilme imkanının kalmadığını, lisansın iptal riskini önlemek amacı ile kredi ve ortak arayışından vazgeçilerek … … ….Şti’nin hisselerinin … … A.Ş.’ye devredildiğini, davalı tarafından kullanılmış yada gerçekleştirilmiş bir projenin bulunmadığının bildirildiğini, müvekkilinin müellefi olduğu projenin sözleşmeye uygun olarak gerçekleştirildiğini, … nezdinde projenin kabul görerek üretim lisansı aldığını, yalnız alınan üretim lisansının … mevzuatı gereğince kurulan … … ….Şti.adına verildiğini, … … ….Şti’nin ise davalılardan … … A.Ş.ile birlikte üretim lisansına konu projeyi gerçekleştirme çalışmalarına başladıklarını ancak bu güne kadar müvekkiline yapmış olduğu proje bedelinin ücreti karşılığında herhangi bir ödemenin yapılmadığını belirterek fazlaya dair her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin hazırlamış olduğu proje bedeli olarak şimdilik 10.000,00 YTL’nin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … …… … A.Ş. vekili, davacı ile davalı ……arasında yapıldığı iddia edilen bir sözleşmeye dayalı olarak açılmış dava müvekkili şirketlerin olay ile ilgili maddi ve hukuki ilgisi bulunmadığını, adı geçen sözleşmenin tarafı olmadıklarını, müvekkili şirketler bakımından davanın sıfat yokluğuna dayalı olarak reddinin gerektiğini, davacının dava dilekçesinde zikrettiği ve dava sebebi olarak gösterdiği olayların öncelikle açıklattırılmasının gerektiğini, davacı ile sözleşmede zikredilen ve ekipten olan kişiler arasında objektif, yasadan kaynaklanan bir ilişki bulunmakla davacının tek başına dava ikame etmesinin yasaya aykırı olduğundan sıfatının bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususların kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilleri ile davacı arasına fiili yada yazılı bir sözleşme bulunmadığını gibi hukuki bir bağ yaratacak hiçbir durumun bulunmadığını, müvekkili … … A.Ş.’nin ise sadece … … ….Şti’nn bir kısım hissesine sahip şirket ortağı olduğunu, sırf hissedar olması nedeni ile husumet tevcih edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının diğer davalı … ….Şti ile müvekkilleri bakımından herhangi bir 3.şahıs ile imza ettiği bir sözleşme nedeni ile müvekkillerinin bir sorumluluğunun doğacağının kabul edilemeyeceğini, müvekkili şirketlerin davacı taraftan ne proje satın aldığını ne de uyguladıklarını, davacının akdi olarak bir alacağı var ise bunu … … ….Şti.ile aralarında olan bir ihtilaf olduğunu, müvekkilleri şirketleri ilgilendirmediğini, müvekkili şirketlerin davacı ile davalı … ….Şti.arasında bir sözleşmeden ancak ihtarnameleri vesilesi ile haberdar olduklarını, davacının iddialarının yerinde olmadığını belirterek müvekkilleri hakkında açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ….Şti.vekili; davacının husumet ehliyetinin olamayacağını, davacının oluşturduğu ekip ile 04/09/1999 tarihinden sözleşme tarihine kadar toplanmış rüzgar verilerine dayalı fizibilite ve mühendislik etütleri yaptıktan sonra toplam 120 MW kapasitede bir rüzgar santrali projesi oluşturduklarını ifade ettiğini, davacının proje hazırladığını ifade ettiği tarihlerde kamuda devlet memuru olarak görev yapmakta olduğunu, iddia ettiği gibi bir ticari faaliyet yürütmesinin söz konusu olamayacağını, hukuken her sözleşmenin konusunun öncelikle hukuka aykırı olmaması gerektiğini, davacının devlet memuru olarak hukuka aykırı ve yasaklanmış olan bir faaliyetten yararlanmasının mümkün olamayacağını, davacı adına kayıt ve tescil edilmiş herhangi bir proje bulunmadığını, davacının hazırlayarak …’ya sunduğu kendi imzasını içeren bir projenin söz konusu olmadığını, davacının …’ya projenin teslim edildiğini ifade etmekte ise de projenin kuruma davacı tarafından teslim edilmediğini, tüm işlemlerin müvekkili şirket tarafından yürütüldüğünü, lisansın da müvekkili şirket adına düzenlendiğini, davacı adına tescil edilmiş ve davacının adını taşıyan bir projenin mevcut olmadığını, projenin sahibi olan kişinin hak sahipliğinin ancak projenin tescili ile mümkün olacağından adına tescil edilmiş bir proje olmayan davacının hak sahipliği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, gerçek durumun davacının iddia ettiğinden çok farklı olduğunu, sözleşmenin amaç ve kapsam başlıklı 1. ve 3.maddelerine göre sözleşmenin konusunun … mevkii civarında 04/09/1999 tarihinde itibaren toplanmış olan rüzgar verilerine göre davacı tarafça bölgede etüt, mühendislik ve fizibilite çalışmaları yapılarak daha sonra 120 MW kapasitede rüzgar … santrali projesi oluşturulması, oluşturulan projenin değerlendirilmesi, satılması veya bulunacak ortaklarla gerçekleştirilmesi olduğunu, bu amaçla … başvurusunun sözleşmenin imzası ile birlikte yapılmış ise de sözleşmenin sorumluluklar başlıklı 4.maddesinin 3.bendine göre uygunluk yazısının alınmasına karar yapılması gerekli harcamaların ekip tarafından karşılanacağını, ancak söz konusu tüm harcamaların müvekkili şirket tarafından karşılandığını, … başvurusunun yapılmasından sonra … alınması için çok büyük ölçüde çaba gösterilmesi, projelerin uygulamaya elverişli tarzda hazırlanması, … ücretlerinin ödenmesi gibi mali ve teknik çalışmaların yapılması gerekirken hiçbir harcamanın ekip tarafından yapılmadığını, davacının teknik normlara uygun faaliyetlere projede geliştiremeyince ve harcamaların karşılanması yükümlülüğünü yerine getirmeyince gerekli he türlü mali ve teknik yükümlülüklerin müvekkili şirket tarafından gerçekleştirildiğini, davacıdan alınan verilere göre müvekkili tarafından alınan lisansta üretim alanları olarak sözleşmede yazılandan farklı yerleşim birimleri yazıldığını, santralin kurulu gücünün sözleşmede yazılan 120 MW kapasitesinin aksine 90 MW kapasitede çıktığını, lisansın alınmasından sonra sözleşmenin temelini teşkil eden işlemlere başlanarak projenin finansmanı ile ilgili yurt dışında kredi ve ortak araştırmasına girişildiğini, bu çalışmalar sırasında da müvekkili şirketin elinde mevcut bilgi ve verilerin uluslararası kredi şirketlerince incelendiğini, davacıdan alınan verilere göre sunulan bilgi ve belgelerin yeterli bulunmayarak dikkate dahi alınmadığını, akabinde yurt dışında akreditasyonu olan firma arayışına girilerek İngiltere’de kurulu bir firma ile anlaşma yapılarak yeniden bir fizibilite çalışması yaptırıldığını, yepyeni ve öncesinden farklı bir fizibilitenin ortaya çıktığını, tüm projenin temelinden değişerek uluslararası normlara uygun bir proje hazırlandığını, davacı tarafından işbu davada kendisine ait olduğunu iddia ettiği ancak herhangi bir katkısı olmayan sürecin gerçekleşmede imkanını kaybettiğini, böylece ortada davacı tarafından hazırlanmış müvekkili şirket tarafından kullanılmış herhangi bir sözleşme esas alınmış yada gerçekleştirilmiş bir projenin bulunmadığını, davacının bu davayı ikame ederek haksız bir kazanç elde etmeyi amaçladığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Ankara 16.ATM’nin …. esas sayılı dosyasında davacı vekili; davacı ile davalılardan ……civarında gerçekleştirilecek rüzgar … santrali projesi oluşturulması, değerlendirilmesi ve bulunacak uygun ortaklarla gerçekleştirilmesine ilişkin olarak 11/06/2003 tarihinde sözleşme imzalandığını, davacı tarafından 120 MW kapasitede bir rüzgar santrali projesi oluşturularak … alınması için davalı …….. teslim edildiğini, … tarafından şirketin faaliyet konusunun elektrik piyasası mevzuatına uygun olarak … ile sınırlandırılması gerektiği bildirildiğinden davalı tarafından … … Tic…..şirketinin kurulduğunu, her ili davalı şirket arasında 09/07/2003 tarihli protokol imzalandığını aynı tarihli yazı ile durumun …’ya bildirildiğini, … tarafından 06/04/2004 tarihinden 90 MW’lik … verildiğini, sonrasında ise davacı tarafından hazırlanan 114 MW fizibilite raporu ile yapılan başvuru sonucu lisansın 11/10/2010 tarihinde 114 MW’ta çıkarıldığını, 90 MW’lik lisanstan doğan davacı alacakları için Ankara 4.ATM’nin …. esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın derdest olduğunu, lisansın 114 MW’ta çıkarılması sonucu artırılan 24 MW’lık bölüme ilişkin olarak işbu davayı açtıklarını, davalılara 19/04/2012 tarihli ihtarname ile MW artımından kaynaklanan proje değeri artışı nedeniyle 3.000.000,00 EURO’nun ödenmesinin talep edildiğini, davalıların talebine reddettiklerini, davacının sözleşmenin 7/2 maddesi uyarınca üretimden kaynaklanan alacağın miktarının müvekkili tarafından belirlenemeyecek nitelikte olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 24 MW’lik ek lisansa ilişkin olarak 3.000.000,00 EURO’nun ihtar tarihinden itibaren işleyecek dövize uygulanacak en yüksek mevduat faizi ile birlikte sözleşmenin 7/2 maddesi uyarınca davacını üretimden kaynaklanan payına düşen alacağının tespiti ile payına düşen 20.000,00 TL’nin işlemiş faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, HMK’nun 334/1 maddesi uyarınca davacının adli yardımdan yararlandırılmasına, dosyanın Ankara 4 ATM’nin… esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini istemiştir,
Birleşen Ankara 7.ATM’nin ….esas sayılı dosyasında davacı vekili; müvekkilinin ……arasında imzalanan sözleşme gereğince alınan 90 MW’lik … tadillerine ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.242.157,00 ABD dolarının ihtar tarihinden itibaren işleyecek dövize uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, sözleşmenin 7.2.maddesinde belirlenen tarafların projenin gerçekleştirilmesinden sonraki paylaşımının tespiti ve 90 MW’a ilişkin üretim tarihinden dava tarihine kadar geçen süreç içinde payını düşen miktarının 200.000,00 TL’nin işlemiş faizi ile birlikte HMK.107 maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası olarak kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiş ayrıca 03/05/2012 havale tarihli dilekçesi ile davalılar aleyhine Ankara 4.ATM’nin…esas sayılı dosyasında 10.000,00 TL’lik kısmi dava açıldığını ve halen derdest olduğunu, mahkememiz dava dosyasının bu dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……; birleşen 7.ATM’nin…. ve 16.ATM’nin… esas sayılı dosyalarına cevap olarak cevap dilekçesini yazdıklarını, öncelikle Eski Borçlar Kanunun 126.maddesi uyarınca eser sözleşmesinden kaynaklanan davaların 5 yıllık zaman aşımına tabi olup zamanaşımı süresinin dolduğunu, davalı … ile davacı … ve grubu arasında sözleşme imzalandığını, sözleşmede davacı tarafın ekip olarak adlandırıldığını, … değil ekibin taraf olduğunu tek başına dava açamayacağından husumet ehliyeti yönünden davanın reddi gerektiğini, müvekkili … Elektrik şirketinin sözleşmenin tarafı olmayıp pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacının adli yardım talebinin yerinde olmadığını, ayrıca belirsiz alacak davası şeklinde dava açılamayacağını belirterek usul yönünden itirazlarda bulunmuş, esasa ilişkin beyanlarında ise sözleşme kapsamında davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşmede … … ile davacı ve ekibi arasındaki sözleşme proje oluşturulması ve proje bedeline ilişkin olduğunu, … tarafından verilen … üzerinden pay talep edilmesinin dayanağının bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davacı ile davalı … şirketi arasında tanzim edilen sözleşme uyarınca sözleşmede belirtilen bölgede … ünitesi kurulması amacıyla gerekli verilerin toplanması, mühendislik çalışmaları yapılarak rapor haline getirilip …’dan üretim lisansı alınması işlemlerinin davacı tarafından üstlenildiği, sözleşmeye göre projenin uygulanması ya da lisansının satışından elde edilecek gelirin %50’şer oranında paylaşılmasının ön görüldüğü, davacı tarafından sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilerek üretim lisansının … tarafından verildiği, davacının bu suretle yüklendiği edimleri yerine getirmiş olduğu, bu hususta son bilirkişi raporu ile bir önceki raporun iki bilirkişisi davacının edimlerini tam olarak yerine getirdiği hususunda yeterli delil bulunmadığı iddia edilmiş ise de dosyadaki diğer raporlar, … … belgeleri ve dosyadaki tüm bilgi ve belgelerden sözleşme kapsamında … … alımı için gerekli olan ölçüm, mühendislik hizmetleri, raporlama ve tüm hizmetlerin davacı tarafından yapılarak bu bilgi ve belgelerin …’ya sunulması üzerine … tarafından davalı şirkete … verildiği, davalının İngiliz şirketi ile yapılan anlaşma uyarınca onlar tarafından söz konusu hizmetlerin verildiği iddia edilmiş ise de İngiliz şirketi ile yapılan sözleşme ve fiilin ifa tarihlerinin dava konusu … … belgesinden sonra olduğu, bu durumda sözleşme kapsamında davacının sözleşmenin tarafı olan davalıdan edimini yerine getirmesini talep etme hakkının doğduğu, sözleşmede tarafların hakları ile ilgili olarak sadece projenin satış bedelinden bahsedilmiş olup santralin inşa edilmesinin ardından üreteceği … üzerinden pay verileceğine dair bir düzenleme mevcut olmadığı, bu durumda davacının alacak talebinin projenin tamamının satış bedeli olan 600.000 USD’nin %50’si olan 300.000 USD ile sınırlı olduğu ve bunu talep edebileceği, bu miktardan sözleşmenin tarafı olması hasabiyle davalı … şirketi sorumlu olduğu, … tarafından şirketin faaliyet konusunun elektrik piyasası mevzuatına uygun olarak sınırlandırılmasının gerektiği belirtilmesi nedeniyle davalı … şirketi tarafından … … ve San.Tic.A.Ş. kurularak taraflar arasında tanzim edilen protokol uyarınca davacı ile yapılan sözleşme kapsamındaki tüm hak ve yükümlülüklerin … … şirketine devredildiği bu nedenle … … şirketinin de dava konusu sözleşme kapsamında davacıya karşı diğer davalı … şirketi ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, … … şirketi … projelerinin gerçekleştirilmesi için hisselerinin bir kısmının diğer davalı … şirketine devredildiği, … … şirketinin sadece hisse satın alarak şirkete ortak olduğu, dava konusu sözleşmenin tarafı veya halefi olmadığı, sermaye şirketinin ortağının şirket borç ve alacaklarına karşı taraf ehliyetinin bulunmadığı, bu nedenle davalı … şirketinin pasif dava ehliyeti bulunmadığı, buna karşı açılan davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle asıl dava yönünden davacının davalı … şirketi ile … … şirketi aleyhine açtığı davanın kabulüne 10.000,00 TL’nin bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı … şirketi aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle dava şartı bulunmadığından usulden reddine, birleşen Ankara 7.ATM … esas sayılı dosyası yönünden ise yukarıda izah edilen sebeplerden dolayı davacının sözleşme kapsamında satış bedelinin %50’si olan 300.000 USD’yi davalılardan talep edebileceği, esas davada talep edilen ve hüküm altına alınan 10.000,00 TL’nin USD karşılığı tenzil edildikten sonra geriye kalan 292.156,86 USD’nin davalılara çıkartılan ihtarnamenin tebliğ ve verilen süreler dolduktan sonra … … şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 08/06/2007, … … şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 04/06/2007 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen Ankara 16.ATM’nin … esas sayılı dosyası yönünden ise davacının harç yatırmadığı, adli yardım talebinin reddedildiği verilen kesin süreye rağmen harcın yatırılmaması sebebiyle dosyanın işlemden kaldırıldığı ve 3 ay içerisinde yenilenmediğinden HMK 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; usul ve esas yönünden mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … Malz… …. Şti vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçe oluşturulmadan ve haklı bir neden bulunmadan en eski bilirkişi raporuna itibar edilerek verilen mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … Elk. Üretim. …. Şti vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacının iddia ve taleplerinin somut delillerler ortaya koymadığını, sözleşmedeki imzanın geçerliliği hususunda inceleme yapılmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı Müflis … … Malz…. ….Şti iflas idaresi istinaf dilekçesinde özetle; İİK’nın amir hükümleri gereğince iflas idaresinin davaya dahil edilmediğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde “Hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. (YHGK.’nun …. Karar sayılı kararı)
Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun amir hükmü gereğidir.
Görüldüğü üzere, taraf teşkili sadece davanın açılması aşamasında değil, yargılamanın diğer aşamalarında da önem taşımaktadır. (HGK.23.11.2011 gün ve …
1-Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, davalı … …. Şti’nin iflasına karar verildiği, iflas tasfiyesinin devam ettiği, ikinci alacaklılar toplantısının yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu noktada öncelikle incelenmesi gereken husus, taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı hususudur.
Kural olarak, İİK’nın 191. maddesi gereğince borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olup, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflâs ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226. maddesinde de masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Diğer anlatımla, iflasın açılmasıyla dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede İİK’nın 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK’nın m. 218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Müdürlüğü’ne (İflas Dairesine) aittir.
Müflisin tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olması (İİK’nın m.191), müflisin iflâs masasına giren mal ve haklarına ilişkin davaları takip etme yetkisini de etkiler. Müflis, iflâsın açılması ile hak ehliyetini kaybetmediği gibi, dava ehliyetini de kaybetmez. Ancak müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflâs idaresine aittir.
İflâs idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını (yani davalara devam edip etmeyeceğini) tespit edebilmek için, ilk önce iflâs organlarının oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise, zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle, Kanun, müflisin taraf bulunduğu hukuk davalarının, iflâsın açılması ile belli bir süre için durmasını kabul etmiştir. (md. 194).
İflastan önce açılmış olup da devam eden, müflisin (davacı veya davalı olarak) taraf bulunduğu hukuk davaları, (maddede yazılı istisnalar dışında) iflâsın açılması ile durur. Bu durma, ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonraya kadar devam eder; ancak bundan sonra, duran hukuk davalarına devam edilebilir. (md. 194/1)
İflâsın açılması ile duracak olan davalar, iflâstan önce açılmış olup da halen derdest bulunan (görülmekte olan) ve iflâs masasına giren mal, alacak ve haklara ilişkin hukuk davalarıdır. Bunlar, (davacı olarak) müflisin açmış olduğu davalar ile müflise karşı (davalı olarak) açılmış olan davalardır. Somut olaydaki alacak davası da bu tür davalardandır.
Davaların durduğu bu süre içinde, iflâs idaresi, duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir. Burada, müflisin davacı veya davalı olmasına göre, bir ayrım yapmak gerekir.
Müflisin davacı olduğu davalarda, iflâs idaresi bir davanın başarı şansı olduğu kanısına varırsa, masanın bu davayı takip etmesine karar verir; bu karar ikinci alacaklılar toplantısının uygun bulması ile kesinleşir ve ikinci alacaklılar toplantısından sonraki on günlük süre geçince, bundan böyle davaya, davacı olarak iflâs idaresi tarafından devam edilir. İflâs idaresi ve ikinci alacaklılar toplantısı, davanın başarı şansı olmadığı kanısına varırlarsa, masanın davayı takip etmemesine karar verirler. Bu halde, o davayı takip yetkisi, isteyen alacaklıya devredilir (md. 245). Hiçbir alacaklı, davayı takip etmek istemezse, o zaman, müflisin dava takip yetkisi yeniden doğar ve müflis iflâsın kapanmasını beklemeden, davayı kendi adına devam ettirebilir.
Müflisin davalı olduğu davalara gelince: iflâs idaresi, alacakları tahkik ederken, ( md. 230 vd) müflise karşı dava açan alacaklının alacağının mevcut olup olmadığı hakkında bir karar vermez; sadece, bu alacağı davalı (çekişmeli) alacak olarak sıra cetveline geçirir. Bu alacağın, dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkındaki kararı, ikinci alacaklılar toplantısında karar verilir. İkinci alacaklılar toplanması davaya devam edilmesine karar verirse, iflâs idaresi, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra (müflis yerine) davayı takip eder veya tayin edeceği bir avukat vasıtasıyla davayı takip ettirir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut uyuşmazlık incelendiğinde; mahkemece ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına kadar yargılamanın durdurulmasına karar verilmediği gibi, ikinci alacaklılar toplantısı sonucunda iş bu dava hakkında ne gibi bir karar verildiğinin araştırılmadığı, davaya devam edilmesi kararı alınıp alınmadığının belirlenmediği, müflis davalı kabul edilerek yargılamaya devam edildiği, kararın da müflis vekiline tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Dairemizce, dava takip yetkisinin dava şartı olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesince, İİK’nın 194. maddesi uyarınca işlem yapması, bu bağlamda davaya devam edilmesine karar verilmiş ise, iflas idaresi temsilcilerinin kimler olduğunun tespit edilmesi, tek başına mı yoksa, birlikte mi iflas idaresini temsile yetkili olduklarının araştırılması, iflas idaresi temsilcilerinin birlikte temsile yetkili olduklarının anlaşılması halinde iflas idaresi temsilcilerinin tamamının duruşmaya davet edilmesi sureti ile, davayı takip yetkisinin iflas idaresi temsilcileri veya vekillerinin olduğu da gözetilerek yargılamanın sürdürülmesi, kararın da iflas idaresi temsilcilerine veya vekilleri bulunması halinde vekile tebliğ edilmesi için, HMK’nın 353/(1)-a.4. maddesi gereğince, istinaf itirazlarının esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
2-Kararın kaldırılması nedenine göre, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin (davalı … … A.Ş dışında) istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2020 gün ve… Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacılar tarafından yatırılan 54,40 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı … ……. …. Şti tarafından yatırılan 6.533,00 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
6-Davalı … …. …. Şti tarafından yatırılan 54,40 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
7-Taraflarca ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 01/07/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …