Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/263 E. 2021/414 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(Ön inceleme Aşamasında Geri Çevirme)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2020
NUMARASI : ….

TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/04/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı menfi tespit istemine ilişkin davada, davacı vekilince ihtiyati tedbir talebinde bulunulması üzerine mahkemece talebin reddine dair verilen karara karşı süresi içinde tedbir talep eden davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
İhtiyati tedbir talep eden vekili; müvekkili ile davalı arasında Trabzon ili,…. havalandırma işi için anlaşma yapıldığını, müvekkilinin yapılan anlaşmaya istinaden trabzona ekip ve malzeme gönderdiğini, müvekkili tarafından gönderilen ekiple davalı şirket yetkilisi … daha uygun bir fiyattan anlaşma yaptıklarını ve müvekkiline anlaşmış oldukları meblağı ödemeyeceğini söylediğini, müvekkilinin bu iş sonucu alamadığı tutarın 300.000,00 TL ile 400.000,00 TL arasında olduğunu, müvekkilinin davalıdan alacağını istemesi üzerine davalının kendilerinden alınan saç ücretinden alacağın mahsup edilmesini teklif ettiğini ancak bahsi geçen yaklaşık 90.000,00 TL değerindeki sac malzemesinin müvekkili tarafından teslim alınmadığını, bu mallar için fatura kesildiğini, ancak faturanın müvekkiline tebliğ de edilmediğini, müvekkilinin tebliğ yapılmadığı için faturaya itiraz hakkını kullanamadığını ileri sürerek, müvekkili aleyhine Eskişehir 2. İcra müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yapılan takibin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması nedeni ile takibin iptaline, takip dosyasına dava tarihine kadar yatmış olan paranın teminat kabul edilerek ayrıca bir teminat bedeli yatırılması istenilmeden ihtiyati tedbir kararı konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece tedbir isteyen vekilinin talebi ve tüm dosya kapsamına göre; Dava dilekçesi ile talep edilen tedbir isteminin 15/12/2020 tarihli dava tensip zaptının 7 nolu ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde; HMK’da ihtiyati tedbir verilebilmesi şartlarının sıralandığını, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut zararın doğacağından HMK. 389. maddesinde sayılan ihtiyati tedbir koşulların oluştuğunu, mahkemece verilen red kararına ilişkin ayrıntılı bir gerekçe ve kanun yollarının da belirtilmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesince tensip zaptının 7 nolu ara kararı ile reddine karar verilen ihtiyati tedbir taleplerinin istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını, taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Talep takip sonrası menfi tespit davasında ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Davacı … davalı yüklenicidir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece tensip tutanağı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği ancak bir gerekçeli karar yazılmadığı görülmüştür. Oysa HMK’nın 391/2. maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne veya reddine dair kararların gerekçeli karar şeklinde yazılması gerekmektedir. Nitekim HGK’nın 2013/21-1791-1676 sayılı kararında da aynı görüş benimsenerek, mahkeme kararlarının gerekçeli olmasının Anayasal bir zorunluluk olduğu, mahkeme kararının gerekçesinin, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyduğu; kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterdiği, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün bulunmasının zorunlu olduğu ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Keza bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa’nın 141/3. maddesi ile ona paralel bir düzenleme içeren HMK’nın 297. maddesi de bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
İstinaf denetimi ancak gerekçeli karar üzerinden yapılabilir. Somut olayda istinaf incelemesinin talep edilen kararın bu hususları içermediği, kararın HMK’nın 391. maddesine uygun bir karar olmadığı, HMK’nın 297 ve Anayasa’nın 141/3. maddesi bağlamında yasal gerekçe içermediği açıktır. Bu durum karşısında mahkemece gerekçeli karar yazıldıktan sonra istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi hakkında verilen kararın, istinaf denetimine elverişli şekilde gerekçeli olarak yazılması ve taraf vekillerine usulüne uygun tebliğinden sonra, inceleme yapılmak üzere yeniden Dairemize gönderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
HMK’nın 352/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 22/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.