Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/242 E. 2022/190 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2021
NUMARASI : 2018/409 Esas – 2021/99 Karar

DAVACI :….

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/03/2022

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkili …(…… kayıtlı bir işletme olduğunu, davalı şirket ile aralarında 14.04.2014 tarihinde taşeron sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin konusunun davalı ile … arasında imzalanan 115 adet konut, park ve rekreasyon alanları ile altyapı ve çevre düzenlemesi inşaatı işi kapsamındaki tüm mekanik tesisat işlerinin yapılması işi olduğunu, sözleşme bedelinin 1.650.000,00 TL olduğunu, davalı şirketin, müvekkilinin hak edişlerini vadesi belirlenebilir olmasına rağmen zamanında ödemediğini, sürekli geciktirdiğini, temerrüde düşürdüğünü, müvekkilinin ise beklemeye devam ettiğini, müvekkilinin zarar etmesi sebebiyle davalıya ihtarname gönderdiğini, davalı tarafından ödeme yapılmaması sebebi ile alacağının tahsili amacıyla Eskişehir 4.İcra Müdürlüğünün 2018/2089 E sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının ise takibe, asıl alacağa, işlemiş faize, işleyecek faiz oranına ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, davalının Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünün 2018/2089 E sayılı dosyasındaki itirazlarının iptali ile, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; davacı ile müvekkili arasında akdedilen 14.04.2014 tarihli taşeron sözleşmesi ile müvekkilinin …’den ihale ile aldığı inşaat işi kapsamındaki tüm mekanik tesisat işlerinin yapılması işinin davacı tarafça üstlenildiğini, sözleşmede işveren hakedişinin idare tarafından işverene ödendiği gün taşeron hakedişi yapılacağının ve fatura kesildikten sonra 15 gün içerisinde taşerona ödeneceğinin yazılı olduğunu, sözleşmede hakediş ödemeleri konusunda kesin bir vadenin olmadığını, müvekkilinin temerrüde de düşmediğini, davacı tarafın üstlendiği işi eksiksiz, tüm ayıplardan ari şekilde tam vaziyette tamamlamadığını, davacının eksik ve ayıplı işlerini davacı nam ve hesabına davalı müvekkili tarafından yaptırıldığını, davacı tarafın hakediş ödemelerini alırken vade farkı talebi olduğunu belirtmediğini, işin uzamasının nedeninin de davalı müvekkili olmadığını savunarak, müvekkili hakkında açılan davanın reddine, müvekkili lehine %20 tazminata hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “davacı ile davalı arasında 15/04/2014 tarihinde davalı ……..işlere ve faturalara konu işleri eksiksiz yaptığını ileri sürdüğü, davalı tarafın ise davacı şirketin sözleşme süresince taahhütte bulunduğu sözleşme konusu işleri tamamlamadığı, eksik ve ayıplı işler tespit edildiği, davacının eksik ve ayıplı işlerinin davacı nam ve hesabına davalı tarafından yapıldığının iddia edildiği, davalı şirketin, davacı şirketin yapmış olduğu mekanik işler de dahil olmak üzere işi süresinde 06/07/2016 tarihinde bitirerek …’ye teslim ettiği, eksik ve kusurlu işler de yapılarak 10/01/2017 tarihinde geçici kabulün yapıldığı, 26/11/2018 tarihinde de kesin kabulünün yapıldığı, bu durumda davacının taahhüt ettiği işleri tamamlayarak eksiksiz ve kusursuz olarak teslim ettiği, mali müşavir bilirkişinin raporuna göre davacı ve davalının ticari defterlerinin lehine delil olduğu, takip tarihi itibariyle davacının ticari defter kayıtlarında davalının 81.792,15 TL borçlu, davalının ticari defter kayıtlarında davacının 81.792.15 TL alacaklı olduğu, davacı ve davalının cari hesap bakiyelerinin örtüştüğü, davalının sözleşme kapsamında davacının eksik ve kusurlu işler yaptığını ileri sürdüğü ancak hangi imalatın eksik, ayıplı ve kusurlu olduğunu yasal delillerle kanıtlayamadığı, 26/11/2018 tarihinde işin kesin kabulünün yapıldığı bu durumda işin davacı tarafından gerçekleştirildiğinin kabulü gerektiği, ayrıca tarafların tacir olduğu, taraflar tacir olduklarına göre ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatının mümkün olduğu, HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ticari defterlerin kesin delillerden olduğu, bilirkişi raporuna göre davacı tarafından davalı adına düzenlenen davaya konu faturaların hem davacı hem de davalının ticari defterlerine kaydedildiği, davalı tarafından süresinde itiraz edilmediği, tarafların cari hesap defter kayıtlarının ve belgelerinin uyumlu ve birbirini doğrular nitelikte olduğu” gerekçesi ile, icra takibine dayanak faturalara konu bedeller yönünden davanın kabulüne, alacağın likit olması nedeni ile, % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının sözleşme uyarınca hakedişlerin faturalarını kesip, davalıya gönderdiğini, davalının faturaları ticari defterlerine kaydettiğini, dolayısıyla kesilen fatura bedelinin 15 gün içinde sözleşme uyarınca ödenmesi gerektiğini, davalının bu 15 günlük sürenin sonunda temerrüde düştüğünü, mahkemece temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece davacının eksik ve ayıplı işlerinin mahallinde tespit edilmediğini bu bağlamda, takas mahsup talebi ile ilgili bir değerlendirme yapılmamasının yanlış olduğunu, proje sorumlusu tanıklarının mahkemece dinlenilmeden karar verilmesinin doğru olmadığını, alacağın likit olmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de yanlış olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı takip öncesi faiz yönünden davalının 10/01/2018 tarihinde temerrüde düştüğü, bu nedenle 28/12/2016 tarihinden itibaren alacağa faiz hesaplanmasının doğru olmadığı, ancak takip öncesi faiz yönünden davalı tarafın bir istinaf itirazının bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-Davalı taraftan alınması gereken 6.857,13 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.997,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.860,13 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 03/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.