Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/248 E. 2022/619 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/Yeniden Hüküm/HMK m. 353/1-b.2)
.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2020
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 14/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/06/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; taraflar arasında 10/09/2014 tarihli sözleşme akdedildiğini, iş bu sözleşme gereğince sipariş verenin talebi üzerine, tarafların anlaştıkları ürünlerin imal, tedariki ve sipariş verene teslimi edimlerini müvekkili firmanın üstlendiğini, davalı firma tarafından birçok sipariş verildiğini ve müvekkili firma tarafından siparişlerin yerine getirilerek, davalı firmaya veya onun yönlendirdiği kişi ya da firmalara teslim edildiğini, ancak davalı firmanın ürün bedellerini ödemediğini, davalı firma aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2018/435 E., 2018/437 E. sayılı dosyalar ile icra takibi başlatıldığını, davalı yanın itirazı üzerine takiplerin durduğunu, cari hesap dökümüne göre müvekkilinin 70.727,96 TL, 14/03/2017 tanzim, 27/12/2017 vade tarihli senetten kaynaklı 15.000,00 TL olmak üzere toplam 85.727,96 TL alacaklı olduğunu, açıklanan nedenlerle, 85.727,96 TL alacağın icra takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlekte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili; davacının … İcra Müdürlüğü’nün 2018/437 E.sayılı dosyasına konu edilen belgenin senet vasfında olmadığından vasıfla yeni senet tanzim edildiğini ve davacı yana ödemesinin yapıldığını, bu icra takibine konu evrakın iade edilmesi gerekirken, iadesi yapılmayarak senet vasfında olmadığından ilamsız icra takibine konu edildiğini, diğer taraftan cari hesap alacağına ilişkin iddiaların da gerçeği yansıtmadığını, takibin dayanağını müvekkili firmaya ait irsaliyeli faturaların oluşturduğunu, söz konusu faturaların garanti kapsamında ve teşhir ürünlerini kapsayan irsaliyeler olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; taraflar arasında cari hesap ilişkisinin mevcut olduğu, davalı ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacıya 23.238,02 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, davalının defterlerine kayıtlı olması nedeniyle davaya konu edilen irsaliyeli faturalara konu mal ve hizmetin davalıya teslim edildiğinin kabulünün gerektiği,davacı tarafça, davalı defterlerinde kayıtlı olan tutar üzerinde alacaklı olduğunu ispata elverişli herhangi bir delil sunulmadığı, bu suretle davacının cari hesap ilişkisinden kaynaklı olarak 23.238,02 TL tutarında alacağı olduğu sonucuna varıldığı, diğer taraftan, davacı yan senede dayalı olarak da alacak isteminde bulunmuş olup, davaya konu bono incelendiğinde, lehtar ve keşidecisinin davalı şirket olarak belirtildiği, bu suretle kambiyo vasfını taşımadığı, davacı tarafça iddiaları destekler herhangi bir delil sunulmadığı ve yemin deliline de dayanmamış olduğu görülmekle, davacı yanın senede dayalı alacak isteminin yerinde görülmediği, Davacı tarafça dava tarihinden önce, Ödemiş 3.İcra Müdürlüğü’nün 17/11/2017 tarih, 10724 yevmiye no’lu ihtarnamesi ile davalı tarafa, davaya konu alacağın tahsili için ihtar çekildiği ve ödeme için davalıya 15 günlük mehil tanındığı, davalıya ihtarnamenin 24/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 11/12/2017 tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğü, ancak davacının takip tarihi olan 17/01/2018 tarihinden itibaren faiz işletilmesi isteminde bulunduğu belirtilerek taleple bağlı kalınarak, kabul edilen alacağa 17/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 15.000,00 TL’lik alacaklarının yazılı belgeye dayandırıldığını, davalının yeni bono düzenlediğini ve bedelinin ödendiğini iddia ettiğini, mahkemenin 1 nolu celsede ödeme belgesini sunması için 1 haftalık kesin süre verdiğini, ancak davalı tarafın ödeme belgesini sunmadığını, davalının 15.000,00 TL’lik belge yönünden alacaklarını kabul ettiğini mahkeme gerekçesinin hatalı olduğunu, davalının ödeme iddiası ile ispat yükünü üzerine aldığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın talepleri gibi kabulünü istemiştir.
GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır.
Yargılama usulü bakımından ikrar, açıklayan tarafından hasmının karara bağlanmasını istediği hakkın veya hukuki durumun meydana gelmesine esas olan ve hasmınca ileri sürülen maddi olayların tümünün veya bir bölümünün doğru olduğunun bildirilmiş olması demektir. Davada bir tarafça ileri sürülen bir vakıa iddiasının, mahkeme önünde karşı taraf ya da vekili tarafından ikrar edilmesiyle artık o vakıa, taraflar arasında çekişmeli olmaktan çıkar ve bunun sonucu olarak ispatı gerekmez. (HMK 188/1.m) İspatın gerekmediği bir halde ise, delilden söz edilemez. İkrar, tek taraflı bir usûlî işlem olarak, delil ikame faaliyetini ve ispat ihtiyacını ortadan kaldıran bir taraf beyanıdır. Mahkeme içi ikrarın, taraflardan ya da onların yetkili temsilcilerinden sadır olması ve ikrarın yargılama içinde, mahkemeye karşı yapılması gerekir. Mahkeme içi ikrar, mahkeme önünde sözlü olarak yapılabileceği gibi; bir dilekçe veya layiha ile de vakıa ikrar edilebilir. Mahkeme içi ikrar, bir kesin delildir. Önemle vurgulanmalıdır ki; bir davada yapılan mahkeme içi ikrar, başka bir davada da geçerli olup, kesin delil teşkil eder (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı baskı, İstanbul 2001, C:2, s:2045 ) (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2021/3161 Esas, 2022/306 Karar).
Somut olayda; davalı taraf cevap dilekçesinde davacı tarafından ileri sürülen 15.000,00 TL’lik senedin bono vasfında olmadığından yeni bono düzenlendiğini ve bedelinin ödendiğini ileri sürerek 15.000,00 TL’lik alacak ikrar edilmiş ancak ispat yükünü üzerine alan davalı tarafça düzenlendiği iddia edilen yeni bono veya ödemeye ilişkin herhangi bir belge sunulmamıştır. O halde Mahkemece, istinaf konusu edilmeyen 23.238,02 TL alacağa 15.000,00 TL de eklenerek 38.238,02 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından davanın 38.238,02 TL üzerinden kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 09/10/2020 ve 2018/749 Esas-2020/522 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
4- 38.238,02 TL alacağın 17/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Alınması gerekli 2.612,03 TL harçtan, peşin alınan 1.464,02 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.148,01 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 1.464,02 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davacının tarafından yapılan 1.346,60 yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 600,76 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.735,70 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 6.973,58 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacının yaptığı 1.346,60 yargılama giderinin davanın kabul oranına göre hesaplanan 596,90 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Gider avansından bakiye kısmın yatıran taraflara iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
12-Davacıdan alınan 396,84 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
13-Davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 32,50 TL dosya gönderme masrafı olmak üzere toplam 194,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.