Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/246 E. 2022/588 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2020
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/06/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin Almanya …- …..hattı boya ve tamir işini ifa ettiğini, davacı tarafından düzenlenen fatura bedelinin ödenmediğini, davalı hakkında Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün 2016/ 1356 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline takibin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili; akdi ilişkiyi inkar etmiş , davacı tarafın öncelikle iddia edildiği gibi müvekkili şirketten bu şekilde bir iş aldığını ispat etmesi gerektiğini, taraflar arasındaki hukuki ilişki kapsamında açılan Adana 1. Asliye … Mahkemesinin 2015/2167 esas sayılı dosyası ile bu dosyanın birleştirilmesi veya bekletici mesele yapılmasını , akdi ilişkinin ispatı için tanık dinletilmesine muvafakat etmediklerini, faturanın tebliğ edilmediğini, takipten önce temerrüt gerçekleşmediğini , alacağın likit olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece;….hukuk sistemlerinde “Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Teorisi” geliştirilmiş ve tüzel kişiliğin arkasına sığınarak durumu kötüye kullanan ortakları veya kardeş şirketleri sorumlu tutma imkanı getirildiği, teorinin amacı, hakkaniyet gerektirdiği zaman tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınılmasının önlenmesi olduğu, teorinin uygulanmasının yasal dayanağı olarak dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağını düzenleyen MK’nın 2. maddesinin kabul edildiği, davalının davacı ile iş ilişkisi içinde olup sırf yazışma yapanın akit yapma yetkisi olmadığı gerekçesi ile ödeme yapmaktan kaçınmasının TMK nun 2. Maddesine aykırı olduğu, … ile davacı şirket yetkilisi arasındaki 15/07/2015 tarihli elektronik posta içeriğine göre davacının dava konusu işi yaptığı, faturayı Seda Kahramanın istediği şekilde düzenlediği, ekinde tamirat yapılan direklerin noları ve ilgili kısımlarını işaretlediği yazışmada belirtilen ücrete hak kazandığı, bilirkişi raporu ile serbest piyasa fiyatları esas alınarak belirlenen iş bedelinin faturadaki bedele uygun olduğu, davacının asıl alacak bakımından talebinin kabul edilmesi gerektiği, işlemiş faiz bakımından ise 6098 sayılı TBK nun 117. Maddesindeki şekilde temerrüt oluşmadığı belirtilerek talebin reddine, eser ve hizmet sözleşmeleri likit alacak niteliğinde olmadığından, faturanın iki tarafın defterinde de kayıtlı olmaması sebebi ile İİK nun 67/2. Maddesinde açıklandığı şekilde likit alacak niteliğinde olmadığından icra inkar ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … … yetkilisinin üst yönetim onayı ile maille 24.500 EURO tutarındaki faturayı kabul ettiğini, taraflar arasında uzun yıllardır ticari ilişki bulunduğunu, davalı firmanın internet sitesinde … … ibaresinin kullanıldığını, davacının yıllarca faturaları … … olarak kestiğini, fatura altında en geç 24/11/2015’e kadar ödenmesi gerektiğini belirtildiğini, ayrıca temerrüd ihtarına gerek olmadığını, faiz yönünden verilen ret kararını istinaf ettiklerini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;somut olayda uyuşmazlığın … … … A.Ş. İle davacı arasında olduğunu, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisinin uygulanamayacağını, yazışmaları yapan Koray Kozan ve …’ın müvekkil şirketin çalışanları dahi olmadığını, müvekkil şirket ile dava dışı … … … A.Ş. Arasında TTK 195 anlamında hakim, bağlı şirket ilişkisi olmadığını, davacı tarafın … … … A.Ş. Aleyhine fatura alacağının tahsili için hiç bir işlem yapmadığını, 21/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı ile dava dışı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, ve uzun süre devam ettiğini açıkça gösterdiğini, mahkemenin taleple bağlı olduğunu, dava dışı şirketin mali açıdan güçlü olduğunu, davanın pasif husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, HMK 200. Madde kapsamında davacının alacak iddiasını senetle ispatlaması gerektiğini, e-posta yazışmasında imza olmadığını, senet özelliği taşımadığını, fatura aslının da tebliğ edilmediğini ve defterlerinde kayıtlı olmadığını, davacının kendi ticari defter ve kayıtlarına da dayanmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece Mahkemesi kararı , davacı vekili tarafından 1.253,89 TL takip öncesi işlemiş faiz yönünden İstinaf edilmiştir. İstinafa konu miktar karar tarihi olan 2020 yılı itibariyle kesinlik sınırı olan 5.390,00 TL’yi geçmemektedir. Bu miktar, HMK’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı kapsamında kaldığından, davacının istinaf kanun yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle aynı Kanun’un 352. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkemece, davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nın 341/2 ve 352/1-b maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
3- Davalı yönünden alınması gereken 6.093,94 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.523,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.570,38 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına.
4-Davacıdan peşin alınan 59,30 TL istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına, artan avansların yatıran taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….