Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/251 E. 2022/189 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2020
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/03/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkili şirketin 18/02/2007 tarihinde davalı şirketin alt yüklenicisi olarak … Fabrikasında üstlendiği ısıtma, soğutma, sıhhi tesisat işlerini 14/08/2008 tarihinde tamamladığını, yapılan işe ait faturaların davalıya gönderilmesine rağmen beddellerinin ödenmediğini, müvekkilinin cari hesabına göre davalı şirketin 303.570,66 TL borçlu gözüktüğünü, faksla bu durumun bildirilmesine rağmen davalının buna itiraz etmediğini ileri sürerek, 303.570,66 TL alacağının fatura tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı şirket süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile alışverişlerinin olduğunu, davacıya bakiye borcunun 17.999,96 TL olduğunu, bunun dışında borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “açılan davada davacı tarafça davalı şirket ile yapılan sözleşme kapsamında düzenlenen faturaya dayalı olarak bakiye alacağın davalıdan talep edildiği, bilirkişi raporuna göre davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmadığı, kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı, böylelikle davacı lehine delil olarak kullanılamayacağı, davacı tarafın dayandığı faturaların davalıya tebliğ edildiğini ve faturaya konu işin yapıldığını ispatlayamadığı, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu iş deneyim belgesini teyit eden muhatap belediyede kayıtta bulunmadığı, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu 31/12/2015 tarihli mutabakat belgesi olduğu bildirilen belgede davalı şirket yetkilisinin isim ve imzası bulunmadığı, bu belgenin davalının da kabulünde olmadığı, davalının, davacıya aralarında ki ticari ilişkiden dolayı 17.999,96 TL borcunun bulunduğunu beyan ettiği, davacının davalı kabulünün dışında kalan alacağını ispat edemediği” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 17.999,96 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının sözleşme uyarınca üstlendiği işleri tamamlayıp, düzenlediği faturaları karşı tarafa gönderdiğini, davalının süresi içerisinde faturaya itiraz etmediğini, iş bedelini de ödemediğini, davalı tarafın muhasebe bölümünce gönderilen faksta, davacının 303.570,66 TL borcu olduğunu bildirdiğini, davalının mahkemece verilen süreye rağmen ticari defterlerini de sunmayıp, defter ibrazından kaçındığını, davalının form BA belgelerinde söz konusu faturaların bildirildiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının 15 adet toplam bedelleri 987.289,00 TL + KDV olan faturaları form BA belgesi ile vergi dairesine bildirdiği, davacının bu faturalar yönünden mal teslimini ispat ettiği ancak, uyuşmazlık konusu olan, 286.235,18 TL, 177.000,00 TL, 116.230,00 TL ve 49.560,00 TL bedelli faturaların davalı tarafından bildiriminin yapılmadığı, davacının bu faturalar yönünden mal teslimini ispat edemediği, diğer yandan davacının ispat aracı olarak dayandığı mutabakat belgesinin davalı tarafa tebliğ edilmediği, davalı tarafın imzaladığı bir cari hesap mutabakatının da olmadığı, davacının sadece kendi defterlerindeki 303.570,66 TL alacak kaydı ile alacağının varlığını ispat edemeyeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 03/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.